By Utkan Şahin&Georgios Orfanakis / info@eurohoops.net
“EuroLeague mi yoksa NBA mi?”
Hangi ligin stilinin daha iyi olduğuna dair özellikle Avrupa’da ateşli bir tartışma olsa da ekonomi, organizasyon ve oyuncu kalitesi NBA farklı bir seviyede. Üstelik makas 2000’den bu yana fena halde açıldı.
Avrupa yetiştirdiği birçok yetenekli oyuncunun NBA’e gitmesine engel olamıyor. Bu da Avrupa’nın en iyi ligi olan EuroLeague’in kalitesini doğal olarak etkiliyor.
Bir yandan aslında bu iki taraflı bir alışveriş. NBA’de süre alan birçok önemli oyuncu, kariyerinin bu döneminde EuroLeague’de forma giyiyor. Net sayılarla konuşmak gerekirse… Ligde bu sezon mücadele eden 64 oyuncu daha önce NBA’de forma giydi. Aralarında belki Panathinaikos‘un 1996’daki şampiyonluğunda büyük rol oynayan Dominique Wilkins gibi bir efsaneler yok ama bu oyuncular da NBA’de forma giyebileceğini kanıtlamış isimler.
Eurohoops Fırın, bu 64 oyuncu arasında en fazla NBA maçına çıkmış oyuncuları karşınıza getiriyor. Hazırsanız gelin, EuroLeague’in en çok NBA tecrübesi bulunan 10 oyuncusuna bakalım!
10- James Anderson (Anadolu Efes)
Draft: NBA Draft 2010 / 20. sıra seçimi (Spurs)
NBA Kariyeri: SA Spurs, Houston Rockets, Philadelphia 76ers, Sacramento Kings
NBA İstatistikleri: 252 maç 5.8 sayı, 2.3 ribaund, 1.2 asist (247 normal sezon + 5 playoff maçı)
1997’den beri playoff yapmayı başaran San Antonio, bu yüzden genellikle draftta hep arka sıralara kaldı. Buna rağmen doğru oyuncuları bulmayı hep başardılar. Bu yüzden onların seçimleri her zaman daha dikkatli izlenir. 2010 NBA Draftı’nda Spurs tarafından 20. sırada seçilen Anderson, Spurs’un başarısız olduğu seçimlerden.
NBA kariyerine sakatlıkla başlayan ve çaylak kariyerinde sadece 28 maça çıkabilen Anderson, Spurs’te geçirdiği 1.5 yılda kendini pek gösteremedi ve serbest bırakıldı. Ardından Rockets‘a giden Amerikalı, orada da kalıcı olamadı.
NBA kariyerinin en iyi dönemini Philadelphia’da geçirdi. Sixers‘ın drafta yattığı yıllarda takımın ilk beş oyuncusu olan Anderson, 10.1 sayı ortalaması tutturdu. Yine de Sixers yazın onu serbest bıraktı ve Anderson Avrupa’ya geldi. Zalgiris‘te, Avrupa’daki bütün kariyerinin kaymağını yiyeceği bir performans sergiledi.
Bir sonraki yaz Avrupa’nın dev takımlarının tekliflerine rağmen NBA’e geri dönen Anderson, Kings‘te istediği gibi bir sezon geçiremeyince kıtamıza döndü.
9- Anthony Randolph (Real Madrid)
Draft: NBA Draft 2008 / 14. sıra seçimi (Warriors)
NBA Kariyeri: Golden State Warriors, NY Knicks, Minnesota Timberwolves, Denver Nuggets
NBA İstatistikleri: 257 maç 7.1 sayı, 4.3 ribaund, 1.8 asist (252 normal sezon + 5 playoff maçı)
LSU’da gösterdiği performans sonrası Warriors tarafından draft edilen Randolph, aslında özel seçimdi. O dönem takımın başında olan Don Nelson’ın spesifik oyun planına gösterebileceği uyum heyecan vericiydi.
Lige o dönem topu yere vurabilen 2.11 boyunda oyuncu çok fazla gelmiyordu. Randolph’un şanssızlığı lige biraz erken giriş yapması oldu. Çaylak yılında hatırı sayılı maça ilk beşte başlayan Randolph, ikinci yılından itibaren 2.11 boyu olduğu için 5 numara oynatılmaya çalışıldı. Fiziksel olarak da büyük bir dezavantaj yaşadı.
Warriors’tan Knicks‘e takaslanan Randolph, oradan Minnesota’ya gönderildi. Minnesota’da 31 sayı, 13 ribaund gibi özel performanslar sergileyen uzun forvet, sezon sonunda Nuggets‘tan kontrat aldı. 2 yıllık Nuggets kariyerinde pek varlık gösteremeyince Avrupa yolcusu oldu ve o günden beri ayrılmadı.
Randolph, lige daha yakın bir tarihte girseydi şu anda hala NBA’de olabilirdi.
8- Rudy Fernandez (Real Madrid)
Draft: NBA Draft 2007 / 24. sıra seçimi (Suns)
NBA Kariyeri: Portland TrailBlazers, Denver Nuggets
NBA İstatistikleri: 267 maç 9.1 sayı, 2.4 ribaund, 2.2 asist (249 normal sezon + 18 playoff maçı)
Rudy Fernandez’in kariyerini lokavt değiştirdi.
Aito Reneses yönetimindeki Joventut’ta EuroCup şampiyonu olan Rudy Fernandez, o yaz NBA’e gitti. NBA için iyi bir rol oyuncusuydu. Avrupalı olsa da smaç yarışmasına katılacak kadar atletik ve ortalama üstü ceza kesen bir şutördü.
Portland’ın o dönem Brandon Roy-LaMarcus Aldridge-Nicolas Batum çekirdeği vardı. Rudy, benchten skor katkısı getiriyordu. Kontrat sezonunda ise takaslandı.
Lokavt sebebiyle Avrupa’ya gelen Rudy, ardından geri dönüp Denver ile sezonu tamamladı. Çaylak kontratı bitince de Avrupa’ya geri dönmeye karar verdi. O gün Real Madrid‘den bir İspanyol oyuncunun tarihte aldığı en büyük kontratı alan Fernandez, NBA’den teklifler alsa da orayı düşünmedi.
7- Shane Larkin (Anadolu Efes)
Draft: NBA Draft 2013 / 18. sıra seçimi (Hawks)
NBA Kariyeri: Dallas Mavericks, NY Knicks, Brooklyn Nets, Boston Celtics
NBA İstatistikleri: 269 maç 5.5 sayı, 1.9 ribaund, 2.9 asist (256 normal sezon + 13 playoff maçı)
Bir beyzbol efsanesi olan babanın oğlu olarak seçimini basketboldan yana kullanan Larkin, NBA kariyeri boyunca hak ettiği değeri alamayan oyunculardan biri oldu.
Amerikalı guard, sakatlığı sebebiyle çaylak sezonuna şanssız başladı. Ardından Knicks‘e takaslandı. New York ve Brooklyn’de back-up guard olarak iyi performanslar sergilese istediği kontratı alamadı ve tercihini Avrupa’dan yana kullandı.
Baskonia‘da etkileyici bir sezon geçiren Amerikalı guard, Boston’dan minimum kontrat alarak NBA’e geri döndü. Larkin, geçen sezon Celtics‘te sakatlıkların da etkisiyle fena katkı vermedi. Yine istediği kadar iyi kontrat bulamadı ve Anadolu Efes ile anlaştı.
6- Earl Clark (Buducnost Voli)
Draft: NBA Draft 2009 / 14. sıra seçimi (Suns)
NBA Kariyeri: Phoenix Suns, Orlando Magic, LA Lakers, Cleveland Cavaliers, New York Knicks, Brooklyn Nets
NBA İstatistikleri: 276 maç 4.4 sayı, 3.0 ribaund, 0.5 asist (261 normal sezon + 15 playoff maçı)
Earl Clark, sadece “yeteneğin” basketbolda yeterli olmadığını gösteren en iyi örneklerden biri.
Lottery’den draft edilen Clark, sahip olduğu potansiyeliyle yıllarca birçok NBA takımında şans buldu. Bu potansiyelini çok gösteremedi.
Bir maçı diğerine uymayan Clark, sadece Lakers‘ta belli bir süre fena olmayan grafik çizdi. Ancak oyun içindeki konsantrasyon problemi ve savunmadaki isteksizliği sebebiyle kötü bir ün elde edince NBA takımları da ondan ümidi kesti.
Beşiktaş ile Avrupa kariyerine başlayan Clark, bu problemlerini Türkiye’de de gösterdi ve Siyah Beyazlı taraftarlarda da pek olumlu bir izlenim bırakmadı.
5- Sergio Rodriguez (CSKA Moskova)
Draft: NBA Draft 2006 / 27. sıra seçimi (Suns)
NBA Kariyeri: Portland TrailBlazers, New York Knicks, Sacramento Kings, Philadelphia 76ers
NBA İstatistikleri: 358 maç 4.9 sayı, 1.5 ribaund, 3.4 asist (353 normal sezon + 5 playoff maçı)
Kendi yaş grubunun Avrupa’daki en özel oyuncusu olan Sergio Rodriguez’in 16 yaşından beri NBA’e gitmesine kesin gözüyle bakılıyordu.
Avrupa’da 3 yıl Estudiantes forması giydikten sonra 21 yaşında NBA’e adım atan Sergio’nun o kıtada da fark yaratan bir oyuncu haline gelmesi bekleniyordu. Öyle olmadı. Hem fiziksel dezavantajları onu mücadeleden uzak tuttu hem de Portland’ın o dönem yarışmacı bir takım olması süre dağılımını etkiledi. Portland’daki 3 yılında kenardan gelen İspanyol oyuncu kendini pek gösteremedi ve çaylak kontratının sonu yaklaşınca takaslandı.
Knicks ve Kings formaları giyen Sergio, ikisinde de Portland dönemine göre daha iyidi. Yine de 2010 yazında Avrupa’ya dönme karar aldı. Avrupa’da MVP ödülü ve EuroLeague’i kazandıktan sonra ikinci NBA macerasına Philadelphia ile başladı.
Yapılanma döneminde olan Sixers‘ta 1 sezon oynayan Sergio, CSKA ile anlaşarak muhtemelen NBA defterini kapadı.
Arkasında 358 maçlık bir hayal kırıklığı bıraktı.
4- Toney Douglas (Darüşşafaka Tekfen)
Draft: NBA Draft 2009 / 29. sıra seçimi (Knicks)
NBA Kariyeri: NY Knicks, Houston Rockets, Sacramento Kings, Miami Heat, New Orleans Pelicans, Memphis Grizzlies
NBA İstatistikleri: 409 maç 7.6 sayı, 2.2 ribaund, 2.3 asist (394 normal sezon + 15 playoff maçı)
New York Knicks’in draft seçimlerinin ligde tutunabildiğini pek sık rastlamayız. Toney Douglas bunun istisnalarından biri.
Savunması ve hücumda zaman zaman yaşadığı patlamalarla Knicks’te kendine bir yer bulan Douglas; Carmelo-Stoudamire çekirdeğinin rol oyuncularından biri olmayı başardı. Özellikle ikinci yılı gayet iyiydi. NBA kariyeri boyunca çift haneli sayı ortalaması ortalamasını ilk ve son kez tutturdu.
Üçüncü sezonunu sakatlıklar yüzünden kötü geçiren Douglas, NBA’in kötü yüzüyle tanışıp takaslandı. O günden sonra gezgin oldu. 5 sezonda 6 farklı takımın formasını giyen tecrübeli guard, gittiği hiçbir yerde Knicks’teki oyununu sergileyemedi.
Yaşı ilerledikçe savunmadaki isteğini de kaybeden Douglas, geçtiğimiz sezon Avrupa’ya geldi ve ikinci baharını Türkiye’de geçiriyor.
3- Norris Cole (Buducnost Voli)
Draft: NBA Draft 2011 / 28. sıra seçimi (Bulls)
NBA Kariyeri: Miami Heat, New Orleans Pelicans, OKC Thunder
NBA İstatistikleri: 428 maç 7.0 sayı, 2.0 ribaund, 2.7 asist (360 normal sezon + 68 playoff maçı)
Norris Cole, bu listede NBA şampiyonluğu olan tek isim. Hatta kupayı bir değil, iki kere kazanmayı başardı.
Miami Heat, büyük üçlüyü kurduğu dönemde pivot ve oyun kurucu rotasyonu için fazla sayıda hamle yaptı. 1 numara için draftta yönelen Heat, Cole’u kendi seçmedi ama takasla kadrosuna kattı.
LeBron James’in memleketinden gelen Cole, birebir üzerinden skor üretme yeteneğiyle benchten gelip takımına önemli katkı verdi.
Sonrası Cole için iyi geçmedi. Heat’in guard rotasyonundaki problemlerine çare olamayan oyuncu, savunmada da fiziksel dezavantajları sebebiyle sorun yaratmaya başladı. 1.5 yıl daha oynadıktan sonra takaslandı ve Pelicans‘ın yolunu tuttu.
Sakatlıklara rağmen Pelicans’ta kariyerinin en iyi performansını sergileyen Cole, takımının playoff oynamasını sağlayan faktörlerden oldu. NBA’den istediği kontratı alamayan Cole, Çin’e gitti. Çin’deki sezondan sonra Thunder ile NBA’e geri dönen 1 numara, son NBA deneyimini de orada yaşadı. O sezondan beri Avrupa’da oynuyor.
2- Derrick Williams (Bayern Münih)
Draft: NBA Draft 2011 / 2. sıra seçimi (Timberwolves)
NBA Kariyeri: Minnesota Timberwolves, Sacramento Kings, NY Knicks, Cleveland Cavaliers, Miami Heat, LA Lakers
NBA İstatistikleri: 436 maç 8.9 sayı, 4.7 ribaund, 0.7 asist (428 normal sezon + 8 playoff maçı)
Avrupa’da kariyerinin en iyi sezonunu yaşayan Derrick Williams, NBA Draft tarihinin en büyük hayal kırıklıklarından.
Williams, pozisyon özellikleriyle sebebiyle o dönemdeki oyuna çok adapte olabilecek birisi değildi. Üstelik draft edildiği Minnesota’da aynı pozisyonda Kevin Love vardı.
Buna rağmen 2. yılında çift hanelerde ortalama tutturan Williams, 3. yılında takaslanmaktan kurtulamadı ve Kings‘e gitti. Kings ve Knicks‘te de kendini gösteremeyen Williams, sorumsuz davranışları ve savunmadaki problemleri sebebiyle gözden düşen bir oyuncu haline geldi.
Sezona Çin’de başladıktan sonra NBA’e geri dönmeyi bir adeti haline getiren Williams, kariyerindeki tek playoff’unu Cavs ile oynadı. 27 yaşında ise Avrupa’ya geldi.