by Dave McMenamin & Brian Windhorst / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı, ilk olarak 25 Mayıs 2018 tarihinde ESPN‘de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
LeBron James, NBA kariyerinde 15 kez playoff oynadı ve kariyer öyküsü anlatıldığı zaman muhtemelen o hikaye 15 yolculukta yarattığı hafızalara kazınan anlar ile başlayacak: Sekizi üst üste 10 NBA finali, dört şampiyonluk, dört Final MVP’si ödülü, final serisinde triple-double ortalaması vesaire vesaire.
Ancak LeBron’ın hikayesini şekillendiren, draft edildiği günlere dayanan, NBA tarihinin en büyük final geri dönüşünü de içeren başka hikayeleri de var.
Bunların bazılarını biliyor, bazılarını bilmiyor olabilirsiniz. Eğer o 13 hikayeye aşina değilseniz muhtemelen LeBron James’in kariyerinin tam hikayesini de bilmiyorsunuz.
LeBron’ın (ilk) yazı
2003 yılında yaz ligi henüz büyük bir etkinlik değildi ancak o yaz Orlando’daki Pepsi Pro Summer League’de maçlar, özel bir salondan TD Waterhouse Centre’a alınmış ve 13.000 taraftara antrenman formasıyla anlamsız bir maçta sahaya çıkan James’e dair bir şeyler göstermek amaçlanmıştı.
Salonun dışında toplanan kalabalık, jiplerle gelen Cleveland Cavaliers kafilesini karşıladı. Uzun süre takımda görev yapan Tad Carper’a göre neredeyse playoff atmosferi vardı ortamda.
“Araçların içinde kimlerin olduğunu göremiyordunuz ancak insanlar camlara vurup zafer edasıyla biletlerini sallamaya çalışıyorlardı,” diyor Carper.
Bir hafta sonra Reebok Pro Summer League’de Cavs, akıllandı ve takımı Boston’daki Clark Athletic Center’a götürmek için bir otobüs ayarladı. Yaz ligi organizatörleri Carper’ın çakıl ve toprakla dolu olarak hatırladığı bir alanı geçici bir park yeri ayarlamışlardı. Oranın yine aynı yere aracını park eden taraftarlardan arınmış olması gerekiyordu.
Halbuki öyle değildi.
Bazı taraftarlar araçlarının altına saklanarak beklemişlerdi. Cavs otobüsü geldiğinde taraftarlar bir bir açığa çıkıp sükunetini koruyan James ile bir fotoğraf çektirmek ya da ondan bir imza almayı umuyorlardı.
“Yani açıkçası lisede buna çok alışmıştım. Benim için o kadar şaşırtıcı ya da daha önce görmediğim bir şey değildi,” diyor James. “Yani lise döneminde nereye gitsek, ister otel olsun ister motel odalarımızın dışında insanlar bu kadar büyük meselenin ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Lisede buna o kadar alıştım ki NBA’e geldiğim zaman ‘Aman’ dedim.”
Efsaneyle öğle yemeği
Çaylak James, Sacramento’da sol ayağının üzerinde sıçrayıp sağ eliyle ikonik bir smaç vurmadan önce takım otelinde tavuk fettucini yemişti. Efsanevi bir kariyere sığdıracağı şampiyonluklar ve MVP ödülleri öncesi bu son öğle yemeğiydi ve ekmeğini de birkaç yüzüğü ve MVP ödülü bulunan Moses Malone ile bölüşüyordu.
James ile Nike reklam çekimlerinde tanışan Hall of Fame efsanesi, 19 yaşındaki yıldızın otel odasını ziyaret etmiş, NBA’deki yaşamından bahsetmiş ve tavsiyeler sunmuştu.
Malone’un kendisine verdiği mesajdan bahseden James “Çok çalışma ve kendinizi adama ile ilgili şeylerdi,” diyor. “Siz basketbola ne verirseniz, o size karşılığını o şekilde verir. Kafamda zaten vardı bu ancak bu kadar başarılı olmuş birinden duyunca daha da etkili oluyor.”
James’in kendisinden etkilenerek Uncle Mo olarak andığı Malone, basketbola başladığı günden itibaren takdir görmüş nadir sayıda büyük oyuncudan biriydi. Onun tavsiyesi profesyonel basketbola geçiş yapan James için dünyalara bedeldi.
“Sırf orada olması bile,” diyordu James, “Çok içtendi. O güne minnettarım. Maceranın başlangıcı gibiydi o olay. O odada onunla ve sevdiklerimle oturmak… Maceranın başlangıcı bu oldu.”