by Buğra Uzar / buzar@eurohoops.net
NBA’de oldukça yoğun geçen bir yaz döneminin ardından yeni sezona kavuşmamıza artık sayılı günler kaldı. Hiç şüphesiz yazın en çok konuşulan hamlesi LeBron James’in Lakers‘a imza atması oldu. Ligin dengesini derinden sarsan bu hamleyle birlikte NBA’e duyulan özlem ve merak da tabii ki üst seviyeye çıktı.
Yeni sezonda yine yüzlerce maç oynanacak ve takımlar play-off’larda yer alabilmek için mücadele edecek. Tabii ki NBA’de normal sezonun zaman zaman sıkıcı geçtiğini biliyoruz. Fakat endişelenmeyin, Eurohoops her yıl olduğu gibi bu yıl da yanınızda ve bu maçlar arasından kaçırmamanız gerekenleri listelemeye hazır!
Bu maçları diğer yüzlerce maçtan ayıran şey ise taşıdıkları anlam ya da geçmişten gelen hikayeler… Kısacası aşağıda listelediğimiz 10 maç, normal sezon maçı olmaktan öte anlamlar taşıyor. Bu maçların bazılarında yıldız oyuncular eski evlerine dönerken bazılarında ise şampiyonluk yolundaki takımlar birbirlerinin güçlerini tartıyorlar.
Kalemlerinizi hazırlayın ve takvimlerinize not alın! İşte NBA’de 2018-19 sezonunda kaçırmamanız gereken 10 normal sezon maçı:
Not: Maçların tarihleri Türkiye’ye göre yazılmıştır.
10- Phoenix Suns vs Sacramento Kings: Çaylakların Düellosu (5 Aralık 2018)
Ligin diplerinde yer alan bu iki takımın maçını bu listede gördüğünüzde şaşırmış olabilirsiniz. Ancak tabii ki bunun bir sebebi var. Bu yılki NBA Draftının ilk iki sırasında seçilen DeAndre Ayton ve Marvin Bagley III, bu maçla birlikte ilk kez kozlarını NBA’de paylaşmış olacak. Yani bu NBA’de geleceğe damga vurabilecek iki yıldızın ilk kapışması olabilir. Üstelik bu ikiliyi maç içerisinde birçok kez karşı karşıya görebiliriz. Ayton 2.16’lık boyuyla ve dev cüssesiyle gerçek bir pivot. Bagley ise 2.11 boyunda ve 4 numara oynuyor ancak Kings‘in tempoyu arttırmayı tercih edeceği dönemlerde pivot pozisyonuna da geçebilir.
Bu iki takımın kadrosunda birçok genç yıldız daha bulunuyor. Bunların en önemlisi hiç şüphesiz Suns‘ın skoreri Devin Booker. Ayrıca geçtiğimiz yılki draftın 4.sırasından seçilen Josh Jackson’ın yanı sıra Trevor Ariza ve Tyson Chandler gibi uzun yıllardır ligde önemli görevler üstlenen oyuncular da bu mücadelede sahada olacak. Kings cephesinde ise yine geçtiğimiz yılki draftın 5.sırasından seçilen De’Aaron Fox’la birlikte Türk basketbolseverlerin yakından tanıdığı iki isim, Bogdan Bogdanovic ve Nemanja Bjelica yer alacak. Buddy Hield ve Willi Cauley-Stein gibi çok şeyler beklenen iki potansiyelli genç de cabası.
Toparlamak gerekirse bu iki takımı karşı karşıya getirecek mücadele sadece bu yılki draftın ilk iki sırasını değil birçok genç ve potansiyelli oyuncuyu karşı karşıya getirecek. Bu iki takım kartlarını doğru oynarlarsa ileride bu mücadeleyi play-off’larda bol bol tekrarlamaları muhtemel.
9- Boston Celtics vs Philadelphia 76ers: Doğu Finali Provası (17 Ekim 2018)
LeBron James’in Batı’ya geçmesiyle birlikte Doğu Konferansı için bir anda işler tamamıyla değişti. “Kral’ın” gölgesindeki takımlar artık gün ışığına çıkmaya hazır. Birçok takım kendi zamanlarının geldiğini düşünüyor ancak içlerinden belki de en iddialıları ise Boston Celtics ve Philadelphia 76’ers. Üstelik bu iki takımın birbiriyle düellosunu izlemek için çok fazla beklememize gerek yok çünkü sezonun ilk maçında birbirleriyle karşılaşacaklar!
Bu iki takım geçtiğimiz yıl Doğu Konferansı yarı finalinde karşı karşıya gelmiş ve turu geçen taraf 4-1’le Celtics olmuştu. Ayrıca Yeşiller bu seriyi geçerken Kyrie Irving ve Gordon Hayward gibi iki çok önemli oyuncusundan yoksundu. Tabii ki Celtics’in bu kadar önemli eksiklere rağmen Konferans Finali’ne kadar yükselmesinin büyük bir sebebi vardı. O da Brad Stevens… NBA’in en çok gelecek vaat eden koçlarından birisi olan Brad Stevens, taktiksel olarak tüm rakiplerini alt etmiş ve takımının başarısında başrolü oynamıştı. Celtics yaz döneminde çok büyük hamleler yapmadı ve eldeki başarılı takımı korumakla yetindi. Kısacası Celtics’in bu yazki en büyük hamleleri Irving ve Hayward’ın takıma dönmesi olacak. Bu da onları Doğu’nun favorisi yapmaya yetiyor da artıyor bile.
Sixers ise yıllarca ligin dibinde yer aldıktan sonra sonunda laneti kırmış ve geçtiğimiz yıl play-off’lara geri dönmüştü. NBA’in en heyecan verici genç oyuncularından ikisine, Joel Embiid ve Ben Simmons’a sahip olan Sixers, yakın zamanda finallerin değişmez takımı haline dönüşebilir. Yaz döneminde Ersan İlyasova ve Marco Belinelli gibi play-off’larda çok iyi performanslar gösteren iki tecrübeli oyuncuyu kaybetseler de Mike Muscala ve Wilson Chandler gibi iki önemli rol oyuncusunu kadrolarına katmayı başardılar. Üstelik Embiid ve Simmons başta olmak üzere genç oyuncuları bir yıl daha tecrübe kazanmış oldular. Sixers’ta bir başka soru işareti ise geçtiğimiz yılki draftın 1 numarası Fultz’un nasıl döneceği. Omzundaki sakatlık nedeniyle beklentilerin çok uzağında bir yıl geçiren genç yıldız, şut konusunda büyük problemler yaşamıştı. Eğer o da sağlıklı dönebilirse Sixers bambaşka bir çehreye bürünecek.
Doğu Finali’nin en kuvvetli adaylarından ikisinin üstelik sezonun ilk gününde karşılaşacağı bu maçı kaçırmak istemezsiniz!
8- Los Angeles Lakers vs Oklahoma City Thunder: Paul George “Evine” Dönüyor (3 Ocak 2019)
NBA’de yaz döneminin en çok konuşulan kararlarından birisi Paul George’tan geldi. Herkes yaklaşık 1 yıl boyunca Lakers‘a gitmek istediğini söyleyen, hatta bu yüzden Pacers‘ın kendisini takas etmesini, Lakers‘ın da “tampering” suçundan ceza almasını sağlayan George’un sezon sonunda serbest kalarak Lakers’a gitmesini bekliyordu. George’un ailesinin orada olması da bu dedikoduları güçlendiriyordu. Hatta Lakers taraftarları sezon içerisinde oynanan maçlarda George’a tezahürat bile yapmıştı. Fakat durum hiç de böyle olmadı. Sezon içerisinde Thunder‘la ve özellikle Russell Westbrook’la olan bağı git gide kuvvetlenen George, transfer döneminin başlamasından birkaç dakika sonra Thunder‘la olan sözleşmesini uzattı.
George’un bu kararı Thunder taraftarlarını sevince boğarken Lakers taraftarları da bir başka yaz döneminin daha kabusa döneceği korkusuna kapıldı. Tabii ki sonrasında LeBron’un gelmesiyle işler değişti ancak yine de 1 yıldan fazla süredir hayali kurulan oyuncunun Lakers’a randevu dahi vermeden sözleşmesini uzatması Lakers taraftarlarını fazlasıyla kızdırdı. Dolayısıyla George’un “evim” dediği Los Angeles’a dönüp Lakers taraftarlarının karşısına çıkacağı maç öncekilerden farklı olacak. Daha önce tezahüratlarla karşılanan yıldız oyuncunun bu sefer yuhalanması kuvvetle muhtemel.
Tabii ki bu maçta başka hikayeler de olacak. Thunder geçtiğimiz yıla büyük beklentilerle başlamış ancak sezonu play-off ilk turunda elenerek hayal kırıklığıyla noktalamıştı. Fakat yaz dönemini oldukça iyi geçirdiler. George’u takımda tutmalarının yanı sıra Nerlens Noel ve Dennis Schröder gibi iki önemli oyuncuyu kadrolarına kattılar. Thunder’ın bu yaz yaptığı en iyi hamle ise gelenler değil de gidenlerden olabilir. Thunder, geçtiğimiz yıl takımdaki en büyük sorunlardan birisi olan Carmelo Anthony’i göndermeyi başardı. Şimdi daha sağlıklı bir yapıdalar ve daha büyük hedeflere odaklanabilirler.
Lakers ise ligin dibine demir yer aldığı çile dolu yılların ardından sonunda nefes alabilecek çünkü NBA’in en iyi oyuncusu artık onlarda. LeBron’un Lakers’a gelişi takımın kaderini tamamen değiştirdi. Lonzo, Ingram, Kuzma ve Hart gibi genç yıldızların bir yıl daha tecrübe kazandılar. Üstelik Rondo, Lance Stephenson, JaVale McGee ve Beasley gibi yetenekli ancak bir o kadar da garip oyuncuları kadrolarına kattılar. Kısacası Lakers için NBA’in en merakla beklenen tanımı dersek yanlış bir şey demiş olmayız. Tabii ki Thunder’la oynayacakları maç da çok keyif vaat ediyor. Kaçırmayın, sonra pişman olursunuz!