by Buğra Uzar / buzar@eurohoops.net
Basketbol tarihinden birçok muhteşem takım geldi. Birçok harika oyuncu beraber oynayarak yenilmesi güç takımlar oluşturdular. Ancak şunu kabul etmeliyiz ki basketbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi takımı 1992 Amerika Milli Takımı yani bilinen adıyla “Rüya Takım’dı”.
NBA tarihinin gelmiş geçmiş en iyi oyuncularından kurulu bu takım sadece rakiplerini dümdüz etmekle kalmadı, aynı zamanda basketbolu da değiştiren en büyük adımlardan birini attı.
NBA tarihine damga vuran uluslararası oyuncuların neredeyse tamamı Rüya Takım etkisi sayesinde bu noktaya geldiler. Çünkü bu takım basketbolun Amerika dışında da çok popüler olmasını sağladı.
Amerika Birleşik Devletleri kurallar nedeniyle yıllar boyu Olimpiyatlar’da profesyonel olmayan kolej oyuncularıyla mücadele etmişti. Yine de bu takımlarla bile altın madalyaya uzanmışlardı. Ancak diğer ülkeler profesyonel olan oyuncularını oynatabiliyorlardı.
Dolayısıyla zaman zaman başta Sovyetler Birliği olmak üzere güçlü ve deneyimli oyunculara sahip takımlar tarafından domine edildikleri de oldu. 1991’de bu kural değişti ve dünyanın tüm liglerindeki profesyonel oyuncular Olimpiyatlar için uygun hale geldiler. İşte basketbolun kaderi de bu noktada değişti.
Amerika’nın rakiplerini ezip geçmesi bilinmedik bir durum değil. Peki ya bilinmeyenler? İşte bu noktada Eurohoops Fırın devreye giriyor. İşte Amerika Birleşik Devletleri’nin efsane 92 takımı hakkındaki enteresan 9 hikaye!
Michael Jordan Neden Kadroya Katılmayı En Son Kabul Etti?
Rüya Takım birbirinden önemli yıldızları kadrosunda bulundursa da bunların en iyisi Michael Jordan’dı. NBA tarihinin en iyi oyuncusu olarak gösterilen Jordan, o dönemlerde ligi kasıp kavuruyordu ve büyük bir hayran kitlesine sahipti. Dolayısıyla kural değişikliğinin ardından NBA yönetiminin ilk gideceği isim oldukça netti. Fakat ilk tekliflerinde hiç beklemedikleri bir yanıt aldılar!
O dönem NBA yöneticisi olarak görev yapan Rod Thorn, Jordan’a “Sen dünyanın en iyi oyuncususun. Bu NBA Finallerinden bile büyük bir şey. Sana ihtiyacımız var” teklifiyle gitti. Ancak yıldız oyuncu yapılan ilk teklifi “Başka kimler oynuyor? Ben bu işte tek olmak istemiyorum” diyerek reddetti. Jordan o zamanları; “Umarım bana teklif yapmazlar diye dua ediyordum. Bu teklif gelirse de nasıl nazik bir şekilde reddedebilirim diye yollar arıyordum” diyerek anlatıyor.
NBA yönetimi zaten tüm dünyayı etkileyecek bir kadro kurmayı planlıyordu. Artık yeni bir amaçları daha vardı. Jordan’ı etkilemek. Dolayısıyla gidebildikleri en iyi oyunculara gittiler. Sonucun nasıl olduğunu biliyoruz. Magic Johnson, Larry Bird, David Robinson, Patrick Ewing, John Stockton, Karl Malone, Charles Barkley, Scottie Pippen ve Chris Mullin, NBA yönetiminden gelen teklifi kabul ederek Rüya Takım’ı şekillendirdiler.
Böylesine iyi oyunculardan olumlu yanıt alan Rod Thorn ve NBA yönetimi tekrar Jordan’ın kapısını çaldı. “Majesteleri” istediğini almıştı. Takımda yalnız değildi ve başta Magic’le Bird olmak üzere kıyaslandığı birçok oyuncuyla birlikte oynayabilecekti. Yani artık teklifi kabul edebilirdi.
Jordan kadroya katılmayı kabul eden 10. oyuncu oldu. Yıldız oyuncunun ardından kadroya katılan isimler ise Clyde Drexler ve kolej efsanesi Christian Laettner’dı.