by Zach Buckley / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 14 Eylül 2018 tarihinde BR’da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
NBA’de yaz döneminin en güzel tarafı da sonraki sezon için neredeyse her şeyin mümkün gözükmesi.
Elbette zirve yarışında bir avuç takımın olacağını varsayabiliriz. Hatta Warriors‘ın son beş yıldaki dördüncü şampiyonluğunu almasını bekleyebiliriz muhtemelen.
Ancak basketbolun en büyük maratonunda final aşamasından önce çok daha fazlası var.
Genelde bu macera sonuç kadar, hatta bazen sonuçtan da iyi oluyor. 30 takımın tamamı bu yolculuğa başlamak üzere ve gelin kristal topa bakarak takımlar için en iyi senaryoları bir inceleyelim.
Yeni başantrenör Lloyd Pierce, Atlanta Hawks‘ı zorlu bir takım yapan savunma öncelikli bir anlayış yerleştirir ancak takım çok fazla maç kazanmaz ve 2019 ilk tur draftındaki yeri pek düşmez.
Trae Young, Stephen Curry klonuna dönüşür ve yılın çaylağı seçilir. Kevin Huerter, yılın çaylak takımında yer alır. John Collins, genişletilmiş bir hücum yeteneğine ve istikrarlı bir dış şut becerisine sahip olarak yılın en çok gelişim gösteren oyuncularından biri olur. Son olarak da veteran oyunculardan bazıları 7 Şubat öncesi draft hakları karşılığında takas edilecek kadar iyi işler yaparlar.
Boston Celtics, son dört sezonun her birinde öncekinden daha çok maç kazandı. İlk yıllarda iki kez ilk turda elenirken sonraki iki sezonda üst üste Doğu Konferansı finali oynadılar. Bu grubun ne kadar yükseğe tırmanabileceği apaçık ortada.
Boston.com’un haberine göre “Bir sonraki adım finale çıkmak ve nihayetinde şampiyon olmak,” diyordu Paul Pierce.
Başantrenör Brad Stevens, mutfaklarında neden bu kadar yemek olduğunu sorguladığımız için herkesi şaşırtır. Kyrie Irving, Gordon Hayward, Jaylen Brown, Jayson Tatum ve Al Horford basketboldaki en iyi beşliyi -pardon, Ölüm Takımı- oluştururlar ve 18. şampiyonluk TD Garden’da yükselir.
Brooklyn Nets, yeniden yapılanma konusunda arafta olduğu için iki ayrı en iyi senaryo sunacağız:
Kenny Atkinson koçluk konusunda gelişmeye devam eder. D’Angelo Russell nihayet All-Star tartışmalarında yer alır. Jarrett Allen yılın en çok gelişim gösteren oyuncusu ödülü için yarışa girer ve Dzanan Musa, en skorer beş çaylaktan biri olur. Brooklyn yine de lotaryadan seçim yapacak kadar maç kaybeder ve gelecek yaz büyük bir maaş boşluğu ile çekirdeğini güçlendirecek üst düzey bir isim arar.
Diğer yolculukta ise genç oyuncuların gelişimi tamamlanmış ve veteranlar da şaşırtıcı derecede iyi oynamış gözüküyor. Kenneth Faried ve Ed Davis, pick-and-roll hücumlarında ligin ender oyuncularından biri olurlar ve 36 dakika başına ribaundlarda istatistikleri domine ederler. Allen Crabbe, Shabazz Napier ve Joe Harris, %40 ile üçlük atarlar. Nets, üç yıllık playoff orucunu bitirmekle kalmaz 2013-14’ten beri ilk kez 41 maçtan fazla galibiyet alırlar.
Son dört sezon içinde ilk kez Charlotte Hornets, beklendiği düzeyde galibiyet alacak performansı sergiler. 2015-16 sezonundaki 48 galibiyetlik performansa çok benziyor bu durum. Kemba Walker hücumu yönetir, Nicoals Batum boşlukları doldurur ve veteran bir yedek istikrarlı skor katkısı verir. (O dönemde Al Jefferson’dı, şimdi Tony Parker.)
Walker üst üste üçüncü kez All-Star seçilirken bunu da çok büyük bir yük üstlenmeden yapar. Hem Parker gibi iyi bir yedeği vardır hem de Malik Monk’un çıkışı ona yarar. İlk 5, hem savunma hem de hücumda taş gibidir ve bench de Parker, Monk, Jeremy Lamb, Miles Bridges ve Frank Kaminsky gibi oyuncularla değer kazanır.Worst Case
Chicago Bulls başantrenörü Fred Hoiberg, istediği yüksek tempoyu yapabilecek, dış hücum oynayabilecek bir kadrosu olunca neler yapabileceğini gösterir. Kris Dunn asist krallığında tırmanır, Zach LaVine, Jabari Parker, Lauri Markkanen ve Bobby Portis’i mutlu edecek kadar şut şansı verir.
Hücum son üçten en iyi 15 hücumdan biri arasına yükselirken Dunn ve Wendell Carter Jr. da savunmanın felaket olmamasını sağlar. Playoff oynayacak kadar yetenekli bir takım değil ama genç oyuncular hep birlikte gelişir ve takım, üst üste bir kez daha ilk 10’dan seçim yapar draftta.
Kevin Love, hücumun temel direği olmakla kalmaz aynı zamanda Timberwolves dönemindeki formuna dönüş yapar. All-Star düzeyinde bir ilk 5 oyuncusu olur ve ligin 20+sayı 10+ ribaund performanslar sıralamasında lideri olur.
Collin Sexton ilk 5’e girip yılın çaylak takımına seçilir. Rodney Hood, takımın ikinci opsiyonu olur, David Nwaba çift yönlü iyi bir performans sergiler ve Love – Tristan Thompson – Larry Nance Jr. üçlüsü de Cleveland’ı ligin en iyi ribaund takımlarından biri yapar.
Tyronn Lue, LeBron’sız Cavs‘i playoffa taşıyarak yılın koçu ödülü için üç adaydan biri olur.
2013-14 sezonundaki oyun kuran, penetre eden, asist yapan, MVP yarışında ilk üçe giren Blake Griffin’i hatırlıyor musunuz? O Griffin, 2018-2019 sezonunda formunu bulur, lig ortalaması düzeyinde üçlük de atar.
Griffin ve Drummond birbirlerinin verimini en üst düzeye çıkarırlar ve NBA’in en iyi ön alanlarından biri olurlar. Reggie Jackson, 80 milyon dolarlık bir oyuncu gibi gözükmekle kalmaz asist krallığında ilk 10’a girerken sezonu double-double ortalama ile bitirir. Stanley Johnson beklenen sıçramayı yapar. Luke Kennard çaylak sezonu geride kalmış yetenekli oyuncular arasında en iyi üçlük yüzdelerinden birine sahip olur.
Detroit böylece son dokuz yılda ikinci playoff macerasını yaşar ve Dwane Casey, sezonun en iyi beş koçundan biri olur.
Geçen yılın en çok gelişim gösteren oyuncusu Victor Oladipo bir şekilde bir sıçrama daha yapar ve ligin en iyi “iki yönlü” oyuncularından biri olur. Myles Turner, All-Star kadrosunda Oladipo’ya katılır ve Tyreke Evans da o etkinlikte yer almayı hak edip alamayan en önemli isim olarak dikkat çeker.
Indy, başarılı bir şekilde LeBron’sız Doğu’da Boston, Toronto veya Philly’yi zorlar. Pacers, hücum ve savunmada en iyi 10 takımdan biri olarak 50 galibiyet ile Doğu’nun iddialı takımlarından biri olur. 2014 yılından bu yana ilk kez playoff serisi kazanırlar ve ikinci turu geçmek için gerçekçi umutları olur.
Miami Heat, Warriors‘tan Strength in Numbers sloganını çalar ve iyi bir oyuncu grubunun harika oyuncuların yokluğunun açığını kapatabileceğini gösterir.
Hassan Whiteside, koç Erik Spoelstra’nın sunduğunu kabul etmekle kalmaz, en iyi üç savunmacıdan biri olur. Whiteside’ın emekleri ilk All-Star deneyimi ile ödüllendirilir ve dünyanın en büyük hazırlık maçında yılın en çok gelişim gösteren üç oyuncusundan biri olan Josh Richardson ile katılır.
Dwyane Wade, sağlıklı ve yenilenmiş bir Dion Waiters ile maç sonlarının ölümcül ikilisinden biri olur. Kritik anlardaki skor yetenekleri, duvar gibi savunmacılarla bir araya gelince Miami’yi Doğu’da ilk dört sıraya taşıyabilecek bir formüle dönüşür.
Giannis Antetokounmpo, yeni sezonun MVF’si. (En Değerli Manyak). MVP ödülünün de kazananı tabii. Tabii en iyi senaryolarımızda gerçeğe en yakın tahminlerden biri bu olabilir.
SI.com’dan Andrew Sharp’ın dediği gibi, bu lig er ya da geç Giannis’in olacak. Neden bu yıl başlamasın?
Antetokounmpo, Milwaukee’de ödül kazanan tek oyuncu da değil. Mike Budenholdzer, ikinci kez yılın koçu olur ve Bucks‘a 2001’den bu yana ilk kez 50+ maç kazandırır. Khris Middleton All-Star seçilir. Donte DiVincenzo yılın çaylak takımına girecek performansı gösterir ve Yılın Altıncı Adamı ödülü için oy alır.
Milwaukee ilk turda saha avantajına sahip olmakla kalmaz, ikinci turda da kimsenin karşılaşmak istemeyeceği takım olur.
Kevin Knox, Yaz Ligi’ndeki başarısını ligde de sürdürür ve Yılın Çaylağı ödülü için kolay bir seçim olur. Ayrıca Knicks‘te yılın çaylak takımına bir tek o seçilmez, ikinci turdan gelen Mitchell Robinson da neden bir zamanlar ülkenin en iyi yetenekleri arasında olduğunu hatırlatır.
Frank Ntilikina ikinci yılında sıçrama yapar. Bu takım playoff oynamaz ama bu da iyi. New York’un Kristaps Porzingis için acele etmesine gerek yok. Onun tamamen sağlıklı dönüşünü bekleyip gençlerin de gelişimini sağlarlar.
Sonra da Knicks, gelecek yaza maaş boşluğuyla girerken yıldız bir ismi kadrosuna katıp genç yeteneklerin ilgisini çeker ve piyasanın etkili takımlarından olur.
Yeni başantrenör Steve Clifford, uzunlar konusunda ne kadar yetenekli olduğunu gösterir ve bir şekilde Aaron Gordon, Jonathan Isaac ve Mohamed Bamba’dan maksimum verimi almanın yolunu bulur. Gordon maç başına 20 sayı atar, Isaac ve Bamba ise savunma verimliliğinde 19. sıradaki takımı ilk 3’e taşır.
Magic; genç, uzun ve atletik bir kimlik ile savunma yapısını oturtur. Nadiren maç kazanırlar; Nikola Vucevic, Jonathan Simmons ve/veya D.J. Augustin, draft hakkı veya genç yetenek karşılığında gönderilir ama aynı zamanda R.J. Barrett veya Romeo Langford gibi skorer bir yeteneği draftta seçme şansları olur.