By Semih Tuna & Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Kabul edelim, sporun içerisinde en sevilen zaman transfer dönemidir. Eski sezondan yeni sezona kadar geçen süreçte taraftarın aklında sürekli transfer vardır. Hatta bu süreç çoğu zaman sezonun içerisine bile sıçrar.
Bu aslında insani olarak çok doğal bir duygu çünkü sezonun kendisi bize bir “gerçeklik” satar. Yapabildiğiniz ya da yapamadığınız şeylere göre bir sonuç elde edersiniz ve buna göre mutlu ya da mutsuz olursunuz. Transfer dönemi ise bundan farklı olarak “hayal” satar. Taraftar, alınan her oyuncunun başarılı olacağını ve takımını çok daha büyük başarılara taşıyacağını düşünür. Onun sahada neler yapabileceğini düşler. Üstelik bu transfer eğer bir de yıldız bir isim ise hayalin büyüklüğü çok daha artar.
Fakat hayal kurmaya başladığınız an kötü ihtimalleri unutursunuz ve bu şekilde gelen sonuçlar yüzünüze sert bir tokat olarak çarpar. Eurohoops Fırın, ise işte yeni yazısında bu transferlere yöneliyor.
EuroLeague’de düzenli bir şekilde oynayan 11 takımı sizler için inceledik ve bugüne kadar yaptıklarından pişman oldukları transferleri çıkardık. Hazırsanız başlayalım!
NOT: Sadece modern EuroLeague dönemi ele alınmıştır.
Anadolu Efes – Stanko Barac
Forma giydiği süre: 2011-2014
İstatistikleri: 46 maç 6.7 sayı, 3.6 ribaund, 0.6 blok
Son yıllarda Anadolu Efes‘in birçok hayal kırıklığı yaratan transferi oldu ama inanın hiçbiri Stanko Barac’ın yarattığı kötü etkiyi yaratamadı.
NBA Draft’ında seçilen Stanko Barac, Baskonia‘da 2010-2011 sezonda gösterdiği performansla parladı. O zamanlar 25 yaşında olan Hırvat pivot, 2.17 boyu ve ince bilekleriyle oldukça heyecan verici bir uzundu fakat Baskonia‘nın efsane başkanı José Antonio Querejeta’nın bir projesi olduğu ortaya çıktı.
Anadolu Efes, Baskonia’yla kontratı olan Barac için İspanyol kulübüne 1.2 milyon euro bonservis ödedi ancak Barac’ın verdiği katkı, öfkeden çok daha az oldu. İlk sezon vasat bir performans sergilese de özellikle 2012-2013 sezonunda felaket oynayan Barac, lacivert-beyazlı ekibin saha içerisindeki zayıf halkası oldu. 2.17 boyuna rağmen ne çemberi savunabilen ne de pota altına sertlik katan Barac, hücumda onu değerli kılan özellikleri de kaybedince iyice çekilmez bir oyuncu oldu. 2013-2014 sezonunu da sakatlıklarla harcayan Barac, Efes‘ten büyük bir hayal kırıklığıyla yollandı.
Hırvat pivot, Efes sonrası da bir daha toparlanamayarak düşüşe devam etti.
Hayal kırıklığı yaratan diğer bazı isimler: Loren Woods, Scoonie Penn, Mario Kasun, Andrew Wisniewski, Vlado Ilievski
Barcelona – Ed Cota&Milos Vujanic
Forma giydiği süre: 2005-2006
İstatistikleri: 10 maç 2.0 sayı, 1.7 asist, 1.0 ribaund (Cota) – 4 maç 2.5 sayı, 1.0 ribaund, 0.5 asist (Vujanic)
Aslında listede her takım için bir oyuncu seçmeyi planladık ama bu ikili aynı sezon da geldikleri için Barcelona’ya bir istisna uyguladık.
Fucka ve Bodiroga ikilisi önderliğinde 2002’de ilk EuroLeague şampiyonluğunu kazanan Barcelona, ligde gelen arka arkaya başarısız sonuçlar sonrası 2005 yazında kadrosunda önemli bir değişikliğe gitti. O yaz yeniden yapılanan Barcelona’nın transferlerinden biri de Vujanic’ti.
Sırp skorerin bu listede tek başına yer almamasının tek sebebi daha önceden sakatlığının biliniyor olmasıydı. Partizan’da 2002-2003 sezonunda çılgın bir performans sergileyen ve 25.8 sayı ortalamasıyla tarihe geçen Vujacic, Bologna’da geçirdiği iki yıldan sonra 2005 yazında büyük bir talihsizlik yaşadı. Sırp guard, ağır bir sakatlık yaşarken uzun süre kontrat bulmakta zorlandı.
Yine de ona güvenen Barcelona, 3 yıllık sözleşme yaparak Sırp skoreri kadrosuna kattı ama güvenleri boşa çıktı. Sadece kısa bir süre sahada kalabilen ve o dönemde de çok kötü oynayan Vujacic, sadece 4 maça çıkarak Barcelona kariyerini tamamladı.
O sezon ortasında Barcelona’ya katılan Ed Cota ise ikinci büyük hayal kırıklığı oldu. Oyun kurucu rotasyonunda sorun yaşayan Barcelona, normal sezondan sonra Zalgiris‘te iki yıl boyunca harika oynayan Amerikalı guard Ed Cota’yı kadrosuna kattı. Fakat ondan da hiç verim alamadı. Felaket bir durumda olan Cota, Final Four oynayan Barcelona’ya hiç katkı veremedi ve hayal kırıklığı yarattı.
Hayal kırıklığı yaratan diğer bazı isimler: Nikos Oikonomou, Bootsy Thornton, Lubos Barton, Kosta Perovic, Maciej Lampe, Tyrese Rice
Baskonia – Andre Bargnani
Forma giydiği süre: 2015-2016
İstatistikleri: 15 maç 8.8 sayı, 1.8 ribaund, 0.4 asist
NBA Draftı’nda ilk sıradan seçilen ilk ve tek Avrupalı oyuncu olan Andrea Bargnani, Avrupa’ya dönmeye karar verdiğinde birçoklarını heyecanlandırmıştı.
Evet, NBA’de işler hiç beklemediği gibi gitmemişti ama henüz 31 yaşındaydı ve Avrupa’da çok önemli bir skorer olabilirdi. Baskonia da böyle düşünmüş olacak ki son yıllarda bir oyuncuya verdiği en büyük parayı vererek İtalyan yıldızla iki yıllık sözleşme imzaladı.
Aslında her şey iyi başladı. İlk hafta 26 sayı atan Bargnani, Baskonia‘yı galibiyete taşıdı fakat arkasından hemen sakatlık problemleri geldi. Ocak’a kadar üst üstte 5 maç oynamayan Bargnani, Ocak’ta 9 maçlık bir seri yakalasa da onda da çok kötü bir performans sergiledi. Sürekli sakatlanması bir yana basketbola olan isteğinin de hiç kalmadığı da açıkça gözüküyordu. Sonuç olarak Baskonia, ilk yılını bile tamamlamadan İtalyan oyuncusu serbest bıraktı.
Aslında İspanyol takımı, Avrupa’da daha çok transfer sihirbazlığıyla nam salmış bir takımdır fakat görüyorsunuz işte onlar bile pişman olacakları transferler yapabiliyor.
Hayal kırıklığı yaratan diğer bazı isimler: Rashard Griffith, Lionel Chalmers, Predrag Drobnjak, Fred House, Simas Jasaitis, Walter Herrmann, Walter Hodge
CSKA Moskova – Jeremy Pargo
Forma giydiği süre: 2013-2014
İstatistikleri: 27 maç 5.0 sayı, 1.4 asist, 1.0 ribaund
CSKA Moskova, son 18 yıldır düzenli olarak Avrupa’nın en çok para harcayan takımlarının başında geliyor ve büyük paralar bazen büyük hayal kırıklıklarını da getirebiliyor. Rus ekibinde bunun en büyük örneği yakın zaman da Joel Freeland’da gördük. Fakat onların en çok pişman oldukları transfer Freeland değil, başka bir isim.
2011’de Maccabi‘yle inanılmaz bir sezon geçiren Jeremy Pargo, tek kelimeyle sezona damga vurmuştu. İsrail ekibinin en skoreri olan Pargo; deliciliği, atletizmi ve açık alandaki saha görüşüyle harika bir performans sergileyerek Maccabi‘yi finale kadar getirmişti. Böylesine bir sezondan sonra onu Avrupa’da bütün takımlar istese de o büyük özgüveniyle iki yıl NBA’de kaldı.
CSKA ise 2013-2014 yazında yıllık 2.6 milyon euro karşılığında ona iki yıllık sözleşme imzalatmayı başardı. Messina’nın artık bir elinde Teodosic, diğer elinde ise Pargo vardı ve CSKA şampiyonluğa yürüyebilirdi ama işler hiç beklendiği gibi gitmedi.
Pargo, Messina’nın hücum planları içerisinde adeta kaybolurken felaket bir performans sergiledi. Ruh gibi dolaşan ve sahada hiç olmak istemediğini açıkça gösteren Amerikalı yıldız, Final Four yarı finalinde bile oynamadı. Sezon sonunda ise CSKA’yla yolları beklendiği gibi hemen ayrıldı.
Hayal kırıklığı yaratan diğer bazı isimler: Terence Morris, Zoran Planinic, Pops Mensah-Bonsu, Darjus Lavrinovic, Zoran Erceg, Joel Freeland, Manuchar Markoishvili
Fenerbahçe – Linas Kleiza
Forma giydiği süre: 2013-2014
İstatistikleri: 27 maç 5.0 sayı, 1.4 asist, 1.0 ribaund
Aslında iki büyük hayal kırıklığı arasında karar vermekte çok zorlandım ama en sonunda Giricek – Kleiza kıyaslamasında Litvanyalı oyuncuyu seçtim. Çünkü onun verdiği hayal kırıklığı hissi bir anlamda psikolojik bir yıkımdı da…
2012-2013 sezonunda büyük paralar harcayan ve EuroLeague tarihinde yıldız olmuş önemli oyunculara getiren Fenerbahçe, sezonu büyük bir hüsrana uğramış bir şekilde tamamladı. O sezonun bitiminde ise sarı-lacivertli ekibin yöneticileri, o hüsrandan kendilerini kaldırabileceklerini düşündükleri tek isim olan Zeljko Obradovic‘i takımın başına geçirdi.
Obradovic‘li dönemin ilk yazında yapılan en önemli hamle ise NBA’den dönmeye karar veren Linas Kleiza’ydı. NBA’de kendine bir kariyer kuran, çok değil 3 sezon önce Olympiakos’ta ortalığı yıkan Litvanyalı yıldız, Fenerbahçe‘nin saha içindeki en önemli oyuncusu olabilirdi. Üstelik o yaz Litvanya’yla EuroBasket’te finale çıkıp turnuvanın ilk beşine seçilmişti.
Fakat bütün büyük beklentiler sezon başlayınca yıkıldı. Fiziksel olarak çok kötü durumda olan Kleiza, Panathinaikos maçı gibi birkaç maçında hiç beklenen performansı sergileyemedi ve sezon boyunca “bu adam Kleiza mı?” dedirtti.
Sezon sonu Fenerbahçe, Kleiza’nın kontratından çıkarken Litvanyalı yıldız, bir yıl daha EuroLeague sahnesinde yer aldı. Sonra basketboldan koptu.
Hayal kırıklığı yaratan diğer bazı isimler: Marques Green, Gordan Giricek, Lynn Greer, Sean May, Mike Batiste, David Andersen, Anthony Bennett, Jason Thompson
Olimpia Milano – MarShon Brooks
Forma giydiği süre: 2014-2015
İstatistikleri: 24 maç 12.8 sayı, 1.4 asist, 2.8 ribaund
Son yılların en başarısız takımı olan Olimpia Milano, transfer ve hayal kırıklığı açısından bol bol malzemeye sahip fakat aralarından birini seçmek gerekirse ben Brooks’u seçerdim.
2013-2014’te playoff’a kalarak modern EuroLeague’de en büyük başarısını yaşayan Milano, o yaz Langford‘u kaptırdıktan sonra belki de kağıt üstünde yapabileceği en iyi transferlerden birini yaptı ve MarShon Brooks’u getirdi.
NBA Draft 2011’de 25. sırada seçilen Brooks, çaylak yılında beklentilerin çok üstünde bir performans sergilese de ardından gelen 3 yılda o oyununu devam ettirememişti. Yine de Avrupa’daki birçok yeteneğin NBA’e kaptırıldığı şu dönemde onun buralara düşmesi büyük nimetti. Milano’da bunu kaçırmayarak büyük bir kontrat karşılığında Brooks’u kaptı fakat her zamanki gibi hayal kırıklığı yaşadı.
Amerikalı oyuncu çok iyi bir skorerdi ve kötü geçen sezon da bile 12.4 sayı ortalama tutturdu ama ondan beklenen aynı zamanda takıma liderlik etmesiydi. Fakat o hem bunu yapamadı hem de Avrupa basketboluna çok uzak olduğunu gösterdi.
Bu yüzden de Amerikalı oyuncu, Milano onu serbest bıraktığı günden beri kariyerine Çin’de devam ediyor.
Hayal kırıklığı yaratan diğer bazı isimler: Joseph Blair, Hollis Price, Omar Cook, Drew Nicholas, Richard Hendrix, Miroslav Raduljica, Cory Jefferson
Maccabi Tel Aviv – Vitor Faverani
Forma giydiği süre: 2015-2016
İstatistikleri: 2 maç 3.5 sayı, 1.0 ribaund, 0.5 asist
Maccabi‘nin Vitor Faverani transferinden çıkardığı kesinlikle birkaç sonuç olmuştur. Mesela kulüp doktorlarının verdiği raporlara inanmamak gibi.
2015 yazında kadrosunda büyük değişikliklere giden Maccabi, Farmar ve Rochestie ikilisini kadrosuna kattıktan sonra uzun rotasyonuna ise NBA’den bir ekleme yaptı. Maccabi, Boston’da fena bir çaylak sezonu geçirmese de sezonun son bölümünü sakatlığı yüzünden oynamayan Brezilyalı Faverani’yi İsrail’e getirdi.
Faverani’nin daha önce Avrupa tecrübesi olması ve NBA’den daha iyi dönme ihtimali bu transferi daha da güzel kılıyordu ama sonrasında gerçekler hemen ortaya çıktı. Dizleri bitik durumda olan Faverani, Maccabi’de sadece 2 maça çıkabildi. Fiziksel durumda olan Brezilyalı pivot, hemen kadrodan kesildi.
Bir sezon bittikten sonra İspanya’ya giden Faverani, sezon ortasında ise Barcelona’ya transfer oldu. Sanırım Katalan ekibi de kulüp doktorlarının ne kadar doğru rapor verip vermediğini denedi. İki kulübün de kulüp doktorlarının görevlerine devam ettiğini sanmıyorum.
Hayal kırıklığı yaratan diğer bazı isimler: Kirk Penney, Jaime Arnold, Marcus Fizer, Vonteego Cummings, Demond Mallet, Malcolm Thomas, Joe Alexander, Trevor Mbakwe, Quincy Miller, Maik Zirbes
Olympiakos – Josh Childress
Forma giydiği süre: 2008-2010
İstatistikleri: 36 maç 12.4 sayı, 4.7 ribaund, 1.5 asist
Bu listenin bir zirvesi olsaydı o noktayı Josh Childress temsil ederdi. Avrupa’nın LeBron James’i olmak için Yunanistan’a gelen Childress, aldığı parayla göre büyük bir hayal kırıklığı yarattı.
NBA Draft 2004’te Andre Iguodala, Luol Deng ve Jameer Nelson gibi isimlerin önünden 6. sırada seçilen Childress, Atlanta’dayken hiç hayal kırıklığı olarak anılan bir seçim değildi. Amerikalı oyuncu, atletizmi ve enerjisiyle dikkat çekerken henüz ilk senesinde 10.1 sayı ortalama tutturmayı başardı. Sonraları kenardan gelerek takımına önemli katkılar veren Childress, dört sezonunda da çift haneli sayı ortalaması tutturdu. Fakat 2008’de herkesi şoka sokan o kararı verdi.
O yaz Atlanta kendisine 5 yıl için 33 milyon dolar teklif etse de Childress, Olympiakos’un 3 yıl için 20 milyon dolarlık kontratını tercih etti ve EuroLeague’in yolunu tuttu.
İlk senesinde büyük hayal kırıklığı yaratan Childress, %15.8 üçlük yüzdesiyle 8.8 sayı ortalama tutturdu. İkinci yılında toparlanan atletik oyuncu, Final Four gördü ama şampiyonluğu yine getiremedi.
Josh Childress o yılın ardından NBA’e geri dönerken olan Olympiakos’un paralarına oldu.
Hayal kırıklığı yaratan diğer bazı isimler: Arvydas Macijauskas, Qyntel Woods, Jannero Pargo, Marko Keselj, Matt Nielsen, Kalin Lucas, Martynas Gecevicius, Josh Powell, Mardy Collins, Bobby Brown
Panathinaikos – Milenko Tepic
Forma giydiği süre: 2009-2011
İstatistikleri: 34 maç 3.0 sayı, 1.0 ribaund, 0.8 asist
Bazen de bir genç oyuncu için çok heyecanlanırsınız ama beklentileriniz yerine gelmez. Tepic de işte tam böyle bir hikaye.
Sırp guard, Sırbistan’ın meşhur 1987 jenerasyonun en önemli parçalarından biriydi. Henüz 19 yaşındayken Partizan ile birlikte EuroLeague’de mücadele etmeye başlayan Tepic, ülkesinde oldukça ümit vaad eden 3 yıl geçirdi.
2.00 boyuyla ve oyun zekasıyla fark yaratan Tepic, fiziksel özellikleri sebebiyle yakaladığı ters eşleşmeler sonucu sürekli potaya giden bir oyuncuydu.
Bu özellikleri sayesinde henüz 21 yaşındayken 9.7 sayı, 3.3 asist ve 3.5 ribaund ortalama tutturmayı başardı. Böylesi bir sezon sonrası büyük takımların onu kaçırması beklenemezdi ve Tepic, 3 yıl için 2.5 milyon euro karşılığında Panathinaikos yolcusu oldu. Fakat küçük denizden büyük okyanusa atlayışı onun için kabusun başlangıcı oldu.
Sarunas Jasikevicius, Dimitris Diamantidis ve Vassilis Spanoulis’in olduğu bir takımda onun topla oynaması mümkün değildi ve topsuz oyundaki verimsizliği ile dış atış sorunu Tepic’in gözden düşmesine sebep oldu. 2011’de ortalama 9 dakika alarak EuroLeague şampiyonu oldu ancak o sezon zirve takımlardaki son sezonu oldu. 25 yaşında tekrar kendini bulmak için EuroCup’a gitti ama yaşadığı mental problemi bir türlü atlamadı.
Sonraki yıllarda birçok takımı gezdi ama Partizan dışında gittiği hiçbir yerde bekleneni veremedi.
Hayal kırıklığı yaratan diğer bazı isimler: Lonny Baxter, Tony Delk, Robertas Javtokas, Marcus Haislip, Aleks Maric, David Logan, Jason Kapono, Marcus Banks, Gani Lawal
Real Madrid – Marko Jaric
Forma giydiği süre: 2009-2010
İstatistikleri: 12 maç 7.1 sayı, 4.2 ribaund, 1.7 asist
EuroLeague’i bir süper star olarak terk eden ve NBA’de yıllarca forma giyen Marko Jaric’in dönüşü ise oldukça vasat oldu.
Ettore Messina, Real Madrid‘in başına geçtikten sonra 2001’de birlikte şampiyonluk kazandığı guardı Jaric’i İspanya’ya getirdi. Jaric, son yılları kötü geçirmişti ama henüz 31 yaşındaydı ve Avrupa’da eski günlerine dönebilirdi.
Fakat bu plan tutmadı. Sezon başını kaçıran Jaric, döndükten sonra da formsuzluğu ve fiziksel olarak kötü durumda olması sebebiyle kötü bir performans sergiledi. Takımın lideri olması beklenen Jaric, özellikle playoff’ta Barcelona karşısındaki performansıyla çok eleştirildi.
Ardından İtalya’ya giden Jaric, kısa bir süre sonra da basketbolu bıraktı.
Hayal kırıklığı yaratan diğer bazı isimler: Antonis Fotsis, Axel Hervelle, Lazaros Papadopoulos, Jeremiah Massey, Ante Tomic, Travis Hansen, Jorge Garbajosa, Novica Velickovic, Mirza Begic, D’or Fischer, Martynas Pocius, Ioannis Bourousis