2018-2019 EuroLeague: Clutch Time’da Asist Raporu

By Utkan Şahin / info@eurohoops.net

Basketbolda maçın hikayesinin yazıldığı bölüm genellikle maçın son beş dakikasıdır.

Son beş dakikaya iki takım başa baş girdiği zaman, ilk 35 dakika unutulur ve 5 dakikalık yeni bir maç başlar. O beş dakikalık maçta, yaptığınız her şey artık iki katı daha değerlidir. Büyük oyuncular ve takımlar da işte o beş dakikada belli olur.

Turkish Airlines Euroleague’de her zaman olduğu bu sezon da inanılmaz maç sonları izliyoruz.  Takımların ve oyuncuların kaderini belirleyen maç sonları…

Son iki sezondur sizlere “clutch” dosyasını sunan Eurohoops Fırın, bu sezon da EuroLeague’de oynanan bütün maçları inceledi ve sizlere geçtiğimiz günlerde “clutch time’da” en etkili oyuncu ve takımları sundu.

Fakat henüz işimiz bitmedi. Sayı atanlar önemli ama takım arkadaşları için bu anlarda pozisyon yaratan oyuncular da önemli. Topun el yaktığı anlarda sadece şutu atmak değil, kahraman olma güdüsüne hakim olmak, doğru pası atmak da bir o kadar önemli.

Eurohoops İstatistik, sizlere bu sefer clutch time’da en çok asist yapan oyuncuları sunuyor.

Not-1: Clutch time, normal sürenin son beş dakikasında farkın 5’ten az olduğu her anı göze alarak oluşturulmuş. Uzatmalarda da farkın 5’ten az olduğu her an kayda alınmıştır.

Not-2: Oyuncuların asist ortalamaları kaç tane clutch-time maç oynadıklarına göre belirlenmiştir ve en az 6 maç oynayanlar listeye alınmıştır.

EuroLeague’in Yaratıcıları

Clutch time’da oyun sıkıştığı için genellikle oyuncular topu dolaştırmak yerine ters eşleşmeyi bularak birebir oynamayı tercih eder.

Aslında bu çok saçma bir tercih değil çünkü bu tarz anlarda koçların ve oyuncuların en istemediği şey top kaybı yapmaktır ve doğal olarak topu dolaştırırsanız bunun karşılığı olarak top kaybı yapma şansınız daha artar. Bunun için ters eşleşmeyi kovalayarak birebir oynamak oldukça mantıklı.

Fakat bunun hücumdaki verimliliği oldukça düşündürücü. EuroLeague’de çok yetenekli skorerler olsa da elinizde “bir James Harden” yoksa bu kıtada her maç yıldızlarınızdan sizin için birebir oynamasını bekleyemezsiniz. Eğer yaparsanız maç bir noktada sıkışacaktır.

Bu yüzden sayı bulmanız için bazen topu dolaştırmanız ve asist üzerinden oyunculara pozisyon hazırlamanız gerekir. Bunun için güvenilir yaratıcı oyunculara ihtiyacınız var.

Peki bu konuda EuroLeague’in en iyileri kimler?

İlk sırada EuroLeague’in en iyi oyun kurucularından biri var.

Sergio Rodriguez için pek kolay bir sezon olmuyor. CSKA‘nın oyunu bu sezon birçoklarını tatmin etmezken takımın en büyük iki yıldızı olan Nando De Colo ve Sergio Rodriguez’in kritik anlar ve kritik maçlardaki performansları çok eleştirildi.

Kendi sayısını üretmek açısından bu eleştiriler haklı çünkü bu iki isim de geçen sezon clutch time’da en çok sayı atan ilk 10 oyuncunun içerisinde yer alıyordu. Bu sezon Nando, kendi takımında 6. sırada yer alırken Sergio ise Clyburn ve Higgins’in arkasında 3. sırada yer alıyor.

Fakat Sergio en azından yaratıcı olarak takımına yardımcı oluyor. Bu anlarda 9 asistle EuroLeague’de en çok asist yapan oyuncusu o. Maç başına ortalamada ise 2. sırada yer alıyor.

Genel tablodaki yerinin yanında CSKA için gösterdiği performans daha da önemli. Bu sezon CSKA, takım olarak clutch time’da 16 asist yaparken İspanyol oyuncu, bunların %56.2’sini yaptı. Toplamda ise asist ve sayılarıyla 36 sayı üretti. (Attığı sayı 16)

2. sırada ise Kostas Sloukas var.

Sloukas, Rodriguez’in aksine clutch-time’da en çok sayı üreten oyuncular listesinde de yer alıyor. O listede 10. sırada yer alan Yunan yıldız, burada ise 2. sırada bulunuyor.

Fenerbahçe Beko’nun en önemli yaratıcısı olan Sloukas, bu anlarda 8 asist yaptı ve takımlarının asistlerinin %28.9’unu üretti. Skorerler listesinde 27 sayısı olan Sloukas, asistlerle 18 sayı üretti ve toplamda bu anlarda 45 sayıya direkt olarak etki etti. Bu da Fenerbahçe‘nin clutch time’daki toplam sayılarının %30.0’unu karşılıyor.

3. sıradaki isim ise Olympiakos’ta oldukça tartışılan bir durumun merkezinde yer alıyor.

EuroLeague’de ilk kez oynayan Nigel Williams-Goss, David Blatt’ın çok güvendiği bir oyuncu. Hatta o kadar ki zaman zaman o daha fazla sorumluluğu alsa da Spanoulis, maçları kenarda tamamlayabiliyor. Pire’de bu tartışma sürekli konuşuladursun Nigel asistleriyle takımına oldukça yardımcı oluyor.

Clutch time’da 6 asist yapan Amerikalı guard, EuroLeague’de maç başına en çok asist yapan oyuncu konumunda yer alıyor. Nigel clutch time’da kötü bir şut yüzdesiyle oynasa da faul çizgisinden hiç hata yapmadığı için asistlerinin yanına 15 sayı da koymayı başarmış durumda. Tabii bu anlarda Spanoulis’in 20 sayısı olması Yunan efsaneyi savunanların elini güçlendirebilir. Fakat ne olursa olsun, çaylak bir oyun kurucu için bu iyi bir performans.

4. ve 6. sırada ise Bayern Münih’ten iki oyuncu var.

Bayern, clutch time’da en yüzdeli şut atan 3. takım ve bunda koç etkisini çok net görebiliyoruz. Derrick Williams’ın birebirleri dışında bu anlarda birebirden daha çok topu dolaştırıp, pota altına yaklaşmaya çalışıyorlar. Alman ekibinin clutch time’da attığı 67 şutun 50’sini ikilik olması bunun bir plan olduğunu gösteriyor.

Bayern bunu yaparken iki yaratıcı kullanıyor; Stefan Jovic ve Danilo Barthel.

Jovic’in bu listede olması bir sürpriz değil. Sırp guard, kariyeri boyunca hep takım arkadaşlarına pozisyon hazırlamasıyla bilinen bir oyuncu oldu. Clutch time’da bu konuda da öne çıkıyor. 8 maçta 6 asist yapan Jovic, 0.75 asist ortalamasıyla ortalamada 2. sırayı Rodriguez ile paylaşıyor.

Takımın diğer yaratıcısı Danilo Barthel biraz sürpriz olabilir ama Alman forvet o kadar verimli ki beni şaşırtmadı.

Takımda Jovic, Dedovic, Koponen gibi kısa yaratıcılar olsa da Barthel, bir pas istasyonu olarak Bayern’in hücum temposuna yardımcı oluyor. EuroLeague’de uzun forvetler arasında en çok asist yapan 3. oyuncu olan (Melli, Moerman) Barthel, clutch time’da da pozisyon bilgisiyle bu konudaki görevini yerine getiriyor. 10 maçta 6 asist yapan Alman oyuncu, kendi şut kullandığı zaman ise 5-7 gibi harika bir bitiricilik yüzdesine sahip.

5. sırada ise yine verimli bir oyuncu var Charles Jenkins

Jenkins dış şut problemi olan bir oyuncu olsa da çok önemli bir görev adamı. Savunmaya getirdiği sertlik bir yana, topu çok fazla domine etmemesi, top dolaşımına yardımcı olması çok önemli. Amerikalı oyuncu, clutch time’da sadece 4 şut atarken bunun karşılığında 6 asist yaptı.

7. sıradaki Mike James’in ise verimliliğini tartışabiliriz ama yeteneklerini asla!

Clutch time’da maç başına 3.5 sayı ortalamasıyla ligin lideri o. Zaten Milano maçlarına baktıysanız, onun top dolaşımından daha çok birebiri tercihi ettiğini görebilirsiniz. Üstelik pas verme konusunda da çok istekli değil. Clutch time’da takımının şutlarının %40.0’ını o atıyor.

Fakat arada sırada savunmaya göre topu elinden çıkartabiliyor. 17 maçta 6 asist yapan Amerikalı guard, 0.35 asist ortalamasıyla bu listenin son sırasında yer alıyor.

Real Madrid‘de clutch time’da yaratıcı ismin kim olmasını beklersiniz? Sergio Llull? Facu Campazzo?

Hayır, iki isim de değil. Rudy Fernandez, kariyerinin bu döneminde topla ilişkisini azaltsa da verimliliğini artırmış durumda. Clutch time 5-6 şut isabetiyle takımının en çok sayı atan oyuncusu olan İspanyol forvet, ayrıca yaptığı 5 asistle takımı için yine ilk sırada yer alıyor.

Luca Vildoza, Baskonia‘da bu sezon göze çarpan oyunculardan biri. Takımın oyun kurucu problemi varken Vildoza adım adım yukarıya çıkmaya devam ediyor. Arjantinli guard, bu sezon clutch time’da Baskonia‘nın yaptığı 12 asistin 5’ini yaptı.

Bu sezon Zalgiris‘in kısaları çok tartışıldı ama Nate Wolters, Avrupa’daki kariyerine göre en iyi sezonunu yaşıyor. Wolters, liderlik konusunda elbette bir Pangos değil ama en azından clutch time’da yaptığı 5 asistle takımı adına yaratabiliyor.

Birebir mi Topu Dolaştırmak mı?

Peki ya koç olsaydınız siz bu anlarda hangisini tercih ederdiniz?

Topun birisinin eline sıkışmaması Avrupa basketbolu geleneğine çok daha uygun ama oyun çok değişti ve siz elinizdeki yetenekler için uygun şartlar oluşturmanız durumunda yıldızlar size maçı alabiliyor. Bu yüzden bu zor bir soru.

İstatistik açısından bakarsak ise ilginç sonuçlar var.

EuroLeague’de bu sezon  clutch time’da maç başına asist listesinde en çok asist yapan beş takımın dördü en yüksek yüzdeyle şut atanlar listesinde ilk dörtte yer alıyor. Fakat çok asist yapan Zalgiris ise clutch time’da en düşük yüzdeyle şut atan takım.

Fenerbahçe Beko’dan başlarsak; sarı-lacivertli ekip, klasik bir Avrupa basketbolu takımı. Pozisyon sayısını düşüren ve sürekli doğru şut tercihini arayan Fenerbahçe, maç topları dışında çok fazla birebire gitmiyor. Takımın clutch time’da en çok sayı atan oyuncusunun Gigi Datome olması da bunun en güzel örneklerinden biri.

EuroLeague’de clutch time’da en çok assit yapan takım olan Fenerbahçe, maç başına 2.0 asist ortalama tutturdu ve EuroLeague’de 2.0 ortalama seviyesine çıkabilen tek takım oldu. Bunun karşılığında ise clutch time’da hem en yüzdeli şut atan takım (%53.4) hem de en çok sayı atan (10.7) takım onlar.

Fakat Fenerbahçe gerçekten başka bir seviyede takım. Yıllar içerisinde oluşturdukları çekirdekle birlikte pozisyon pozisyon doğru hücumu oynamayı çok iyi öğrendiler. Üstelik bunu bir takım olarak yapıyorlar. Takımda clutch time’da asist yapmayan iki oyuncu var; Melih ve Ahmet. Bu ikilinin pozisyon yaratmamış olması bir sorun bile değil. Zaten biri dışarıda, diğeri içeride hücum bitiricileri olarak rol alıyor. Onlar dışında ise tam beş oyuncu clutch time’da en az 3 asist yaptı.

Kostas Sloukas: 8 asist
Jan Vesely: 4 asist
Nikola Kalinic: 4 asist
Gigi Datome: 3 asist
Bobby Dixon: 3 asist

Bu yüzden onları başka bir noktaya koymak gerekiyor.

Asist listesinde Fenerbahçe’nin altında yer alan Khimki Moskova, Olympiakos ve Bayern Münih ise oldukça iyi yüzdelerle şut atan bir takım.

Olympiakos, şu anda bir değişim süreci geçirse de Fenerbahçe’nin oynadığı basketbolu yıllardır uygulayan takımlardan biri ve onların da bir çekirdeği var. Fenerbahçe’den sonra bu anlarda en çok sayı üreten 2. takım olan Olympiakos, asist ortalaması olarak da 3. sırada yer alıyor. Fakat onlarda Fenerbahçe’nin aksine asist sayıları dağılmıyor. Goss ve Spanoulis, takımın yaptığı 16 asistin 14’ünü yapmış.

Bir koç takımı olan Bayern Münih’in de bu konuda başarılı olması çok sürpriz değil. Radonjic’in elinde diğer iki takım gibi yıllardır birlikte oynayan bir çekirdek yok ama doğru pozisyonu arama konusunda onlar da çok istekli. Bunun karşılığında ise en yüzdeli şut atan takımlar arasında 3. sırada onlar var. Bunu maç başına 1.5 asistle yapıyorlar.

Khimki Moskova ise biraz da bir sakatlığın etkisiyle burada yer alıyor. Shved bu sezon sadece 8 maçta oynayabildi ve bu yüzden çoğu “clutch time” anında sahada yoktu. Onun yokluğunda ise Rus ekibi, onun sorumluluğunu başka bir oyuncuya vermektense topu dolaştırma planını tercih etti ve maç başına 1.8 asist ortalaması yakaladı. Bu sayede de şut yüzdesi olarak %50.7 gibi yüksek bir yüzde yakaladılar.

Bu dört takıma bakarak; Avrupa için doğrusunun topu dolaştırmak olduğunu söyleyebiliriz fakat tam tersi bir örnek de var.

Zalgiris, clutch time’da en çok asist yapan 2. takım. Maç başına 1.5 asist ortalamayla 21 asist yaptılar. Fakat bunun karşılığında clutch time’da %34.5 şut yüzdesiyle oynadılar ve ligin en kötü takımı onlar. Aynı şekilde clutch time’da en çok asist yapan takımlar listesinde 6. sırada yer alan Gran Canaria, şut yüzdesi olarak 13. sırada yer alıyor.

Aksi yöne baktığımızda az asist yapan takımların kötü hücum istatistikleri olduğunu söyleyemeyiz.

EuroLeague’de clutch time’da en az asist yapan takım, 8 asistle Barcelona! Onu 9’ar asistle Buducnost ve Panathinaikos takip ediyor. Buna karşılık Barcelona, clutch time’da en yüksek yüzdeyle şut atan 8. takım. Buducnost ise aynı listede 6. sırada yer alıyor.

Bu yüzden kesin bir şekilde; topu dolaştırmak bu anlarda bu kıtada daha iyi demek çok doğru değil. Üstelik bunun yanında maçtan maça, pozisyondan pozisyona bu konuda karar vermek daha zorlaşabilir. Elinizde son çeyrekte alev alev yanan bir Mike James varken topun başka bir oyuncuya verilmesini istemek ne kadar mantıklı?

Yine de en çok asist yapanların şut yüzdesine bakarsak ve aynı listede son sekizde yer alan takımların 6’sının en iyi yüzdeyle şut atan takımlar listesinde de son sekizde yer aldığını düşünürsek, Avrupa’da bu konuda başarılı olmanın yolu hala topu dolaştırmaktan geçiyor.

Daha doğrusu Avrupa’nın ve EuroLeague’in yetenek havuzu düşünüldüğünde hala topu paylaşmak, bir kahramana emanet olmaktan daha iyi sonuç veriyor.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!