by Alonzo Warond / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 31 Ağustos 2017 tarihinde Fadeaway World’de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Stephen Curry şu an NBA tarihinin en iyi oyuncularından biri olarak görülüyor. Ama Warirors’lı yıldızın 2009’da lige geldiğinden bu yana kendini çok geliştirdiği unutulmamalı. Steph’in gelişimi sadece kendisiyle sınırlı kalmadı, NBA tarihinin gördüğü en güçlü kadrolarından birinin oluşmasını da tetikledi.
Ama Curry’nin Bay Area’daki macerası da hiç kolay şartlarda başlamadı. Takımın en büyük anlarında lider olmadan ve organizasyon 21. yy’da bir hanedana dönüşmeden önce iki tarafın da birbiri hakkında şüpheleri vardı.
Stephen ve babası Dell işin başında Warriors‘ın projesinden şüphe duyuyordu. Warriors organizasyonu da bir zamanlar Curry’yi başka bir takıma takas etmenin ve belki de NBA tarihinin en büyük hatasının eşiğinden dönmüştü.
Muhtemelen NBA’in en büyük “Ya olsaydı?” anlarından biri, Curry’nin Phoenix’te oynamasıyla sonuçlanacaktı. Her şey 2009 NBA Draft’ı gecesi yaşandı.
O seçim yılı yetenekli oyuncuların sayısı ve emin olunan yeteneklerin sayısının azlığı nedeniyle kolay değildi. Curry, Davidson’daki performansıyla ligdeki birkaç takımın dikkatini çekmişti ama hangi sırada seçilebileceği konusu yüzünden tereddüt içindelerdi.
Warriors o takımlardan biriydi ve Phoenix Suns da Curry’nin Golden State tarafından seçilmesi halinde bir takasa sıcak bakıyordu.
Timberwolves‘un bir değil iki draft hakkıyla, hem de üst üste seçimlerde Curry’yi pas geçmesi sonrası Warriors diğer bütün takımlarla yaptığı anlaşmaları iptal etti ve Curry’yi tercih etti.
Ama başka bir plan yapmak isteselerdi, Amare Stoudemire’ı Arizona’dan getirebilirdi.
Arizona Republic’in yıllar sonra aldığı bilgiye göre Suns, Golden State‘le yedinci sıra için anlaşmıştı. Yanında gelecek birkaç oyuncuyla yapılacak paket karşılığı Amare, Warriors’a gidecekti. Fakat Golden State, Curry yedinci sıraya düşünce anlaşmayı iptal etti.
Suns yine de vazgeçmeyecekti. Steph’in babası Dell Curry anlatıyor:
“Minnesota’ya Steph’in Timberwolves‘da olmak istemediğini söylemiştik. Yedinci sırayla ilgili bir takas anlaşması olduğunu da bilmiyorduk. Tabii ki böyle bir şeyi açıklamamışlardı. O zamanki Suns’ın genel menajeri Steve Kerr beni aradı: “Basın toplantısına çıkmayın, bize söz verilmiş ama bekleyen bir takas anlaşmamız var.” Ben de ona “O iş sizin aranızda, biz neresi deniyorsa oraya gideriz. Gitmemek gibi bir seçeneğimiz yok.”