NBA’in En Büyük Potansiyeli Şut Atmayı Nasıl Unuttu?

04/Ağu/18 16:28 Ağustos 4, 2018

Bugra Uzar

04/Ağu/18 16:28

Eurohoops.net

Philadelphia 76ers, Markelle Fultz’u draftın ilk sırasında seçtiğinde ona dair herkesin umutları olabilecek en üst seviyedeydi. Aradan aylar geçti, Fultz kas hafızasının kaybetti, basketbol oynamayı unuttu… Olup bitenleri Eurohoops Çeviri anlatıyor!

By Kyle Neuback / Çeviri: M. Bahadır Akgün

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı ilk olarak 12 Şubat 2018 tarihinde Philly Voice’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Ocak ortasında sert rüzgarların estiği bir kış akşamında Markelle Fultz çalışıyor. Philadelphia’nın devasa, sanat eseri antrenman tesisine 25 km uzaklıkta, draftın 1 numarası bir lise spor salonunda, takımdan ayrı ekstra çalışma yapıyor. Altında eşofman var ve etrafında da iki dert ortağı var. Onlardan birinin elinde üç farklı boyutta top var, Fultz o topları farklı şut hareketlerini denerken kullanıyor.

Bunu gören ortalama bir insanın anlamayacağı üç konu var: Ya Sixers‘ın bu çalışmadan haberi yok ya da en başta Fultz’un şutu bozulduğunda bu gizli çalışmadaki adamlardan biri Fultz ile çalışıyordu.

Bu olay, muhtemelen diğer her şeyden daha fazla gösteriyor Fultz’un hem içinde hem de dışındaki laf kalabalığını. Herkes, şut atmayı unutan NBA’in en büyük potansiyelinin şutunu nasıl düzelteceğini bildiğini düşünüyor.

Son altı aylık süre içerisinde, PhillyVoice, Sixers‘ın içindeki, etrafındaki ve Sixers ile ilişkili insanlarla yapbozun son parçası olması beklenen çocukla ilgili sorunun ne olduğu hakkında konuştu. En şaşırtıcısı ise Fultz’un şut sıkıntısının sorduğunuz kişilere göre değişme oranı. Doktorlar, bir basketbol oyuncusu için bu durumun ne kadar emsalsiz olduğunu açıklıyor, teknik ekip suçu dış etkilere atıyor, genel menajerin kendisi de şu anda boyalı bölgenin dışından şut atamadığını söylüyor.

Sorumuza cevap alamadığımız gibi, Twitter hesaplarında eleştiri yağmurunun bir parçası olarak şutunun ne durumda olduğu ile ilgili videolar da dönüp durmaya devam ediyor.

Markelle Fultz, çok ciddi bir gürültü ve öfke yağmuruna tutulmuş durumda. Bunu anlamaya başladığınız zaman da neden şut atamadığı size çok daha mantıklı gelmeye başlıyor.

New Jersey’deki o salonda Fultz ile birlikte olan adam, Fultz’un hayatının çoğunda genç guard ile çalışan kişi. Keith Williams, yalnızca bir antrenör değil. Kendisi aynı zamanda Fultz’un ailesinin önemli bir parçası.

Temple Hills’te Fultz’un annesi ile birlikte büyüyen Williams, genç oyuncu daha yedi yaşındayken onunla çalışmaya başlıyor. İlkokuldan DeMatha Catholic’teki yıllarına, oradan da draft 1 numarası olmasına kadar gelişiminin ayrılmaz bir parçası olarak göze çarpıyor Williams. Daha sonra Nike, JBL ve Samsung gibi sponsorları da Fultz için bulan profesyonel bir menajerlik ekibi ya da kişi değil Williams oluyor.

İkili arasındaki güven, on yıldan öteye dayanıyor. Belki de bu ölümsüz güven, sorunun bir parçasıdır.

Fultz, Temmuz ayındaki Yaz Ligi’nin ardından Sixers‘tan ayrıldıktan sonra Las Vegas’ta çıktığı son maç ile Eylül ayındaki kampın ilk günü arasında şut yeteneğinin düşmesini beklemek için hiçbir sebep yoktu. Özel olarak Sixers, Washington’da Fultz’un şutu ile kazandığı başarıya atıfta bulunarak hiçbir mekaniği değiştirme niyetinde olmadıklarını belirtmişti. Şut mekaniği kusursuz değildi, takım onun şut yeteneğine 10 üzerinden 8,5 veriyordu. Ancak uzak mesefaden bulduğu isabet oranlarına bakılınca o mekanik yeter de artardı bile.

Ancak o 1,5 aylık arada Fultz çok güvendiği antrenörünün de yardımıyla basketbol çalışmalarına devam etti. Eylül ayında tekrar seyirci önüne çıktığında bir şeylerin ters gittiği belliydi.

28 Eylül’de Fultz’un saçma serbest atış formuyla ilgili muhabirler tarafından baskı altına alınan Sixers koçu Brett Brown, olan bitenle ilgili samimi açıklamalar yaptı:

“Markelle, Vegas’ta onu son kez gördüğümüz günden bu yana şutuna bazı kişisel ayarlamalar yapmış. Onunla bazı çalışmalar yaptık ama Yaz Ligi bittiğinden beri kişisel antrenörü ile çalışıyordu aslında. Şutunda bazı noktalara farklı açıdan bakmayı seçmiş. Açısını doğru ayarlayarak şutunu geliştirmeye çalışıyor. Yavaş yavaş normal düzenine dönüyor. Tekrar aynı mekaniği yakalayıp şutunu düzeltmeye çalışıyoruz.”

Burada iki önemli nokta var. İlki, durumla ilgili yapılan kamuoyuna açık ilk tartışmada Sixers, açıkça şut mekaniğindeki değişimi kabul etti. İkincisi ve belki de en önemlisi, şutu eski haline getirmek için bir düzen içerisinde çalışmalar yapılabileceğinden söz ettiler ve hiçbir şekilde bir sağlık sorununun bahsi geçmedi.

İşin aslı, Ağustos ayı boyunca ve Eylül ayının ilk haftalarında Fultz ile çalışan kişi Williams’tı. Ancak o dönemde olan bitenler kime inandığınıza bağlı. Zira kimse doğru düzgün bir cevap verebilmiş ya da en azından vermek istemiş değil.

Sixers yöneticileri ile yapılan görüşmelerden sonuç alınmadı. Sundukları gerekçelerin temeli dayanaksız, sorunun ne zaman başladığına dair bir fikirleri olmadığını iddia ediyorlar. Fultz’un omzundaki rahatsızlığın asıl sebep olduğunu söylemeye devam ediyorlar ancak Colangelo’nun Ekim ayındaki rahatsızlığın mı yoksa mekanikteki değişimin mi daha önce gerçekleştiğini bilmedikleri yönündeki iddiası da birçok konuyu muğlak bırakıyor.

Bu örnek üzerinden gidecek olursak, kendi açılarından makul bir inkar. Bununla birlikte, Fultz’un şutunu değiştirip değiştirmediğini ya da ne zaman değiştirdiğini veyahut bu değişimin mazeret olarak gösterdikleri omuz sakatlığından önce gerçekleşmiş olup olmadığını bilmiyor olmaları fikri de diğer yandan can sıkıcı.

Sixers’ın Fultz’u kadroya katmak için yaptığı kadar bir yatırım yapıyorsanız, “Bilmiyoruz” da olaylar için kafa karıştırıcı bir özet oluyor.

Williams’a gelince, o duruma çok daha yakından tanıklık etti ama o da benzer bir tutum takınıyor. Ekim ayında Sportsradio 94 WIP isimli programa katılan Williams, Fultz’un isabet oranlarına sahip birinin şut mekaniğini değiştirmesinin abes olacağını belirtti.

“Sixers adına yorum yapamam,” dedi Williams The Carlin and Reese Show isimli programda. “Ancak şutunu hiç değiştirmedi, sizi temin ederim. İstatistiklerine bakın, hem dripling üzeri şutlarda hem de pas üzerinden atılan şutlarda gelmiş geçmiş en iyi çaylak oyun kuruculardan biriydi. Philly için onu bu kadar iyi bir seçim yapan da bu oldu. Onların aradıkları şey buydu, öyleyse neden bu kadar iyi şut atan biri şutunu değiştirsin ki?”

Williams, bunu söylediği zaman abartmıyordu. Fultz, 2017 Draftı öncesi neredeyse herkes tarafından en büyük basketbol potansiyeli olarak görülüyordu ve ana sebep de şut yeteneği idi. University of Washington’da oynadığı dönemde Fultz, maç başına tam beş üçlük denemesi ile %41,3 isabet oranı kaydediyordu.

Daha önce Draft Express için NBA Draftı çalışmaları yapan saygın gözlemci Mike Schmitz, Fultz’un “organizasyon lideri bir guard, geleceğin All-Star’ı ve her organizasyonun etrafına takım kurabileceği” bir oyuncu olduğunu söylüyordu.  Şutuyla alakalı en şaşırtıcı şey de isabet oranı falan değil Fultz’un çok farklı şut denemelerinde başarılı olmasıydı. Sahanın her yerinden isabet bulabiliyordu ve üzerinde eller olsa bile her türlü açıdan şut sokabiliyordu.

Ocak ayının sonlarında PhillyVoice, birkaç kez Williams ile görüşmeler yaptı. Bu görüşmelerde iddialarını detaylandırması ya da kendi adına bir açıklama yapması bekleniyordu. Durumla ilgili konuşmayı başta kabul eden Williams, bu yazı için yorum yapmayı reddetti ve ortaya çıkan dedikodular, kanatları altındaki genç yıldıza saygısızlık ettiği için ortalığı velveleye vermek istemediğini belirtti.

İster yorum yapın ister yapmayın, ortadaki kanıtlar birilerinini dürüst davranmadığını gösteriyor. Organizasyon üyeleri, son altı aylık dönemde Williams ile ilgili sıkıntılarını dile getirdiler ve sorunda onun da en azından payı olduğunu düşündüler.

“Markelle, Temmuz sonunda Sixers’tan ayrıldı ve o dönemde bizim açımızdan şutunda bir sorun yok gibiydi. Sonra antrenman kampına geldiğinde bir sorun vardı. Tüm o dönem boyunca tek başına çalışmadı,” dedi Kasım ortasında bir PhillyVoice kaynağı.

Diğer taraftan da suçun Fultz’da olduğunu düşünen insanlar var. Onlara göre suçlu, şutu nedeniyle asla sıkıntı yaşamayan ve çok büyük oranda şutu sayesinde draftta ilk sıradan seçilen bir çocuk suçlu. Sixers organizasyonu dışındaki biri geçen yaz onu yanlış yora sürüklemiş olsa bile Fultz’u tekrar doğru yola sokmanın Sixers’ın sorumluluğunda olduğuna inanıyorlar. Sixers ise 9 Aralık’tan bu yana bu konuda başarısız oldu.

Takım, Williams’ın Fultz ile olan yakınlığını bilerek ona göre yorumlarında hassas davranıyor. Tüm bu deneme sürecinde organizasyonun en son isteyeceği veya ihtiyacı olan şey de doğruyu göstermeye çalıştıkları bir oyuncuyu organizasyondan uzaklaştırmak olur.

Her şey güllük gülistanlık demek değil tabii ki bu. Ocak ayının ortasında Fultz’un Williams ile antrenman yaptığı haberini aldığımızda baya şok edici bir gelişme de düştü gündeme. Bazı diğer basın mensupları ile birlikte ben, o antrenmanı takımdan önce öğrenmiştim.

Aldığım yanıtlar olan biteni açık biçimde kınamadı. Konuştuğum insanlar da bunun düzenli bir çalışma değil bir defaya mahsus bir buluşma olduğunu söylediler. Ancak asıl söylemedikleri şeylerle çok şey anlattılar.

Ocak ortasındaki bu çalışma gündeme düştükten sonra takımdan bir kaynak, “Markelle’in son birkaç haftadaki gelişimi nedeniyle çok memnunuz,” dedi. “O gelişmeyi bozacak bir şey olsa endişenirdik.”

Fultz konusundaki asıl karışıklık Ekim ayında başladı. O dönemde menajeri Raymond Brothers, ESPN’den Adrian Wojnarowski’ye oyuncusunun omzundan sıvı alınması gerektiğini iddia etti. Bu iddia, NBA’de Philadelphia’nın sağlık ekibine açık bir güvensizlik duyan kitle için alarm çanlarının çalmasına neden oldu.

Brothers, 25 Ekim’de şunları söyledi:

“Tam anlamıyla kollarını kaldırıp şut atamıyor. Takım için ağrısı olmasına rağmen oynamaya çalışma kararı aldı.”

Saatler içinde o iddia doğrulandı ve kulislerde Bryan Colangelo’nun Brothers ile konuyu açıklığa kavuşturmak için bir telefon görüşmesi yaptığını belirtildi. Fultz, sorunlu omzundan kortizon tedavisi almıştı. Omzunda ağrı çeken biri için sıvı aldırmaktan çok daha normal bir iş. Wojnarowski’nin haberi, Brothers’tan gelen daha gerçekçi bir anekdot ile doğrulandı ancak ilk iddia Colangelo’nun çıkıp basın önünde Fultz hakkında konuşmasına neden olacak kadar ses getirmişti bile.

Tüm bunlar olup bitiyor, bir menajer Fultz’un omzunu kaldıramadığını iddia ediyor ve bir genel menajer de Fultz’un “bir ara verip sağlıklı şekilde dönmesi için” kadrodan çıkarıldığını açıklıyorken söz konusu oyuncu da çalışmalarına devam etti.

Fultz meselesine yakın bazı kaynaklar, Wojnarowski’nin haberi internete düştüğü gün bile Fultz’un kendi başına şut atmaya devam ettiğini belirtti. Dört gün sonra Sixers, Dr. Ben Kibler ile yapılan görüşmenin ardından Fultz’un belirsiz bir süre oynamayacağını açıkladı.

Bu arada Fultz’uda tamamen gizlemediler. 6 Kasım’da Fultz, antrenman tesisinde basının önüne çıktı ve soktuğu her şutu, normalde kullanmadığı eliyle soktu. Hemen haber oldu tabii bu durum ancak aynı zamanda bizim açımızdan bakıldığında daha önemli bir şey vardı: Fultz, sahalardan uzak kalmasına neden olan omzunu kullanmaktan çekinmiyordu.

6 Kasım’daki o antrenmanda çekilen bu video, Fultz’un sağ taraftan bıraktığı turnikelerde ne kadar rahat olduğunu gösteriyor.

Bu video tek başına büyük bir mesele değil. Omuz sakatlıkları ve ağrısı, genellikle darbeden ziyade bir harekete bağlı gerçekleşir ve takımın, Fultz’un sorularının sebebi olarak gösterdiği omuz kası da bu tip aşağıdan çıkarılan atışlarda kullanılmaz.

Ancak Fultz konusundaki durumumuzu ortaya koymak için yine 6 Kasım’daki o antrenmana ait, Fultz’un yukarıdan bıraktığı atışın bir videosu var. Böyle bir atış, ağrıyan bir omuz için hiç sağlıklı bir hareket değil.

But to illustrate the Zapruder-esque territory we are in with Fultz, there is another blurry video from that Nov. 6 practice of Fultz using a goofy overhead toss as he’s going through drills, in a manner that can’t be helpful for what was being framed as an aching shoulder.

O antrenmanda sol elle attığı görülen bazı şutlarla ilgili genel bir kafa karışıklığının ardından Sixers, onu bir süre göz önünden çekti aldı. Ancak Fultz, resmi bir teşhis konulmasıyla kapalı oturumlarda şut atmaya devam etti. O teşhis, kürek kemiği kası dengesizliği oldu.

Ben Kibler ile yapılan bir başka görüşmeden sonra Sixers, 19 Kasım’da Fultz’un durumuyla ilgili bir açıklama daha yaptı:

Philadelphia 76ers guardı Markelle Fultz’un bugün yapılan kontrollerinin ardından ağrının azaldığı ve kas dengesinin artış gösterdiği görülmüştür. Fultz, fizyoterapi sürecine devam edecek ve tam formuna kavuşmak için çalışmalarını sürdürecektir. Fultz’un durumu 2-3 hafta içinde tekrar incelenecektir. Sahalara ne zaman döneceği ise omzunun tedaviye nasıl cevap vereceğine göre belli olacaktır.”

Bazı açılardan Fultz’da o dönem hiçbir gelişme yoktu. PhillyVoice ile görüşme yapan birkaç kişi, Fultz’un şut atmayı hiç bırakmadığını ve Kasım-Aralık ayları boyunca şut attığını söyledi. Belki artık kamuoyu görmüyordu ama salonda aynıydı Fultz.

Bunun sebepleri ise kime sorduğunuza göre değişiyor. Dışarıdan bakıldığında birçok kişi Fultz’u kameralara gözükmekten kaçan biri olarak görüyordu o dönemde. İçeride ise Sixers teknik ekibi, bunun takımın tercihi olduğunu ve Fultz’un kamuoyundan asla kaçma talebinin olmadığını söylüyordu.

Philadelphia’nın söylediklerini, Fultz’un Aralık ayının başına kadar omuz ağrılarının azalmadığını kabul etsek bile en başta bu sağlık sorunlarının basketbolunu ne kadar etkilediğine dair şüphelenmek için hâlâ sebepler var.

Genel itibariyle Eylül ayı sonunda hepimiz Fultz’un serbest atış ve şut mekaniğindeki değişimin farkındaydık. Sixers, ilk sezon öncesi hazırlık maçını 4 Ekim’de Memphis Grizzlies karşısında kendi evinde oynadı. Eğer Fultz’un o dönemde başının üzerine kolunu kaldıramayacak kadar şutunu etkileyen omuz ağrıları varsa, o gün alınan mağlubiyette vurduğu bu smaçta hiç de belli etmiyordu o ağrıları:

Omuz sakatlıkları karmaşık olabiliyor. Daha güçlü gözüken bir hareket, daha az stresli sonuçlanabiliyor. Böyle bir smaç vurmak, tamamen rahatlıkla şut atılabileceği anlamına gelmiyor.

Bu mantığı Fultz’a uygulamak konusunda bir sorun var. Draft 1 numarası, Memphis maçından kısa süre sonra Boston ile oynanan başka bir hazırlık maçında sahaya çıktı ve o dönemden bu yana aylardır devam eden o sorunun ilk aşamalarını gördük. Orta mesafeden denediği bir şutta Fultz sıçrayıp doğal bir biçimde şutu attı. Sahip olabileceği veya olmayacağı hiçbir soruna dair en ufak bir emare yoktu.

(Şunu belirtmekte fayda var: Aynı maçta daha önce hiç basketbol oynamamış biri tarafından kullanılmış gibi gözüken serbest atışlar gördük. Ayrıca bu şutta da çizgiye olan uzaklığın hiçbir farkı yoktu.)

Aradan geçen bunca aydan sonra Fultz’un orta mesafe şutlarında benzer bir konfor seviyesi olduğunu gördük. Geçen aylar içerisinde ona ulaşabildiğimiz tek günde, Fultz Jacob Pullen ve James Michael McAdoo ile dönüşümlü bire bir basketbol oynuyordu. Attığı en iyi şut ise serbest atış çizgisi yakınlarından geldi. Eski Fultz gibi sıçrayıp şutu atmıştı.

Her yerden bir sorun çıktı. Ya da daha doğrudan bir ifadeyle, sahanın her yerinde Fultz ya sıkıntı çekti ya da onu bir maçta son izlediğimiz günden bu yana şut atmayı reddetti. Üç sayılık atışları University of Washington’daki yumuşak atışlarından ziyade potaya atılmış bir tuğla gibi gözüküyor ve bu korkunç şut mekaniği de büyük bir tartışma konusu oldu.

Fultz, pota civarında temel şut antrenmanları yaptığında bile topu kaldırıp potaya atma sürecini içinde hissetmek zorunda kalıyor gibi gözüküyor. Bu video mesela 2 Şubat’taki bir maçtan önce çekildi. Potaya birkaç adım uzaklıktan airball atıyor Fultz. Diğer Sixers oyuncuları, Dario Saric de dahil olmak üzere her maçtan önce benzer antrenmanlar yapıyorlar ve hiçbiri böyle gözükmüyor:

Sixers’ın satmaya çalıştığı hikaye ise şu şekilde: Markelle Fultz’un şutu konusunda Ocak ayında yaşadığı sıkıntılar, Ekim ayında yaşadığı sıkıntılar ile aynı ancak sağlık sorunları aynı değil. Kamuoyunun inanmasını bekledikleri şey, bu kürek kemiğindeki kas dengesizliğinin NBA tarihinde önde gelen bir NBA oyuncusunun şut yeteneğini ve isteğini düşüren tek omuz sakatlığı olduğu.

Sahada olduğu ve sakat olduğu dönemde antrenman da yapan profesyonel bir sporcunun Şubat ayının ortası gelmişken üçlük atamayacak ya da atmayı istemeyecek kadar Ekim ortası ve Aralık başı arasında güç ve kas hafızasını kaybedebileceğine inanmanız bekleniyor.

Kürek kemiği sakatlığı konusunda bilgi almak için Fultz’a ilk teşhisi koyan doktordan daha iyi bir seçenek mi var?

“Kürek kemiği, kolunuzun topu hareket ettirmek, kafa üzerinden şut atmak için net, güçlü hareketler yapabilmesine olanak tanıyan sabitliğin temelidir,” diyor Ben Kibler, PhillyVoice’a verdiği röportajda. “Bu sabitlik için kürek kemiğinizin tam olarak doğru noktada olması lazım, diğer her şeyin doğru çalışması için çapa görevi görür. Sorun da bu. Kürek kemiğiniz doğru çalışmadığında, kolunuz güçsüz veya doğru noktada olmayabilir. Bu yüzden ister beyzbol topu atın, ister basketbol topuyla şut atın, sonuç da çok iyi olmaz.”

Kibler’ın sözlerini doğru kabul edecek olursanız, omuz birçok kişinin beklediğinden daha karmaşık bir organ. Fultz’u güz döneminde tedavi eden ve o dönemden bu yana aralıklarla durumunu inceleyen doktor Kibler, kürek kemiği bölgesinde daha fazla hasar görmeyi engellemek üzere çalışmayı bırakan farklı kasların bulunduğunu belirtiyor. Bu durum da şut atmak için birlikte çalışan farklı kasların çalışmasını engelliyor.

Sağ eliyle şut atan biri için, Kibler,  kürek kemiği sorununun serbest atışların ya kısa düşmesine ya da sağa doğru gitmesine yol açacağını söylüyor. Fultz’un son haftalarda çektiği sıkıntılara bir göz atacak olursanız, bu iddia bir video ile de doğrulanıyor.

“Kürek kemiğinde, uyumlu çalışması gereken yaklaşık sekiz kas bulunur,” diyor doktor Kibler. “Sekiz kişinin tek bir işi uyumlu biçimde yapmaya çalışmasını hayal edebiliyor musunuz? Sadece bu da değil. ‘Haydi normal işlerde kaslarımızı çalıştıralım,’ denilecek bir konu değil bu. Azami kas aktivasyonunun yaklaşık %80’i gerekli. Profesyonel sporcuların ise %95 veya daha fazla bir kas aktivasyonu ile çalışması gerekiyor. Bu da ihtiyaçları olan performansa giden bir adım. Yani onları uyumlu çalıştırmak, bir düzene sokmak hayli zor.”

Kibler, iyileşme döneminde üç bileşenden oluşan bir süreçten söz ediyor: güç, dayanıklılık ve kuvvet. Kuvvet, görece daha kolay kazanılabilir ancak dayanıklılık ve güç kazanmak zaman alıyor. Özellikle de güç genelde ilk sıkıntı oluyor. Fultz’un orta mesafede ne kadar rahat, üç sayı çizgisinin gerisinden ne kadar rahatsız olduğuna bakarsak bu durumun geçerliğini görebiliriz.

Ancak dünyadaki en iyi kürek kemiği kası uzmanlarından Kibler bile bilgi eksikliğiyle çalışmak durumunda. Uzmanlar, tenis ve beyzbol oyuncularında bu sakatlığın nasıl gerçekleştiğine dair fazlasıyla bilgiye sahipler. Zira her iki sporda da yapılan hareketler yüksek hızlı kameralar ve biyometrik çekimler ile net biçimde görülebiliyor. Aynısı, basketboldaki şut hareketi için söylenemez. “Bir de bu bir kas sakatlığı olduğu için,” diyor Kibler, “iyileşme durumu kişiden kişiye değişiyor. Yani Fultz için sürekli değişen geri dönüş süreci, sürpriz olarak görülmemeli.”

Kibler’ın sesinde bir etkilenme ve donuk bir heyecan seziyorsunuz. Doktor, kendisi gibi insanlar için Fultz’un durumunu basketbolda kürek kemiği üzerine daha fazla çalışma sebebi olarak görüyor. “Sixers‘ın antrenman tesisinde sağlık ekibinin biyomekanik ve şut hareketlerinin tekrarıyla ilgili çalışmalarına olanak sağlayacak teçhizat mevcut,” diyor Kibler. “Fultz için büyülü bir çözüm olmayabilir ama bu süreci sürdürmek daha geniş bir bilgi zemini oluşturuyor.”

Ancak sakatlıktan dönüş süreci herkes için aynı olmasa da en azından mantıklı oluyor. Çapraz bağları koptuktan sonra sahalara dönen bir oyuncu mesela ilk zamanlarda o bacağının üzerinde sıçramak konusunda tereddüt yaşıyor. Hatta bazen artık daha az sıçrayan oyuncular oluyor. Ama zıplamayı unutmuyorlar veya zıplamaktan korkmuyorlar.

Unutsalar peki bir takım onlara bunu tekrar öğretmek için yardımcı olmak konusunda ne kadar istekli olurdu?

Bu yazı için PhillyVoice’un görüştüğü bazı kişiler, Sixers‘ın sanal gerçeklik içerisinde oyuncuların antrenman yapmasına izin veren bir düzeni olan NBA takımlarından oluşan küçük gruba ait olduğunu düşünüyor. Yaklaşık altı aydır takım bununla uğraşıyor ve oyuncuları oyun içerisine sokmanın yararlı olduğuna inanılıyor, böylece dışarıda kalanlar da oyunun içine girmiş gibi oluyor. Furkan Korkmaz konusunda da olduğu gibi, fiziksel olarak çalışmalara katılamayan oyuncular programın bir parçası olmaya devam ediyor.

Fultz konusunda ise sanal gerçeklik gözlüklerini takması için başka bir sebep daha var. Farklı kaynaklardan edinilen bilgilere göre Sixers, onun bir maçta kullanacağı şut mekaniğini görüntülemesini, bir zamanlar sahanın her yerinden topu kaldırıp atmanın onun için ne kadar kolay olduğunu hatırlamasını ve kameralar ya da diğer insanlar etrafında değilken bunu yapabilmesini istedi. Her açıdan baskı üzerine gelirken genç bir insanın işini bir video oyununa çevirmek, durumun stresini azaltmanın bir yolu.

Bu baskıdan uzak oyun tarzı, geniş perspektifte de anlayışlarıyla uyumlu. Philadelphia’daki akla olan güven, Fultz’u her şekilde genel görüşten ya da Sixers’ın kendi içindeki aşırı seslerden korumak için elinden geleni yaptı. Fultz’un kendisini tekrar keşfetmek için ne yapması gerektiği konusunda fikir verebilecek koç, antrenör ya da gözlemci sayısı konusunda sıkıntı çekmiyorlar ancak takım temsilcileri, Fultz’un takımla ilgili bilgilerinin özel olarak Brett Brown ve yardımcı koç Billy Lange’den geldiğini belirtiyor. Lange’in düzenli olarak Fultz ile birlikte çalışmalar yaptığı da görülüyor.

Bu ikilinin tüm dikkatlerini Fultz’a yöneltecek vakitleri olmadığında da eski NBA oyuncusu Mahmoud Abdul-Rauf, Fultz ile ekstra çalışmalar yapmak için görevlendirildi. Başta Fultz’un menajeri ve ailesi tarafından aranılan Abdul-Rauf’a draft 1 numarasını tekrar eski hâline döndürmek için takımdan da onay çıktı. Sixers koçları daha günlük sorunlara odaklanmak zorunda iken Fultz’u birinin çalıştırmaya devam ettiğini bilmekten memnunlar.

Bu durum, Philadelphia’da oynayan diğer oyunculara kadar ulaştı. Lig tarihindeki en iyi üçlükçülerden biri olan JJ Redick, Fultz’a antrenman tesisinde şutuyla ilgili bazı yönlendirmeler yaparken görüldü. Fultz’un Wells Fargo Center’daki dolabı, Redick’in dolabının hemen yanına konuldu ve bu stratejik hareket, tesadüf değildi. Sixers, ihtiyaç halindeki bir takım arkadaşı için dostunun bir şeyler yapmasını normal göstermeye çalıştı bugüne kadar ancak edilecek rehberliğin de bir sınırı var elbette.

Sixers, dönüş sürecinde Fultz’un dışarıdan yardım almasını engellemedi ve yaptıkları şey de Fultz’u ekstra çalışmak konusunda cesaretlendirmek oldu. Fultz için yaptıkları yatırım, onu takıma katmak için ortaya koydukları draft sermayesinden onun için bir çözüm bulmak adına döktükleri kan, ter ve gözyaşına kadar her anlamda önemli.

Bu da Williams’ın kış döneminde gizli saklı ortaya çıkmasını çok daha ilginç bir hâle getiriyor. Kamuoyunun gözünde Fultz’un geçtiği süreci görmek o kadar üzücüydü ki neredeyse durumun saçmalığına gülmek zorunda kalıyordunuz. Milyonlarca insan Fultz’un eski kas hafızasını geri döndürmeye çalıştığını izledikçe onun başarısına yatırım yapan insanlar, Fultz’un herkesten gizlediği üçüncü bir elin olduğunu gördü: Fultz, şut mekaniğini daha iyi ve belki de daha kötü biçimde değiştirmesi konusunda kendisini etkileyen eski dostuyla çalışıyordu.

“Markelle’in nesi var?” diye sorma sürecimde konuşamadığım tek insan, Markelle’in kendisi oldu. Takım arkadaşlarının, etrafındaki insanların, organizasyondaki çalışanların ve tekrar formuna dönmeye çalıştığı dönemde birlikte antrenman yaptığı koçların demeçlerine güvenmek zorundasınız. Genç bir oyuncunun hayatı ve kariyeri, kamuya açık bir duruşmada görülüyor ve ona izin verilen tek şey de antrenman tesisinde yine sahaya çıkıp daha fazla tartışma yaratacak çalışmalarına devam etmek.

Fultz’u yakın isimler bunun kimseyi şaşırtmaması gerektiği konusunda ısrarcı. Sebepleri tartışılsa ve organizasyon politikası devreye girse bile, bu çocuğa yakın tek bir kişi bile onunla ilgili olumsuz şeyler söylemiyor. Öyle ki bu işi doğru yapıp hep hayalini kurduğu kariyere sahip olma konusundaki adanmışlığıyla ilgili övgülerin ardı arkası kesilmiyor. Fultz, her işini sessiz yapıyor.

Son zamanlarda sorulan en büyük sorulardan biri, Sixers‘ın Fultz’u kapalı kapılar ardından tutup kendi içinde durumları halletmesini sağlayarak neden daha fazla korumadığı oldu. Bir ölçüye kadar yılın başında bu korumayı sağladılar ve yalnızca “iyileştiği” ile ilgili basın açıklamaları yaptılar. Çünkü Sixers, kameralardan uzakta Fultz’un gösterdiği iyileşme süreci ile cesaret bulmuştu. Aralık ve Ocak aylarında farklı noktalarda farklı kaynaklar, yakın zamanda Fultz’un sahalara döneceğini ve kolej ile yaz liginde gördüğümüz Fultz’a yakın bir seviyede oynayacağını söylediler. Belli ki ortada yanlış bir hesap vardı…

PhillyVoice’un görüştüğü kaynaklara göre tekrar taraftarın önüne çıkmak ve her şey normal gibi davranmak, Fultz’un kendi arzusunun da bir sonucuydu. Tıpkı Joel Embiid’in maça çıkıp çıkmayacağı konusunda bir anlamda söz hakkı olduğu gibi, Fultz da bu sürecin nasıl ele alınacağı konusunda ciddi bir güce sahip. Mücadeleden kaçan çocuk olarak gözükmek istemiyor ve bu noktaya gelmek için birçok zorluğun zaten üstesinden geldiğini biliyor. Sixers, şimdilik genç bir oyuncunun içten içe kendisini yiyip bitirmesindense bu cesaretini desteklemeyi seçti.

Elinde bu kadar güç varken, Fultz ne zaman sahalara döneceği ile ilgili son sözü kendisi söyleyecektir ve takım yetkilileri de onun bir gün çıkıp oynamaya hazır olduğunu söylemesini bekleyecektir. Sakatlığın bulunmadığı belirsiz dönem için alternatif bir açıklama da bu. Sixers, ne zaman döneceğini söyleyemiyor, çünkü ne zaman döneceğini bilmek imkansız.

Birkaç aydır basın ile yaptığı ilk görüşmede Fultz, 6 Şubat’ta ulusal televizyona çıktı ve bir basketbol oyuncusu olmanın gerektirdiği bazı temel fiziksel işlevleri tekrar öğrenmek zorunda kaldığını söyledi. Eylül ayının sonunda takındığı tondan farklı bir tondu bu. O dönemde, serbest atışlarda “yeni bir şey denemek istediğini” ve çalışmalarının çoğunu daha uzaktan üçlük atmak üzerine yaptığını söylüyordu.

“Sadece yeni bir şeyler denemek istedim ancak serbest atışlarım yine kolejdeki gibi olacak. Topu potaya nasıl sokabileceğim konusunda farklı yollar arıyorum sadece,” diyordu Fultz 28 Eylül’de. “Daha uzaktan üçlük atmak için bu, pas üzerinden şut atmaya hazırlanıyorum. Burada harika oyuncular var. Ben Simmons, JJ, herkes öyle… Ne zaman boşsanız pas üzerinden şut atmaya hazır olmalısınız.”

Washington’da gördüğümüz şut mekaniği bir yana, Fultz henüz salı günü kullandığı şut mekaniğini çarşamba günü de kullanabileceğini ispatlayamadı. Attığı şutların videoları her geçen gün birikiyor ve bir gün yumuşak gözüken şutu ertesi gün tuğla gibi gözüküyor.

Kendi genel menajeri de 9 Şubat’ta düzenlenen bir basın toplantısında boyalı bölgenin dışından şut atamadığını söyledi. 10 Şubat’taki bir maçtan önce Brett Brown ile konuşurken de başantrenörü, bu şut atma sürecini Nerlens Noel ile geçirdiği sürece benzetti. Noel, genel itibariyle basketbol oynadığı hiçbir dönemde bilek hassasiyeti ile bilinmedi.

“Markelle ile yaptığım çalışmalar, Nerlens ile yaptığım çalışmalara benziyor. Bir aşamada Nerlens’ın Noel dönemi sonrasına kadar diğer elinin topa yaklaşmasına izin vermemiştim. Ciddiyim. Topu bırakacağı noktayla ilgili, 13 yaşındaki oğlumla da konuştuğum temel gereklilikler ile ilgili konuşuyorduk.

Bu noktada Bryan’ın Markelle ile ilgili yorumlarını okudum. Doğru. Gerçekten son zamanlarda bu durumda. Sıfırdan başlayıp yavaş, ilerleyen ve basketbolun temellerini anlatan bir süreçten geçiyoruz.”

Koçu ona inanıyor. Fultz’a inanan insanlar hâlâ var ve yüksek umutlarla lige giren diğer gençlerdeki saha dışı ve iş ahlakı sorunlarının onda olmadığını düşünüyorlar.

Fultz’a yakın bir kaynak PhillyVoice’a şöyle söyledi:

“O, milyon tane başka ilgi alanı olan bir çocuk değil. Basketbol oynamak istiyor. Geri dönüşü ve olması beklenen oyuncu olabilmesi konusunda onun aleyhine bahse girmem. Bence kararlı.”

Fultz’la ilgili konuşulanlar konusunda tutarlı tek nokta bu. Takım arkadaşlarının onunla nasıl güldüklerine, onu nasıl savunduklarına bir bakın. Çocukta hâlâ iyimser bir yan var. İster sadakatinden olsun, ister geleceğine yapılan yatırımdan, ister eskisi gibi olabileceğine dair inançsızlıktan… Bu kadar gelip de rüyasının kabusuna döndüğünü görmek muhtemelen çok daha acı verici olur, sefil hissettirir.

Bu anlamda mental bir engelin varlığı zaten tartışılmaz. Genç bir oyuncu, farklı sebeplerle başarıya giden yoldan çıktığını hissetti. Böyle bir durum, 19 yaşında profesyonel düzeyde kendisini ispatlamaya çalışan birisi bir yana, en güçlü iradeye sahip yetişkinlerde bile şüphe tohumlarına neden olur.

Belki de cevap arayışı içinde yanlış sorular soruldu.

O dönemde basının karşısına ilk kez çıkan Fultz’un Caron Butler ile 6 Şubat’ta yaptığı röportajda önemli bir ayrıntı öne çıktı. İlk kez, Fultz ile aynı menajeri paylaşan bir adamın ağzından teşhisi farklı bir ifadeyle dile getirildi: Kürek kemiği diskinezisi.

Peki bu niçin önemli?

Şutuyla ilgili sorunu görmeye devam ediyoruz. Potaya olan uzaklığına ve hareketli veya hareketsiz olmasına göre bu sorun değişiyor. Diskinezi ise devam ediyor ve özlenen şutuyla farklı sebepler arasında bağ kurmak için küçük ama kritik bir ayrıntı bu.

Konu etrafındaki insanların söyledikleri olunca en basit açıklama şu: Aptallık olarak açıklanabilecek bir şeyi asla kötü niyet olarak yansıtmayın. Kafa karıştıran açıklamalar, takımın yuvarlak konuşmaları ve kendi gözlerimizle gördüğümüz kanıtlar büyük bir komplonun ürünü değil ancak insanların yüzdüğü bir çaresizlik denizinin sonucu. Kendi açıklamalarınızı aynı şekilde sürdüremeyeceğiniz zaman bir sürü farklı açıklama ortaya attığınızda böyle oluyor işte. Tıpkı birinin vücudu ile zihni, hareketler konusunda uyumlu çalışmadığında şutunun bugün aldığı hâl gibi.

Fultz’un kendisi dışında kimse ne kadar ağrı hissettiğini veya iki aydır takım %100 iyileştiğini söylediği hâlde neden oynamadığını söyleyemez. Ancak nihayetinde körü körüne bir şeye inanmak yeterli olmayacak. Nihayetinde tüm bu laf salatası, tüm mazeretler, tüm açık biçimde saçma tepkilerin bir önemi kalmayacak.

Nihayetinde başka kimse konuşmayacak, yalnızca Markelle Fultz, yalnızca New Jersey’de bir spor salonuna kapanıp onu oraya getiren şeyi yeniden keşfetme aşkıyla yanan çocuk konuşacak. Takım arkadaşları onu çok sevebilir, koçları ona saygı duyabilir ve Fultz, kendisine inanabilir.

Ancak etrafındaki insanlar ne derse desin, şut atmak zorunda.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!