By Semih Tuna & Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Taraftarlığın bir huyu da sürekli ama sürekli hayal kurmaktır. Takımları şampiyon olsa, bütün kupaları kazansa hatta bütün bunları hiç maç kaybetmeden başarsa bile taraftar hep daha yukarıda hayaller kurar.
Çoğunlukla bu hayaller, taraftarın aklından geçen transferler olur. Hep komşunun bahçesi gözlerine daha yeşil gözükür ve o bahçeyi isterler. Bazen de bunun arkasında başka bir gizli hayal vardır. Üstelik bu biraz daha karanlık bir hayaldir çünkü olmayacağını bilirler ama yine de hayal ederler. O gizli hayal de bir dönem kendileri için efsane olmuş fakat hiç birlikte sahada izleyemedikleri kişileri sahada aynı anda görmeleridir.
Eurohoops Fırın, yeni yazısında bu gizli hayali kendisine konu olarak seçti ve EuroLeague’de düzenli olarak izlediğimiz 11 EuroLeague ekibinin tarihine baktı…
Taraftarların keşke birlikte oynasaydı diyebileceği ikilileri bulmaya çalıştı. Hazırsanız başlayalım!
Not: Sadece modern EuroLeague dönemi ele alınmıştır.
Zalgiris Kaunas: Arvydas Sabonis & Sarunas Jasikevicus
Forma giydikleri dönemler: Arvydas Sabonis (2003-2004) & Sarunas Jasikevicius (2013-2014)
Modern EuroLeague’de ikisi de ancak kariyerlerinin son yılında Zalgiris formasını giyebildi ve aralarında tam 10 yıl fark var. Yine de Litvanya basketbolunun iki unutulmaz yıldızını birden kulüp takımında izlemek muhteşem olurdu.
Sabonis, basketbolu değiştirmeyi başaran oyunculardan biriydi. 2.20 boyuyla pivotların görevlerine dair bütün klasikleşmiş algıları yıktı. O boydaki birisinden beklemeyeceğiniz kadar iyi top hakimiyeti vardı ve saha görüşü birçok oyun kurucudan iyiydi. Saras ise tam anlamıyla modern EuroLeague’e damga vurdu. Onu izlerken onun oyununa aşık olmama ihtimaliniz yoktu. Zekası ve üstün yetenekleriyle oynadığı takımların oyun planları ne kadar farklı olursa olsun hep başarılı oldu.
Takım açısından düşünürsek, biri içeriden diğeri dışarıdan oyunu yönetebilecek, hücumu bambaşka seviyeye çıkartabilecek lider karakterli bu iki ismi keşke Zalgiris forması altında da görebilseydik.
Panathinaikos: Dejan Bodiroga & Dimitris Diamantidis
Forma giydikleri dönemler: Dejan Bodiroga (2001-2002) & Dimitris Diamantidis (2004-2016)
Avrupa basketbolunun en başarılı koçu olan Zeljko Obradovic, kariyerinde pek çok özel oyuncuyla çalıştı ancak bu ikisi asla diğerleriyle aynı kefede değildi. Kendisinin de söylediği gibi bu iki oyuncu da Obradovic‘in kariyeri boyunca sadece gözleriyle anlaşabildiği üç oyuncusundan ikisi. Bu yüzden Panathinaikos‘ta bu ikiliye gitmek en mantıklısı.
Dejan Bodiroga’nın 2001-2002 sezonunda yaptıkları zaten hala hafızalarda. Sanırım EuroLeague tarihindeki diğer büyük oyuncular, Virtus Bologna karşısında onun yaptıklarını yapamazdı. Keza yakın geçmişten Diamantidis’i de çok iyi biliyoruz. Onun gibi bir oyuncu belki de bir daha hiç gelmeyecek.
Takım açısından; yaratıcı, fiziksel olarak avantajlı, liderlik özellikleri bu kadar gelişmiş olan iki oyuncuyu bir arada izlemek korkutucu olurdu.
Real Madrid: Sasha Djordjevic & Sergio Llull
Forma giydikleri dönemler: Sasha Djordjevic (2000-2002) & Sergio Llull (2007-?)
Ortak yönleri bu kadar çok olan iki oyuncuyu bir arada izlemek sizce de güzel olmaz mıydı?
Sasha, iki yıllık kariyerinde Madrid’i 7 yıl sonra tekrardan lig şampiyonu yapan takımın bir parçası olurken Llull da 2005’teki krizden sonra takımın kurtarıcılarından biriydi. Djordjevic, 18 yaşında EuroLeague kupasını kazandıracak şutu sokacak kadar cesur bir oyuncuydu, Llull’un ise son saniye şutları konusunda özel bir başarısı olduğunu hepimiz biliyoruz.
Djordjevic için her zaman en büyük sorunlardan biri, takım diğer yıldızlarıyla yaşadığı problemler oldu. Fakat Llull’un saha içi kişiliği ve daha önce yıldız oyuncularla gösterdiği birlikteliği düşünürsek bence bu sorunu da çözebilirlerdi.
Olympiakos: Dino Radja & Vassilis Spanoulis
Forma giydikleri dönemler: Dino Radja (2000-2001) & Vassilis Spanoulis (2010-?)
Olympiakos, 2010’dan beri EuroLeague’in en başarılı takımıysa bunda Vassilis Spanoulis’in üstüne kurulan sistemin payı çok büyük. Yunan yıldız, kendi etrafına ona göre uyumlu parçalarla birlikte hareket ederek Pire ekibini zaferlere taşıdı. Fakat reçete hep tek düzeydi. Biz Olympiakos’ta takımdan birisi giderse yerine nasıl bir oyuncu geleceğini hep bilirdik.
Bu yüzden Olympiakos’ta Spanoulis döneminde pek görmediğimiz kadar dominant bir uzun ile Spanoulis’i buluşturmaya karar verdik. Hal böyle olunca da gideceğimiz oyuncu Dino Radja oldu.
NBA’de de izlediğimiz Hırvat pivot, 2000-2001 sezonunda Olympiakos tarihinin en dominant uzun performanslarından birini sergiledi. Radja belki takımı başarıya taşıyamadı ama yanında Spanoulis gibi bir yıldız daha olsaydı işleri daha kolay olabilirdi. Keza işlerin daha kolay olma durumu Spanoulis içinde geçerli. Bu yüzden de Olympiakos’ta tercihimizi bu ikiliden yana kullanıyoruz.
Barcelona: Pau Gasol & Marc Gasol
Forma giydikleri dönemler: Pau Gasol (2000-2001) & Marc Gasol(2003-2006)
Aslında biz bunun nasıl bir şey olduğunu İspanya Milli Takımı’ndan biliyoruz.
İspanya basketbolunun en önemli oyuncusu olan Pau Gasol, henüz buralardayken ileride neler yapacağını gösteriyordu. Marc için işler o kadar kesin değildi ama NBA kariyeri de onu bambaşka bir yere getirdi. İkisi de Avrupa basketbolunun NBA’deki yüzleri olmayı başardılar.
Barcelona taraftarı için en güzel hayal, altyapılarından çıkan bu ikiliyi yan yana Barcelona formasıyla izlemek olurdu.
Aslında NBA’de lokavt olduğu zaman ikisi de Barcelona’yla antrenmana çıktı ama oynayamadan geri döndüler. Bu yüzden Barcelona taraftarının içinde Gasol kardeşleri izleyememek ukte kalmış olabilir.
CSKA Moskova: David Andersen & Milos Teodosic
Forma giydikleri dönemler: David Andersen (2004-2008) & Milos Teodosic (2011-2017)
Güzel bir ikili oyun izlemeyi kim istemez ki? Milos Teodosic ile David Andersen ikilisi; bizlere ve CSKA taraftarına bunu bol bol izlettirebilirdi.
CSKA‘da oynadığı dönemde hücum portföyü olarak ligin en iyi uzunlarının başında gelen Andersen’in özellikle ikili oyun sonrası dışa doğru açılıp attığı orta mesafe şutlarıyla meşhurdu.
Teodosic’i ise hepimiz çok iyi biliyoruz. Söz konusu pası ulaştırmaksa iğne deliğinden bile topu geçirebilir. Onu CSKA kariyerinde bu tarz bir uzunla izleme şansı çok fazla elde edemedik. Freeland ile böyle bir uyum yakalaması olasıydı ama İngiliz oyuncu da sakatlık yüzünden pek sahaya çıkamadı.
Anadolu Efes: Nikola Prkacin & Dario Saric
Forma giydikleri dönemler: Nikola Prkacin (2003-2007) & Dario Saric (2014-2016)
Cibona’dan Efes‘e gelen iki yaratıcı uzun mu? Mükemmel!
Kabul ediyorum, Dario Saric’in Efes kariyeri beklendiği kadar iyi geçmedi. Bu topraklarda bol bol eleştiriye de uğradı ama Prkacin ile onu izlemek enfes olabilirdi.
Prkacin pota altından oyunu koordine ederken Saric ise Prkacın’ın sırtı dönük oyunlarının yaratacağı boşlukları çok iyi kullanabilirdi. Üstelik ikisinin bu yaratıcılığı Efes‘in hücumunu çeşitlendirmek adına çok önemli olurdu.
Belki savunmada biraz sorun yaşatabilirlerdi ama işin hücum kısmında Efes, herkesin izlemeyi çok isteyeceği bir takım olurdu. Uzundan uzuna yapılan asistler de yanımıza kar kalırdı.
Maccabi Tel Aviv: Anthony Parker & Devin Smith
Forma giydikleri dönemler: Anthony Parker (2001-2002&2003-2006) & Devin Smith (2011-2017)
Biri EuroLeague tarihinin en karizma oyuncularından… Diğeri ise en “tutkal” oyunculardan.
İşin savunma tarafında her ikisi de 2-3-4 numaraları savunabilirdi ve bu Maccabi‘ye Avrupa’da görmediğimiz kadar büyük bir lüks kazandırırdı. Hücumda ise Parker’ın liderliğinin yanında Smith’in bitiriciliği ve ters eşleşme avantajı İsrail ekibini coşkulu bir hücum takımı haline getirirdi. Üstelik kısa beşin getireceği oyun temposu da Maccabi taraftarına her zaman görmek istediği şeyi verebilirdi.
İkisinin de kupa kazanma beceresini düşünürsek “Batman” Parker, “Robin” Smith şeklinde bir Maccabi’yi görmek taraftarı oldukça memnun ederdi.
Baskonia: Luis Scola & Tornike Shengelia
Forma giydikleri dönemler: Luis Scola (2000-2007) & Tornike Shengelia (2014-?)
Oyuncu özellikleri bakımından Scola ve Shengelia, birbirine benzer tarzlara sahip. Bu yüzden saha içinde bu ikilinin yüklerini ve görevlerini ayırmak çok kolay olmazdı… Yine de böylesine dominant iki uzunu bir arada görme şansı da her zaman başımıza gelmiyor.
Scola, 7 yıl boyunca kaldığı bu kıtada bize en özel uzun performanslarını izletti. Onun döneminde Baskonia 4 kere Final Four yaparken o hep başroldeydi ve durdurulamaz olduğunu defalarca izledik. Shengelia ise şu anda Avrupa’nın en iyi dört numaraları arasında ve onun neler yapabileceğini de biliyoruz.
Bu yüzden pota altında böylesine iki yetenekli uzunun aynı anda sahada olması rakipleri kara kara düşündürürdü ve kim bilir… Belki Baskonia‘nın EuroLeague şampiyonluğu şanssızlığını kırmasını sağlardı.