Beşiktaş’ı Değiştirmeye Gelen Çılgın Dahi: Dusko Ivanovic

29/Ağu/18 11:51 Ağustos 29, 2018

Bugra Uzar

29/Ağu/18 11:51

Eurohoops.net

Beşiktaş Sompo Japan, Avrupa’nın en deneyimli antrenörlerinden birisi olan Dusko Ivanovic’i takımın başına getirdi. Peki siyah beyazlılar Karadağlı antrenörden neler beklemeli? Eurohoops uzmanlara sordu!

by Buğra Uzar / buzar@eurohoops.net

Son iki sezon takımın başında yer alan Ufuk Sarıca‘yla yollarını ayıran Beşiktaş Sompo Japan, Avrupa’nın en deneyimli antrenörlerinden birisi olan ve Baskonia, Panathinaikos, Khimki Moskova ve Barcelona gibi önemli takımları çalıştıran Dusko Ivanovic’le sözleşme imzaladı. Peki Beşiktaş ve Ivanovic birlikteliğinden neler beklemeliyiz? Eurohoops hem yorumunu kattı hem de konuyu uzmanlara sordu!

Ivanovic’in basketbolla ilişkisi koçluktan önceye dayanıyor. Profesyonel olarak basketbol oynayan ve çok önemli başarılar elde eden Ivanovic öyle müthiş bir skorerdi ki kendisine “Karadağ’ın Kutsal Eli” lakabı takılmıştı. İki EuroLeague şampiyonluğu, ve 3 kez Yugoslavya Ligi şampiyonluğu başarılarından sadece bazılarıydı. Koçluk kariyerinde ise Baskonia‘yla elde ettiği başarılar sayesinde adını Avrupa’ya duyurdu. Kısacası Ivanovic, Beşiktaş için büyük bir şans. Ancak işin diğer tarafından da bakacak olursak Ivanovic için de Beşiktaş’ta olmak büyük bir şans. Çünkü son iki takımı Panathinaikos ve Khimki’de işler hiç de istediği gibi gitmedi. Hatta iki kulüple ve oyuncularının bazılarıyla ciddi problemler yaşadığı iddia edildi. Dolayısıyla şimdi Beşiktaş’la birlikte kariyerinde yeni bir sayfa açabilmek için önemli bir fırsata sahip oldu.

Eurohoops da tecrübeli koçu çalıştığı takımlardan yakından tanıyan gazetecilerle iletişime geçerek görüşlerini aldı ve bununla birlikte kendi yorumlarını da yaptı.

Öncelikle Ivanovic’in Baskonia günlerinden başlayalım. Karadağlı koç tam 10 sezon Bask ekibinin başında yer aldı, 2 kez İspanya Ligi şampiyonluğu kazandı, EuroLeague’de iki kez finale kalma başarısını gösterdi ve Scola, Nocioni ve Splitter gibi birçok oyuncunun gelişimlerinde önemli pay sahibi oldu. Baskonia taraftarları bugün dahi kulübün en özel isimlerinden biri olarak görüyorlar. İspanyol meslektaşımız Carlos Perez de Arrilucea da bunu doğruluyor.

Carlos Pérez de Arrilucea – El Correro Gazetesi (İspanya) 

“Dusko Ivanovic, düşük eforu ve takım için kendini feda etmemeyi kesinlikle kabul edemez” 

“Dusko Ivanovic’ten bahsedecek olursak kendisi Baskonia’nın modern tarihindeki en önemli koç. O benchteyken kulübü Avrupa’nın elit kısmına taşımayı başardı. Çok tutkulu, oyuncularından yüksek performans isteyen ve sıkı çalışan bir koç. Tabii ki yıllar geçtikçe biraz yavaşlamış olabilir. Ama yine de Baskonia taraftarları bugün bile onu çok seviyor. Baskonia başkanı Josean Querejeta’yla çok iyi bir kimyaya sahiplerdi. Şunu söyleyebilirim ki Ivanovic’i kovmak Querejeta’nın Baskonia başkanı olarak aldığı en zor kararlardan birisiydi. Ayrılıklar hep acıdır. Belki de Dusko, Vitoria’da başka bir sonu hak ediyordu. Ama eğer koçsanız bavullarınızı toplayacak ilk kişi olmak konusunda hazır olmalısınız.
Dusko bazı oyuncular için sert olabilir. Bazı oyuncular hala Dusko’nun antrenmanlarını hatırlayarak kabuslar görüyor olabilir. Ama diğerleri ise kariyerlerinde yaşadıkları birçok başarıyı ona borçlu olduklarını biliyorlar. Düşük eforu veya takım için kendini feda etmemeyi kesinlikle kabul edemez.”

Ancak Ivanovic’in kariyerinde çalıştırdığı son iki takımlarında işler pek de Baskonia günleri kadar iyi gitmedi. Büyük umutlarla başlanan Panathinaikos sezonu iki yıllık kontrata rağmen ilk yılın ortalarına doğru son bulmuştu. Panathinaikos ve Ivanovic evliliğinin neden bu kadar kısa sürede sona erdiğini ise Eurohoops’un Yunan edisyonunda çalışan Kostas Giataganas anlattı:

Kostas Giataganas – Eurohoops Greece (Yunanistan)

Dusko Ivanovic, Panathinaikos’a gelmeden önce Yunanistan’da gerçek bir general olarak görülüyordu.

“Ivanovic, Yunanistan’a gelmeden önce Baskonia günlerinden onu tanıyorduk. Yunanistan’daki imajı ise gerçek bir general olduğu yönündeydi. 2014 yılında takımın başına geldiğinde Panathinaikos bir yeniden yapılanma aşamasındaydı. Bir önceki yıl Yunan Ligi ve Yunan Kupası kazanılmasına rağmen EuroLeague’de istenilen başarı gelmeyince Dimitris Giannakopoulos ve yönetim kurulu takımı yenilemeye karar verdi. James Gist hariç tüm yabancı oyuncular gitti ve gelecek vaat eden genç Yunan oyuncular kadroya katıldı. Fakat bu oyuncular üst seviyede mücadele edebilmek için pek de hazır değildi. Yine de Panathinaikos sezona çok iyi girdi. Olympiacos karşısında birçok sakat oyuncu olmasına rağmen alınan galibiyet çok değerliydi. İşler onun istediği gibi gidiyordu.

Ancak ilk iki aydan sonra işler değişti. Panathinaikos çok bocalamaya başladı. OAKA dışında EuroLeague’de galibiyet alamadılar. Noel’den sonra ise işler daha da kötü gitti. Yorgunluk baş gösterdi ve oyuncular rekabetçi olmaktan uzaklaştı. Çünkü Ivanovic gerçekten çok sert idmanlar yaptırıyordu ve oyuncular gerçek maçlarda enerji bulamıyorlardı. Tabii ki sert geçen antrenmanlar sebebiyle takımdaki her oyuncuda sakatlık problemleri ortaya çıktı. Dolayısıyla Panathinaikos istediği sonuçları alamadı.

Öncelikle bana göre en büyük problem Ivanovic’in iletişimindeydi. Oyuncularla hiç diyalog kurmadı. Genel olarak asistanları aracılığıyla onlarla iletişim kurdu. Onlara neler yapamaları gerektiğini bu şekilde söyledi. Önce yardımcılarıyla konuşuyor, planlarını onlara anlatıyordu. Onlar da oyunculara bunu açıklıyordu. Bana göre Ivanovic için oyuncularla bireysel olarak konuşmak çok zorlayıcıydı. Onlarla sağlıklı bir iletişim kuramadı. Dolayısıyla aralarındaki diyalog oldukça azdı. Koç onlardan ne istiyor bilemiyorlardı. Ivanovic ise antrenmanların mümkün olduğunca sert ve sıkı geçmesini istiyordu, onların iyi birer asker olmalarını hedefliyordu. Bu da daha sonra oyuncuların onun için oynamamasına sebep oldu.

Oyuncular normalde kendileri için olduğu kadar takım ve koçları için de oynarlar. Ama o sezon Panathinaikos’taki oyuncular koçları için oynamadılar. Oyuncular bir tarafta ve Ivanovic ise diğer tarafta gibi bir durum vardı. Ivanovic çoğu zaman soyunma odasında bir yabancı gibiydi. Çok sertti ve arkadaş canlısı gibi değildi. Bana göre bu çok önemli bir problemdi ve o sezon Panathinaikos’un Final Four’a gidememesinde de lig şampiyonluğunu kazanamamasında da çok önemli bir rol oynadı. Ancak başta da dediğim gibi o yıl Panathinaikos için ilginç bir yıldı. Takımda birçok değişiklik vardı, o yıl takımın rotasyonunda daha fazla Yunan oyuncu vardı. Ayrıca Final Four’a kalabilmek için yeterli bir kadro olduğunu da söylemek güç. Fakat yine de koç Ivanovic o yıl oyuncularını kazanamadı ve onları kendisi için oynamaya ikna edemedi. Belki takım daha tecrübeli oyunculardan oluşsaydı bu konuda Ivanovic de daha başarılı olabilirdi.”