by George Orfanakis / info@eurohoops.net
Beş spesifik kriterin yardımıyla Eurohoops bu sezon üçüncü kez MVP yarışında son durumu değerlendiriyor.
İsimleri değerlendirirken şu kriterler göz önüne alınmıştır:
Oyuncu Performansı: Sezon başlamadan önceki beklentiler göz önüne alınarak oyuncunun MVP görülmesini sağlayacak bireysel perfromansı. Bazıları beklentileri aşarak diğerleri ise sadece karşılayarak Avrupa basketbolunun elitleri arasına girebilir.
Takımın Gidişatı: Basketbol bir takım sporu ve bir oyuncu bireysel performansları takımı için galibiyete çeviremiyorsa MVP yarışında otomatikman puan kaybetmelerine sebep oluyor.
Oyuncunun rolü: MVP adayını takımdan çıkarsak takımı nasıl performans gösterir? Bazıları takımlarının hem alfası hem de omegasıdır, varlıkları dahi onlara MVP yarışında avantaj sağlar.
İstikrar: Bazı yıldız oyuncular büyük maçlarda dalgalanır, bazıları hiç iniş çıkış olmadan hep tam gaz yoldadır. Bazıları iyi istatistikler yapamasa bile takım arkadaşlarını her zaman yükseltmekte ustadır. Böylece sezon ilerledikçe performansları zirve yapar.
Liderlik: EuroLeague’deki en büyük isimler takımlarının kendilerine en çok ihtiyaç duyduğu anda bir adım öne çıkmak zorundadır. O anlardaki katkıları hem savunması hem hücumuyla istatistiklerden önemlidir.
Bu noktada, bu beş kriterin yanı sıra, son seçimleri öznel değerlendirmelerin de belirlediğini belirtmek gerek.
Not: Bu yazı, 17. hafta maçları başlamadan önce yazılmıştır.
8. Arturas Gudaitis
Oyuncu performansı: 10
Takım gidişatı: 7
Oyuncunun rolü: 8
Devamlılık: 9
Liderlik: 7
Toplam: 41
Arturas Gudaitis’in istatistiklerine atılacak bir bakış, neden burada olması gerektiğini de açıklıyor. Litvanyalı oyuncu açık ara kariyerinin en iyi sezonunu geçiriyor. Sahada kaldığı 24 dakikada AX Armani Exchange Olimpia Milan için her şeyi yapıyor.
Bu ne demek? Gudaitis’in sahada kaldığı bölümlerde 13 sayı katkısı yaparken bunu iki sayılık atışlarda %66.3 gibi inanılmaz bir yüzdeyle gerçekleştiriyor. Serbest atış çizgisinden ise bir pivota göre (%81) gayet iyi bir yüzde tutturduğunu söylemek mümkün. Bunu yaparken 7.5 ribaunt ortalamasıyla ligin en çok ribaunt alan ikinci oyuncusu. Maç başı 1 asist ve 1 top çalma da cabası.
Simone Pianigiani, onun boyalı bölgede güvenli bir tercih olduğunun farkında. 16 maçta 15 kez çift haneli sayı üretti. Gudaitis, verimlilik puanına baktığımızda da MVP ödülü için önemli bir tehdit olsa da elbette her şey Milano‘nun performansına göre şekillenecek.
7. Derrick Williams
Oyuncu performansı: 9
Takım gidişatı: 8
Oyuncunun rolü: 8
Devamlılık: 8
Liderlik: 8
Toplam: 41
Derrick Williams, EuroLeague MVP radarına ilk kez giriş yaptı. Aslında son haftalarda yaptıklarını düşünürsek bu onun için en küçük ödüllerden birisi. Amerikalı forvet, FC Bayern Munich’i playoff potasına taşırken izleyenlere de harika performanslar sundu.
2011 NBA Draft’ının iki numaralı seçimi olan Derrick Williams, Alman ekibinin potansiyelini yukarı çekmek için kadroya dahil oldu ve şu ana kadar bunu en şık biçimde gerçekleştiriyor. Onun sahada olması takım arkadaşlarına da güven veriyor. 13.7 sayı 4.1 ribaunt ve %40 üçlük yüzdesiyle maç başı 80+ sayı bulan Dejan Radonjic’in ekibinin en önemli parçalarından birisi Williams.
Bayern için sezon nasıl gidecek ve Williams’ın adı buralarda ne kadar kalacak? Bu serüvene şahit olmak da keyifli ve ilginç olacak.
Oyuncu performansı: 8
Takım gidişatı: 10
Oyuncunun rolü: 8
Devamlılık: 8
Liderlik: 9
Toplam: 43
Fenerbahçe Beko, şu ana kadar gösterdiği performansla sanki normal sezonda başka bir rakibi yokmuş gibi oynuyor. Kostas Sloukas da bu başarının en önemli aktörlerinden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Yunan oyun kurucuyu EuroLeague MVP radarından nasıl mahrum bırakabilirdik ki?
28 yaşındaki oyuncu şu ana kadar kariyerinin en iyi sezonunu yaşıyor. Maç başına %52.4 üçlük ile 11.5 sayı ve 4.9 asist ile takımın hem atma hem de yaratmada departmanlarında en iyilerinden. Buna karşılık maç başı sadece 1.6 top kaybı yapıyor. Sloukas’ın sahadaki varlığı uzun oyuncuların da işin içine daha çok girmesini sağlarken Zeljko Obradovic‘e de güven veriyor. Sırp koç defalarca tekrarladığı üzere Sloukas bu takımın liderlerinden birisi ve bu da onun için büyük bir onur.
Geçtiğimiz ay kanıtladı ki Fenerbahçe onsuz bile büyük maçları kazanabilecek seviyede. Normal sezonun ikinci yarısına başladığımızı düşünürsek de Sloukas’ın dördüncü EuroLeague şampiyonluğu için sadece iyiye gidebileceğini varsayabiliriz.