By Antonis Stroggylakis / info@eurohoops.net
NBA’in aksine biz EuroLeague’de takımların sezon ortasında pek fazla hamle yaptıklarını görmeyiz. Daha doğru bir ifadeyle hedefli olan takımlar genellikle sezon ortasında zorunda kalmadıkça bir hamle yapmaz.
Eğer onlardan böyle bir hamle görürsek bu genellikle üzücü bir sakatlık sonrasında karşımıza çıkar çünkü bu tarz takımlar sezon içerisinde problemleri bile olsa takım içindeki düzenleri genellikle bozmak istemezler.
Yine de zaman zaman bunun aksi durumlar görebiliyoruz. Takımlar eksik oldukları bir pozisyon için hamle yapabiliyor ve bu hamleler bazen olumlu, bazen de olumsuz bir karşılık olarak onlara geri dönüyor.
Eurohoops Fırın’ın yeni konusu ise olumlu geri dönüşler için! Hazırsanız karşınızda sezon ortasında yapılmış en iyi transfer hamleleri;
Joey Dorsey (Olympiakos)
Türkiye’de de izlediğimiz Joey Dorsey’in Avrupa kariyeri genellikle hayal kırıklarıyla geçti ama 2011-2012 sezonu onun için kariyerinin en iyi dönemiydi.
O sezon bütçede küçülmeye giden ve Vassilis Spanoulis’in etrafına Yunan oyunculardan bir çekirdek kuran Olympiakos, EuroLeague’in favorilerinden biri değildi. Geçen sezon yıldızlarla dolu kadronun Siena karşısında gösterdiği performans sebebiyle kimse onlardan böyle bir şey beklemiyordu.
Üstelik sezon başladıktan sonra takımın ilk beş pivotu Lazaro Papadopoulos’un sakatlanması ve uzun bir süre sahalardan uzak kalacak olması onların şansını daha da azaltmıştı. Fakat Dorsey transferi kaderlerini değiştirdi.
Baskonia‘dan gönderilen Dorsey, Yunanistan’da kariyerinin en iyi topunu oynarken Olympiakos’un da bir peri masalı yazmasını sağladı. Playoff’ta Siena karşısında takımın en önemli isimlerinden olan Dorsey, özellikle Bo McCaleb savunmasında büyük bir iş çıkardı ve Pire ekibinin playoff’ta Siena’dan intikamı almasını sağladı. Final Four’da ise yarı finalde Barcelona karşısında etkileyici bir maç çıkardı.
Finalde pek fazla ortalıkta yoktu ama takımın oraya kadar gelmesinde oynadığı rol ile Dorsey, büyük bir iş çıkardı ve kariyerinin ilk EuroLeague şampiyonluğunu kazandı.
Diğer sezonun başında koçla yaşadığı problem yüzünden Olympiakos’tan ayrıldı ve o günden sonra kariyeri hep hayal kırıklığı oldu.
James Gist (Panathinaikos)
EuroLeague’de transfer görmediğimiz gibi çok fazla takas da görmeyiz.
Fakat 2012’in Aralık ayında Panathinaikos ve Unicaja Malaga bu durumu bozdu ve bir takasa girdi. Panathinaikos, Andy Panko’yu Malaga’ya yollarken karşılığında Gist’i aldı.
Herhalde bir yıl önce Fenerbahçe‘deki durumunu düşününce kimse onun Panathinaikos’ta uzun süre kalacağını düşünmemişti fakat öyle olmadı. O sezon atletizm olarak büyük problem çeken Panathinaikos’a enerji getiren Gist, uzun bir yolculuğun adımını attı ve 7 sene takımda kaldı.
Onun olduğu senelerde Panathinaikos belki Final Four yapamadı ama Gist kesinlikle takımın gözde oyuncularından biri oldu.
Mike James (Panathinaikos 2018)
Hatırlayacağınız gibi Panathinaikos ile iyi bir sezon geçirdikten sonra Mike James önce NBA’de şansını denemiş sonrasında ise geçen sezon ortasında Yeşiller’e geri dönmüştü.
James, geri döndükten sonra o dönemde Calathes’in ritmini etkilese aynı zamanda Panathinaikos’u daha iyi bir hücum takımı haline getirdi. Özellikle hücum tıkandığı zaman Amerikalı oyuncu, problemleri çözdü ve onun sayesinde Panathinaikos, sezonu 4. sırada tamamladı.
Playoff’ta ise ilk maçta onun önderliğinde Real Madrid‘i sahadan sildiler ve o da seriyi 19.0 sayı, 4.3 asist ortalamalarıyla tamamladı fakat 2. maçta Real Madrid maçı alınca işler tersine döndü ve Panathinaikos Final Four dışında kaldı.
Acie Law (Olympiakos)
Acie Law, Olympiakos, 2012 ve 2013’te EuroLeague şampiyonlukları kazandıysa sanırım Vassilis Spanoulis ve Georgios Printezis’ten sonra bu konuda en çok etkili olan isim.
2011-2012 sezonuna Kalin Lucas ile başlayan Pire ekibi, Amerikalı oyuncu ile Spanoulis arasında istediği uyumu yakalamayınca sezon ortasında aynı Dorsey hamlesinde olduğu gibi transfere gitti ve Law’ı getirdi.
NBA Draftında 11. sırada seçilse de bekleneni veremeyen Law, o sezon Partizan’da dikkat çeken bir oyuncuydu fakat o gelirken herhalde kimse ondan böylesine büyük bir performans beklemiyordu.
Hem savunmada hem de hücumda Spanoulis ile çok uyumlu bir parça olan Law, Olympiakos’u en az 2 seviye yukarı çıkarttı ve Siena serisinde harika bir performans sergileyerek takımın Final Four’a kalmasını sağladı. İstanbul’daki turnuvada normalde sakatlığı sebebiyle oynamaması gerekiyordu ama Law, oynadı ve Olympiakos’un o peri masalını yazmasını sağladı.
Bir sonraki sezon da takımda olan Amerikalı guard, finalde Real Madrid karşısında 20 sayı, 5 ribaund ve 5 asistle kariyer maçını oynadı ve Pire ekibinin üst üste 2 kez şampiyon olmasını sağladı.
Sakatlıklar sebebiyle Law’ın kariyeri erken bitti ve 2014’te Olympiakos’tan ayrıldı. O günden sonra ise Olympiakos hep onun gibi bir oyuncuyu aradı ama hala bulamadı.
Edy Tavares (Real Madrid)
Real Madrid için 2017-18 normal sezonu cehennem gibiydi.
Takımın süperyıldızı Sergio Llull’un olmaması bir yanan takımın uzunları Ognjen Kuzmic, Gustavo Ayon ve Anthony Randolph da sakatlandı ve İspanyol ekibi bir anda kısıtlı bir kadroyla oynamak zorunda kaldı. Bu durum da transferi getirdi ve Real Madrid, sezon ortasında Walter Tavares’i NBA’den getirdi.
Tavares, daha önce Gran Canaria’da oynadığı için Avrupa’ya çok yabancı değildi ama EuroLeague için bir çaylaktı. Buna rağmen Real Madrid’e cuk diye oturdu. 7.1 sayı, 5.9 ribaund ve 1.7 blok ortalamaları tutturan dev pivot, özellikle savunmada takımın problemini çözdü.
Playoff’ta çok etkili olmasa da Tavares, Final Four finalinin kahramanlarından biriydi. Fenerbahçe gibi bir rakibi bozdu ve Real Madrid’in şampiyon olmasında büyük bir rol oynadı.
Ante Zizic (Darussafaka)
Avrupa’nın son dönemde çıkardığı önemli genç yeteneklerinden biri olan Ante Zizic, beklenmedik bir dönemde geldi ama Daçka için iyi ki de geldi.
NBA’e gitmesi kesin gözüyle bakıldığı için EuroLeague takımları ondan uzak dursa da Zizic, 2016-2017 sezonun başında ABA Liga’da ortalığı dağıtıyordu. Aynı dönemde Darüşşafaka ise yetenekli ve iddialı bir kadrosu olsa da özellikle uzun rotasyonunda büyük problemleri vardı ve Daçka doğru bir hamleyle onu buraya getirdi.
Gelir gelmez özellikle ribaundlarda takımın problemini çözen Zizic, Darüşşafaka’nın tarihinde ilk kez playoff oynamasına yardımcı oldu. Daçka böylece transferden kazançlı çıkarken Hırvat pivot ise EuroLeague’i deneyimleyerek NBA yolcusu oldu.