By Semih Tuna / info@eurohoops.net
Kaos.
2017/18 model Galatasaray‘ı tek kelime ile özetleme imkanım olsa sanırım bunu tercih ederim.
Çıkış.
Sarı Kırmızılıların yeni sezonuna bulabildiğim en uygun kelimelerden biri de bu.
—
Yönetimler ve oyuncular değişse de ‘süreci doğru yönetememe’, maalesef Galatasaray camiası için son yıllarda bir gelenek halini almış durumda.
Oktay Mahmuti’nin ayrılışı önümüzdeki sezon için de karmaşık bir yapılanma olacağı yönünde sinyaller verse de dümenin başına geçen Ertuğrul Erdoğan ve ekibi, kısa sürede ilk dalgayı atlattı. Oynanan oyun da uzun bir süreden sonra ilk defa keyif verici hal aldı.
Galatasaray’ın hedefi gelecek sezon için ‘şampiyonluk’ olmayacak belki. Belki sezon içinde genç takımın büyümesi, bu hedefi gerçekçi bir hale sokacak. Bunu şimdiden kestirmek zor.
Galatasaray’ın bu seneki hedefi, hatalarından ders çıkarmak olacak. Hem teknik kadrosunun hem de oyuncu topluluğunun günden güne pozitif işaretler vermesi olacak. Bunlar olurken maçlar kaybedilecek mi? Evet.
Bu kadar genç bir nüveyle yola çıktığınız zaman olağan dışı bir yetenek havuzuna sahip değilseniz tökezlemeler meydana gelir. Basketbolan kanunlarından birisi bu. Fakat her akşamın bir de sabahı olur. Sadece ‘o karanlık geceden’ gecenin sizi pes ettirmemesi gerekiyor.
“Umut” ve “Potansiyel” bu seneyi tanımlarken kullanmamız gereken ikinci ve üçüncü kelime. Girit’teki turnuva dışında neler olup bittiğine dair elimizde çok fazla malzeme yok. Fakat oradaki 1.5 maçlık performans, Ertuğrul Erdoğan’ın taraftar gözünde ilk desteği almasını sağladı.
Peki neden aldı?
Ertuğrul Erdoğan, geçtiğimiz sezon Erman Kunter‘in yaptığı gibi, takımı veteranlarla doldurabilirdi. Doğruya doğru, kimse de ona kızamazdı. Pazar daralıyordu ve Galatasaray’ın maddi durumu iyi değildi.
O bunu yapmadı. Potansiyele oynadı, vasatlığa değil. Her şey yolunda giderse gelebileceği noktanın heyecanı onu cezbetti. Ortaya farklı bir takım çıkardı ve taraftarın ilk etapta bu takımı benimsemesini sağladı.
Bu çok önemli. Cimbom, taraftarı yanında olduğu zaman durdurulması çok zor. Rakip kim olursa olsun. Bunu senelerce gördük. İnanmak, başarmanın ilk adımıdır. İnanmak, desteği de yanında getirir. Destek, sahadaki coşkuyu besler. Coşku, özgüven kazandırır. Özgüven, size olmayacak maçları alır.
Tüm bu zincirin sağlam kalmasını sağlayan bir de gizli bir parça vardır: “Sabır”. Çünkü bu zincirin parçalanamaz olmasındaki en kritik rollerden birini üstlenir sabır.
Bu takımın oturması için herkesin sabrına ihtiyacı var Galatasaray’ın. Sabır için de zamana.
Çok uzatmayalım… İlerleyen bölümde daha çok saha içine bir giriş yapacağız:
Pınar Karşıyaka Takım Analizi: Yeni Heyecanlar, Yeni Umutlar
Türk Telekom Takım Analizi: Ankara Basketbolu Geri Dönüyor!
Bahçeşehir Basketbol Takım Analizi: Piyango Bileti, Kalıcı Olacak mı?
Banvit Takım Analizi: Meydan Okumaya Devam!
Yaz Dönemi ve Transferleri
Türkiye’ye en uzak ülke, neredeyse 30 saate varan uçak yolculuğu ile Yeni Zelanda.
Geçtiğimiz sezon kurulan ‘beş benzemez’ kadronun iş yapmayacağı ve ilk tehlikede yerle bir olacağı oradan bile çok rahatlıkla gözüküyordu.
Sezon sonuna doğru oynanacak son maçın gelmesi büyük bir istekle beklendi. Yabancıların hepsinin gitmesi, hatta en iyisiyle bile kontrat uzatma düşüncesinin dahi akıllara gelmemesi gerekiyordu.
O dönem kadronun başında olan Oktay Mahmuti de bunu görmüştü haliyle. Yabancı oyunculara hoşçakal denildi ve Türkiye standartlarında benche ilk ekleme yapıldı: Erol Can Çinko.
Oktay Mahmuti, geçtiğimiz sezonun son maçının ardından yaptığı basın toplantısında bana şunları söylemişti: “İlk olarak yurt dışındaki Galatasaray imajını düzeltmemiz gerekiyor”.
Bütçenin sürüncemede kalması, uğraşılan yabancı oyuncuların tereddütte kalması sebebiyle transferler gerçekleştirilemedi ve kriz başladı.
Aslında her kriz, yeni bir ‘fırsat’ anlamına da geliyordu. Ertuğrul Erdoğan bunu iyi kullandı. Galatasaray, her ne yaşanırsa yaşansın, EuroCup’ta mücadele edecek olması sebebiyle -belki 1. sıradaki oyuncular için olmasa da- bir cazibe merkeziydi.
Geçtiğimiz sezon Almanya’nın en dikkat çekici bireysel performanslarından birini sergilen Tai Webster, Galatasaray’ın yeni oyun kurucusu oldu. Yıllar geçtikçe Türkiye’nin güvenilir back-up’larından biri haline gelen Can Korkmaz ve Emir Gökalp, 1 numara pozisyonunu tamamladılar.
Koç, 2 numaraya Aaron Harrison’u çok istedi. Bitecek gibiydi, yattı. Koç yılmadı, en sonunda muradına erdi ve Harrison kadroya katıldı.
Saha içinde Tai Webster’ın tökezleyebileceği anları göz önünde bulundurarak Jaka Klobucar’a gidildi. Ertuğrul Erdoğan’ın kadroya bir veteran istemesi ve bunun da yıllardır beraber çalıştığı bir isim olması son derece normal.
Nigel Hayes, yetenek olarak NBA seviyesinde bir isim. Kendisiyle Cuma günü medya gününde konuşma fırsatı bulduğumda bana burada olma nedeninin “konsantrasyon eksikliği ve agresiflik kazanma” olduğunu söyledi. NBA’den sezon içinde onu çok az tatmin edecek bir teklif gelmesi halinde dahi ayrılacak muhtemelen. Bu sezon istediği teklifi alır mı muamma. Onun NBA ile işi var ama NBA’in onunla işi ne seviyede? Bunlar sezon içinde yanıtlanacak sorular.
Bu sebepten NBA’e dönene kadar yüzde yüzünü sahaya yansıtacak, burada en ufak şüphe dahi yok. Onun yüzde yüzü ile oynaması, Galatasaray’ın maç kazanmasına çok yardımcı olacak, burası da net.
4 numaralı pozisyonun şu an için ilk yedeği gözüken Ayberk Olmaz, hazırlık maçlarının en dikkat çeken isimlerinden. Milli Takım kampına katılmadan önce yaklaşık 1.5 ay bireysel çalışma yapıp kendisine kas kütlesi ekledi. Fiziksel olarak sahada daha sert durması ve istediklerini yapabilmesi, onun özgüvenine de etki etti. Hazırlık kampındaki Ayberk’in performansını sezona yayması, Galatasaray’ın gelecek seneleri bile doğrudan etkileyecek.
’94 Dario Saric, ’95 Mario Hezonja, ’97 Dragan Bender. Bu isimler, jenerasyonlarında Avrupa’nın en önemli oyuncularıydı ve kariyerleri de o ölçüde ilerledi. ’96 jenerasyonunun Hırvatlar adına tartışmasız 1 numarası ise Marko Arapovic’ti. Başına bela olan bir sakatlık geçirdi, 15-16 ay sahalara dönemedi. Fiziksel olarak iyi gözüküyor ve sakatlığını tamamen attığını söylüyor Marko.
2+8 aylık bir kontrat yapıldı. Galatasaray onunla avantajlı bir kontrat yaptı. İyi performans gösterdiği takdirde Sarı Kırmızılı takım, sözleşmesindeki +1 yıl opsiyonunu devreye sokabilir, gelecek sezon için de 4 numaralı pozisyonda kafasını rahatlatır.
5 numara pozisyonu için Galatasaray önce Ivan Buva’yı, ardından Jeff Ayres’i yokladı. Ertuğrul Hoca burada biraz daha alçak post oyunu olan bir 5 numara arıyordu, bulamadı. Auguste’nin sahaya koyacağı değerli şeyler olacak, buna da aşağıda değineceğiz.
Transfer Karnesi
Oyuncular hakkında uzun bir değerlendirmeyi incelemek yorucu olabileceği için onları karşınıza karne şeklinde çıkartmaya karar verdik. Sadece bu yazın en iyi transferi hakkında daha uzun bir değerlendirme bulacaksınız. Diğerleri için ise üniversitede olduğu gibi oyuncuların karşısında bir not ve küçük bir değerlendirme bulacaksınız.
Not: Oyunculara verilen notlar sadece yeteneklerine göre verilmedi. Özellikle yerli oyuncular piyasadaki değerleri ve takıma verebileceklerine göre değerlendirildi.
Tai Webster (B+): Delici, oyunun diğer yönlerine de katkı veriyor / Karar mekanizması şu an istenilen seviyede değil
Can Korkmaz (B): Yedek back-up oyun kurucu için pazardaki en iyi oyun kuruculardan / Fiziksel seviye yukarıda değil
Hasan Emir Gökalp (C-): 3. yedek oyun kurucu için ortalama isim
Aaron Harrison (C): İyi bir bitirici / Avrupa basketboluna adaptasyonu soru işareti, topla oynama problem
Erol Can Çinko (C): Görev adamı, sürekli kendini hazır tutma / Yetenek tavanı çok yüksek değil
Caner Erdeniz (D):
Marko Arapovic (C): Şutör ve pasör / Sakatlık geçmişi ve savunma
Nigel Hayes (A): NBA seviyesi yetenek ve hırs / Takım aidiyeti
Ayberk Olmaz (B): Hızlı devrilme ve çabuk reaksiyon / Mental soru işaretleri
Zach Auguste (B): Sahayı çabuk koşan uzun / İkili oyun savunması
Bu Takım Ne Oynar?
Ertuğrul Erdoğan’ın kafasındaki basketbol, artık modern dönemde her takımın oynama gayeti içinde olduğu bir basketbol olacak.
Nedir bu? Set hücumunda pas temposunun yüksek olduğu, oyuncuların topsuz cut kovaladığı, kendi potasındaki ilk ribaundu temiz bir şekilde çektikten sonra geçiş hücumuyla kolay sayılar bulmaya çalışacağı bir takım.
Peki eldeki malzeme yeterli mi? İlk olarak yarı saha hücumuyla başlayalım:
Jaka Klobucar, bu oyun ve eldeki oyun kurucuların profiline baktığımız zaman Galatasaray kadrosu içinde yer alan 12 oyuncunun arasında en önemli isim olacak. Çok değil, Unics Kazan maçının ikinci yarısını hatırlayalım.
Soyunma odasından gelinmesinin ardından pivotların perdelemelerinden çıkıp gerek forvette, gerekse de tepede topu alan ve ikincil yönlendirici olarak sahada bulunan Jaka Klobucar, Tai Webster’ı tamamlamak için gereken parça.
Webster’ın onun konusunda söylediklerine hemen kulak verelim: “Jaka, benim omuzlarımdan büyük bir yük alacak. Aynı zamanda takıma şut hazırlamanın yanı sıra bana da şut hazırlayabilecek bir oyuncunun yanında oynamak çok iyi olacak. Ben de sahada her an olup biteni kontrol edemem çünkü. Bu konuda bana yardımcı olabilecek bir oyuncuyla oynamam takımı daha rahatlatacaktır.”
Avrupa ve bazı lig maçlarında parkede olacak Marko Arapovic, her hücum paternine uyum sağlayabilecek bir oyuncu. Onu alçak post’ta top almışken zayıf taraftan gelen yardımı ekstra pasla cezalandıran bir oyuncu olarak da görebiliriz… Veya alan savunması yapan bir takıma karşı yüksek post’ta top alıp hücumun akmasını sağlayan en kritik parçalardan biri olarak da…
Nigel Hayes, Unics Kazan maçının ikinci yarısında 3 numarada ortalığı duman etmişti. Bu match-up’ının kalitesi ve maçın temposuyla da ilintiliydi. 3 oynarken sırtı dönük top alabilir, 4’te ise ilk adımıyla rakibini ekarte edip sayıya gidebilir.
Galatasaray kadrosunun 1-2-3 numaralardaki oyuncularına baktığımız zaman bu isimlerin bir çoğu, birden fazla pozisyonu oynayabilecek oyuncular olduğunu görüyoruz. Bu durum istisnasız her takım için avantaj yaratır. 4 ve 5 numaralı pozisyonlar için aynı şeyi söylemek pek mümkün olmasa da kısaların çeşitliliği, rakip match-up’lara göre hareket imkanı sağlıyor.
Şimdi gelelim geçiş hücumuna:
İncelemeden önce takımın 1. yardımcı antrenörü Ömer Uğurata’ya kulak verelim: “Açık sahayı iyi koşan uzunlar elinizde olduğu zaman bu tarz bir basketbol oynamamak zaten basketbolun kendisine ihanet olur.”
Bu Galatasaray basketbol takımını değerlendirirken duyduğum en iyi benzetmelerden birini yapmıştı koç Uğurata. Tabii burada koşma eyleminin gerçekleştirilmesi için önce ribaunt alınması gereken. Hemen kadrodaki oyuncu profillerine bakalım:
Tai Webster: Maç başında 4 ribaunt – Almanya Ligi’nin en çok ribaunt çeken ikinci oyun kurucusu
Göksenin Köksal: Daha çok oyun kurucular üzerinde baskı yapsa da güçlü fizik ve yer kaplama
Jaka Klobucar: Pozisyonuna göre iyi ribauntçu, maç başına 4.3
Zach Auguste: Uşak döneminde 22 dakika ortalamaya 7.2 ribaunt ile lig beşincisi
Sezon içerisinde ciddi süre alması beklenen oyuncuların profilleri bu şekilde. Galatasaray’ın alacağı her temiz ribaunt, yarı sahada kolay bir basketin habercisi olacak. Sadece Zach Auguste değil, Ayberk-Ege-Hayes ve Arapovic… Hepsi sahayı çabuk geçebilen oyuncular.
Tempoyu dikte etmek kolay olmayacak. Yine de Galatasaray’ın hücumu olabildiğince hızlandırmaya çalışması gerek.
Takım Dizilişi
Oyun kurucu: Tai Webster – Can Korkmaz – Hasan Emir Gökalp
Şutör guard: Aaron Harrison – Göksenin Köksal – Serkan Aydın
Kısa forvet: Jaka Klobucar – Erol Can Çinko – Caner Erdeniz
Uzun forvet: Nigel Hayes – Ayberk Olmaz – Marko Arapovic
Pivot: Zach Auguste – Ege Arar
Arel Üniversitesi Büyükçekmece Analizi: Bireyler Nereye Taşır?
Gaziantep Basketbol Takım Analizi: Koş, Yoksa Playoff Dışında Kalırsın!
Dertsiz Tasasız Olmaz!
İşin negatif tarafları elbette var.
Galatasaray, iyi savunma yapmak için o hamura sahip mi? Soru işaretleri yüksek. Zach Auguste’nin ikili oyun savunması bilgisi konusunda hala problemli. Aaron Harrison’un hem yardım hem de topsuz adam savunması epey kötü boyutta. Jaka Klobucar’nın savunma bilgisi ortalama üstü ama iş ‘çeviklik’ kısmına gelince orada -haliyle- problem yaşıyor.
Bir diğeri tempo. Galatasaray, oyun temposunu düşürebilen her takıma karşı problem yaşayabilir. Yukarıda zaten bundan bahsettik. Jaka Klobucar’ın oynadığı her maç zinde olması gerekiyor.
Aaron Harrison’un tavanı pek yüksek değil ve uyum süreci de oldukça yavaş gidiyor şimdiye kadar.
Ayberk Olmaz şimdilik kapalı kutu. İstikrar sorununu yenerse ne ala. Yenemezse eğer Galatasaray 4 ve 5 numara pozisyonların yedeğinde problem yaşayacak gibi duruyor.
Hazırlık Maçlarının Günahı Olmaz
Hazırlık döneminde Galatasaray; 6 galibiyet – 3 yenilgi aldı.
- Galatasaray-A Milli Erkek Basketbol Takımı: 76-92 (Nigel Hayes 15 sayı, Ersan İlyasova 24 sayı) *
- Galatasaray-Türk Telekom: 81-79 (Nigel Hayes 21 sayı, Slyven Landesberg 18 sayı) *
- Galatasaray-Pınar Karşıyaka: 69-81 (Zach Auguste 20 sayı, Assem Marei 18 sayı) *
- Galatasaray-Sakarya BŞB: 86-76 (Nigel Hayes 17 sayı, Toney Douglas 17 sayı) *
- Galatasaray-Türk Telekom: 81-79 (Nigel Hayes 16 sayı, Vladimir Stimac 24 sayı) *
- Galatasaray-Lokomotiv Kuban: 89-85 (Nigel Hayes 23 sayı, JaJuan Johnson 24 sayı) *
- Galatasaray-Unics Kazan: 69-75 (Aaron Harrison 14 sayı) *
- Galatasaray-Hapoel Jerusalem: 94-87 (Tai Webster 18 sayı, Chris Johnson 16 sayı) *
- Galatasaray-Sidigas Avellino: 85-80 (Tai Webster 14 sayı, Matthew Costello 14 sayı) *
En İyi / Kötü İhtimal Ne Olur?
Galatasaray; her şeyin yolunda gittiğini varsaydığımız ve günden güne salona gelen taraftar sayısını yukarı çekildiğini düşündüğümüz takdirde ligin 4. sırasına dahi çıkabilir.
En kötü ihtimalde ise tecrübesizlik başlarına büyük sıkıntı çıkarır, sezon içinde takımdan ayrılanlar olur ve üst üste ikinci sezon playoff’a girilemez.
Adatıp Sakarya Büyükşehir Basket Takım Analizi: Genç ve Yeniden Heyecanlı
İstanbul Büyükşehir Belediye Takım Analizi: 4 Yabancı Yetecek mi?