By Utkan Şahin & Fatih Dilber & Aydın Günaydın / info@eurohoops.net
Türk basketbolunun diğer büyük ekiplerinde olduğu gibi Fenerbahçe‘nin de unutulmaz ve geniş bir tarihi var.
Bu dönemlerin bazıları aydınlıktı, bazıları ise karanlık ama her büyük takımda olduğu gibi her zaman her durumda taraftarının kalbini sıcacık yapan yıldızları oldu.
Daha önce de bu yıldızları inceleyen Eurohoops Fırın, Fenerbahçe tarihinin en önemli 10 yabancısı, en iyi 10 şutörü ve en iyi 9 oyun kurucusunu karşınıza getirmişti.
Bugün ise sırada şutör guard pozisyonu var. Sarı-lacivertli ekibin bu pozisyonundaki bazı oyuncuları sadece yıldız diyebileceğiniz isimler değil, onlar bu kulübün efsaneleri! Kulübün altyapısından çıkan ve taraftarının gözdesi olan İbrahim Kutluay ya da EuroLeague şampiyonluğunda takıma liderlik yapan Bogdan Bogdanovic gibi…
Eurohoops Fırın’ın yeni yazısında bu köklü ekibimizin tarihindeki başarılara katkı sağlamış önemli 10 şutör guardı mercek altına aldık. Gelin birlikte sayalım!
İbrahim Kutluay
Oynadığı Sezonlar: 1991-1998 ve 2006-2008 arası
İstatistikleri: 24.8 sayı, 3.2 ribaund, 1.6 asist(1998-99 sezonu)
Fenerbahçe basketbolunun en büyük ikonlarından biri. Fenerbahçe’de 93-94 sezonu sonunda Harun Erdenay’ın ayrılması ile birlikte ciddi süre ve sorumluluk alan İbrahim Kutluay, o sezon Fenerbahçe’nin Türkiye Ligi finali oynamasında çok büyük pay sahibi oldu.
1998-99 sezonu başında Tofaş ile anlaşan fakat bonservis bedeli yüksek olduğu için Fenerbahçe’de kalan İbrahim Kutluay, o dönem kurulmuş Mahmoud Abdul-Rauf, Marko Milic, Zan Tabak ve Conrad McRea’li Dream Team’in en önemli parçasıydı.
O sezon biri SuproLeague’de olmak üzere, 3 kez 40+ yapan İbrahim Kutluay, mükemmele yakın seriler oynamasına karşın SuproLeague’de ikinci turunda Real Madrid, Türkiye Ligi yarı finalinde trajik şekilde(**) Tofaş’a elenmesini engelleyemedi. O sezon İbrahim Kutluay SuproLeague’in sayı kralı oldu.
O sezon Cibona deplasmanında kaşı patlamış olsa da 6/8 üç sayı isabeti ile 41 sayı üretmişti. Yine de maç sonunda son saniye üçlüğü ile Fenerbahçe salondan mağlup ayrılıyordu.
1999-2000 sezonunun başında Fenerbahçe’nin ciddi bütçe küçültmesiyle Efes Pilsen’e kiralanan İbrahim Kutluay daha sonra AEK, Panathinaikos, Ülkerspor, kısa bir süre de NBA’de Seattle Supersonics’te forma giydi.
Fenerbahçe’nin 100. yılında tekrar yuvasına dönen İbrahim Kutluay Fenerbahçe ile şampiyonluk yaşarken, askerlik probleminden dolayı 2.sezonun ortasında Paok’a transfer oldu.
Belki Fenerbahçe hikayesi olmayacak ama 96’da Türkiye’de düzenlenen 22 yaş altı Avrupa Şampiyonası’nda İtalya maçındaki 50 sayısı, Amerika Birleşik Devletlerine karşı oynanan iki hazırlık karşılaşmasındaki performansı, 2001 Avrupa Şampiyonası’nda İspanya maçı İbrahim Kutluay denince akıllara gelecek, Fenerbahçe kariyeri dışındaki bazı maçlar olarak hatırlanacaktır.
Serdar Apaydın
Oynadığı Sezonlar: 1997-1999 ve 2000-2001 arası
İstatistikleri: 9.0 sayı, 3.3 ribaund, 1.1 asist
90’li yıllarda Türk basketbolunda şutör denilince akla gelen isimlerden biri olan Serdar Apaydın, kariyerinin son yıllarını ise Fenerbahçe‘de geçirdi.
Serdar Apaydın, kaderin cilvesidir kariyerinin en iyi maçlarının bir bölümünü daha önce Fenerbahçe‘ye karşı oynamıştı. Özellikle 1994-1995 sezonunda finalde Ülker formasıyla son maçta 30 sayılık bir performansı unutulmazdı.
Fenerbahçe’nin “büyük üçlüsü” Comegys-İbrahim-Turner üçlüsünün yanına gelen Serdar; şut yeteneğiyle o sezon takımın en iyi rol oyuncularından biriydi. Bir sonraki sezon Fenerbahçe’de büyük üçlü dağılsa da Serdar, EuroLeague bileti alan takımın bir parçası oldu. O sezona dair de Pau Orthez maçının sonunda rakip takıma çıkışı göstermesi akıllara kazandı.
2000’de 35 yaşındayken Fenerbahçe’yle bir sezon daha geçiren Apaydın, ilerleyen yaşına rağmen sezonu %42 üçlük yüzdesiyle tamamladı. Zaten söz konusu üçlük ise yüzdeleri hep yüksekti.
Fatih Özal
Oynadığı Sezonlar: 1982-1983, 1986-1988 arası ve 1989-1990
İstatistikleri: İstatistik Yok
Fenerbahçe’de aralıklı olarak 3 ayrı dönemde toplamda 4 sezon oynayan Fatih Özal, basketbolumuzda 80‘li yılların en önemli şutörlerinden biriydi. Fenerbahçe formasıyla hiç şampiyonluk sevinci yaşayamamışken, ayrıldığı sezon Fenerbahçe’nin final serisinde Fatih’in yeni takımı Tofaş’ı geçerek şampiyon olması da onun kariyerindeki talihsiz bir anı olarak kaldı.
Tanımayanlar için; stili biraz Alaska’lı suikastçi Langford’a benziyordu dersek sanırım açıklayıcı olur. Tabii savunmaların jöle kıvamında olduğu yıllarda oynamış olduğu gerçeğinin de altını çizelim.
En önemli özelliği; kendisine hazırlanan pozisyonları yüksek yüzdeyle sayıya çevirmesiydi. Dönemin şutörleri, biraz da savunmaların yeterince zorlamamasından olsa gerek şutu çok yükseğe kaldırmadan atarlardı. Fatih de böyleydi ve bileklerinin yumuşaklığı şutlarına seyir zevki verirdi. Erman ile top kullanma sayıları konusunda anlaşamadığı ve ayrıldığı söylenirdi. Bu tip oyunculara eskilerde yardımcı guard denirdi. Fatih de Fenerbahçe’de oynadığı dönemlerde Aliço’nun topu rakip yarı alana taşıma ve oyun kurma konusunda en önemli yardımcısı oluyordu.