By Antigoni Zachari / info@eurohoops.net
Bazıları otoriteleri kendine hayran bırakan NBA yetenekleriydi, bazıları NCAA tecrübesiyle büyüdü, bazı başkaları ise Avrupa’da ismini duyurup bir itibara sahip oldu. EuroLeague’in bu sezonki en iyi 10 Amerikalı oyuncusu kendini sezonun üçte ikisinde belli etti.
Amerika sınırları dışında kıymetli olduklarını artık herkesin bildiğin bu isimleri “bulmak” zor değil ama doğru takıma, doğru oyuncu olarak adapte zor. Ama uyumu yakaladıklarında EuroLeague’in yıldızları olmaları, iyi maaşlar alıp sevilen oyunculara dönüşmeleri hiç de zor olmuyor.
Unutmayın, çok fazla Amerikalı oyuncu olsa da pek azı şampiyonluk adayı ya da sahibi takımların ana parçaları olabildi. Dolayısıyla Amerikalı olup EuroLeague’de saygı görmek kolay değil.
İşte bu sezonun bunu başaran 10 ismi:
Mike James – AX Armani Exchange Olimpia Milan
Oynadığı maç: 20
Takım derecesi: 9-11
PIR: 423 (Toplam) / 21.15 (Ortalama)
Sayı: 404 (Toplam) / 20.2 (Ortalama)
Milano‘nun bu sezonki geçen yıllara kıyasla etkileyici ekibinin formu, James’in gelişiyle yakından ilintili. Milano’ya liderlik edişi onları bir playoff takımı haline getirdi, diğer yandan kendisi de sayı krallığı için yarışıyor. 28 yaşındaki guard kırmızı-beyazlıların ondan istediği neredeyse her şeyi yerine getiriyor. Skor yapıyor, tempoyu yükseltiyor, istikrarlı oynuyor ve tüm enerjisini veriyor. Eski takımı Panathinaikos‘un taraftarları hala onu sayıklıyor. Avrupa’daki itibarının ne kadar iyi olduğunu daha iyi özetleyen bir şey olamaz.
Will Clyburn – CSKA Moscow
Oynadığı maç: 19
Takım derecesi: 15-5
PIR: 370 / 19.5
Sayı: 280 / 14.7
Sadece istatistiklerine bakınca Clyburn’ün CSKA‘yla kariyerinin en iyi sezonunu geçirdiğini anlamak mümkün: Şu ana kadar oynanan 20 maçın 18’inde çift hanelerle skor yaptı, korkunç ribaunt becerisiyle rakipleri perişan etti. İstikrarı konusunda da hiç soru işareti yok. Bütün sezon takımın en sağlam oyuncularından biri olarak öne çıktı, bazı zorlu galibiyetlerde günü kurtardı. CSKA’nın rotasıyla onunki arasında büyük bir benzerlik var. Artık iddialı ekibin kaderini belirleyen isimlerden biri.
Derrick Williams – FC Bayern Munich
Oynadığı maç: 19
Takım derecesi: 10-10
PIR: 291 / 15.3
Sayı: 265 / 13.9
Sezonun en iyi transferini belirlemek gerekse kimsenin Williams’tan başkasını seçeceğini sanmıyorum. Alman şampiyonu onu seçerek adeta turnayı gözünden vurdu. Eski NBA oyuncusu hem mentalitesi hem de performansıyla soğukkanlı, lider bir skorer arayan ekibe ilaç gibi geldi. 27 yaşındaki forvet aynı zamanda takımının yararını gerektiğinde her şeyin önüne koymayı bildi. Maç sonuna soğuk girdiği mücadelelerde topu paylaştı. Bir oyuncunun etkisinin en önemli göstergesi takımının başarısıdır. Bayern’in beklentileri aşan 10-10’luk derecesinde Williams’ın payı büyük.
Anthony Randolph – Real Madrid
Oynadığı maç: 20
Takım derecesi: 16-4
PIR: 303 / 15.2
Sayı: 259 / 12.9
Randolph bireysel açıdan sıkıntılı bir sezonu arkasında bıraktı ve yepyeni bir enerjiyle yine harika basketbol oynuyor. Yalnızca tecrübesiyle değil, şampiyon unvanıyla da takımını zorlu maçlarda taşıyor. 29’unda formunun zirvesinde ve takımının derecesinde de bu görülüyor. 20’sine de ilk beşte başladığı her maçta daha da iyi bir oyun oynuyor gibi gözüküyor.
Brandon Davies – Zalgiris Kaunas
Oynadığı maç: 20
Takım derecesi: 8-12
PIR: 339 / 16.95
Sayı: 239 / 14.7
Davies, EuroLeague’i domine eden “undersized” pivot dalgasının kusursuz bir örneği. Boyalı alanda hakimiyeti soru işaretine yer bırakıyor. Geçen sezona göre hem daha verimli hem daha üretken oynuyor. Top ağırlaştığında Koç Jasikevicius ona güvenebiliyor. 2018 Final Four’una giden Zalgiris için işler son haftalarda gerçekten kötü bir hal alsa da hala 2019 playoff senaryolarının içindeler. Davies olmasa bu kadarı bile mümkün olmazdı.
Cory Higgins – CSKA Moscow
Oynadığı maç: 18
Takım derecesi: 15-5
PIR: 242 / 13.4
Sayı: 264 / 14.7
Hücum silahlarından bahsederken Higgins akla gelmezse olmaz: Rakip savunmadaki en küçük zayıf noktalara kadar tespit ediyor ve hemen faydalanıyor. CSKA‘ya kritik anlarda skor sağlıyor, ister kenardan gelsin ister parkede olsun. Bu sezon iki maç hariç tüm karşılaşmalarında çift hanelere çıktı. Clyburn’le birlikte bütün rakipler karşısında kusursuz ikiliyi oluşturuyorlar. Zaman zaman onun De Colo’nun arkasında kenardan gelmesi gerekse de.
Oynadığı maç: 20
Takım derecesi: 13-7
PIR: 241 / 12.2
Sayı: 165 / 8.3
Anadolu Efes bu sezonun EuroLeague’de çıkış yapan ekibi, kadro ve oyun kaliteleriyle sıralamalarının üstüne tutundular, playoff’u garantilemeye yakınlar. Dunston‘ın istikrarlı katkısı son yıllarda hep iniş çıkışlar yaşamış bir ekipte çok kıymetli. Onun gibi bir pota koruyucu varken karşısına çıkan her takım boyalı alanı geçmekte zorlanıyor. Öncelikle bir savunmacı olduğunu herkes biliyor ve en önemlisi Efes ona her maç uzmanlığını göstereceği konusunda güvenebiliyor.
Johnny O’Bryant – Maccabi FOX Tel Aviv
Oynadığı maç: 20
Takım derecesi: 9-11
PIR: 207 / 10.3
Sayı: 219 / 10.9
Maccabi‘nin artık playoff şansının çok azaldığını düşündüğümüz anda Giannis Sfairopoulos’un rehberliğinde geri döndüler. Tıpkı O’Bryant gibi. Takımın lideri olarak çıkışını yapan Amerikalı bir maçta EuroLeague çaylağı olmasına rağmen 44 verimlilik puanı yaptı. O maçtan itibaren gerçek bir skorer gibi öne çıktı.
Zach LeDay – Olympiacos Piraeus
Oynadığı maç: 20
Takım derecesi: 12-8
PIR: 238 / 11.9
Sayı: 207 / 10.4
Olympiakos’un EuroLeague çaylağı, NCAA’den gerçek bir skorer namıyla getirildi ve böyle parlamayı da başardı. Koç David Blatt’in oyun planlarında kritik bir yere sahip isim, bu güvenin karşılığında beklentileri aştı. Kırmızılar bu sezon inip çıksa da o sürekli potaya saldırdı. 4 numara olarak Avrupa’nın zirvesinde başarılı olabileceğini gösterdi. Sadece savunmada istikrarı yakalamalı. Çünkü hücumda bitiricilik konusunda zaten ondan iyisi yok.