by Mehmet Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Banvit Basketbol Kulübü, bilhassa son yıllarda yaptığı doğru hamleler ve iyi bir yönetim ile teknik ekiplerin de birleşimiyle gerek ülkemizde gerekse Avrupa’da adından söz ettiren basketbol organizasyonlarından biri oldu.
Bu başarıda yönetim ile teknik ekipler kadar, kimi zaman belki daha da fazla elbette saha içinde ter döken, takımın başarısı için canını dişine katan isimler de çok kritik roller oynadı. Genç oyuncuların gelişimine büyük önem veren Banvit, bir yandan onları bir sonraki aşamaya hazırlarken diğer yandan da oyuncularından alabileceği katkıyı azami seviyeye çekip sınırları aşmayı, başarısını sürekli kılmayı hedefledi.
Basketbolun en büyük klişelerinden biri olan oyun kurucunuzun iyi olduğu ölçüde takımınızın oyununun geliştiği fikrine Banvit tarihinde de katılmamak çok güç. Takım en parlak dönemlerinde önemli oyun kurucu katkıları aldı ve o katkılar Banvit’i başarıya taşıdı.
Kimi zaman o oyun kurucular bir yandan takımını çok iyi yönlendirirken tüm diğer oyuncuların arasından sıyrılıp takımın başarısında hem istatistiksel anlamda hem de sahada verdikleriyle ciddi roller oynadı. Başka bir deyişle, belli dönemlerde takımın gerçek yıldızı aynı zamanda saha içi lideri oldu.
Eurohoops Fırın, kısa sayılabilecek bir sürede istikrarlı başarıyı sağlayan Banvit kulübünün tarihinde bu başarıda katkı sağlamış önemli 4 oyun kurucuyu mercek altına alıyor. Gelin birlikte sayalım.
Can Akın
Fotoğraf: Banvit Basketbol Kulübü
Oynadığı Yıllar: 2004-2006 (2 sezon)
İstatistikleri: 54 maç 10.5 sayı, 1.6 asist, 1.7 ribaund
Ülke basketbol tarihimizin gördüğü en tecrübeli oyunculardan biri olan Can Akın, Banvit’in bugünkü ismiyle süper lig seviyesinde mücadele etmeye başladığı 2004-05 sezonunda Bandırma ekibinin kadrosuna katılmıştı.
Bir önceki sezonu TB2L’de şampiyon tamamlayan Banvit, o dönemki ismiyle TBL’de mücadele etmeye hak kazanmış ve aslında bugün yaşanan başarıların temelleri daha öncesinden atılmaya başlansa da o günlerde görünür hâle gelmişti.
O dönem henüz 21 yaşında genç bir oyuncu olan Can Akın, Banvit’in yeni kuruluş aşamasında çok önemli bir rol üstlendi ve kendisine güvenerek birincil oyun kurucu rolünü, bir anlamda takımın direksiyonunu emanet eden Banvit’i mahcup etmedi.
Banvit lige çıktığı ilk sezonu 11. sırada tamamladı ancak FIBA Europe Cup’ta gelen dördüncülük, bir anlamda bir sonraki sezon hem Can Akın hem de takımın yapacağı çıkışın bir habercisiydi.
Can Akın, ikinci sezonunda tüm istatistiklerini yükseltti ve kendisine güvenenlerin güvenini boşa çıkarmadan gerçek bir saha içi lideri oldu. Daha sonra birçok farklı takımda forma giyse de onun kendisini ispat ettiği yer burasıydı ve rüşdünü ispatlamaya çalışan bir takımın lideri olarak da Bandırma ekibinin tarihinde özel bir yere kazındı.
2005-06 sezonunda gelen playoff yarı finali başarısında çok önemli rol oynadı. O sezon tam 37 maça çıkan Can Akın, 12.3 sayı, 2.2 ribaund ve 2.2 asist ortalamalarıyla önde gelen oyunculardan biri oldu. Üç maçta 20 sayının üzerine de çıkan Can Akın, playofflarda da başarılı performansını korudu ama dönemin önde gelen takımlarından Ülkerspor karşısında takımını bir galibiyetten öteye taşıyamadı.
Yine de lige yeni çıkan Banvit’in tarihinde büyük bir başarı kazanılmıştı ve Can Akın da o başarının en önemli, en büyük mimarlarından biriydi.
Joe Crispin
Oynadığı Yıllar: 2007-2009 (2 sezon)
İstatistikleri: 51 maç 17.8 sayı, 4.1 asist, 2.1 ribaund
Kolejden rekorlar kırarak mezun olan ve NBA’de iki sezon oynama şansı bulan Joe Crispin’in yolu Avrupa’da birkaç lig gezdikten sonra Bandırma’ya düştü.
Crispin gelmeden önce Banvit, ilk 10 haftada tam 7 yenilgi almıştı ve yeni yeni toparlanıyordu. Crispin ise belki hemen her şeyi değiştirmedi ama uyum sürecini atlattıktan sonra ne kadar özel bir skorer ve lider olduğunu herkese gösterdi.
Sezonun üç haftası arka arkaya 25’er sayı atarak Banvit’i playoff’a taşıyan Crispin, playoff’ta da harika performansını devam ettirerek hiç 20 sayının altına düşmedi. Fakat asıl büyük performansını öbür sezon gösterdi.
2008-2009 sezonunda daha ilk maçtan 35 sayı atan Crispin, Banvit’in Efes‘i 105-91 mağlup etmesini sağladı. Banvit, onun önderliğinde ilk 10 haftada 8 galibiyet alsa da sezonun devamında saha içi problemler ve sakatlıklar yüzünden playoff dışında kaldı fakat Amerikalı guard, 15 maçta takımının en skoreri olmayı başardı.
Eli ısındığı zaman durdurulmaz bir şutördü. Üstelik şut uzaklığı da Avrupa’ya göre çok genişti. Üçlük çizgisinin iki adım gerisinden kaldırıp atabiliyordu. Bazı aylar formu inanılmaz artıyor ve arka arkaya 4 maç 20 sayıyı gönderebiliyordu. Gerçekten izlemesi özel bir skorerdi. Skor hacmi kadar olmasa da arkadaşlarını da oyunun içine dahil eden Crispin, Bandırma’da geçirdiği iki sezonda 4.1 asist ortalaması yakaladı.
Banvit’ten ayrıldıktan sonra kariyerine Avrupa’da biraz daha devam eden Crispin, şimdilerde ise Rowan’da koçluk yapıyor.
Barış Ermiş
Oynadığı Yıllar: 2009-2012 (3 sezon)
İstatistikleri: 83 maç 10.4 sayı, 6.0 asist, 3.1 ribaund
Banvit kariyeri öncesinde Beşiktaş, Efes Pilsen, Türk Telekom ve Pınar Karşıyaka gibi basketbolumuzun önde gelen kulüplerinin formalarını giyen Barış Ermiş, bir türlü istediği çıkışı yapamamıştı ve o çıkışı yapabileceği doğru adresi arıyordu. Bunun için de Banvit’ten daha uygun bir yer bulabilir miydi? En azından bugünden bakınca kendisi için en doğru olanı yapmış gibi gözüküyor.
Zira hâlâ birlikte çalışmaya devam ettiği koç Orhun Ene ile Bandırma’da birlikte çalışan ve Ene’den takımın saha içi liderliği görevini alan Ermiş, Bandırma’da geçirdiği üç sezonda üç kez yarı final oynama başarısı gösterdi. Bunu yaparken de hem takım arkadaşlarını oyuna şahane dahil etti, hem de kendi skoruyla rakiplerin sıkça canını yaktı.
Orhun Ene, Barış Ermiş’ten nasıl azami düzeyde verim alacağını çok iyi biliyordu ve Barış Ermiş de her şeyini sahaya koymaya hazır olunca ortaya harika bir birliktelik çıktı. Öncesinde çıkış arayan Barış Ermiş, artık milli bir oyuncuydu ve ligimizin en iyi oyun kurucuları arasında yer alıyordu.
Geçirdiği üç sezon boyunca maç başına 5.0 asist ortalamasının altına hiç düşmeyen Barış Ermiş, ilk iki sezonunda ise çift haneli skor ortalaması yakalamayı başarmıştı.
O çıkış, Barış Ermiş’i o dönemde de önemli yatırımlar yapan ve Avrupa devlerinden biri olmayı hedefleyen Fenerbahçe‘nin kadrosuna taşıdı. Neticede Bandırma’da geride kalan üç sezonun sonunda Banvit’in yakın geçmişteki en parlak dönemlerinden birinin demirbaşlarından oldu, o tarihin yazılmasında büyük rol oynadı.
Jordan Theodore
Oynadığı Yıllar: 2016-2017 (1 sezon)
İstatistikleri: 31 maç 18.4 sayı, 7.2 asist, 3.7 ribaund
Banvit tarihine damga vuran oyun kurucular arasına adını yazdırmak için Jordan Theodore’a bir sezon yetti.
2016-2017 sezonu Banvit tarihinin en parlak sezonları arasında yerini aldı ve hiç şüphesiz o sezonun Banvit için en büyük ve en güzel saha içi yapı taşı Jordan Theodore oldu. Olağanüstü skor hacmi ve bitmek bilmeyen hırsıyla kendisini Eski Kıta’da ispat etmek isteyen Theodore, şahane bir organizasyonda buldu kendisini. Banvit ona kapılarını açtığında taraflar ortaya bu kadar kusursuz bir birliktelik çıkmasını bekliyor muydu bilinmez ama bize izlettikleri güzelliklerin sonucunu bir kupa, bir de Avrupa finali ile aldılar.
O sezon Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde finale kadar yükselen Banvit, Final Four’da ev sahibi Tenerife’ye kaybetse de gönüllerde taht kuran bir başarı hikayesi yazdı.
Bilhassa Gediminas Orelik’ten önemli bir saha içi yardımı alan Theodore, takımını her maçta ayrı sırtladı ve Basketbol Şampiyonlar Ligi zaferinin yanı sıra aynı sezon Türkiye Kupası’nı kazanan kadronun lideri de oldu. Kupada üç maçta tam 19.7 sayı, 5.0 ribaund ve 5.3 asist ortalamalarıyla adeta destan yazarak şampiyonlukta büyük rol oynadı.
27 yaşına gelmiş ve henüz böylesi bir platformda kendisini tam anlamıyla gösterememiş bir oyuncu için çok zor gözüken şey Banvit – Theodore işbirliği ile gerçekleşti ve Theodore, o performansın sonrasında kendisini EuroLeague’e taşıyan imzayı attı.
Ancak o imza öncesinde yaptıkları Bandırmalı basketbolseverlerin zihinlerinde hep çok özel bir yere sahip olacak. Zira 1,82’lik bu adam şehirden ayrılırken Desperado filmindeki gibi önde kendisi, arkada patlattığı bombayla ayrılmadı. Onun bıraktığı Bandırma’da ayrılığın burukluğu olsa da gülen yüzler ve gerçek bir başarı öyküsü vardı…
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!