By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Avrupa’nın en iyi organizasyonu EuroLeague, bu yazı oldukça heyecanlı geçirdi.
Eski kıtanın dev takımları, en büyük kupa için kadrolarını güçlendirmeye çalıştı… Takımlar sezonun kaderini değiştirme potansiyeline sahip birçok transfer yaptı.
Artık yaz dönemi sona erdi. EuroLeague, Perşembe günü itibariyle başlıyor.
Bütün transferleri gördük. Peki bu kadar transfer arasında en iyi 10 tanesi hangisi?
Eurohoops Fırın sizler için merak edilen sorunun cevabını vermeye çalıştı.
Karşınızda bu yaz yapılan en iyi 10 transfer…
Shane Larkin – Anadolu Efes
İstatistikleri: 54 maç ortalama 14 dakika 4.2 sayı, 1.8 asist, 1.7 ribaund (NBA)
Pozisyon / Yaş: Oyun Kurucu / 25
Anadolu Efes, Tibor Pleiss transferini de sayarsak şu ana kadar tam 8 transfer yaptı fakat bütün takımın karakterini belirleyen transfer Shane Larkin oldu.
Efes, Beaubois, Micic, Anderson gibi transferlerle sahaya çeşitlilik katma şansı yakaladı ama bütün bu çeşitliliğe liderlik edecek bir guarda ihtiyacı vardı.
Larkin’in kariyerine ve yeteneklerine bakarsak da bu anlamda doğru bir transfer olduğunu görüyoruz. Amerikalı guard, henüz kolejdeyken bile liderlik özelliğini ortaya koymuştu. Ayrıca çok değil, iki sezon önce Baskonia’nın taşıyıcı oyuncusu da oydu.
Baskonia’da bunun yapabilmesi önemliydi çünkü Efes bu sayede Avrupa’nın oyun mantığını bilen, tecrübe edinmiş ve burada başarılı olduğunu bildiği bir isimle yola çıkıyor. Bu da transferin risk oranını oldukça düşürüyor. Öte yandan 25 yaşındaki oyuncu, geçtiğimiz sezon Boston’da Brad Stevens ile çalıştı. Bir oyuncu için olabilecek en iyi şanslardan biri. Bu sayede Larkin, oyununu Baskonia döneminden çok daha keskin oynayabilir.
Larkin ile birlikte Efes’in oyun karakteri de belli oldu demiştik. Larkin – Beaubois ikilisini yana yana düşünürsek Ergin Ataman’in hızlı basketbol temposunu zorlayan bir planla sahada olacağı artık kesin. Ergin Ataman, çeşitlilik içerisinde özellikle Simon temelli yarı saha hücumları yaratacaktır ama temelde her zaman Larkin olacak.
Yetenekleri ve takıma uyumuyla birlikte Larkin, bu yazın en iyi transferlerinden.
Mike James – Olimpia Milano
İstatistikleri: 24 maç 23.3 dakika 14.9 sayı, 3.8 asist, 2.7 ribaund (EuroLeague)
Pozisyon / Yaş: Oyun kurucu / 27
Simone Pianigiani’nin elinde geçtiğimiz sezon “klasikleşmiş” oyun planı içerisinde Jordan Theodore vardı. Bu sezon ise Avrupa’nın en iyi guardlarından olan Mike James var.
NBA’den sonra geçtiğimiz sezonu Panathinaikos’ta tamamlayan James, gösterdiği performansla takımına hem ligde hem de EuroLeague’de yardımı etti. İşin bir de ‘ama’sı var. Yaz döneminde Panathinaikos, Calathes’e verdiği kontratı ona vermeyince o da kendine istediği parayı verecek kulüp buldu ve Milano’yla anlaştı.
Milano açısından bu büyük bir başarı. Theodore sonrasında hem sınıf atladılar hem Pianigiani’nin sistemine fazlasıyla oturabilecek bir isimle anlaştılar.
Şu an için transferdeki en büyük sorun, Milano’nun makus talihi!
İtalyanlar, son 10 yıldır transfer döneminde büyük beklentilerle önemli transferler yaptılar ama bunların çoğu hayal kırıklığı oldu.
Fakat hazırlık döneminde performansına bakarsak, James bu kaderi değiştirecek gibi gözüküyor.
Scottie Wilbekin – Maccabi Tel Aviv
İstatistikleri: 47 maç 30.9 dakika, 17.9 sayı, 5.0 asist, 2.5 ribaund (EuroCup)
Pozisyon / Yaş: Oyun kurucu / 25
Geçtiğimiz sezon EuroCup’ta çarpıcı bir performans gösteren Wilbekin, bu yaz nereye gideceği en merak edilen oyuncuların başında geliyordu ve milli oyuncu birçok teklif sonrasında tercihini Maccabi’den yana kullandı.
Wilbekin’i daha önce EuroLeague seviyesinde izledik ama yıldız oyuncu açık bir şekilde son oynadığından çok daha farklı bir şekilde geliyor. Geçtiğimiz yılla birlikte yıldız oyuncu, bu seviyede fark yaratan yeteneklerini daha da keskinleştirdi ve özellikle işin liderlik kısmında kendisini kanıtladı.
Geçtiğimiz sezon Cole ve Jackson’dan işin mental kısmında istikrarlı katkı almayan Maccabi için bu çok daha önemli. Ayrıca Wilbekin, Maccabi’nin o klasikleşmiş oyun stiline de çok uygun bir isim.
Transferle ilgili göze çarpan en büyük sorun ise Wilbekin ile Jeremy Pargo’nun çok uyumlu olmamaları olabilir. İkisi de topu elinde seviyor ve ikisi de topsuz oyunda zayıflar.
Fakat yine de geçtiğimiz sezon sergilediği performanstan sonra Wilbekin pek çok farklı taraftarın rüyasıydı ve artık Maccabi taraftarının gerçeği haline geldi!
Kevin Pangos – Barcelona Lassa
İstatistikleri: 82 maç 23.7 dakika 10.0 sayı, 5.2 asist, 2.5 ribaund (EuroLeague)
Pozisyon / Yaş: Oyun kurucu / 25
Gonzaga sonrası Gran Canaria’yla Avrupa’ya geldiğinde herkes Pangos’un bu kıtada dış şut tehdidiyle önemli bir oyuncu olabileceğini düşünüyordu ama Kanadalı guard, bundan çok daha fazlası olduğunu gösterdi.
Saras Jasikevicius’un yanında birkaç kademe üste çıkan Pangos, ikili oyun yaratıcılığı ve liderlik konusunda ligin en iyi isimlerinden biri haline geldi. O kadar ki, kariyeri boyunca fiziksel olarak ezildiği zaman sinmesiyle eleştirilen Pangos, sezon boyunca farklı sınavları ‘pekiyi’ ile geçti.
Geçtiğimiz sezon ortasında onun büyük bir kontratla Avrupa’nın dev takımlarından birine gideceği kesindi ve bir kez daha yeniden yapılanan Barcelona’yla anlaştı.
Navarro sonrasında bir türlü sürükleyici oyuncusunu bulamayan Barcelona için Pangos doğru isim olabilir. Üstelik Pesic’in yarı sahadaki tempolu basketbol oyununa da uygun bir isim.
Bakalım Pangos, Barcelona’yı tekrardan ayağa kaldıracak isim olabilecek mi?
Alec Peters – CSKA Moskova
İstatistikleri: 20 maç 11.1 dakika, 4.1 sayı, 1.9 ribaund, 0.6 asist (NBA)
Pozisyon / Yaş: Uzun forvet / 23
CSKA Moskova, yıllardır kanayan yarası olan dört numara pozisyonu için sonunda harekete geçerken geçtiğimiz sezonun sonunu Phoenix’de geçiren Alec Peters’i Avrupa’ya gelmeye ikna etti.
Rus ekibi, geçtiğimiz sezon dört numaradan çok sorun yaşadı. Vorontsevich’in sahaya çıkacak hali yoktu. Bu yüzden de fiziksel olarak sıkıntı yaşadıkları pivot rotasyonunun yanında dört numarada da süreler Clyburn’e kaydı. Bu da problemli daha da büyüttü ama Peters ise onların kurtuluş reçetesi olabilir.
Peters, CSKA’nın sistemine uyacak bir isim. Bir kere çok iyi bir dış şut tehdidi var. NBA’de 8 üçlük attığı maç özelinde değerlendirmiyorum, kolej kariyeri boyunca onu en çok öne çıkaran şey zaten şutuydu. Amerikalı oyuncu, üstelik bu şut tehdidini daha çok “catch&shot” ile oluşturuyor. Bu da üç kısa yaratıcıyla oynayan Itoduis’in oyun planında bir dört numaradan en çok isteyeceği özellik. Bunun yanında Peters, savunma isteği ve oyun zekasıyla da Avrupa’ya uyumlu olabilecekmiş gibi gözüküyor.
Avrupa’ya ilk kez geliyor olmasının yanında Peters için sorunlardan bir diğeri ise pota altında fiziksel olarak pek karşılık verememesi. Yine de yaz döneminde bu açıdan aşama kaydetti. Peters, bu dış şut yeteneğini sezon içinde ortaya koyarsa CSKA Moskova korkutucu bir hücum takımı olur.