By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Olimpia Milano ve geride kalan yılları üç kelimeyle anlatmamı isterseniz, size “Hüsran, hüsran ve hüsran” derim çünkü dünya üzerinde hüsran kelimesini onlar kadar iyi anlatan başka bir spor kulübü olmayabilir.
Milano, İtalyanların domine ettiği 1980’li yıllarda Avrupa’nın zirvesine çıkmış olsa da modern EuroLeague’de zirveden hep çok uzakta kaldı.
2007’den beri düzenli olarak EuroLeague’de mücadele eden bir A lisanslı takımın bu kadar yıl içerisinde sadece bir kez playoff yapabilmesi sanırım olayın dramatikliğini size net şekilde anlatır.
Üstelik Milano, bu kadar yıl içerisinde çok ciddi paralar da harcadı. Hatta 2010’dan bu yana ligin en büyük bütçeli takımlarından biri de onlardı fakat onlar için hiçbir kişi, koç veya yıldız oyuncular hüsran kelimesini değiştiremedi.
İtalyan ekibi bolca yaşanmış hüsrana rağmen denemekten de hiç vazgeçmedi. “Tekrar deneyiniz” kapakları gibi her sezon yatırım yaparak şanslarını denemeye devam ediyor.
Milano, bu sezon da şansını denemek için transfer piyasasına agresif bir giriş yaptı ve kadrosuna yeni yıldızlar kattı. Eurohoops Fırın, sizler için Milano’yu inceledi ve bu sefer playoff gelecek mi yoksa İtalyan ekibi yine mi “Tekrar deneyiniz” kapağıyla karşılaşacak sorusunun cevabını aradı.
Hazırsanız, karşınızda Milano’nun takım kartı;
Maccabi Tel Aviv Takım Analizi: Bu Kez Geri Dönebilecekler mi?
Yaz Dönemi ve Transferleri
Geçen sezon taraftarın yoğun itirazlarına rağmen takımın başına koç Simone Pianigiani’yi getiren Olimpia Milano, EuroLeague’de sezonu 15. sırada bitirse de en azından bir yıl aradan sonra ligde tekrardan şampiyon olmayı başardı.
Pianigiani, lig şampiyonluğunun getirdiği kredi sayesinde takımın başında kaldı. İtalyan koç, yeni sezon için ise geçtiğimiz sezonla benzer bir kadro planlaması kurarken sadece oyuncu kalitesini artırmaya çalıştı.
Bu sezon başında sahte “Splash Brothers” Andrew Goudelock ve Jordan Theodore’u gönderen İtalyan ekibi, kendine yeni “Splash Brothers” buldu. Panathinaikos‘tan istediği parayı alamayan Mike James’i kadrosuna katan Milano, buyout ödeyerek Nemanja Nedovic’i renklerine bağladı.
Geçtiğimiz sezon dört numaradan verim almakta zorlanan Pianigiani, diğer iki transferi de oraya yaptı. İtalyan pasaportu alan Jeff Brooks’u takıma getiren Milano, arkasına Cantu’da iyi performans gösteren Christian Burns’u koydu.
Milano, son transferi ise rotasyona yaptı. Yıllardır EuroLeague seviyesine çıkması beklenen Amedo Della Valle’nin EuroCup’ta geçirdiği harika sezondan sonra İtalyan ekibi daha fazla beklemedi.
Genel anlamda baktığımızda Milano, belki de son yılların en iyi “yetenekli” oyuncu grubunu bir araya getirdi. Mike James, Nemanja Nedovic ve Mindaugas Kuzminskas gibi EuroLeague’de elit seviyede üç oyuncuları ve bunun yanında iyi rol oyuncuları var.
Fakat genel algının aksine yetenek ve kalite bir takımın başarılı olmasına yetmiyor. Milano’da diğer etmenlerin olup olmadığına bakacağız ama gelin önce takımın transfer karnesini inceleyelim.
Transfer Karnesi
Oyuncular hakkında uzun bir değerlendirmeyi incelemek yorucu olabileceği için onları karşınıza karne şeklinde çıkartmaya karar verdik. Sadece bu yazın en iyi transferi hakkında daha uzun bir değerlendirme bulacaksınız. Diğerleri için ise üniversitede olduğu gibi oyuncuların karşısında bir not ve küçük bir değerlendirme bulacaksınız.
Nemanja Nedovic (A-): EuroLeague seviyesinde fark yaratacak bir yaratıcı / Müzmin sakat
Jeff Brooks (B-): Savunmada çok değerli / Devamlılığı düşük
Amedo Della Valle (C+): Çok iyi bir şutör / Topsuz oyunda hiç yok, şut seçimleri sıkıntılı
Christian Burns (C-): İyi bir ribaundçu / Savunmada problemleri var
En İyi Transfer: Mike James (A+)
Simone Pianigiani’nin elinde geçtiğimiz sezon “klasikleşmiş” oyun planı içerisinde Jordan Theodore vardı. Bu sezon ise Avrupa’nın en iyi guardlarından olan Mike James var.
NBA’den sonra geçtiğimiz sezonu Panathinaikos’ta tamamlayan James, gösterdiği performansla takımına hem ligde hem de EuroLeague’de yardımı olsa da yazın Panathinaikos, Calathes’e verdiği kontratı ona vermeyince o da kendine o parayı verecek kulübü buldu ve Milano’yla anlaştı.
Milano açısından bu büyük bir başarı çünkü Theodore sonrasında hem büyük bir sınıf atladılar hem Pianigiani’nin sistemine fazlasıyla oturabilecek bir isimle anlaştılar.
Şu an için transferdeki en büyük sorun ise Milano’nun makus talihi! İtalyanlar son 10 yıldır, transfer döneminde büyük beklentilerle önemli transferler yaptılar ama bunların çoğu hayal kırıklığı oldu. Bakalım James, bu kaderi değiştirebilecek mi?