NBA Sezon Ortası Ödülleri – 2018-2019

22/Oca/19 01:41 Ocak 22, 2019

Utkan Sahin

22/Oca/19 01:41

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, BSL ve EuroLeague’den sonra NBA’de de sezon ortası ödülleri dağıttı.

by Utkan Şahin / info@eurohoops.net

NBA’de sezonun yarısından çoğu geride kaldı ve takımların hedefleri gittikçe daha da keskinleşiyor. All-Star hafta sonunun ardından kafalarda daha da çok soru işareti oluşturmaya başlayan konulardan birisi ise sezon ödüllerini kimlerin alacağı.

Bu sezon BSL ve EuroLeague adına sezon ortası ödülleri dağıtan Eurohoops Fırın, bu sefer NBA için kovaları sıvadı.

Eurohoops ekibi olarak gösterdikleri performansla ödülü almasını düşündüğümüz isimleri belirledik. Sezonun bitmesine daha çok var ve sezonun devamın her şey olabilir. Mesela Harden’ın inanılmaz çıkışı gibi…

Neyse lafı uzatmadan şu ana kadar gösterdikleri performansla NBA’de ödülleri alması gereken isimler;

Not: Bu ödüller gelecek için bir tahmin değil, şu ana kadar gösterilen performansların sonuçlarıdır. 

Sezonun İlk Yarısının İkinci Beşi

  • Kyrie Irvıng (Boston Celtcs) 41 maç 23.4 sayı, 6.8 asist, 4.8 ribaund: Kyrie’den daha etkileyici istatistiklere sahip oyuncular var ve Celtics‘in durumu da beklentilere göre parlak değil. Fakat açıkçası verimlilik açısından onu es geçmek istemedim. Süper yıldız kariyerinin iyi şut yüzdeleriyle oynuyor. Bunun yanında asist istatistiği de 2014’ten beri ilk kez 6.0’ın üstünde. Takım içerisinde dengeyi bir türlü kuramayan Celtics‘te şu anda her şeyi ayakta tutan o. Yaptığı açıklama sebebiyle liderlik özelliği eleştirilse de Celtics Doğu’nun tepe takımlarına karşı 6-3 ise bundan yine en büyük sebep de o. Problem çözüyor ve bunu özellikle büyük maçlarda durdurulamaz bir şekilde yapıyor. (Bknz: Christmas’taki Sixers maçı ya da son oynanan Raptors maçı)
  • Paul George (Oklahoma City Thunder) 44 maç 26.7 sayı, 8.0 ribaund, 4.0 asist: Sezonun en güzel çıkışlarından biri ondan geldi. Indiana’nın tarihe “balık tutma hikayesi” olarak geçmesi gereken Doğu Finali’nden beri Paul George için her şey kötü gitti. Önce malum sakatlık, sonrasında Pacers‘ta takımın dağılması, Thunder‘da kötü geçen ilk yıl… Bütün bunlar sebebiyle George saha içerisinde hak ettiğinden daha az değer görmeye başlamıştı. Fakat George bu sezon her şeyi yıktı. Kariyerinin en iyi ortalamalarını yakalayan George, sahanın her iki tarafında ortaya koyduğu oyunla Thunder’ı zorlu Batı’da 3. sıraya kadar taşıdı. Bunda en büyük pay da kesinlikle onun ve çok uzun zaman sonra Thunder, Russell Westbrook’un takımı değil.
  • Kawhi Leonard (Toronto Raptors) 36 maç 27.6 sayı, 7.9 ribaund, 3.1 asist: Hazır geri dönüş ve yükseliş hikayelerine başlamış iken Kawhi Leonard’ı unutmamak olmaz. Sanırım Kawhi, son 1 yıla kadar ligde “herkesin” sevebileceği tek süper stardı. Galiba duygularını daha az gösteriyor olması diğerlerine göre onu daha nötr bir yerde bırakıyordu ve LeBron’un fanları dışında herkes onu seviyordu. Son 1 yıl ondan bu unvanı götürdü. Bu sürede kimin haklı kimin haksız olduğu çok tartışıldı ama bir şey sürekli es geçildi; “Kawhi eski gibi geri dönecek mi?” Toronto’daki sezon yarısı performansı ise bize bu cevabı verdi; “Evet, döndü”. Kariyerinin en iyi ortalamalarını sergileyen süper yıldız, Raptors’ı Doğu’da en iddialı takım haline getirdi. Şu hali bile etkileyici ama sahada izlediğimiz Kawhi’ye bakarsak hala yukarı çıkabileceği bir adım var gibi gözüküyor!
  • Kevin Durant (Golden State Warriors) 46 maç 28.1 sayı, 7.4 ribaund, 6.0 asist: Kevin Durant’in standartlarına o kadar alıştık ki bazen yaptıklarını takdir etmeyi unutuyoruz. Bu sezon Curry’nin belli bir dönemdeki yokluğu ve Warriors‘ta rotasyonda katkı veren oyuncusu sayılması sebebiyle performansını artıran Durant, Warriors dönemindeki en yüksek sayı ortalamasını tutturdu. Onun ne kadar agresif olduğunu sayıdan daha çok diğer istatistiklerinden de anlayabiliyoruz. Kariyerinin genelinde inanılmaz bir skorer olması sebebiyle diğer alanlardaki katkısı unutulan Durant, bu sezon ise 7.4 ribaund ve 6.0 asistle oynuyor. Warriors sezonun bir döneminde raydan çıkmıştı ama şu anda Batı liderliğine geri yükseldiyse Durant’in katkısı büyük.
  • Anthony Davis (New Orleans Pelicans) 41 maç 29.3 sayı, 13.3 ribaund, 4.4 asist: İlk ve ikinci beşte takımı playoff dışında olan sadece bir oyuncu var. O da şu anda okuduğunuz kişi. Pelicans şu anda Batı’da istediği derecede olamasa da Anthony Davis inanılmaz bir basketbol oynuyor. Şu anda üç büyük istatistikte – sayı, ribaund ve blok –  ilk üçte yer alıyor. Üstelik artı-eksi istatistiğinde ligde ikinci sırada yer alıyor. Bütün bu performansa rağmen Pelicans playoff potasında değilse bunun suçlusu o değil, Pelicans yönetimi!

Sezonun İlk Yarısının İkinci Beşi

  • Stephen Curry (Golden State Warriors) 35 maç 29.8 sayı, 5.2 ribaund, 5.4 asist: Warriors, NBA tarihinin en iyi kadrosuna sahip takımı. Son 4 yılda 3 şampiyonluk kazanmaları, 5 büyük oyuncuları olması bunun kanıtları. Fakat bu sezon açıkça gördük ki, bu takımın merkezinde Curry var. Onun oynadığı 34 maçta Warriors, %82.2 galibiyet yüzdesi yakalarken onsuz çıktıkları 11 maçta ise 6 yenilgi aldılar. Bu sizin için yeterli değilse Curry şu anda MVP olduğu seneden sonra kariyerinin en iyi sezonunu geçiriyor ve Warriors gibi bir takımda oynamasına rağmen 29.8 sayı ortalamasıyla ligin sayı krallığında 2. sırada!
  • James Harden (Houston Rockets) 42 maç 35.7 sayı, 8.5 asist, 6.4 ribaund: Sezona felaket başlangıç, kendisinden sonra takımdaki en önemli oyuncuların sakatlığı ve dar rotasyon! Bütün bunlara rağmen Harden, Kobe ve biraz da “Büyük Üçlü” öncesi Wade’den beri görmediğimiz bir performans sergileyerek Rockets‘ı dipten Batı’da 5. sıraya çıkardı. Bu ancak inanılmazın ötesinde bir performansla mümkün olurdu. Harden da bize bunu verdi!
  • LeBron James (LA Lakers) 34 maç 27.3 sayı, 8.3 ribaund, 7.1 asist: Mekan değiştirse de kral her yerde kraldır. Lakers ile sezona sallantı da başlayan LeBron, yeni takımıyla seviye yükseltti ve Lakers için bu sezonun boş geçmeyeceğini gösteren bir dönem ortaya koydu. Bunun en büyük mesajı da Noel’de Warriors karşısında aldıkları galibiyetti. İstatistikleri artık bize normal gibi gelse de hala inanılmaz. Ligde +25.0 sayı, +8.0 ribaund ve +7.0 asist ortalamalarına sahip tek oyuncu! Her şeyden öte onsuz Lakers’ın düştüğü durum da ortada. Bazılarının dediği gibi bu durum onu MVP yapmaz ama kesinlikle ilk beşe girmesini sağlar.
  • Giannis Antetokounmpo (Milwaukee Bucks) 42 maç 26.4 sayı, 12.5 ribaund, 6.0 asist: Giannis, takımın merkezine geçtiğinden beri konuşulan ona uygun basketbol sonunda ortaya çıktı ve sonuç ortada! Bucks, Doğu’nun en iyi takımlarından biri haline gelirken Giannis ise birçoklarına göre MVP ödülünün en büyük adayı! Evet, şut atmıyor ama lig tarihinde bir sezonda asist olmadan en çok smaç yapan oyuncu oldu. Üstelik bunu sezonun yarısında başardı. Onun fiziği ve yeteneğini durdurabilmek çok zor. Doğu’da LeBron sonrasında bir boşluk vardı ve hem performansı hem de All-Star oylamasındaki sonuçları düşünürsek Doğu’nun yeni kralı kesinlikle o!
  • Joel Embiid (Philadelphia 76ers) 44 maç 27.0 sayı, 13.2 ribaund, 3.6 asist: Maç içinde ve dışındaki hareketleri sebebiyle bazıları onu pek ciddiye alamıyor. Hatta davranışlarının getirdiği sonuçlardan biri olarak onun “overrated” olduğunu iddia edenler bile var fakat açıkçası sahada gördüklerimiz hiç de öyle değil. Ligde rekabetçilik açısından onunla baş edebilen çok az uzun var. Anthony Davis’i bile karşılaştıkları maçta denize döktü. Sixers sorunlu bir sezon geçirse de bir şekilde yol üzerinde kaldıysa ve bu tamamen onun eseri! Evet, Davis’in istatistikleri daha iyi olabilir ama saha içerisinde izlediğimiz Embiid kesinlikle daha dominant! Hatta Shaq’tan beri gördüğümüz en dominant pivot kesinlikle o!

Sezonun İlk Yarısının MVP’si

James Harden (Houston Rockets) 42 maç 35.7 sayı, 8.5 asist, 6.4 ribaund

Tüm NBA dünyası yaklaşık 2 aydır Harden’ı bu şekilde takip ediyor.

Açıkçası son 15 yılda böyle bir 2 ay sadece Kobe ve Wade’den hatırlıyorum. 13 Aralık’tan beri 30 sayının altında oynadığı bir maç yok. Son 20 maçı 30 sayının üzerinde bitirdi ve modern dönemin en uzun serisini yakaladı! Son 22 maçta sayı ortalaması 40 sayının üstünde! Bütün bu süre içerisinde sadece iki maçta %35.0’in altında şut attı ve 15 maçta %40’in üzerinde şut isabetiyle oynadı. Üstelik bunların hepsini yaparken birebir üzerinde sayı üretmede görülmemiş bir verimlilikle oynadı.

Onu savunma şansınız yok. Sizde bir açık buluyor. Çok iyi savunulduğu söylenen Bucks maçında bile bir şekilde 42 sayı attı. Bu sürede Warriors karşısında öyle bir maç oynadı ki sanırım sezonun en etkileyici performansı oydu. Son şampiyon karşısında takımını 20 sayıdan getirmesi bir yana bir insanın o son topu sokamaması gerekirdi.

Russell Westbrook’un MVP ödülü kazanması NBA’de MVP ödülü için takım başarısı kriterini biraz geri plana itse de bunu hala düşünen insanlar var. Bu yüzden Giannis’in takımı Doğu ilk sırasındayken Harden’ın seçilmesini garipseyebilirler.

Fakat bu seri başlamadan önce Rockets, 12-14 ile Batı’da playoff dışındaydı. Takımda Chris Paul ve Eric Gordon gibi çok önemli oyuncular sakattı ve Rockets buna rağmen Harden sayesinde 14-6’lik bir seri yakalayarak Batı’da 5. sıraya yükseldi. Üstelik fikstürleri de kolay değil. 19 maçın 12’sini %50 galibiyetin üstünde takımlara karşı oynadılar.

Sanırım bunu şu anda ligde başka bir kişi yapamazdı. Bu yüzden üzgünüm Giannis, ödül Harden’a gidiyor! 81 sayı attığı sene Kobe’ye yapıldığı gibi ödülün gasp edilmesine izin veremem.

Sezonun İlk Yarısının En İzlenesi Takımı

Brooklyn Nets

NBA’de bu sezon seviyesini geçen sezona göre yukarı çıkartan birçok takım gördük. Milwaukee, Denver, sezon başında Clippers bunun en iyi örnekleri. Bunun dışında basketboluyla sizi büyüleyebilecek birçok takım var. Özel oyunculara sahip takımlar var. Bu yüzden çoğu gece karşımıza kesinlikle izlememiz gereken en az bir maç çıkıyor.

Fakat Brooklyn Nets bütün bu düzenin dışında bir takım.

Evet, Doğu’da playoff mücadelesi veriyorlar ama Milwaukee ya da Denver gibi büyük bir çıkışları yok. Üstelik Doğu’yu biliyoruz. Vasat altı takımlar bile playoff potasına giriyor. Oyun açısından da doğru bir basketbol oynuyorlar ama kimse onlar için ligin en iyi basketbol oynayan 5 takımdan biri diyemez. Özel oyuncusu desen oradan da elimiz boş çıkarız. Heyecan veren oyuncular var ama hiçbirine ligin en iyi 25 oyuncusu arasında yer alıyor diyemeyiz.

Ancak bütün bunların rağmen benim ligde en çok izlemeyi sevdiğim takım Brooklyn.

Sean Marks ve Kenny Atkinson geldiklerinden beri burada harika iş çıkardılar. Yeniden yapılanan bir takımın en büyük kurtarıcısı draft haklarıdır. Onların böyle bir şansı olmamasına rağmen burada ligin geri kalanın beğenmediği oyuncularla bir düzen kurdular ve bu tarz durumların aksine ortaya pozitif bir enerji çıktı.

Sanırım onları en iyi anlatan tamlama da bu; pozitif enerji!

İlerisi için böyle devam etmeleri mümkün değil. Bu takımdan işlerine yarayacak oyuncular olacaktır ama bu takımla büyük hedeflere gidemezler. Bu yüzden günün birinde “acı” kararlar almak zorunda kalacaklar ama bugün özelinde bence herkes böyle bir takım görmekten mutlu. Hatta Nets taraftarına sorarsanız o malum takım yerine sonsuza bu kadar takımı izlemeyi bile tercih edebilirler!

Sezonun İlk Yarısının Koçu

Mike Budenholzer (Milwaukee Bucks)

NBA’de 10 yıl önceye göre koç konusunda büyük bir gelişim var. Bu yüzden son yıllarda en çok aday hep bu ödülde oluyor. Keza bu senede aynısı geçerli. Denver’de Micheal Malone özel bir performans sergiliyor. Toronto’da Nick Nurse şu ana kadar etkileyici bir sezon geçiriyor. Hatta artık onun seviyesine alışsak da elindeki kadroyla Greg Popovich inanılmaz iş çıkartıyor ve bana göre en büyük 2. aday da o.

Fakat aday çok olsa da ödülü hak eden kişi, Mike Budenholzer.

Sebebi de çok açık. Geçen sezon vasat üstü bir takım olan ve oynadığı basketbola pek keyif vermeyen Bucks‘ı ana çekirdeği koruyarak Doğu’nun en iyi takımlarından biri haline getirdi. Bunu aslında temel bir değişimle yaptı. Belki herkesin dediği gibi Giannis’i beşe çekmedi. Fakat onun etrafına dizdiği dört şutör ile 4 dışarıda, 1 içeride anlayışına yeni bir soluk getirdi.

Bunun sonucunda ise Bucks geçen sezona göre top çalma dışında bütün istatistiklerde inanılmaz bir sıçrama yaptı. Ligin en çok sayı atan 6. takımı olan Bucks, ligin en yüzdeli saha içi isabeti olan 2. takımı ve en çok asist yapan 5. takımı oldu. Üstelik bu değişim sadece hücuma da yansımadı. Pota altını öyle iyi kapatıyorlar ki takımlar onlara karşı %47.5 ikilik isabet ile atıyor. – En yakın rakipleri %48.3 ile Miami – Üstelik çoğu savunma verimliliği sıralamasında da ilk üçteler.

Böylesini köklü bir değişimi ana çekirdekte büyük bir değişiklik olmadan yapmak koç başarısıdır. Budenholzer, Bucks’taki potansiyeli ortaya çıkardı ve bu ödülü o hak ediyor!

Sezonun İlk Yarısının Çaylağı

Luka Doncic (Dallas Mavericks) 44 maç 20.0 sayı, 6.7 ribaund, 5.1 asist

Üzerinde herhangi bir tartışma olmayan tek ödül bu sanırım!

Çok açık bir şekilde Luka Doncic bu ödülün sahibi ve inanılmaz bir şey olmazsa sezon sonunda ödül onun olacak. Fakat zaten biz bunu yapabileceğini EuroLeague’de görmüştük. Draft öncesinde “Mario Hezonja içinde aynısını diyordunuz” ya da “EuroLeague ne?” diyen Amerikalılar sadece farkında değildi.

Açıkçası onun için sezon geri kalanı ödül için değil de NBA tarihinin en iyi 10 çaylak performansından birine girip girmeyeceği sorusuna cevap arayarak geçecek! 

Sezonun İlk Yarısının Savunmacısı

Myles Turner (Indiana Pacers)

Ödülleri dağıtırken Eurohoops ekibi olarak çoğunlukla oy birliğiyle karar verdik ama bu ödül konusunda hepimiz farklı fikirleri var.

Kimisi Rudy Gobert, kimisi Paul George ve kimisi de Robert Covington’ı seçti. Bu isimlerin hepsi güçlü adaylar ancak ödül oy çokluğuyla – sadece 2 kişi – Myles Turner’a gidiyor!

Turner’a gitmesi için elimizde iyi sebepler de var. Pacers ligin en iyi savunma takımı. Savunma %60 istek ve azimden oluşur. %20 atletizm, %20’de bilgi ve zeka gerektirir. Indiana bize bütün bunların hepsini veriyor. Ligin en az sayı yiyen takımı olmaları bir kenara, sertlikleriyle rakip düzeni bozuyorlar. Bu sertliğin birçok sebebi olsa da başlangıç noktası kesinlikle Turner!

Onun sayesinde Pacers kısaları agresif bir şekilde savunma yapabiliyor çünkü o arka alanda her şeyi süpürebiliyor. O sahada olduğu zaman Pacers’ın pota altından yediği sayı ile olmadığı zaman yediği sayı arasında büyük fark var. Zaten DRPM istatistiğinde de 6. sırada yer alıyor. – 3.43 ortalamayla –

Gobert her zamanki gibi bütün savunma verimliliği istatistiklerini domine ediyor fakat onun standartlarına göre bir düşüşü var. Bu yüzden ödülü bu sefer farklı birisine vererek onu ödüllendirelim.