By Buğra Uzar / buzar@eurohoops.net
Geçtiğimiz sezon saha içinde yaptıklarından çok saha dışındaki olaylarla gündeme gelen Panathinaikos, tüm sorunların üzerine bir sünger çekmeye çalışacağı bir sezona hazırlanıyor.
Geçtiğimiz sezonun iddialı ekiplerinden Panathinaikos, sezonu bolca kaos ve büyük bir hayal kırıklığıyla tamamlamıştı. Tabii ki takımın sahibi Dimitris Giannakopoulos’la EuroLeague yönetimi arasında yaşanan problemlerden bahsediyorum. Taraflar arasında Giannakopoulos’a verilen cezayla başlayan gerilim hiç beklenmedik derecede tehlikeli noktalara ulaştı. Öyle ki Giannakopoulos, Yunan ekibinin EuroLeague’den ayrılacağını dahi açıkladı. Fakat görünüşe göre taraflar arasındaki bu gerilim şimdilik noktalanmışa benziyor çünkü Panathinaikos yoluna EuroLeague’de devam ediyor.
Yeşiller, saha dışındaki tüm bu gerilime rağmen kadro kalitesinin de yardımıyla play-off’lara üstelik de ev sahibi avantajını elinde bulundurarak girmeyi başardı. Ancak play-off’larda işler istenildiği gibi gitmedi ve Yunan ekibi, ilk maçı kazanmasına rağmen Real Madrid‘e karşı 4 maçta teslim olarak sezonu erken noktaladı. Sonuç olarak Panathinaikos gibi tarihi büyük başarılarla dolu bir kulübün bir yıl daha Final Four’dan uzak kalması onlar için bir başarısızlık.
Yunan ekibi, yerel ligde ezeli rakibi Olympiacos‘u mağlup ederek şampiyonluğa uzansa da bu durum yaz döneminde önemli değişimler yaşanmasının önüne geçmedi. Dilerseniz vakit kaybetmeden Panathinaikos’un analizine geçelim.
Maccabi Tel Aviv Takım Analizi: Bu Kez Geri Dönebilecekler mi?
Olympiakos Takım Analizi: Blatt ile Değişim Zamanı
Yaz Dönemi ve Transferleri
Yunan ekibinin bu yazı çok iyi geçirdiğini söylemek zor. Önemli kayıpları oldu ve bunların yerlerini ne ölçüde doldurabildikleri ise soru işareti.
Panathinaikos’un kadrosuna kattığı yeni isimlere geçmeden önce yaz döneminde yaptıkları diğer hamlelere değinmek gerekiyor. Bunlardan en önemlisi geçen sezonun takımın en iyisi olan ve kariyerinin en iyi sezonlarından birini geçiren Nick Calathes’i takımda tutmak oldu. Yeşiller, Avrupa’daki birçok takımın peşinde olduğu yıldız guardıyla uzun süreli bir sözleşme imzaladı. Bunun yanı sıra takımın kilit rol oyuncuları Nikos Pappas ve Matt Lojeski’yle de yeni sözleşme imzalayan Panathinaikos, kadrosunu şekillendirdi.
Panathinaikos’un takımda tuttuğu oyuncular kadar takımdan ayrılan oyuncuları da oldukça kritik. Bu isimlerin başında son iki sezondur takımın formasını giyen ve Avrupa’nın en önemli uzunlarından birisi olan Chris Singleton geliyor. Amerikalı uzun hem savunmada hem de hücumda takımına birçok şey katabilen bir isimdi ve Yeşiller onu fazlasıyla arayacağa benziyor. Panathinaikos’un yollarını ayırdığı bir diğer isimse Mike James oldu. Bir yıl Yunan ekibinin formasını giydikten sonra NBA’e giden ancak sezon ortasında tekrar geri dönen James, takımın hücumdaki en önemli silahlarından birisiydi.
Yunan ekibi, bu hamlelerinin yanı sıra takıma önemli eklemeler de yaptı. Bunların başında Avrupa’nın en önemli skorerlerinden birisi olan Keith Langford geliyor. Çok özel bir skorer olan Amerikalı yıldız, Avrupa basketbolunun zirvesine Panathinaikos’la dönecek ve kendisini bir kez daha göstermeye çalışacak.
Panathinaikos’un yaptığı bir diğer tecrübeli oyuncu eklemesiyse kulübü ve ülkeyi yakından tanıyan Stephane Lasme oldu. Galatasaray‘da oynadığı dönemde yasaklı madde kullandığı sebebiyle ceza alan Lasme, Kazan’la birlikte adeta küllerinden doğdu ve harika bir performans gösterdi. Şimdiyse daha önce 2 sezon formasını giydiği Panathinaikos’ta bu geri dönüşünü daha da ileriye taşımak isteyecek. Hücumda ikili oyunları birden farklı şekilde bitirebilen Lasme, savunma konusunda da adeta bir uzman.
Yeşillerin bu yaz kadrosuna kattığı tek eski oyuncusu Stephane Lasme değildi. Panathinaikos’ta yetiştikten sonra NBA tarihinin en kötü draft seçimlerinden biri haline dönüşen Papagiannis, 5 senelik bir sözleşmeyle kendi tabiriyle evine döndü. Tabii ki burada Papagiannis’ten çok kendisini bu kadar üst sıradan seçen Sacramento Kings‘in suçu var dersek yanlış olmaz. Genç oyuncu şimdi dibe doğru giden kariyerini tekrar canlandırmaya çalışacak.
Pao’nun bu yaz yaptığı bir diğer ses getiren hamleyse Ioannis Papapetrou oldu. Tabii ki bu transferin ses getirmesini sağlayan nokta, Yunan forveti ezeli rakipleri Olympiacos‘un elinden kapmasıydı elbette. Papapetrou, Panathinaikos’a dinamizmiyle önemli katkılar verebilecek bir isim ve muhtemelen sezona da ilk beşte başlayacak. Bununla birlikte bir dönem Anadolu Efes forması giyen ve geçtiğimiz sezonu Maccabi‘de geçiren DeShaun Thomas da Yunan ekibinin forvet bölgesine kattığı bir başka ekleme oldu. Panathinaikos’un bir diğer transferi Vangelis Sakellariou’nunsa EuroLeague’de bir faktör olmasını beklemek hayalciliğe kaçabilir.
Stephane Lasme (B): Tecrübesiyle Panathinaikos‘a çok şeyler katabilir. İkili oyunları hem içeriden hem de dışarıdan bitirebiliyor, savunmada ortayı kapatma adına hala çok önemli bir faktör.
Ioannis Papapetrou (B): Temposu ve dinamizmiyle takımına sahanın her iki alanında da yardımcı olabilir. Ayrıca bir 3 numaraya göre ribauntlarda etkili / Şutunu geliştirmesi ve oyununda istikrar bulması gerekiyor.
Georgios Papagiannis (C+): NBA’de geçirdiği yıllar onu çok kötü etkiledi. Kaybolan özgüvenini yeniden yakalaması gerek / Henüz çok genç ve rahat olduğu kulüpte yer alması onu olumlu etkileyecektir. İyi bir ribauntçu ve blokçu. Savunmada Pao adına olumlu işler yapabilir.
DeShaun Thomas (C+): Hücumda özellikle dış şutlarla Pao adına oyunu açabilir / Zaman zaman oyundan kopuyor ve savunmadaki katkısı ise yok denecek kadar az.
Vangelis Sakellariou (D): Yukarıda da belirttiğim gibi EuroLeague’de bir faktör olması büyük sürpriz olur. Daha çok yerel ligde oynayabilecek bir isim.
En İyi Transfer: Keith Langford (B+)
Avrupa basketbolunun en önemli skorerlerinden bir tanesi. Zor pozisyonlarda dahi skor üretebilen bir isim. Hücumda repertuarı oldukça geniş ve bu da onun rakipler için durdurulması güç bir oyuncu haline dönüşmesine sebep oluyor. Üstelik Calathes gibi bir oyun kurucuyla birlikte oynayacağı için skor bulma konusunda çok fazla enerji sarf etmesine gerek olmayacak. Hazırlık döneminde de çok iyi bir performans gösterdi ve bu durum da hem Pascual’i hem de Panathinaikos taraftarlarını oldukça mutlu etmiştir.
Tabii ki yaşı ilerledi ve eski hızıyla patlayıcılığı yok. Üstelik son dönemde iddiasız Avrupa takımlarında ve Çin’de forma giydi. Yani beklentilerin ve rekabet seviyesinin düşük olduğu ortamlarda yer aldı. Bu yüzden de takımdan çok kendisini düşündüğüne dair yorumlar yapıldı. Rekabetten ve yüksek beklentilerden bu kadar süre uzak kaldıktan sonra Panathinaikos gibi büyük ve baskının yüksek olduğu bir kulüpte nasıl performans göstereceği merak konusu.
Bu Takım Ne Oynar Nerelerde Sorun Yaşar?
Panathinaikos bu sezon yaptığı takviyelerle birlikte Xavi Pascual’in stiline daha da uygun bir ekip kurmayı başardı. Tabii ki Pascual’in ne derece başarılı olduğu tartışılır ancak elindeki malzemeyi kendi oyun planına uyarlaması çok uzun sürmeyecektir. Bu da Panathinaikos‘un sezon başında oldukça iyi bir performans sergilemesini ve kendisi için sezonun sonunda çok daha önem kazanacak galibiyetler almasını sağlayabilir. Nitekim hazırlık dönemini de oldukça iyi geçirdiler.
Yeşillerin EuroLeague’in en iyi savunma takımlarından biri olacağını söylemek yanlış olmaz. Zaten uzun süredir bu işi oldukça iyi yapıyorlardı. Bu sezon da yine bunu devam ettirebilecek kadro kalitesine sahipler. Kısalarda Calathes, uzunlarda ise Lasme gibi çok iyi iki savunmacıya sahipler. Keza Pappas ve Papapetrou gibi oyuncular da hem tempoyu hem de baskıyı arttırabilecek önemli rol oyuncuları.
Dolayısıyla Yeşiller, hücumda da savunmasından aldığı enerjiyi kullanacaktır. Çok atletik ve tempolu oyunculara sahipler. Bu yüzden özellikle maçın hız kazandığı dönemlerde iyi işler yapabilirler. Bununla birlikte Panathinaikos EuroLeague’in en kalıplı takımlarından birisi. Pozisyonlarına göre fiziksel olarak çok büyük olan oyuncular var ve bu da onların rakipleri hırpalamasını sağlayabilir. Yani savunmada rahatlıkla adam değişebilirler ve hücumda da birçok pozisyonda ters eşleşme yakalayabilirler.
Tabii ki takımın lideri Calathes olacaktır. Yıldız oyuncu, geçtiğimiz sezonu muhteşem geçirdi. Takımına oldukça hakim bir oyuncu ve sahanın birçok alanında önemli işler yapabiliyor. Üstelik arka alandaki yeni partneri Langford‘la da Mike James’le olduğundan daha iyi bir ikili olacaklardır. Yunan oyuncu, yaş olarak da en verimli çağlarına giriyor ve önemli bir sakatlık problemi yaşamazsa bu sezon da adı MVP tartışmalarında yer alacaktır.
Bununla birlikte Panathinaikos’un önemli sorunları da mevcut. Örneğin Calathes’in kenarda olduğu ya da sakatlık yaşadığı dönemlerde verimleri oldukça düşebilir. Lekavicius henüz bu takımın kontrolünü tamamen alabilecek seviyede değil. Kadrodaki diğer kısalar Pappas ve Langford da gerçek oyun kurucular değiller. Dolayısıyla Calathes’in olası yokluğunda organizasyon açısından büyük sorunlar yaşamaları muhtemel.
Ayrıca Panathinaikos’un kilit isimlerinin yaşları da ilerliyor. Lasme 36, Langford 35, Lojeski 34 ve Gist 32 yaşında. EuroLeague’de yeni formatla birlikte sezonların yoğunluğunun arttığını düşünürsek bu kadronun sezon sonuna ne derece diri kalacağı büyük bir soru işareti. Tabii ki bununla birlikte özellikle deplasmanlarda ev sahibi ekibin tempoyu arttırıp kontrolü eline aldığı dakikalarda sorun yaşamaları da muhtemel. Nitekim geçtiğimiz sezon da deplasmanlarda bu tip durumlara reaksiyon vermekte zorlanmışlardı.
Son olarak dört numara pozisyonu da onlar için sezonun ilerleyen dönemlerinde önemli bir probleme dönüşebilir. Kadroda bulunan dört numaralar Kostas Mitoglou ve DeShaun Thomas. Mitoglou genç ve potansiyeli bir oyuncu ancak bu sezon mutlaka belli bir seviyenin üzerine çıkmak zorunda. Çünkü Thomas istikrar ve savunma problemleri olan bir oyuncu. Uzun süreler sahada kaldıkça takımına yarardan çok zarar verebilir. Eğer Mitoglou da beklenen çıkışı gösteremezse buradaki sıkıntı daha da büyüyebilir.
En İyi / Kötü İhtimal Ne Olur?
Panathinaikos için bu sezon tahmin yapmadan önce saha dışında geçtiğimiz sezonki gibi problemler yaşamayacaklarını varsaymamız gerekiyor.
Yeşiller eğer çok büyük bir sakatlık problemi yaşamazsa zaten play-off’lara kalacaktır. Ancak bana göre sonrası için gerekli adımı atabilecek kadro kalitesine sahip değiller. Yani onlar için en iyi senaryo Final Four’u zorlamaları olur. Fakat bunun için ev sahibi avantajını kesinlikle almaları gerekiyor. Tabii ki bunu yapmak için normal sezonda çok yüksek konsantrasyon göndermeleri lazım. Bu da yukarıda belirttiğim gibi yaş problemi dolayısıyla onlara play-off’larda olumsuz olarak dönebilir.
En kötü senaryo ise play-off’larda elenmeleri olacaktır ki bence bu gerçekleşmesi daha olası senaryo.