EuroLeague’de Bu Sezon Şu Ana Kadar Beklentileri Karşılamayan 10 Oyuncu

04/Ara/18 12:42 Aralık 4, 2018

Utkan Sahin

04/Ara/18 12:42

Eurohoops.net

Hiçbir şey hiçbir zaman kafada planladığı gibi ilerlemez. Basketbolda da bu böyledir.

by Utkan Şahin / info@eurohoops.net

Basketbolu kağıt üzerinde tartışmayı çok severiz.

Özellikle basketboldan uzak kaldığımız yaz dönemlerinde takımların kadrolarına bakıp; “Bu takım harika oldu”, “Şu ikisi pek uyumlu değil” diye pek çok kehanette bulunuruz. Fakat sporun güzelliklerinden biri de sizi her zaman şaşırtabiliyor olmasıdır.

Öyle ki bazen kağıt üstünde takıma cuk diye oturduğu dediğiniz oyuncular, büyük bir hayal kırıklığına dönüşebilir ya da birlikte oynayamaz dediğiniz ikililer sezona damga vurabilir.

Bizim bugünkü konumuz ise ilk bölümdeki oyuncularla ilgili…

Onlar herkesin kağıt üstünde çok şeyler beklediği oyunculardı fakat sezonun ilk 10 haftasında kağıt üstündeki fikirleri boşa çıkardılar ve beklentilerin altında kaldılar. Hazırsanız, karşınızda EuroLeague’de şu ana kadar beklentileri karşılaşamayan 10 oyuncu;

Mindaugas Kuzminskas (Olimpia Milano)

İstatistikleri: 10 maç 6.7 sayı, 3.0 ribaund, 0.9 asist

Mindaugas Kuzminskas, geçtiğimiz sezon Avrupa’ya geri dönme kararı aldığı zaman herkesi çok heyecenlandırmıştı. Avrupa’da daralan yetenek havuzuna önemli bir eklenti olacağı düşünülüyordu. Bu yüzden de birçok teklif arasında Milano‘yu seçmesi biraz hayal kırıklığı yarattı.

Milano‘nun kaybetme konusundaki başarılı geçmişinin Kuzminskas’ı etkileyeceği düşünülüyordu. Fakat bu ilişkin geride kalan bölümünde takımını daha kötü etkileyen Kuzminskas oldu.

Evet, kabul ediyorum; Mike James gibi topu sürekli elinde isteyen guardların yanında oynamak hiç kolay değil fakat Litvanyalı oyuncu da yeteneklerini gösterecek hiçbir şey yapmıyor. Onu değerli kılan topsuz oyun bilgisi, fiziksel olarak rakiplerine ters gelmesini bile hiç izleyemedik. Savunmada bile o sahadayken Milano’nun savunma ratingi 115.9 olması Kuzminskas için bir hayal kırıklığı.

Hücumda ise işler daha kötü. NBA’e gitmeden önce Malaga’da 2 sezon çift haneli sayı ortalamasıyla oynayan Litvanyalı forvet, bu sezon 6.7 sayı ortalamasında kaldı. Saha içinde net bir rolü yok fakat yine de bu istatistikler onun için kabul edilemez.

Eğer Milano sezonu playoff’ta tamamlayacaksa hem onun hem de koç Pianigiani’nin onu işin içine sokacak bir planı bulması gerekiyor.

 

Markel Brown (Darüşşafaka)

İstatistikleri: 10 maç 4.3 sayı, 1.4 ribaund, 1.2 asist

Bu listede belki Ray McCallum’u bekliyor olabilirsiniz ama kişisel fikrim Ray McCallum’un bir hayal kırıklığı değil, gerçeğin sahada yüz bulmuş hali.  Yaz döneminde de McCallum’un bu takıma uymayacağı belliydi.

Markel Brown’da ise işler böyle değil. Onun EuroLeague’i kasıp kavurmasını elbette beklemiyordum ama takımın düşük olan hücum gücünü biraz olsun yukarıya taşıyabilirdi. Bunu hiç yapamadığı gibi %22.7 gibi düşük bir yüzdeyle üçlük attı.

Açıkçası büyük ihtimal koç Ahmet Çakı’yla bağları uyuşmadı çünkü koç ona güvenmediğini açık bir şekilde gösteriyor.

Kevin Pangos (Barcelona Lassa)

İstatistikleri: 10 maç 6.8 sayı, 3.8 asist, 1.1 ribaund

“Üçlük makinesi diye aldık, çamaşır makinesi çıktı”

Kevin Pangos’un Barcelona kariyeri için söylenebilecek en iyi söz galiba bu.

Gran Canaria’da yeteneklerini gösterdikten sonra Pangos, koç Sarunas Jasikevicius’un yanında Avrupa’nın elit oyun kurucularından biri haline gelmişti. Sadece üçlük atabilen değil ikili oyun üzerinden takımı yönlendiren, lider bir oyuncu olmuştu. Bana göre Final Four’da kaybetseler de hiç geri adım atmaması çok önemliydi.

Bu yüzden de yazın onun transferi büyük bir heyecan yarattı. Fakat şu ana kadar beklentileri hiç karşılayamadı. Açıkçası onun Heurtel ile birlikte uyumsuz bir ikili olduğunu herkes söyledi ama bu uyumsuzluktan darbe yiyecek tarafın Pangos olacağını ben düşünmüyordum.

Geçen sezon kendini çıkardığı seviye bir kenara, en iyi olduğu dış şut konusunda bile hayal kırıklığı yarattı. Kanadalı yıldız, 10 maçta sadece 4 üçlük sokarken %15.4 gibi felaket bir yüzdede kaldı.

Saha içerisinde ne olursa olsun, onun böyle bir yüzdeyle oynaması kabul edilemez.

Thomas Walkup (Zalgiris)

İstatistikleri: 10 maç 4.5 sayı, 3.3 ribaund, 1.9 asist

Hazır Saras’ın geçen sezon Avrupa basketboluna hediye ettiği bir oyuncudan bahsetmişken bu yaz onun yerine gelen oyuncuyu da geçelim.

Geçen sezon Avrupa’daki ilk sezonda Ludwigsburg’da başardıklarından sonra Thomas Walkup’un Saras’ın yanına gitmesi herkesi çok heyecanlandırmıştı. Birçokları yazın en iyi transferlerinden biri olduğunu düşünüyordu.

Aslında ben de onlardan biriydim. Onun saha içindeki çok yönlülüğüne baktığımız zaman Saras’ın elinde daha keskin bir lidere dönüşmesi beni heyecanlandırıyordu.

Fakat işler hiç öyle gitmedi. Daha Antalya kampında bu uyumun problemleri ortaya çıkarken Saras onu oyun kurucu olarak kullanmaktan vazgeçti ancak onu başka bir pozisyona kaydırması da işleri değiştirmedi ve Walkup ilk 10 maçında 4.5 sayı ortalamasında kaldı. Üstelik %25.0 ile üçlük atarak.

Ben hala Walkup’ın yeteneklerine güveniyorum fakat saha içerisine baktığımız da yakın bir zamanda ondan bir patlama beklemek çok mümkün değil. Bu yüzden yaz döneminin hayal kırıklıklarından biri de o.

Nick Calathes (Panathinaikos)

İstatistikleri: 10 maç 8.1 sayı, 3.3 ribaund, 7.8 asist

Evet, EuroLeague’in asist kralı da listemizde.

Nick Calathes açık bir şekilde şu anda EuroLeague’in en iyi 10 oyuncusundan biri. Üstelik geçtiğimiz sezon kariyerin en iyi performansını sergiledi ve 19 yaşındaki Doncic olmasa MVP ödülü ona gidecekti.

Fakat bu yaz büyük bir kontratla Panathinaikos‘ta kaldıktan sonra geçen sezonki Calathes’den sahada eser yok.

Hala ligin asist kralı o ama bu sezon sahadaki Calathes’in verimliliği ve maçı domine etmesi çok daha düşük. Geçen sezon maç başına 8 asist yaparken 2.3 top kaybı yapıyordu. Bu sezon ise maç başına 7.8 asist karşılığında maç başına 3.1 top kaybıyla oynuyor ki bana göre elit bir guard için bu oran çok kötü.

Şutuna hiç girmek istemiyorum, zaten hiçbir zaman iyi bir şutör olmadı ama bu sezon %18.2’yle kariyerinin en düşük üçlük yüzdesiyle oynuyor. Daha da kötüsü geçtiğimiz sezon Mike James transferine kadar saha içerisinde dominant bir Calathes izliyorduk. Bu sezon ise öyle bir dominasyon izleyemiyoruz. Son üç maçta 4-26 ile şut atarken sadece 9 sayı atabildi. Kaybedilen son 2 maçta ise 6 asist, 7 top kaybı var. Calathes’in deplasmanlarda hep düştüğünü biliyoruz ama bunlar onun için bile düşük rakamlar.

Panathinaikos bu sezon hayal ettiği Final Four’a ulaşacaksa bir an önce Calathes toparlanmak zorunda.