By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Avrupa basketbolu kültüründe NBA’deki gibi “çaylak” oyuncu kültürü yok.
Pablo Prigioni gibi farklı örneklerini görsek de NBA’de böyle bir kültürün olmasının en büyük sebebi; lige kolejden gelen genç oyuncular… Bu oyuncuların profesyonele adım attıkları sezon da genellikle oyunu, kültürü ve gerçek hayatı öğreniyor.
Avrupa’da ise böyle bir düzen yok ve çaylak diyebileceğimiz oyuncuların hepsi aslında belli kariyerleri olan oyuncular. Fakat ligimiz için bu çaylak kelimesinin anlamını potansiyelli, üst seviyeye haır olarak düşünürsek kullanabiliriz.
Çünkü Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi, oyuncu kalitesi olarak Avrupa’nın en iyi liglerinden biri ve yolu ilk kez buraya düşenler için Avrupa’daki kariyerleri adına iyi bir deneyim. Burada kendilerini kanıtlarsa bir üst seviyeye daha kolay çıkabilirler.
Eurohoops Fırın ise yeni sezon öncesi bu oyuncuları karşınıza sunuyor. Bu sezon kariyerlerinde ilk defa Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’nde oynayacak olan 45’a yakın oyuncudan listeyi 30’e indiren “Fırın” sizler için bu oyuncuları sıraladı.
Hazırsanız başlayalım;
30- Joe Alexander (PF) / Beşiktaş Sompo Japan
2008 NBA Draft sınıfı; Derrick Rose, Russell Westbrook, Kevin Love gibi süper yıldızlarla dolu, oldukça iyi bir draft’tı fakat o draft’ın 8. sıra seçimi olan Joe Alexander için iyi bir NBA kariyeri olmadı.
8. sıra seçimi olmasına rağmen iki sezonda sadece 67 maça çıkabilen Alexander, kısa sürede NBA’den kesildi. İsrailli oyuncu, NBA kariyerinden iki sezon sonra Maccabi‘yle EuroLeague’de de şansını denedi ama orada da pek kalıcı olamadı. Alexander’ın kağıt üstünde iyi bir kariyeri olmasına rağmen gittiği her yerde hayal kırıklığı yaratmasının sebebi, atletizmiyle diğer yetenekleri arasındaki büyük fark.
31 yaşındaki oyuncu harika bir atlet. Hem zıplama hem de ayak hızı konusunda bir 4 numaradan bekleyeceğiniz atletizmden de daha fazlasını size verebiliyor ancak oyun bilgisi ve fundamental söz konusu olduğunda orada düşündürüyor.
Geçen sezon Holon’da daha büyük bir role sahip olması ve Holon’un oyun temposu onun işine de yaradı fakat daha üst seviye için soru işareti. Ivanovic, takımın başına geçer geçmez ilk istediği transfer Alexander’dı. Bu yüzden koçun ondan beklentileri olduğu belli.
Fakat onun kendini üst seviyede tekrardan gösterebilmesi için geçtiğimiz yıllarda onda görmediğimiz oyun olgunluğunun olması gerekiyor.
29- Jeremy Evans (PF) / Darüşşafaka
Yaz döneminde Cory Jefferson ile anlaşan ancak oyuncunun sağlık testlerinden geçememesi yüzünden bu transferden vazgeçen Darüşşafaka, onun yerine yine NBA patentli bir isim olan Jeremy Evans’ı getirdi.
Amerikalı oyuncunun NBA kariyeri pek iyi olmasa da Türkiye’de onu çoğu kişi biliyor aslında. İnanılmaz atletizmiyle All-Star haftasonunda smaç yarışmasına katılan Evans, 2012’de bu yarışmayı kazanmıştı.
Buraya kadar her şey iyi hoş olsa da Evans’ın basketboluna dair iyi olarak söyleyebileceğimiz tek şey; atletizm. Evans, bir şekilde 8 yıldır bu özelliği sayesinde NBA’e tutundu fakat onun dışında sahaya pek bir şey koyamadı.
Geçen sezon G-League’de fena bir yıl geçirmedi. Daçka‘daki ilk sezonu, onun kariyeri açısından da belirleyici olacak.
28- Sek Henry (G) / Pınar Karşıyaka
Pınar Karşıyaka’nın yeni transferi Sek Henry 31 yaşında bir üst seviyede deneyime hazırlanıyor.
Avrupa’da daha önce küçük liglerde oynayan Henry, en üst seviye olarak İspanya Ligi’nin orta sıra takımlarından olarak Zaragoza’ya gitti fakat orada da başarılı olamadı. Zaragoza’dan sonra dolaşmaya devam eden Henry, kariyerinin ikinci baharının başlangıcında kendini üst seviyede gösterebileceği bir fırsat daha buldu.
Henry’i buraya çıkaran yetenekleri skorerlik. Hem hızlı ilk adamı, hem de korkusuzca attığı şutlarla hücumda çok fazla opsiyonu bulunuyor ve topu onu eline verdiğiniz zaman sayı üretebiliyor. Üstelik topla yaratırken takım arkadaşları için servis de yapabiliyor. Fakat bütün bunların verimliliği konusunda soru işaretleri var.
Bir kere topsuz oyunda hiç yok. Onun dışında oyun bilgisi zayıf ve savruk bir oyuncu. Geçen sezon 5.9 asist ortalamayla oynadı ama bunun karşılığında 3.0 top kaybı ortalaması vardı.
Bu tarz oyunculardan verim almanız için saha içerisinde onun eksiklerini ne kadar kapatabildiğiniz önemlidir. Karşıyaka’nın bu ne kadar başaracağı ise onun sezonunu belirleyecek.
27- Devin Williams (C) / Arel Üniversitesi Büyükçekmece
Kolej sonrasında Avustralya ve Porto Riko Liglerine giden Devin Williams, yeni sezonda kendisini Avrupa’ya gösterecek. Üstelik 24 yaşındaki pivot, parlamak için kendini iyi bir ortamda buldu.
Devin, hücumda sorumluluk almayı çok seven bir oyuncu. Çok uzun olmasa da kalıplı olması sayesinde pota altında fark yaratıyor. Diğer taraftan sahayı hızlı geçmeyi sevmesi, pas açılarına doğru yerleşmesi ve yumuşak bir bileğe sahip olması ona bitiricilik açısından avantaj sağlıyor. Kolej yıllarında dış şutu hiç yoktu ama profesyonel olduktan sonra hücumuna dış şut da kattı.
Tabii problemleri de var. Mesela hücumda top kullanmayı çok seviyor. Pasör özelliği fena olmasa da üst üste iki hücum el üstü şut atabilecek kadar top kullanmayı seviyor. Müdafaa kısmında ise kötü bir çember savunucusu.
Williams, 24 yaşında Avrupa’da gelebileceği en iyi ortamlardan birine geldi. Büyükçekmece’nin uzun rotasyonundaki en önemli oyuncusu ve bol bol süre alacak.
26- Jamelle Hagins (PF/C) / Afyon Belediye
Jamelle Hagins aslında Avrupa’da bilinmeyen bir oyuncu değil. Yunanistan ve İtalya’da oynadı ve İtalya Ligi’nde şampiyon olan Venezia’nın önemli bir rotasyon oyuncusu. Geçtiğimiz sezon Türkiye’de bir alt lige gelmeyi kabul etmesi ise onu Afyon’a getirdi.
Amerikalı uzun, geçen sezon Afyon’un lige çıkmasında Cevher ve Knight ile birlikte önemli rol oynadı. Bu sezon da takımın önemli en kritik kuvvet kollarından birisi olacak.
27 yaşındaki oyuncuyu tanımayanlar için kısaca anlatırsak; Hagins hızlı ayakları ve atletizmiyle pota altında iyi bir bitirici. Özellikle set temposu yukarıya çıktığı zaman verimi artıyor. Geçen sezon Afyon’da önemli bir bireysel gelişim gösterdi. Eskiye göre pas açılarını daha iyi görüyor. Oyun içi devamlılığı da daha yüksek.
Amerikalı oyuncuyu şimdi Süper Lig’de izleyeceğiz. Daha üst seviye bir takıma geçme zamanı geliyor.
25- Jean Salumu (SG/F) / Sakarya Büyükşehir Basket
Sakarya Büyükşehir Basket, geçtiğimiz sezon oyuncuların parlaması için önemli bir aracı oldu. Sakarya’da gelişen ve iyi performans sergileyen hem yabancı hem de yerli oyuncular, kendilerine bir üst seviyede takım buldu. Koç Selçuk Ernak’ın takımı yeni sezonda da parlatabileceği oyunculara gitti.
Belçika Ligi’nin son MVP’si Jean Salumu da böyle bir oyuncu. Kariyeri boyunca hep Belçika’da oynayan ve milli takımın da bir parçası olan Salumu, basketbol zekası nedeniyle aslında daha genç iken fark edilen bir oyuncuydu.
Salumu, topla ikili oyun sonrası hem kendi hem de takım arkadaşları için yaratan bir oyuncu. Potaya giderken uzuyor ve oyun bilgisi yüksek olduğu için doğru pozisyonu buluyor. Son yıllarda dış şutunu da çok geliştirdi. Üstelik bütün bunların yanında topsuz da verimli olabilen bir oyuncu. Belçikalı oyuncunun en büyük problemi ise maç içi devamlılığı. Bazen sahadan kaybolup gidebiliyor ya da gerekli sorumluluğu almaktan kaçabiliyor.
Bunu Selçuk Ernak’ın yanında ne kadar çözebilecek birlikte göreceğiz ama eğer başarırsa onu da daha üst seviyede iyi bir rol oyuncusu olarak izleyebiliriz.
24- Andrew White (SF) / Afyon Belediye
Sırada NBA patentli bir oyuncu daha var.
Kolej sonrasında draft edilmese de G-League’de gösterdiği performansla Atlanta’tan kontrat bulan Andrew White, NBA’de 15 maça çıkmayı başardı. Fakat orada kendine kalıcı bir kariyer kurması zor olduğu için yolunu Avrupa’ya çevirdi.
White bu sezon bir gözünüzü üstünde tutmanız gereken bir oyuncu çünkü gelecekte onu Avrupa’da daha iyi seviyelerde görebilirsiniz.
Amerikalı oyuncu, kendine pozisyon yaratıldığı zaman harika bir bitirici. G-League’de %40 ile üçlük atan White, NBA’de bile ceza şutörü olarak bunu bize göstermeye başladı. 25 yaşındaki oyuncu, topla kendini şutunu biraz daha yaratabilirse Avrupa’nın en üst seviyesinde oynayabilecek bir yeteneğe sahip.
23- Demonte Harper (G) / TOFAŞ
Kalev’de çok iyi bir performans gösterse de Zenit’te ortalama bir performans sergileyen Demonte Harper, yine de kendisine güvenen bir koç buldu. Koç Orhun Ene yaz döneminde onu inatla kadrosunda istedi. Bu da Harper de onun herkesten daha farklı şeyler gördüğü anlamına geliyor.
Amerikalı oyuncu, tam olarak her şeyden biraz yapan ama hiç bir şeyi tam yapmayan bir oyuncu profili. İyi bir üçlük yüzdesi var ama harika bir şutör değil. Hücumda sayı opsiyonları var ama dominant bir skorer değil.
Orhun Ene’nin oyuncu gelişimi konusunda ne kadar başarılı olduğunu ve ona ne kadar güvendiğini biliyoruz.
Muhtemelen Orhun Ene, Harper’ın bazı özelliklerini keskinleştirebileceğini düşündüğü için onu kadrosuna kattı. Eğer bu olursa Harper için 29’ndan sonra farklı bir kariyer başlayabilir.