by Alonzo Warond / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 29 Eylül 2017 tarihinde Fadeaway World’de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
NBA bir rekorlar ligi. Her yıl takım ve birey seviyesinde rekorlar kırılır. Fakat bir püf nokta var: Bazıları iyi, bazıları kötüdür.
Golden State Warriors daha yeni 73 galibiyetle rekor kırdı, bu iyi rekora örnek. Bir de ne olursa olsun takımların kırmak istemediği rekorlar var.
Bugün rekabet duygusuna ihanet edip tamamen sezonu bırakan, sahiplerini utandıracak rekorları alt üst eden 10 takımı hatırlatacağız.
2016/17 Brooklyn Nets (20-62)
Brooklyn Nets için kötü bir sezondu. Yıl boyu zorlandılar, form tutamadılar, mücadele edemediler. Ama sabırlı davrandıklarını ve doğru zamanı beklediklerini bu sezon görüyoruz.
O dönem ilk beş bile bulmakta zorlanan Brooklyn bugünlerde kaliteli guard’larla fena olmayan bir basketbol oynuyor.
2012/13 Orlando Magic (20-62)
Dwight Howard’ın gidişi sonrası her şey darmadağın olmuştu. Takım alışılan görüntüsünden çok uzaktaydı.
Howard’ın takasını istemesinden sonra Lakers‘a gitmesi hem organizasyon hem de taraftarlar için büyük bir darbe oldu. Bu sezondan bu yana da kafalarını kaldırdıklarını ve bir yön bulduklarını söylemek zor.
2010/11 Cleveland Cavaliers (19-63)
LeBron’un ilk ayrılığı sonrası ilk sezon olduğunu söylemek yeterli olur sanırız. Playoff takımı olarak geçirdikleri yıllar sonrası zorlukla 19 maç kazandılar. Lakers‘a 112-57 kaybettikleri bir maç bile vardı.
Üst üste 26 maç kaybetmeyi “başardıklarını da unutmamak lazım.
2008/09 Sacramento Kings (17-65)
Mike Bibby, Ron Artest ve daha birçok ismi takaslayıp yeniden yapılanmaya başladıkları yıldı. Kadroda takımı taşıyacak bir oyuncu bile kalmamıştı.
Yalnızca 17 maç kazanıp sezonun bitmesini beklediler. Üst üste 16 maç kaybettikten sonra koçlarını da kovdular, sonrasında üst sıralardan seçimler yaptılar. Ama pek bir şey değişmedi.
2014/15 Minnesota Timberwolves (16-66)
Andrew Wiggins ve Anthony Bennett gibi iki ilk sıra seçimine sahiplerdi ve sadece acı çektiler.
16 maç kazanırken Minnesota’da yeni bir dönem başlıyordu. Wiggins’in gelişimi onlar için her şeydi ve bunun için korkunç bir sezona katlandılar. Kanadalı oyuncunun hala gelişiyor olması tek sorun.
2013/14 Milwaukee Bucks (15-67)
Minnesota’nınkine benzer bir vaka. Playoff’a gittikleri iyi bir sezonun ardından Jabari Parker ve Giannis Antetokounmpo’yu seçtiler ve yeniden yapılanmaya başladılar.
Şu an Giannis bambaşka bir oyuncu, Milwaukee de bambaşka bir takım. Doğru bir yeniden yapılanma nasıl gerçekleştirilir iyi bir örnekler.
2007/08 Miami Heat (15-67)
Dallas’ı finallerde yenmelerinden iki sezon sonra Miami Heat seviyeyi dramatik şekilde düşürdü. Kadroda Shaq, Wade ve Alonzo Mourning olmasına rağmen felaket bir sezon geçirdiler.
Önce Mourning sakatlandı, Saq takaslandı ve draft’ta yapılan hatalarla sezon şarampole yuvarlandı.
Zorlukla 15 maç kazandılar. Ama sonrasında Bosh ve LeBron’u ekleyip meşhur Büyük Üçlü’yü oluşturdular.
2009/10 New Jersey Nets (10-72)
Nets takımları kötü sezonlara alışık. Üst üste 16 maç kaybettikleri o sezonda kaybetmeye alışıklardı. Jason Kidd, Jefferson ve diğer önemli isimleri takasladıktan sonra kötü bir kadroyla kaldıklarını herkes biliyordu. Gösterdiler de.
Sonrasında takımı Brooklyn’e taşıyıp yönetimi değiştirdiler ama o da pek işe yaramadı.
2015/16 Philadelphia 76ers (10-72)
Tıpkı Bucks ve Wolves gibi Sixers da bu sezon genç bir kadroya sahipti ve onları bekliyordu. Şu anki iyi kadroyu kurmadan önce felaket sezonlar arka arkaya geliyordu.
Sakatlıklar yüzünden işleri düzeltme şansının geldiği sezonlar da kötü geçti. Ama bu 10 galibiyet onlara sonraki draft’ın ilk sırasını ve Ben Simmons’ı getirdi.
2011/12 Charlotte Bobcats (7-59)
Lokavtlı sezon, NBA’in en kötü derecesini de getirmişti. Bobcast yalnızca 7 maç kazandı. Zaten Charlotte Bobcats denince akıllara sürekli yenilen bir takım gelir ama bu kadarı onlar için bile şaşırtıcıydı.
Sonrasında Kemba Walker’ı seçmeleri takımın ve organizasyonun da kaderini değiştiren ilk hamle oldu. İşler değişmiş olsa da bu sezon yalnızca NBA’deki en kötü galibiyet yüzdesiyle olarak hatırlanacak.