by Grant Hughes / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 3 Ağustos 2018 tarihinde BR’da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Bir NBA takımını yeterince uzun zamandır takip ediyorsanız ritmini bilirsiniz. Geçmişte yapılanlar ile bugünkü hamleler arasında da paralellikler görürsünüz.
Bazı camialar için bu durum acı verici olur.
Bir takımın tarihi boyunca yaptığı hatalar gerginlik doğurabilir, size geçmişi düşündürür, panik yaratır ve neticede de “yine aynı şeyler” hissine kapılırsınız.
Takım kimlikleri ve bunlara bağlı taraftar duyguları değişkenlik gösterebilir. Golden State Warriors‘ın Joe Lacob öncesi ve sonrası dönemlerine bir bakın. Lacob, takımın en hazin organizasyonlarından birini en ufak şeyi bile doğru yapan bir yapıya çevirdi.
Hatta yıllar boyu kalıcı olan kimlikler bir çizgi izleyebiliyor. Olumlu açıdan bakılacak olursa Los Angeles Lakers istisnasını görebilirsiniz. Her zaman bir iyimserlik ihtimali mevcut. Olumsuz açıdan bakınca da Sacramento Kings taraftarının maruz kaldığı vahim durum söz konusu. Yıllardır playoff oynayamıyorlar.
Asıl can sıkıcı durum da yanlış adımlar atmasıyla bilinen bir takımın yine bilindik hamleleri ile başlıyor.
Biz de huzurlarınıza yaz dönemlerinde taraftarlarına olumsuzluk üzerine deja vu yaşatan takımları getiriyoruz.
Draftın ikinci sıradan Marvin Bagley III’in seçilmesiyle başladı yaz ve KAAAANGZ! ağlamaları da bununla birlikte başladı.
Şut menzilinin kısalığı ve kısıtlı savunma yetileri uzun vadede neler katabileceğini anlaşılmaz kılan bir skorer yeteneği ancak Sacramento kadrosuna katardı. Bagley tavanını görse bile mevcut yetenekleriyle Michael Beasley falan mı olacak? Amar’e Stoudemire?
Günümüzün perde değişimini ön plana çıkaran, üçlük takıntılı NBA’inde bu pek de iyi bir işaret değil. Uzun oyuncuların savunmada hiç olmadığı kadar fazla sorumluluk alması ve sahada alan açması bekleniyor. Şu an itibariyle Bagley iki yeterliliği de karşılamıyor.
Bagley beklenmedik bir şekilde gelişim gösterebilir ve neticede şu an yaşanan gerginlik yanlış alarma dönüşebilir. Ancak mesele camiaların şu an neler hissettiği ile ilgili ve Kings taraftarının çok da rahat olmadığına inanmakta fayda var. Luka Doncic seçeneğini ve hatta Doncic’i Bagley ve bir de gelecekten ilk tur draft hakkı karşılığında alabilecekken bu fırsatları pas geçtiler.
Kings’in gelecek yıl için bir ilk tur draft hakkı bulunmuyor ve kötü bir maaş yükünü üstlenerek herhangi bir takımdan bir draft hakkı edinebilirlerdi. Bunu da yapmadılar ve Sacramento taraftarı bir kez daha hüzne boğuldu.
Yıllar boyu Kings, ince bir hamle gerektiği zaman cesur gidiş gelişler gerçekleştirdi ve genelde yeniden yapılanma sürecinde sabırsızlıkla hareket etti. Bu yaz da bunun kanıtı oldu tabii.
Marcin Gortat’ın geçen yıl John Wall’un oynamadığı bir maçtan sonra harika bir “takım galibiyeti” aldıklarına dair attığı tweet’i hatırlıyor musunuz? Peki ya Wall’un ESPN’e verdiği röportajda Gortat’ın kendisinden ağzının içine kadar sayı atma fırsatı verildiği için bu konuda konuşacak konumda olmadığını söylediğini hatırlıyor musunuz?
Bundan önce 2016’da Wall, Beal ile aralarında sahada birbirlerini “sevmeme eğilimi” olduğunu söylediğinde Wall ile Bradley Beal arasında tansiyon yükselmişti, ya ona ne demeli?
Bir de şimdi bu takıma Dwight Howard ile agresif Markieff Morris ve arsızlığa varacak kadar kendisine fazla güvenen Austin Rivers katıldı.
Doğası gereği zaten patlamaya hazır olan Washington, ateşe jet yakıtıyla gidiyor.
Howard, gittiği her yerde takım arkadaşlarına (yöneticilere, koçlara, mısır satıcılarına) karşı yanlış şeyler yaptı. Hassas, aşikar biçimde ciddiyetsiz ve bir şekilde kendisinin farkında olmayan Howard, zoraki bir durumun içine girecek.
Yanlış bir takım arkadaşına karşı yapılacak bir yanlış hamle bombanın pimini çekebilir.
Washington’ın yakın geçmişinde yaşananlar bile olası bir felaketle benzerlik göstermeyebilir ama asıl taraftarlar diken üzerinde hissediyor olmalılar kendilerini. Bir sürtüşme ihtimali çok açık.
Minnesota Timberwolves taraftarı, takımları 2004’ten bu yana ilk kez geçen sezon playoff yapınca üzerinden büyük bir yük attı ama gerginlikleri geçmiş değil.
İnatla veteran oyunculara ve gözden çıkarılabilecek genç rol oyuncularına kontrat bağlayan koç ve takım başkanı Tom Thibodeau’nun rotasyonu kısıtlı. Oyuncularından yüksek dakikalar almalarını bekliyor ve oyuncu gelişimine yönelik pek de fırsat sunmuyor. Yani drafttan seçilen Josh Okogie ve Keita Bates-Diop kullanışlı 3-and-D silahları gibi gözükse de Thibodeau’nun kanat rotasyonunda büyük sıkıntı çeken bir takımda bile bu oyunculara önemli dakikalar vermesini beklemek güç.
Anthony Tolliver eklemesi kağıt üzerinde iyi bir ekleme gibi gözüküyor zira veteran forvet üç sayı çizgisinin gerisinden etkili olabiliyor ve soyunma odasında da değerli bir isim olduğu biliniyor. Ancak Wolves’un kanat rotasyonundaki açığı kapatmıyor ve bir de ona verilen kontrat, maaş bütçesini zorluyor.
Thibodeau ayrıca Derrick Rose’u da takımda tuttu. Çünkü tutacaktı tabii ki.
LeBron James de Lakers‘a katılmış ve drafta yatması kesin olan hiçbir takım yokken Batı Konferansı hiç olmadığı kadar güçlü artık. Thibs ile yine yıpranarak geçecek bir sezon öncesi bir de Jimmy Butler ile takımın iki en iyi genç oyuncusu arasındaki sürtüşme var şimdi.
Üst üste ikinci bir playoff dönemi artık hiç de kesin gözükmüyor.
Bir Wolves taraftarıysanız muhtemelen uzun zamandır durumunuza bakılınca iyimser sayılırsınız. Ancak yine de bu takımın her türlü sebeple yine düşüş yaşayabileceği hissini bastırmak zor olsa gerek.