By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Avrupa basketbolu kültüründe NBA’deki gibi “çaylak” oyuncu kültürü yok.
Pablo Prigioni gibi farklı örneklerini görsek de NBA’de böyle bir kültürün olmasının en büyük sebebi; lige kolejden gelen genç oyuncular… Bu oyuncuların profesyonele adım attıkları sezon da genellikle oyunu, kültürü ve gerçek hayatı öğreniyor.
Avrupa’da ise böyle bir düzen yok ve çaylak diyebileceğimiz oyuncuların hepsi aslında belli kariyerleri olan oyuncular. Fakat ligimiz için bu çaylak kelimesinin anlamını potansiyelli, üst seviyeye haır olarak düşünürsek kullanabiliriz.
Çünkü Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi, oyuncu kalitesi olarak Avrupa’nın en iyi liglerinden biri ve yolu ilk kez buraya düşenler için Avrupa’daki kariyerleri adına iyi bir deneyim. Burada kendilerini kanıtlarsa bir üst seviyeye daha kolay çıkabilirler.
Eurohoops Fırın ise yeni sezon öncesi bu oyuncuları karşınıza sunuyor. Bu sezon kariyerlerinde ilk defa Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’nde oynayacak olan 45’a yakın oyuncudan listeyi 30’e indiren “Eurohoops Fırın” sizler için bu oyuncuları sıraladı.
Dün listenin 30 ile 21. sıra arasında yer alan oyuncuları yayınlayan “Eurohoops Fırın”, bugün ise karşınıza 20 ile 11. sıra arasında yer alan oyuncular çıkartıyor.
Hazırsanız başlayalım;
20- Marcos Knight (G) / Afyon Belediye
Avrupa kariyerine Almanya Üçüncü Ligi’nde başlayan Marcos Knight, düşe kalka yükselmeye devam ediyor.
Almanya’da ligleri birer birer atladıktan sonra kısa bir dönem Zaragoza forması giyen Knight, geçen yaz ise beni şaşırtarak TBL’e geldi. Marcos, fiziksel dezavantajları sebebiyle Avrupa’nın baş takımlarında oynayacak bir oyuncu değil ama yetenekleriyle Avrupa’nın baş liglerinde oynayabilecek bir oyuncu. Bu yüzden de TBL’e gelmesi sürpriz olmuştu fakat o, bu sorunu takımının bir üst lige çıkmasını sağlayarak çözdü.
Marcos, bir numara fiziğine sahip olsa da bir oyun kurucu değil. İyi bir skorer. Hızlı ilk adımı sayesinde savunmaların başına dert oluyor ve deldikten sonra birçok farklı şekilde bitirebiliyor. Kolejde kötü bir şutördü. Avrupa’da hala dış şut onun ilk hücum silahı değil ama Amerikalı oyuncu son iki sezon bu konuda da gelişim gösterdi.
Oyun kurucu yetenekleri gelişmiş bir oyuncu değil. Tamamıyla kendi bitiriciliğine göre oynuyor fakat guard rotasyonunda Calloway ile paylaşacak olması onun oyun kurucu problemlerini saklamasına ve iyi olduğu skor üretme konusuna yoğunlaşmasına neden olabilir. Bunun yanında boyuna göre çok iyi bir ribaundçu.
Afyon’un onun hücumu sürüklemesine ihtiyacı var ve Türkiye Ligi’nde kendini bu konuda kanıtlarsa kariyerinin devamında kendine Avrupa’nın baş liglerinde istikrarlı bir kariyer kurabilir.
18- Robin Benzing (F) / Beşiktaş Sompo Japan
Günümüz basketbolunda birden çok pozisyonda oynayabilme oyuncuların değerini artıran bir özellik fakat 10 yıl önce bu durum daha farklıydı. O dönemde özellikle kanat pozisyonunda her iki pozisyon arasında sıkışan birçok yetenekli oyuncu heba oldu.
Üst seviyede 20 yaşından beri oynayan Benzing de o oyunculardan biri. Uzun boyu, kol açıklığı, atletizmi ve ilk adımıyla harika bir fiziğe sahip ama oyunu hem 3 hem de 4 numara için sorunlu. Bu yüzden de kariyeri boyunca önemli bir potansiyel olarak gözükse de kendini gösteremedi. Bir tek geçen sezon Jena’da yüzdeleri düşük olsa da iyi bir sezon geçirdi. Bunun da sebebi Jena’nın onu yüzü dönük kullanması Benzing’e daha fazla opsiyon sağladı.
Fakat geçtiğimiz sezon dahi onu çok güvenilir yapmıyor ki, Beşiktaş ona iki aylık opsiyonlu bir kontrat verdi. Burada işi zor olacak çünkü Beşiktaş, transfere geç başladığı için oldukça sorunlu bir kadro kurdu. Ancak Benzing bunu fırsata çevirebilirse onun için ilginç bir sezon olabilir.
Siyah-beyazlıların bu yaz yaptığı transferler arasında yetenek ve çeşitlilik açısından en çok öne çıkan oyuncu o. Bu durumda eğer sivrilirse kendini üst seviyeye gösterebilir. Üstelik Beşiktaş’ın daha önce opsiyonlu kontrat verdiği son ismin Vladimir Stimac olduğunu düşünürsek belki bu Beşiktaş için kaderin bir cilvesidir.
19- Markel Brown (G) / Darüşşafaka
Eski kıtada daha önce Khimki formasıyla izlediğimiz Markel Brown, yeni sezonda ise Daçka’yla kendini göstermeye çalışacak.
113 maçlık bir NBA kariyeri olan Markel, özellikle Brooklyn’deki çaylak sezonunda dikkate değer bir performans sergiledi ancak NBA’de tutunmayı başaramadı. Amerikalı skorer, hala NBA hayalleriyle yaşasa da kendine artık daha oturaklı bir kariyer kurma zamanı geldi. Bunun da yollarından biri Avrupa olabilir.
Daha önce Brown’un Khimki kariyeri çok parlak değildi. Sadece 11 maça çıkarken 5 sayı ortalamayla tutturdu. Khimki’de işler yolunda gitmedi ama Daçka’daki rolü daha farklı olacak. Burada takımın sürükleyici skoreri olarak sahada olacak ve bu da topla daha fazla birlikte olması anlamına geliyor. Bu da büyük bir soru işareti.
Brown’un sürükleyici oyuncu olarak performansı hem kendi için hem de Daçka’nın sezonu için önemli bir cevap olacak. İyi performans gösterirse kendine bu kıtada bir kariyer kurabilir. Olmazsa yavaş yavaş bu kıtada da üst seviyeden uzaklaşır.
17- Landry Nnoko (C) / Sakarya Büyükşehir Basket
Geçtiğimiz sezon ligde ilk kez mücadele eden Sakarya, hem kulüp hem de oyuncular için harika bir sezon geçirdi. Kulüp ilk sezonunda playoff yaparken Sakarya’yla birlikte gelişim açısından ileriye adım atan oyuncular ise kariyerlerinde bir üst seviyeye çıktılar.
Koç Selçuk Ernak, bu yüzden sıfırdan kadro kurdu. Gelen oyuncular arasında ileriye doğru adım atabilecek en dikkat çekici isim, Kamerunlu pivot Landry Nnoku olarak gözüküyor.
Basketbol eğitimini Amerika’da alan Nnoko, göze çarptığı ilk günden beri savunmasıyla dikkat çekti. Geçen sezon G-League’de yılın savunma takımına seçilen Nnoku, hızlı ayakları, 2.13 boyu ve atletizmiyle bir çember savunucusu için kilit özelliklere sahip. Savunma bilgisi ve aklı çok yüksek bir oyuncu değil belki ama hem çok fazla yer kaplıyor hem de blok zamanlaması olağanüstü.
24 yaşındaki pivot, hücumda ise çok fazla silaha sahip değil. Patlayıcı bir oyuncu olduğu için pota çevresinden iyi bir bitirici ama şutu yok ve sırtı dönük oyunu bu kıta için zayıf.
Fakat koç Selçuk Ernak’ın gelişime açık uzunlar konusunda ne kadar başarılı olduğunu geçen sezon gördük. Fall ile Nnoko başka tarzda oyuncular ama Kamerunlu uzun onun yanında gelişim gösterebilirse bu kıtada değerli bir oyuncu olabilir.
16- Jeff Withey (C) / TOFAŞ
Geçtiğimiz sezon ligin en başarılı takımlarından biri olan TOFAŞ, bu başarısını kadro planlamasında rollerin çok iyi oturmasına borçluydu.
Hücumu organize eden yaratıcı oyuncu olarak sahada Henry, Barış ve Mejia üçlüsünden ikisi sahada hep bulunurken başta Crocker ve Morgan olmak üzere diğerleri ise bitirici roldeydi. Kişisel olarak sezon başında Morgan, Owens ve Kadji üçlüsünün benzer profilde olduğunu düşünsem de bunun böyle olmadığını sezon içerisinde koç Orhun Ene gösterdi.
Yeni TOFAŞ kadrosunda ise yaratıcı oyuncuların iki ayağı dursa da diğerlerinde değişiklik var. Bunu da en iyi Withey transferinden anlıyoruz.
Büyük fiziği ve oyun bilgisi sayesinde draft edilen Withey, 5 yıllık NBA kariyerinde 206 maça çıktı. 5 yıl boyunca formasını giydiği 3 farklı takımda da kısıtlı süreler alan bir oyuncuydu. Bu yüzden pek kendini gösteremedi ve NBA’de geçen sezon sadece 9 maça çıkınca Avrupa’nın yolunu tuttu.
Withey, oyuncu profili olarak bir bitirici değil. Aslında hücumda onu değerli kılan tek şey, hücum ribaund yeteneği olabilir. 2.13 boyunda ve kalıplı bir oyuncu ama pota çevresinde bitirirken problem yaşayabiliyor. Onu genel olarak değerli kılan en önemli şey ise ribaund yeteneği. Gerçekten topu mıktanıs gibi çekiyor. Savunma açısında da pozisyon bilgisi yüksek bir isim ama hareketli uzunlar karşısında sorun yaşayabiliyor.
Peki her şey bu kadar sorun varsa onu neden 16. sıraya koydum? Çünkü Orhun Ene, oyuncularının rol alanlarını dağıtma konusunda başarılı bir isim. Withey’e Avrupa’da verimli olacağı alanı o yaratabilir. Geçen sezon TOFAŞ’ın böylesine kalıplı bir uzunu yoktu. Bu da koçun oyununda değişikliğe gideceğini gösteriyor. Withey için plan değişikliğine gidiyorsa da ondan nasıl verim alacağını önceden bulmuş demektir.
15- Aaron Harrison (SF) / Galatasaray
Yaz döneminin başında Galatasaray büyük bir kriz yaşasa da geç başladığı yaz dönemini iyi geçirdi.
Sarı-kırmızılı ekip belki ne kadar katkı alacağı kesin olan oyunculara gitmedi ama bütçesine göre yetenekli ve potansiyeli bir kadro kurdu. Avrupa’da iyi bir çaylak sezon geçiren Webster’dan, G-League’in önde gelen oyuncularından Nigel Hayes’e kadar hepsi bu profilde oyuncular.
Takıma en son katılan Aaron Harrison da aynen bu profile uygun. Hatta kariyerin başında potansiyel olarak bu oyuncuların hepsinden daha ileriydi. İkiziyle birlikte Amerika’da kendi yaş grubunda lisenin en iyi oyuncularından biri olan Harrison, kolejde kritik anlarda aldığı sorumlulukla dikkat çekse de bir türlü ileriye doğru o adımı atamadı.
Kolej sonrasında da NBA ile G-League arasında gidip gidip gelen Harrison gelişim açısından büyük bir kriz yaşadı. Şimdi ise Avrupa’ya gelerek kendine bir kariyer kurmaya karar verdi.
Aaron bu kıtada ilk kez oynayacak ve hepimizin bildiği gibi Amerikalı oyuncuların buraya uyumu hep soru işareti oluyor. Genelde buraya kurtarıcı olarak geldiklerini düşünüyorlar ve durumun farklı olması onları aşağıya çekiyor. Aaron’ın bu durum karşısında nasıl bir cevap vereceği önemli çünkü o buraya lider bir oyuncu olarak değil, tamamlayıcı bir parça olarak geliyor.
Galatasaray‘da top Webster ve Hayes elinde olacak. Aaron ise iyi yaptığı işi yaparak ceza şutlarını değerlendirecek. Eğer bunu kabullenirse burada iyi bir rol oyuncusu olabilir. Üstelik Galatasaray’ın kısa forvet rotasyonundaki ihtiyaçlarını da tamamen karşılar. Fakat kabullenmezse saha içindeki verimi Galatasaray için bir sorun olur.
Bakalım sezon nasıl ilerleyecek?