by Alex Kennedy / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 1 Kasım 2018 tarihinde Hoops Hype’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Öyle kariyerler var ki sayısız insan o kariyerlerin hayalini kuruyor ancak yalnızca bir avuç insan o kariyeri deneyimleyebiliyor. Sayısız insan, NBA’de oynama hayali kuruyor ancak (maalesef) çok az sayıda insan o hayalleri gerçeğe dönüştürebiliyor.
Yapılan bir araştırmaya göre lise basketbol oyuncularının yalnızca %3,4’ü kolej seviyesinde basketbol oynuyor. O kısıtlı havuzdan da yalnızca %1,2 oranında oyuncu bir NBA takımı tarafından draft ediliyor. Unutmayın, her yıl yalnızca 60 oyuncu draft ediliyor ve bu bile NBA’de maça çıkacağınızın garantisi olmuyor. O draftta seçilen oyuncuların yalnızca yarısı garanti kontrat alabiliyor. NCAA’de yapılan başka bir çalışmaya göre lise oyuncularının yalnızca %0,03’ü draft ediliyor.
Bununla birlikte yine aynı araştırmaya göre birçok kolej oyuncusu, düşük şansa rağmen profesyonel düzeyde oynayacağına inanıyor. Sporculara genelde yedek bir planlarının olması söyleniyor ancak onlar büyük oranda özgüvenleri ve kendilerine olan güçlü inançları sayesinde kolej seviyesine kadar geliyorlar. Hâli hazırda kolej basketbolunda oynayarak aleyhlerindeki durumu tersine çevirmiş oluyorlar ve profesyonel olmak için birçoğu her şeyini veriyor kolej döneminde. Bu inanılmaz bir risk. Bu durumda yapılacak en iyi şey en kötüye kendinizi hazırlayıp en iyiyi umut etmek.
Birçok NBA oyuncusunun kafasında, sakatlanma veya ligde uzun vadeli oynayamama ihtimallerine karşı benzer bir alternatif kariyer vardı. HoopsHype, NBA’de oynayan bazı oyuncularla konuştu ve profesyonel basketbol oynamıyor olsalar neler yapacaklarını sordu:
CJ McCollum, Portland Trail Blazers: “Muhtemelen ya yayıncı gazetecilik yapardım ya da evde oturan bir baba olurdum. Basketbol oynamasam muhtemelen beyzbol oynardım ama. Lisede basketbolu seçtim ama en iyi yaptığım spor beyzboldu. Dedem James Harrison Andrews, Negro Leagues’de oynamıştı. Basketbolu seçtim çünkü ağabeyim Errick de basketbolu seçmişti ve onun gibi olmak istiyordum. Kalbim basketboldaydı ancak beyzboldaki yeteneklerim daha da üst düzeydi. Dedem, kendisine beyzbolu bırakacağımı söylediğimde yıkıldı. Annem de seçim yapmamda rol oynadı. Dedi ki ‘Üç spora birden vakit harcarken hiçbirinde usta olamazsın. Birini seçmen ve tüm enerjini oraya vermen lazım.’ Sanırım antrenman antrenman gezmekten yorulmuştu. (Gülüyor.) İşe yaradı! Hayatın böyle şeyler getirmesi çok acayip. Ama evet, ne olursa olsun herhalde bir şekilde spor yayıncılığı yapardım.”
Larry Nance Jr., Cleveland Cavaliers: “Ben aslında adli tıp laboratuvarında çalışmak istiyordum. Koleje girdiğim zaman fark ettim bunu. Lisansımı Ceza Hukuku üzerine yaptım.”