by Buğra Uzar / buzar@eurohoops.net
Fenerbahçe‘nin İtalyan oyuncusu Nicolo Melli, gelecek sezon da takımın en kilit oyuncularından biri olacak.
Onu sahada her şeyi yapan biri olarak betimleyebiliriz. Takımın en çok katkı veren oyuncularından biri olmasına rağmen ayakları yere basan, son derece mütevazi bir kişilik Melli.
EuroLeague medya gününde Nicolo Melli ile bir araya geldik… Bu yazı, gelecek sezonu, Obradovic‘ten öğrendiklerini ve taraftarları konuştuk.
Yaz dönemi senin için Milli Takım ile nasıl geçti?
Harikaydı. Milli Takım ile çok uzun sürmedi aslında. Hedefimiz olan tek şey vardı; iki maçı da kazanmak. Bunu başardık. Bu yüzden de herkes tatmin olmuş durumda.
Milli Takım formasını giymek senin için ne kadar önemli?
O formayı giymek benim için her zaman bir onur. Çocukluğumda Milli Takım forması hayaliyle büyüdüm. O yüzden bu formayı sırtıma geçirdiğim her zaman benim için çok ayrı bir yere sahip. Umarım Dünya Şampiyonası’na katılma fırsatı yakalayabiliriz. Henüz garantilemedik ama iyi pozisyonda olduğumuzu söylemek yanlış olmaz.
Daha yeni takıma katıldın ama… Şu ana kadar gördüklerin sonunda hazırlık kampı senin için nasıl başladı?
Onlarla sadece 3 gündür birlikteyim. Geçen sezondan zaten takımdaki çoğu kişiyi biliyorum. Yalnızca 2 yeni oyuncu transferi yapıldı. Onlar da sezon içinde bize mutlaka katkı sağlayacaklar.
NBA’den gelen 2 adet ekleme var: Ennis ve Lauvergne. Onlar hakkında neler söylemek istersin?
Umarım Avrupa basketboluna uyumları en kısa sürede hallolur. Uzun süren bir sezon olacak, bu yüzden takımdaki herkesten katkı almamız gerekecek. Bize düşeni, yani onlara bu süreci en kısa sürede atlatmaları ve takım felsefesini çabuk şekilde kavramaları konusundaki yardımları yapacağız.
Çoğu kişi, kadronun büyük bir bölümünü korumanın Fenerbahçe‘nin en büyük avantajlarından biri olduğunu düşünüyor. Sen onlara katılıyor musun?
İlk etapta buna katılıyorum, evet. Ancak bunu sahada da göstermemiz gerekiyor. Koçun nasıl biri olduğunu, bizden neler istediğini, hedeflerin neler olduğunu bilmemizin bize elbette ki yardımı dokunuyor.
Obradovic ile ilk sezonunu geride bıraktın. Ondan oyuncu ve insan olarak öğrendiğin en önemli şeyler nelerdi?
Her gün bir öncekinden daha “aç” olmanız ve her zaman en iyi performansınızı ortaya koymanız. Sanırım bu ikisi koçtan öğrendiğim en önemli şeylerden. Günlük çalışma stiliniz; sizin maçta veya önemli bir anda veya kariyerinizde nasıl ilerleyeceğinizi belirliyor.
Fenerbahçe son yıllarda Avrupa’nın “süper güçlerinden” biri haline geldi. Geçen sezon Belgrad’ta kendinize bilet ayırtmıştınız. Sence Baskonia‘da düzenlenecek Final Four’da Fenerbahçe bu sene de yer alabilir mi?
Bunu yıl yıl düşünmeliyiz. Geçtiğimiz sezonlarda neler yaptığımızı aklımıza getirmemeliyiz. Yapmamız gereken şey, her maçta “Avrupa devi” olduğumuzu göstermek. Çünkü geçmiş geçmişte kaldı. Sahaya çıkınca bunun bir önemi kalmayacak. Biz de her gün sahaya çıkıp büyük bir güç olduğumuzu göstermeye çalışmalıyız.
Sahaya çıktığında her şeyi yapabilen, all-around bir oyuncusun. Bu seneye yönelik sürprizlerin var mı?
Hayır hayır, sürpriz yok (gülerek). Tabii oyunumu geliştirmeye, en iyi basketbolumu oynamaya çalışıyorum. İstediğim şey istikrarlı bir oyun ve yapabildiğim takdirde de her maçta en iyi versiyonumu ortaya koymak.
Taraftarlar geçen sezon buraya geldiğinden dolayı çok sevinmişti. 1 sene geçirdikten sonra da sevgileri belki daha da arttı. Sana da bolca mesaj geliyordur diye tahmin ediyorum. Onlara EuroLeague’i hediye etmeniz senin için ne kadar önemli?
Benim düşünceme göre en önemli şey sahada %100’ünüzü vermeniz. Bazen sonuçları kontrol edemiyorsunuz haliyle. Sahada da bir rakibiniz oluyor… Taraftarların sevgisine layık olmak için sahaya çıkıp ben de %100’ümü vermeye çalışıyorum. Tüm bunların yanında bir de başarı kazanırsak o da işi daha güzel kıvama getirir. Bu da hem onlar hem bizim için güzel olur.
Peki fikstüre baktığında işaretlediğin bazı özel maçlar var mı?
Hayır, öyle özel işaretlediğim bir maç yok. Tabii ki Avrupa’nın en iyi takımlarına karşı oynayınca o maçlar özel oluyor. Ama bu yıl hiç kolay maç yok. Takvimimde de işaretlediğim maç olduğunu söyleyemem.
1 yıldır İstanbul’dasın. Burada yaşamak nasıl? Şehri keşfetmeye başladın mı?
İstanbul’da yaşamak güzel. Tabii ki 3 ay sonra dönüp evimi tekrar açtığımda o kadar güzel değildi (Gülüyor). Buraya tekrar dönmek güzel. Bu yıl şehri biraz daha keşfetmek istiyorum. Geçtiğimiz yıl sezon çok yoğundu ve pek fırsatım olmadı. Yine de gezmeye ve keşfetmediğim yerlere gitmeye çalıştım.
Fenerbahçe taraftarları seni dışarıda gördüklerinde nasıl tepkiler veriyorlar? İlginç bir olay yaşadın mı?
Herkes beni tanıyor gibi. Restoranlarda filan hiç sıra beklemiyorsun. Hemen bir masa ayarlıyorlar. Bazen utanıyorum tüm bunlardan. Ama hayır dediğimde de üzülüyorlar. Ben de “Teşekkürler” diyip oturuyorum (Gülüyor).