By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Geçtiğimiz sezon 7DAYS EuroCup’ta harika bir performans sergileyen Darüşşafaka, David Blatt yönetiminde kupayı kazanarak EuroLeague biletini kaptı.
2013’te güçlü bir bütçeyle Türk basketbolunda atılım yapan Daçka, EuroCup zaferiyle 5 yıllık süreçte en büyük başarısını yaşamış oldu fakat büyük başarı projenin sona ermesine engel olamadı.
Doğuş Grubu’nun Fenerbahçe‘ye sponsor olmasıyla birlikte zaten geçen sezon da bütçesini azaltan Daçka, bu yaz bu bütçeyi daha da aşağıya çekmek zorunda kaldı.
Normalde EuroLeague’de mücadele etmeyecek olsalar bu durumun altından kalkmaları daha kolay olabilirdi fakat EuroLeague, onlar için şartları çok değiştirdi ve Daçka, büyük bir kumar oynayarak oldukça tartışmalı bir kadro kurdu.
Eurohoops Fırın ise yeni model Daçka’yı sizler için inceledi. Hazırsanız karşınızda Darüşşafaka’nın takım kartı;
Galatasaray Takım Analizi: Umut ve Potansiyel
Pınar Karşıyaka Takım Analizi: Yeni Heyecanlar, Yeni Umutlar
Banvit Takım Analizi: Meydan Okumaya Devam!
Türk Telekom Takım Analizi: Ankara Basketbolu Geri Dönüyor!
Bahçeşehir Basketbol Takım Analizi: Piyango Bileti, Kalıcı Olacak mı?
Adatıp Sakarya Büyükşehir Basket Takım Analizi: Genç ve Yeniden Heyecanlı
İstanbul Büyükşehir Belediye Takım Analizi: 4 Yabancı Yetecek mi?
Arel Üniversitesi Büyükçekmece Analizi: Bireyler Nereye Taşır?
Gaziantep Basketbol Takım Analizi: Koş, Yoksa Playoff Dışında Kalırsın!
Yaz Dönemi ve Transferleri
Daha geçtiğimiz sezonun başında David Blatt’ın Daçka‘yla devam etmeyeceği biliniyordu ki beklendiği gibi de oldu.
Sezon bittikten sonra Daçka‘da boşalan göreve birçok isim yazılsa da Darüşşafaka’nın tercihi uzun süredir görüştüğü Ahmet Çakı oldu. Kariyerinin başında Daçka’yı çalıştıran Ahmet Çakı, daha sonrasında özellikle Erdemir kariyerinde ümit verici bir performans sergiledi. Hatta Efes‘in Ivkovic’in arkasına kendisinden sonraki dönem için yetiştirmesi adına koç Çakı’yı getirmesi birçokları tarafından doğru bir hamle olarak kabul edildi.
43 yaşındaki koç, aslında Anadolu Efes‘te başantrenörlük fırsatı da buldu ama tabii bu fırsat beklenen şartlar altında değildi. Efes ile o sezon final oynayan Ahmet Çakı, daha sonrasında ALBA Berlin’in başına geçti fakat Almanya macerası da pek iyi geçmedi.
Ahmet Çakı’nın kariyerine baktığımız zaman diğer Türk koçlardan daha “cesur” karar aldığını görebiliyoruz. Türk koçlar çoğunlukla kariyerlerini yerellik içerisinde götürürken o iki defa yurtdışında çalıştı, yeri geldi asistan koç olmayı kabul etti. Kendi kariyeri için neyin doğru olduğunu düşündüyse onu yaptı. Çakı’nın bütçeyi azaltmış bir Daçka’nın başına geçmesi de aslında böyle bir karardı. Daha az beklentinin olduğu bir kulübü de tercih etme şansı vardı fakat risk alarak EuroLeague’de koçluk yapmak istedi.
Şu ana kadar kurulan kadroya bakarsak, elindeki riski azaltmak yerine daha da artırdığını görüyoruz. Kabul ediyorum, elindeki bütçe daha önceki yıllara hiç benzer bir bütçe değil ama koç, bu bütçeyle de daha net katkılar alabileceği oyunculara gidebilirdi.
Transfere dönemine baktığımız zaman koç, birçok soru işareti olan oyuncuya gitti.
Geçen sezonki kadrodan Standon Kidd ve Michael Eric’i tutmayı başaran Daçka, guard rotasyonuna geçen sezon Malaga’da kötü bir performans sergileyen Ray McCallum’u ekledi, yanına ise Markel Brown’u koydu. Şutör olarak Jon Diebler‘ı kadrosuna katan Darüşşafaka, dört numara rotasyonu için ise NBA’de bile atletizmiyle fark yaratan Jeremy Evans ile anlaştı.
Rotasyona çeşitlilik katmak isteyen Daçka, bu yüzden birden fazla pozisyonda oynayabilen Zanis Peiners’i de kadrosuna ekledi.
Yaz döneminde Daçka, Jordan Loyd ve Cory Jefferson ile de anlaşmıştı fakat bu kadroda yıldız olabilecek olan Loyd, NBA’den kontrat bulunca kariyerini oraya taşıdı. Cory Jefferson ise sağlık kontrollerinden geçemedi ve onun yerine Jeremy Evans alındı.
Daçka’nın genel olarak kadrosuna baktığımızda neredeyse bütün oyuncuların performansı hakkında soru işareti olduğunu görüyoruz. Diebler, son sezonlarda çok sakatlandı. Evans, McCallum ve Brown üçlüsünün daha önceki Avrupa deneyimleri kötüydü. Peiners ise ilk kez bu seviyede oynayacak.
Bu kadar soru işaretinin olduğu bir kadroda bir koçun, bir sezon içerisinde bütün sorunları çözmesi çok zor. Üstelik bu kadro saha içerisinde bir uyum da vaat etmiyor.
Darüşşafaka’nın nasıl bir basketbol oynayabileceğini ayrıntılı olarak inceleyeceğiz ama önce gelin, transferleri sizler için notlandıralım.
Transfer Karnesi
Oyuncular hakkında uzun bir değerlendirmeyi incelemek yorucu olabileceği için onları karşınıza karne şeklinde çıkartmaya karar verdik. Sadece bu yazın en iyi transferi hakkında daha uzun bir değerlendirme bulacaksınız. Diğerleri için ise üniversitede olduğu gibi oyuncuların karşısında bir not ve küçük bir değerlendirme bulacaksınız.
Not: Oyunculara verilen notlar sadece yeteneklerine göre verilmedi. Özellikle yerli oyuncular piyasadaki değerleri ve takıma verebileceklerine göre değerlendirildi.
Jon Diebler (B-): Kusursuz bir şutör / Son yıllarda çok sakatlandı, sezon içerisinde istikrar problemi yaşadı
Berk Demir (C+): Harika bir ribaundçu / Oyunu iki pozisyon arasında sıkışıp kalıyor.
Markel Brown (C): İyi bir skorer, kendisi sayısını üretebilir / Oyun bilgisi zayıf, topun kıymetini bilmiyor
Jeremy Evans (C-): Muazzam bir atlet / Oyun bilgisi çok zayıf
Ray McCallum (D+): İyi bir delici / Şutu zayıf, oyun bilgisi zayıf, istikrarsız, oyun kurucu değil…
En İyi Transfer: Zanis Peiners (B+)
1’den 4’e kadar her pozisyonda oynayabilen bir oyuncu mu? Böyle oyuncuyu herkes sever.
Son dönemde adeta yetenek fışkıran Letonya basketbolunun bir parçası olan Peiners, zaten sağlık problemleri olmasa çoktan onu daha üst seviyede izlerdik. Basketbolda çeşitliliğin değerinin çok arttığı şu dönemde sahaya pek çok şey farklı şey verebilen bir oyuncu bulmak çok değerli. Letonyalı oyuncu ise kariyeri boyunca farklı farklı pozisyonlarda oynayarak bunu vaat ediyor.
Kaliteli liglerde olmasa da kariyeri boyunca birçok farklı ligde oynayan Peiners, hem milli takım hem de Lietkabelis’te geçirdiği son sezondan sonra üst basamağa geçmeyi hak ediyordu. Aradığı fırsatı ise Daçka’yla buldu.
Daçka’nın bu sezon kurduğu kadroda birçok soru işareti var ve 28 yaşındaki oyuncu kadro içinde İsviçre çakısı rolü içerisinde olacak. Darüşşafaka için sezon nasıl gelişirse gelişsin Peiners, yetenekleri ile bu sezon daha da fazla parlamak için oldukça ümit veriyor.
Takım Dizilişi
Oyun kurucu: Ray McCallum – Kartal Özmızrak – Doğuş Özdemiroğlu
Şutör guard: Markel Brown – Muhammed Baygül
Kısa forvet: Jon Diebler – Zanis Peiners
Uzun forvet: Jeremy Evans – Standon Kidd – Berk Demir
Pivot: Michael Eric – Emircan Koşut – Oğuz Savaş
Bu Takım Ne Oynar, Nerelerde Sorun Yaşar?
Spor içinde yarışanları birbirinden ayıran en önemli faktörlerden biri yetenek fakat bu işin doğasında sadece yetenek yok. Özellikle takım sporlarından bahsediyorsanız… Saha içerisinde uyum, oyun aklı, fizik, agresiflik ve çeşitlilik gibi faktörler de çok önemli.
Açıkçası Daçka, bu faktörlerinde birçoğunda yetersiz bir kadro kurdu.
Ahmet Çakı, mümkün olduğunca tempoyu artırmaya çalışıp, takımın atletizm avantajından yararlanmaya çalışacak fakat bunu yapabilmek için saha içerisinde takımı organize edecek birisine ihtiyaçları var. Kurulan kadroya baktığımız da ise böyle bir oyuncu yok.
McCallum zaten oyuncu profili olarak oyun kurucu özellikleri ağır basan bir oyuncu değil. Keza yanındaki Markel Brown da daha çok kendini skorunu üretmekte başarılı olan bir oyuncu. Diebler, Evans ve Eric de sadece bitirici oyuncular. Kenardan gelen oyuncuların da bunu yapamayacağını düşünürsek Daçka‘nın sezon içerisinde organize olma konusunda çok sorun yaşayacağını söyleyebiliriz.
Keza iş yarı saha hücumunda da çok parlak değil. Eric, Diebler ve Kidd gibi pozisyon hazırlanırsa iyi yüzdelerle bitirebilecek oyunculara sahipler fakat ellerinde takım için yaratacak bir oyuncu yok ve bu yüzden tempoyu aşağıya çekmek işlerine gelmez.
Hepsini bir kenara koyalım, bu takım oyun bilgisi olarak da zayıf. McCallum geçen sezon sudan çıkmış balığa döndü. Malaga bir yerden sonra çareyi bütün yükü Nedovic’e vermekte buldu. Evans ve Brown da keza Avrupa’daki daha önceki maceralarında burada uyum yakalama konusunda hiç parlak değillerdi. Kadronun içerisinde baktığımız zaman oyun aklı ve bilgisi yüksek olan birkaç oyuncu var, onlarında EuroLeague seviyesinde bir şeyleri değiştirme şansları çok düşük.
Daçka’nın az sayıdaki artılarına bakarsak ise atletizm olarak iyi bir takım olduğunu söyleyebiliriz. Diebler dışında atletizm olarak eski sayabileceğimiz bir oyuncu yok. Bu da onlara sahada enerji ve agresiflik olarak geri dönebilir.
Diğer taraftan Peiners sayesinde oldukça farklı beşlerle oynayabilirler. Hazırlık dönemininde de bunu gördük. Koç zaman zaman Peiners’i bir kısa olarak kullandı. Bu da onlara rakibin zaaflarına göre tercihte bulunma şansı veriyor. Keza işin lig tarafında da iyi bir yerli rotasyonuna sahipler. Ligde kenardan gelip farklı farklı katkılar verebilecek oyuncuları var.
Son olarak ise iyi bir savunma takımı olmak için ellerinde malzeme var. Atletizmi zaten söyledik, bunun dışında çember savunucuları ve ön tarafta baskı yapabilecek oyuncular sahipler. Savunma bilgisi burada da çanlarını sıkabilir ama en azından agresif olurlarsa savunma onlar için toparlayıcı bir parça olabilir.
Daçka’da Ray McCallum yerine gerçek bir oyun kurucu olsaydı, daha olumlu şeylerden bahsedebilirdim ama şu kadroda çözmeleri gereken çok fazla sorun var. EuroLeague’de oynayacak bir takım içinde bu kadar sorunla baş etmek çok kolay değil. Bu yüzden Daçka’yı zor bir sezon bekliyor fakat sezon içerisinde duruma göre başka bir oyun kurucu bulabilirse en azından işin lig tarafında daha iyi olabilirler.