by Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Basketbolu kağıt üzerinde tartışmayı çok severiz.
Özellikle basketboldan uzak kaldığımız yaz dönemlerinde takımların kadrolarına bakıp; “Bu takım harika oldu”, “Şu ikisi pek uyumlu değil” diye pek çok kehanette bulunuruz. Fakat sporun güzelliklerinden biri de sizi her zaman şaşırtabiliyor olmasıdır.
Öyle ki bazen kağıt üstünde takıma cuk diye oturduğu dediğiniz oyuncular, büyük bir hayal kırıklığına dönüşebilir ya da soru işaretiyle baktığınız oyuncular sezona damga vurabilir.
Geçtiğimiz hafta ilk seçeneği ele alıp, bu sezon beklentileri karşılamayan oyuncuları belirlemiştik.
Bugün ise konumuz diğerleri!
Sezon başında onlardan çok şey beklenmiyordu ama fakat sezonun ilk 11 haftasında kağıt üstündeki fikirleri boşa çıkardılar ve beklentilerin üstüne çıktılar.
Nate Wolters (Zalgiris Kaunas)
Daha önceki istatistiği: 27 maç 7.1 sayı, 2.1 ribaund, 2.2 asist (2016-2017)
Bu sezonki istatistiği: 11 maç 14.3 sayı, 5.6 asist, 3.9 ribaund
Hazırlık döneminde gördüklerimiz sebebiyle biz ondan bu sezon bir patlama bekliyorduk ama bu kadarını da beklemiyorduk.
NBA’den büyük ümitlerle gelse de Wolters’ın daha önceki Avrupa kariyerleri hep hayal kırıklığı oldu. Gittiği hiçbir yerde de çok sevilmedi. Herhalde bunun en büyük sebebi, işin savunma kısmında yaptıkları olabilir.
Zalgiris‘te izlediğimiz Wolters ise sonunda kendine yuva bulmuş bir oyuncu görüntüsünde.
Takımın iki guardı Pangos ve Micic ayrılmasından sonra Zalgiris bu sezon guard rotasyonundan katkı almakta zorlanırken bütün oyuncular arasında sivrilen tek isim o oldu.
Zalgiris’in tepeden ana yaratıcısı haline gelen Amerikalı guard, daha önceki EuroLeague istatistiklerini neredeyse ikiye katladı.
Üstelik topu domine etmesine rağmen asist-top kaybı ortalamasında tüm ligde 4. sırada yer alarak verimli olduğunu gösterdi. Bu sezon şu ana kadar sadece bir maçta çift haneli sayıların altında kalarak da performansını istikrarlaştırdı.
Zalgiris, bu sezon elindeki birçok maçı kaybettiği için şu anda %50 galibiyet yüzdesinin altında ama Wolters, Olympiakos maçındaki gibi son çeyrekte işleri çözecekse Litvanya ekibi sezonun devamında yukarıya çıkacaktır.
Bakalım Wolters, Saras’ın yeni eseri olma konusunda ileriye doğru devam edecek mi?
Vasilije Micic (Anadolu Efes)
Daha önceki istatistiği: 36 maç 7.7 sayı, 4.2 asist, 2.2 ribaund (2017-2018)
Bu sezonki istatistiği: 11 maç 11.4 sayı, 5.5 asist, 2.6 ribaund
“Micic’i biz yardımcı guard pozisyonunda aldık. Kendi kaydettiği aşama, ona verdiğimiz katkı, ona verdiğimiz güven, oyun sistemimizin ona çok uygun olması onu takımda 1. guard rolüne getirdi”
Koçu Ergin Ataman bile böyle bir çıkış beklemiyordu, bu yüzden Micic’in herkesi şaşırtması normal.
2013’te U19 Dünya Şampiyonası’nda Sırbistan’ı neredeyse tek başına finale çıkartan Vasilije Micic, o dönem yeni Milos Teodosic olarak anılsa da sonrasında uzun bir dönem baya bocaladı. Önce Orhun Ene, arkasından Sarunas Jasikevicius ile çalışması işleri değiştirdi.
Onun son iki sezon içerisinde geliştiği, en azından unutulup giden bir yıldız adayı değil de bir EuroLeague oyuncusu olabileceğini herkes görüyordu fakat aynı zamanda istikrarsızlığı, maç içinde yaşadığı konsantrasyon eksikliği sebebiyle iyi bir takım da yardımcı guarddan ötesine geçemeyeceği de düşünülüyordu.
Sezonun ilk 3 ayından sonra Micic, bu düşünceleri boşa çıkarmış durumda. Larkin’in sakatlığını çok iyi değerlendiren Micic, şu ana kadar Efes‘e çok iyi bir şekilde liderlik yaptı. Sırp guard, kariyerinin en iyi istatistiklerini yakaladı. Sayı, asist gibi klasik istatistikleri geçtim, Micic bu sezon %47.2’yle üçlük atıyor.
Hala maç içerisinde büyük düşüşler yaşayabiliyor ama lider olarak Efes için bu sezon birçok maç çözdü ve özellikle oyun aklı maç içerisinde sivrildiği zaman izlemesi çok zevkli bir oyuncu oluyor.
Anthony Randolph (Real Madrid)
Daha önceki istatistiği: 8.2 sayı, 3.8 asist, 1.2 ribaund (2017-2018)
Bu sezonki istatistiği: 11 maç 12.8 sayı, 5.5 ribaund, 1.5 asist
Anthony Randolph’un yeteneklerini düşündüğümüz zaman bu sezon yakaladığı istatistikler çok da garip değil. Hatta hala ondan daha iyisini bekleyebiliriz ama Amerikalı oyuncu, geçen sezonu o kadar kötü geçirdi ki şu an yaptıkları herkes için biraz sürpriz oldu.
Randolph’un geçtiğimiz sezon şampiyon olan Real Madrid‘e verdiği tek katkı, takımı normal sezonun sonunda 5. yapmaktı. Final Four’da filan hiç ortalık yoktu. Hatta Eylül ayında oynanan Dünya Kupası Elemeleri’nde Türkiye karşısında Slovenya’nın tek yıldızı olarak o kadar kötü oynadı ki, ben açıkçası onun bir daha toparlanmasını zor olduğunu düşünmeye başlamıştım.
Fakat sezon başlangıcıyla birlikte Randolph, anka kuşu gibi küllerinden doğdu. Geride kalan 11 maç sonunda Real Madrid‘in en skoreri olan Randolph, harika hücum yüzdeleriyle oynadı. Kariyerinin en yüksek üçlük yüzdesi olan %43.8 ile oynayan 29 yaşındaki oyuncu, özellikle sezon başında Madrid için birçok maçı çözen oyuncu oldu.
Real Madrid, geçtiğimiz yaz döneminde onun kontratından çıkmayı düşünüyordu ama gösterdiği bu performanstan sonra Randolph ile 2020’ye kadar kontratları oldukları için mutlu olsalar gerek.
Vladimir Micov (Olimpia Milano)
Daha önceki istatistiği: 29 maç 10.9 sayı, 2.6 ribaund, 2.2 asist (2017-2018)
Bu sezonki istatistiği: 11 maç 15.1 sayı, 2.3 asist, 2.5 ribaund
Vladimir Micov, Cantu’daki patlama yılından beri benim için hep underrated bulduğum bir oyuncu olmuştur. Hatta bu kadar sivri bir karakteri olmasa belki onu daha uzun süre büyük takımlarda izleyebilirdik.
Fakat kariyerinin son döneminde resmen altın çağını yaşıyor.
Mike James gibi topu kendisinden bile çok seven bir oyuncunun yanında oynamak hiç kolay değildir. Sürekli ona göre pozisyon almanız ve hatta maça odaklı kalabilmek için ona kızmamayı öğrenmeniz gerekir. Micov gibi zeki bir oyuncunun bir bitirici olarak bunu yapabilmesi çok şaşırtıcı değil ama 33 yaşındaki kariyerinin en iyi istatistiklerini yakalaması da azımsanacak bir şey değil.
Şöyle söyleyeyim; Micov bu sezon %45.6 ikilik ve %42.6 üçlük yüzdeleriyle oynuyor ve 15.1 sayı ortalamasıyla ligin sayı krallığında 5. sırada. İlk 10’da yer alan en yaşlı oyuncu da o. Üstelik oyun aklı ve bilgisiyle bu sezon Milano‘nun kazandığı birçok maçta denge unsuru olmaya başardı.
Oyuncu bazında sezonun en güzel hikayelerinden biri kesinlikle o.
Derrick Williams (Bayern Münih)
Daha önceki istatistiği: –
Bu sezonki istatistiği: 10 maç 12.1 sayı, 4.0 ribaund, 0.5 asist
Evet, biliyorum Derrick Williams NBA Draftının 2. sıra seçimi ancak Amerikalı oyuncuların Avrupa’ya uyumu her zaman büyük bir soru işareti oluyor. Bu oyuncu, Derrick Williams gibi “çılgın” diyebileceğimiz bir karaktere sahip ise soru işareti daha da büyüyor.
Bu yüzden açıkçası ben, onun Anthony Bennett gibi bir hayal kırıklığı olacağını ve kısa süre içerisinde takımdan ayrılacağını düşünüyordum. Hatta ilk beş maçta Williams kötü oynayınca bu konudaki düşüncelerimin doğru çıktığını düşündüm fakat işler değişti.
Koç Dejan Radonjic, bir şekilde onun takım içerisinde bir parça olmasını sağlarken Derrick de bu parçayı olma hissini çok sevdi ve kenardan gelerek çok iyi katkılar verdi. Derrick, ilk beş maçtan sonra oynadığı beş maçta da çift haneli sayı ve verimlilik puanına çıktı. Üstelik bunu CSKA, Olympiakos gibi önemli takımlara karşı da başardı.
Hala maç içi konsantrasyon ve savunma isteği konusunda sorunları var. Bu yüzden onun daha büyük bir takıma geçişi bana zor geliyor ama açıkçası daralan yetenek havuzunda böyle oynayan bir yetenek olması basketbolseverler için iyi bir haber.
Adrien Moerman (Anadolu Efes)
Daha önceki istatistiği: 30 maç 7.6 sayı, 5.5 ribaund, 1.0 asist (2017-2018)
Bu sezonki istatistiği: 11 maç 12.5 sayı, 6.6 ribaund, 1.5 asist
Anadolu Efes, yaz döneminde daha önce Banvit ve Darüşşafaka‘da izlediğimiz Adrien Moerman ile anlaşınca çoğu kişi bu transferi beğenmemişti. Lacivert-beyazlıların elinde Brock Motum gibi bir uzun varken ona benzer bir rolde olan Moerman’ın gelmesi Efes için saçma gözüküyordu. Çoğu kişi Moerman yerine daha atletik bir dört numaranın Efes için daha iyi olacağını düşünüyordu.
Fakat sezonun ilk 3 ayıyla birlikte Moerman öyle bir performans gösterdi ki, herkes bu eleştiri unuttu.
Erceg gibi özel bir bileği olmasa da Fransız yıldız, Ergin Ataman’ın önem verdiği dört numaradan şut atarak alan açan oyuncu görevini mükemmel doldurdu. Üstelik bununla kalmadı ve ribaundlarda pota altında büyük bir üstünlük kurdu.
Onun dört numaradan kurduğu bu üstünlükte Efes için birçok maçta kurtarıcı oldu.
Moerman açısından bakarsak ise bence Fransız yıldız, salt şutör olmaktan fazlası olduğunu hatırladı. Barcelona’da sadece dışarı çıkarak şut atan bir oyuncu profiline geçmişti. Burada ise potaya yakın oynadığı zaman daha özel bir oyuncu olduğunu gördü. Evet, hala savunmada bazı problemleri var ama bu sezon yakaladığı o rüzgarla Avrupa’da rakiplerine büyük üstünlük kurmayı başardı.
Ante Tomic (Barcelona Lassa)
Daha önceki istatistiği: 28 maç 9.7 sayı, 4.9 ribaund, 1.6 asist (2017-2018)
Bu sezonki istatistiği: 11 maç 12.4 sayı, 4.8 ribaund, 2.0 asist
Bir dönem Avrupa’nın en iyi uzunu olan Ante Tomic, bildiğiniz gibi son birkaç yıldır pek ortalıkta yoktu fakat yeni sezon da tekrardan kendini hatırlattı.
Tomic’in Svetislav Pesic’in gelmesiyle birlikte Barcelona sistemindeki rolü tekrardan arttığı bir gerçek. Fakat son iki yıldır kötüydü ki bu tekrardan kendini hatırlatma hem onun için hem de Barcelona için harika oldu.
Katalan ekibi şu anda 6 galibiyetle EuroLeague’de 7. sırada yer alırken Tomic ise 12.4 sayı ortalamasıyla takımının en skoreri.
Tomic’in kariyerinin başından beri süre gelen defektleri büyüyerek devam ediyor ama dediğim gibi bu sezon en azından hücumda takımına yardımcı oluyor.
Cory Higgins (CSKA Moskova)
Daha önceki istatistiği: 36 maç 14.2 sayı, 2.4 ribaund, 1.9 asist (2017-2018)
Bu sezonki istatistiği: 11 maç 17.3 sayı, 2.4 ribaund, 2.2 asist
Cory Higgins’ı Zenit’ten beri takip eden birisi olarak her zaman özel bir skorer olduğunu biliyordum fakat bu kadar büyümesini gerçekten beklemiyordum.
Zenit ve Gaziantep’te topu domine ederek geçirdiği iki yıldan sonra CSKA‘ya gelen Higgins, orada ise bambaşka bir rolde harika bir rol adamı olmayı başardı. Fakat saha içindeki değişimi burada da bitmedi ve özellikle bu sezon takımının rol adamından yıldızına geçiş yaptı.
Verimli, çok iyi bir rol adamı olmak ile takımın taşıyıcısı olmak arasında her zaman bir fark vardır ve geçiş düşünüldüğü kadar kolay değildir. Fakat kariyeri boyunca bu tarz geçişleri kolay gösteren Higgins, bu geçişi de kolay gösterdi ve bu sezon CSKA adına muazzam bir performans sergiliyor.
De Colo ve Rodriguez standartların bu kadar altında oynarken Rus devi hala bir şekilde rayda gidiyorsa bu tamamen onun sayesinde. Özel bir oyuncu ve şu anda EuroLeague’de sıfırdan bir kadro kuracak olsam ilk alacağım oyuncu o olur.
Nihad Dedovic (Bayern Münih)
Daha önceki istatistiği: 8.3 sayı, 2.3 ribaund, 0.9 asist (2017-2018)
Bu sezonki istatistiği: 11 maç 11.3 sayı, 2.9 asist, 2.0 ribaund
Nihad Dedovic, namı değer “Zlatan İbrahimovic” kariyerinde tekrardan yükseliş dönemini yaşıyor.
Çok genç yaşta Barcelona’ya gelen ve oradan Galatasaray ile Almanya’ya uzanan bir kariyer yaşayan Dedovic, her zaman özel bir oyuncu. En azından benim için. Bayern’deki ilk üç yılında bunu gösteren Djedovic, giderek yükselen grafiğiyle sanki bir adım yukarıya adım atmaya hazırdı ama son iki sezonu felaket geçti.
Sakatlıklar ve kendi içindeki istikrarsızlığı sebebiyle son iki yılda Bayern rotasyonu içerisinde bile geri düşen Sırp oyuncu, bu sezon ise tekrardan yukarı çıktı. Sezonun ilk maçında ilk beş başlamamasına rağmen takımının en skoreri olan Dedovic, ardından ilk beşe yerleşti ve Bayern’in sezona iyi başlangıcında önemli bir rol oynadı.
İlk 11 maç sonunda kariyerinin en iyi yüzdeleriyle oynayan Dedovic, tekrardan Bayern kısa rotasyonun önemi bir parçalarından biri haline geldi.
Geçen sezon ortada bile yokken onun böyle bir yükseliş yaşaması olması çok önemli. Bakalım, 2. yükseliş dönemi nasıl devam edecek?