by Ben Golliver / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 7 Eylül 2018 tarihinde SI.com’da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Steve Nash ve Jason Kidd, 2018 Naismith Basketball Hall of Fame’in dikkat çeken isimleri oldu ancak endişelenmeyin: Bu cümleyi okuyunca sandığınız kadar yaşlı değilsiniz. İki efsanevi oyuncu, kural değişikliği sayesinde girecek Hall of Fame’e. Yeni kural, eski bir oyuncunun üç sezon boyunca emekliliğini geçirdikten Hall of Fame’e girmesine olanak sağlıyor. Daha öncesinde ise bir oyuncunun Hall of Fame olmak için en yaz dört ya da beş sezon beklemesi gerekiyordu.
Bu yeni kural ile birlikte insan ister istemez aktif büyük oyuncuları düşünüyor. 20’lerinin sonunda, 30’larındaki oyuncuların sunacakları bir şeyler hala olsa da onlar için Hall of Fame ihtimali daha açık bir şekilde gözükebiliyor. Neticede Nash ve Kidd de “sonsuza kadar” oynadılar ama 44 ve 45 yaşlarında Hall of Fame oldular.
Nash ve Kidd’in çok da uzak olmayan bir gelecekte takip edebilecek oyuncuların kimler olduklarına dair fikir sahibi olmak için gelin bir şeyler deneyelim. Aktif NBA oyuncularının hepsinin bugün emekli olduğunu düşünelim. Hangileri girerdi bu şöhretler müzesine? Hangileri dışarıda kalırdı?
3. SEÇİLMESİ BELİRSİZ İSİMLER
Üçüncü grupta bugün emekli olsa Hall of Fame’e seçilmesi tartışmaya açık isimler yer alıyor.
Anthony Davis
Anthony Davis’in henüz 25 yaşında Hall of Fame sınırına gelmiş olması ne kadar acayip? Şimdiden beş kez All-Star seçildi, üç kez yılın takımlarında, üç kez yılın savunma takımlarında yer aldı, üç kez blok kralı oldu ve beş kez 20+ sayı, 10+ ribaund ortalamaları yakaladı. Olimpiyat altını, NCAA şampiyonluğu da bulunan Davis, Hall of Fame yolunda yürüyor. Dezavantajı ise yalnızca tek bir playoff serisi kazanmış olması ama önünde henüz uzun yıllar var.
Gelecek yıl bu zamanlarda Hall of Fame’i garantileyebilir.
Draymond Green
Green gerçekten emekli olduğu zaman Golden State hanedanının gidişatı ve onun da merkezi rolü kabul edilmiş olacak. Şu anda ise inanılmaz başarı süreci, yalnızca dört yıl ilk 5 başlayan bir oyuncunun yaşadıkları gibi gözüküyor.
Savunma uzmanı olarak kariyerinin zirvesinde gösterdiği performans düşünülünce Green’in başarısına ulaşabilecek çok az Hall of Fame oyuncusu var ancak sürekliliği, Dennis Rodman ve Mutombo gibi isimler karşısında şimdilik tartışmaya açık.
Klay Thompson
Tıpkı Green gibi Thompson da kişisel olarak Hall of Fame’e girebileceğini kanıtlamış değil. Yine de o noktaya çok yakın. Gelmiş geçmiş en iyi şutörlerden biri olan Klay Thompson, dört kez All-Star, iki kez yılın takımlarına seçildi, üç şampiyonluk kazandı ve dört kez 20+ sayı ortalama yakaladı. Bu noktada Thompson, muazzam bir takımın iyi bir tamamlayıcısı olarak gözüküyor çünkü asla takımın birincil seçeneği olmadı ve asla en iyi 10 oyuncu arasında yer almadı.
Üç kez daha şampiyonluk yarışında olsun, Golden State‘in başarısı da onu Hall of Fame’e taşır.
Kevin Love
Love’ın Hall of Fame’e girebilmesi için her şeyden biraz var. Bir şampiyonluğu var, dört kez final oynadı, iki kez ribaund kralı oldu, beş kez All-Star, iki kez de yılın takımlarına seçildi. Olimpiyat altını da olan Love, üç kez 20+ sayı ve 10+ ribaund ortalamaları ile oynadı ve Minnesota’daki liderlik rolünü, Cleveland’da zirveye oynayacak takımın rol oyuncusu olarak devam etmek uğruna feda etti. Green ve Thompson gibi o da All-Star düzeyinde 2-3 sezon daha oynarsa Hall of Fame’e girebilecektir.
Kawhi Leonard
Leonard’ın kendisine Hall of Fame kazandırabilecek başarı tablosunda henüz çok boşluk var. Her ne kadar şampiyonluğu, iki kez yılın savunmacısı seçilme başarısı, dört kez yılın savunma takımlarında yer alma başarısı olsa da kariyeri boyunca takımının maçlarının dörtte birinde oynamadı ve 2014’te şampiyon olan takımın da en iyi oyuncusu değildi.
Duncan sonrası dönemde playoff başarısı da karışık. Leonard kariyerini Toronto’da tekrar çıkışa geçirirse Hall of Fame durumunu 2-3 yıl içerisinde tekrar görmek lazım.
4. DIŞARIDA KALACAK OYUNCULAR
Bu grupta Hall of Fame’e girecek kadar başarı kazanmamış oyuncular yer alıyor.
Derrick Rose
Her ne kadar MVP ödülü, Hall of Fame’e giden yolda altın bir bilet olsa da Rose bu anlamda bir istisna. Yaşadığı diz sakatlıkları kariyerini mahvetti ve yalnızca üç kez All-Star seçilebildi. Bir kez yılın takımında yer bulan Rose, finale ise hiç yükselemedi.
Kariyerini üst düzeyde sürdürmek için çok uğraşsa da artık verimliliği çok düşmüş durumda. Olimpiyat altını ve NCAA şampiyonluğu da yokken ciddi anlamda Hall of Fame adayı olabilmesi için büyük sempatiye ihtiyacı var.
Kyrie Irving
Irving ve Leonard arasında önemli benzerlikler var: İkisi de kariyerlerinin başında destekleyici rolde birer şampiyonluk kazandılar, sürekli sakatlık sorunu yaşadılar ve itibarlarını korumak için birkaç sezon daha üst düzeyde oynamaya ihtiyaçları var.
Irving, beş kez All-Star seçilmiş ve Olimpiyat altını kazanmış bir oyuncu ancak yalnızca bir kez yılın takımına seçildi. Henüz 26 yaşındaki Irving’in Hall of Fame iddiası için zamanı var.
Joe Johnson
Başta aslında Johnson’ın zaten Hall of Fame’e aday olmadığını söylemek kolay. Hiç çok ünlü olmadı. Hâl böyleyken bile yedi kez All-Star seçildi, beş yıl üst üste 20+ sayı ortalama ile oynadı, bir kez yılın takımına girdi ve gittiği her yerde saygı gördü.
120 kez playofflarda sahaya çıktığı, çok kez son saniyede maçı kazandırdığı düşünülürse Johnson’ın Hall of Fame’e layık olduğunu düşünenler olacaktır. Ancak bu kariyeri James, Durant ve Anthony gibi isimlerle aynı dönemde yaşadığı düşünülünce kolayca unutulması da mümkün.
Rajon Rondo
Huzurlarınızda şimdi konuşulduğundan daha fazla Hall of Fame tartışmalarında olması gereken bir oyuncu. Her ne kadar asla geleneksel bir yıldız olmasa da Rondo, 2008’de şampiyonluk kazandı, birkaç kez playofflarda ileri turları deneyimledi ve dört kez All-Star seçildi. Kişisel olarak da üç kez asist, bir kez top çalma kralı oldu. Bugün emekli olsa asist sıralamasında 23. sırada.
İkna olmadınız mı? Makul. Ama Paul Pierce, Kevin Garnett ve Ray Allen Hall of Fame’e giriyorken Rondo’nun o dörtlü arasında dışarıda kalması saçma olmaz mı? Sakatlıklar ve kişilik sorunları Rondo’nun itibarını zedeledi ve elit seviyedeki süresini azalttı. Dışarıda kalırsa pek de adil olmayacak.
Blake Griffin
Yıllarca Griffin, Hall of Fame yolunda ilerliyor gibi gözüküyordu. Yılın çaylağı oldu, ilk beş sezonunda All-Star seçildi, 25 yaşına gelmeden MVP adayı oldu, dört kez yılın takımlarına seçildi ve Paul ile yeni bir tarzda ikili oldu.
Ancak sakatlıklar en iyi dönemlerini mahvetti ve playofflarda da henüz anlamlı bir başarı yaşayamadı. Paul ile birliktenin çöküşü de kişisel değerini artırmadı. “Acaba…” öyküsünün uzağında kalması için dev bir dönüş yapması lazım.
Andre Iguodala
Warriors‘ın kesildiği nokta burası gibi gözüküyor. Şu anda Iguodala’nın üç şampiyonluğu, bir final MVP’si ödülü, bir Olimpiyat altını, bir All-Star deneyimi, iki kez yılın savunma takımlarına seçilmişliği var. Yine de kariyerinin sonuna yaklaştığı düşünülünce bunlar Hall of Fame’e girmesi için yeterli değil. Yine de Warriors‘ın başarılı sürecinin değerli parçalarından biri olarak anılacak.
Performansı düşüşte olsa da Iguodala’yı bu listenin tamamen dışında tutmamak lazım. Beş yüzük ile emekli olursa bu başarı onu Hall of Fame’e dahil edebilir. Ya da Robert Horry gibi bir bilinirlik ile emekli olabilir.
LaMarcus Aldridge
Kariyeri boyunca kıymeti yeterince bilinmeyen Aldridge, Hall of Fame’e giremeyecek gibi gözüküyor. Altı kez All-Star seçilen Aldridge, yalnızca bir kez konferans finali oynadı ve hiçbir zaman popüler bir isim olmadı. Altı kez 20+ sayı ortalama yakalamış olsa da hücumda ölümcül bir oyuncu gibi görülmedi hiçbir zaman. Duncan sonrası dönemde daha iyi işler yapabilmiş olsa belki de Leonard ve Aldridge birlikte Hall of Fame kabul edilebilirdi. Ancak o geçiş süreci iki oyuncuya da hasar verdi.