NBA’de Şike Nasıl Döndü: “Bahis Var, Şike Yok!”

08/Mar/19 10:29 Mart 8, 2019

Mehmet Bahadır Akgün

08/Mar/19 10:29

Eurohoops.net

Eurohoops Çeviri, NBA tarihinin en büyük şike skandallarından birine birinci ağızdan ışık tutuyor.

by Scott Eden / Çeviri: M. Bahadır Akgün

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı ilk olarak 19 Şubat 2019 tarihinde ESPN’de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

NBA tarihinin en büyük şike skandallarından biri bundan yıllar önce patlak verdi. Hakem Tim Donaghy’nin adıyla anılan bu dev skandal, 13 sezon boyunca ligde görev yapan eski hakemin itiraflarıyla herkesi şoke etti.

O dev skandala dair Donaghy’nin itiraflarını Eurohoops Çeviri dilimize kazandırdı.

İlk bölüm: NBA’de Şike Nasıl Döndü: Üzeri Örtülen Şike Skandalı

İkinci bölüm: NBA’de Şike Nasıl Döndü: Cepten Çıkan Para Tomarları

Üçüncü bölüm: NBA’de Şike Nasıl Döndü: Şikenin Parkedeki Yüzü

Dördüncü bölüm: NBA’de Şike Nasıl Döndü: Kimler, Ne Kadar Kazandı?

Beşinci bölüm ile devam ediyoruz:

VAKA 5: Bahis Var, Şike Yok!

Temmuz 2007’nin başlarında bir sabah Ronnie Nunn, Las Vegas’taki bir otel odasında uyuyorken gelen telefon kendisini uyandırdı. O dönem NBA hakem kurulu direktörü olan Nunn, kumarhaneler arasında düzenlenen NBA Yaz Ligi maçları için oradaydı. Lige gelme ihtimali bulunan hakem adayları orada değerlendiriliyordu. Uyku sersemi Nunn, NBA’in o dönemki başkanı Joel Litvin’in sesini duydu. Litvin, Tim Donaghy ile ilgili sorular soruyordu. Ses tonunda bir acele vardı. Nunn, Donaghy’nin istifası ile ilgili bir şey duymuş muydu? Donaghy’nin kumar “meselelerini”, neler yaptığını duymuş muydu? Artık doğrulmuş vaziyetteki Nunn, tüm soruları “Hayır” diye yanıtladı. Litvin daha sonra en kötüsüyle geldi ve Nunn’a devam eden bir soruşturma olduğunu, bu konuyla ilgili kimseye bir şey söylememesini söyledi. Sonra da telefonu kapattı.

Birkaç hafta sonra, Post haberinden dört gün sonra David Stern, ilk basın toplantısını gerçekleştirdi. Verdiği mesaj açıktı: Donaghy bir düzenbazdı. Ne yaptıysa tek başına yapmıştı. Bu bir kumar işiydi, evet ancak şike olmadığı neredeyse kesindi. “Muhakkak,” diyerek basına garanti veriyordu Stern, “sahadaki performans açısından bahislerde tam tutturmuş.”

Stern’ün Donaghy’nin şike yapmadığına dair sözleri, federal soruşturma ile de geçerlilik kazanıyordu. Ağustos 2007’de Donaghy, Nisan 2008’de Martino iki iddiada suçlu bulundu: Elektronik dolandırıcılk ve kumar bilgisi transferi. Battista ise Nisan 2008’de yalnızca kumar bilgisi transferi nedeniyle suçlu bulundu. Martino bir yıl, Donaghy ve Battista ise 15’er ay ceza aldılar. Ancak Donaghy kendi maçlarına bahis yaptığını kabul etse de şike yaptığını kabul etmiyordu.

Stern’ün basın toplantısı ile aşağı yukarı aynı dönemde NBA aynı zamanda bir soruşturma başlattı. Komisyonda New York’un önde gelen hukuk firmalarından Wachtell, Lipton, Rosen & Katz’ın ortağı Larry Pedowitz başkanlık yapacaktı. Dört genç avukat ile birlikte Pedowitz, incelemeyi bir yıl kadar sürdürdü ve 133 sayfalık bir raporda bulguları yazdı. Önerisi NBA’in tüm hakem programını yozlaşma konusunda denetlemekti ancak daha dar çaplı bir hedefi de vardı: Donaghy’nin gerçekten şike yapıp yapmadığı. Yaptıysa nasıl yaptığı…

Bu soruları yanıtlamak için Pedowitz, NBA basketbol operasyonlarından sorumlu, Donaghy ile 2006-07 sezonunda birlikte çalışmış bir grup insanı maçları izlemek için bir araya getirdi ancak raporda hangi maçları izleyecekleri belirtilmiyordu. FBI, Donaghy’nin 2004-2006 yılları arasında Concannon ile birlikte kendi yönettiği 40 kadar maçta bahis oynadığı bulgusuna varmıştı. Tommy Martino’dan gelen bilgilere göre Donaghy’nin 2006-07 sezonunda baştan 11 Nisan tarihine kadar, toplam 65 kadar maçın çoğunda bahis yaptığı iddia ediliyordu. Ancak Pedowitz’in ekibinin izlediği maçlar 17 ile sınırlı kaldı.

Donghy’nin federallere verdiği ifadede son sezonunda yönettiği yalnızca 16 maçta bahis oynadığını kabul etmesine dayanarak Pedowitz, Donaghy’nin maç kayıtlarını inceleyen, o maçların sekizini izlemek üzere bizzat Nunn’ı görevlendiren ve federal soruşturmayı yürüten ajanların bulgularını izledi. (Federaller, o 16 maçın hangileri olduğunu asla söylememişti. Bu sebeple Pedowitz’in ekibi o maçların hangileri olduğunu mahkeme evraklarından ve FBI’ın maç taleplerinden bulmak zorunda kaldı. Elde geriye 17 maç kalmıştı.)

NBA çalışanları her anı incelemiş ve Donaghy’nin çaldığı veya çalmadığı düdüklerin doğru olup olmadığına karar vermişlerdi. Rapora göre o 17 maçtan yalnızca birinde, Pistons‘ın Nets‘e 16 Aralık 2006 tarihinde konuk olduğu maçta Donaghy’nin çaldığı düdüklerin ve yaptığı temel hataların Detroit’in lehine olabileceği kanısına varılmıştı. O maçta, Battista ile yapılan anlaşmadan sonraki ikinci maçta yani, Donaghy, handikap şüpheliyken New Jersey aleyhine dördüncü çeyrekte üst üste beş faul çaldı. 17 maçtan yalnızca biri, hakemi hiçbir şeyle suçlamaya yetmeyecekti.

Neticede Donaghy’nin şike yapıp yapmadığı konusunda Pedowitz, ABD Savcılığı’nın bulgularını uygun buldu ve neticede söz konusu suçlar, Donaghy’ye isnat edilmedi. “Yaptığımız inceleme ve sahip olduğumuz bilgiler ışığında hükümetin kararına aykırı bir sonuca varılamadı.”

Ancak soruşturmayı yürüten FBI ajanı Scala’nın şüpheleri var. “Donaghy asla maçın sonucunu değiştirmediğini söylüyor,” diyor Scala. “Ancak biz buna hiç inanmadık.” Scala’ya göre kendisi ve FBI’daki duruşu, Donaghy’nin Concannon ve Battista ile yaptığı anlaşmaların yalnızca bilinçaltında bile olsa kendi maç yönetimini geri dönüşü olmayacak biçimde lekelediği yönünde oldu. Pedowitz’in raporunda da bu ifade yer aldı. Scala, kendisi ve Donaghy’nin konuyla ilgili çok kez konuştuğunu anımsayarak “Ona dedim ki ‘Bak, bana kafanda hiçbir şeyin etkisinde kalmadan bağımsız bir karar mekanizman olduğunu söyleme çünkü öyle bir şey yok. Vermek zorunda kaldığın tüm o gri pozisyonların kararları Tim? Maça bahis yaptığın için karar mekanizman devreden çıkıyor ve sonucu değiştiriyorsun.”

Yine de Scala’nın anlattıklarına göre FBI neticede olayın arkasını bırakmak zorunda kaldı. Kesin bir itiraf gelmeyince Donaghy’nin maçlarda şike yaptığını nasıl kanıtlayabilirsiniz ki zaten? Daha fazla ne istiyordunuz? Adamın kariyeri bitti, hayatı mahvoldu. Gambino kazanç merkezi kapandı. Organize bir suç ekibiydi Gambinolar ve cinayet de işledikleri suçlar arasındaydı. Buna geri döndüler. Federallerin bu davadaki işi bitmişti.

FBI’I MAÇLARDA ŞİKE OLMADIĞINA dair ikna etmeye çalışan tek kişi Donaghy değildi. NBA de bunu denedi. Ne zaman Scala’nın özel ajanları NBA yöneticilerini sorgulasa aynı sözleri duydular: “Bize ‘NBA’de maçlara şike yapamazsınız, mümkün değil’ dediler,” diyor Scala. Çok sayıda gözlemci, hakem üstleri, koçlar, oyuncular, takım sahipleri, basın ve taraftarlar bir şey görse hemen şikayet ederler diye karşı çıkmış NBA o dönemde. Ancak Scala’nın iddiasına göre “Biri size bir şeyin imkansız olduğunu söylediği zaman tam anlamıyla b*ka battığını biliyor oluyor. Çünkü hiçbir şey imkansız değil. Ancak şirket politikası böyleydi.”

Basitçe söylemek gerekirse Donaghy’nin maçlara şike yapması, maç sonuçlarını değiştirmenin hiçbir ligin kabul etmeyeceği kadar kolay olduğu anlamına gelecekti. Yozlaşmış hakemlere dair komplo teorileri onlarca yıl liglerin başını ağrıttı. Bu sebeple NBA, her türlü değişikliğin karşısında. Bu onları o dönemde garip dostlara dönüştürse de Donaghy’nin şikeyi inkar etmesi onlar için armağan oldu.

Donaghy sonrası NBA, her türlü gizli şike düzenini tespit edebilmek için yeni önlemler yürürlüğe koydu. Hakemlerin faul düdüklerini denetlemek için yeni bir sistem getirdiler, bahis oranlarındaki şüpheli değişiklikleri ortaya çıkarabilecek dalgalanmaların tahkikatını artırdılar, güvenlik ve veri analizinde tecrübeli isimler ile anlaştılar ve hatta bahis dünyasındaki olası bir yozlaşma dedikodusunu bildirebilecek bahisçiler yetiştirdiler.

Ancak skandalın patlak verdiği dönemde NBA, bahisleri kapattı. Lamell McMorris, hakemler birliğinin lig ile yaptığı pazarlıkta baş müzakereci olarak görev yaptı. “David Stern ve ben hiçbir zaman çok iletişim kurmadık. Kurduğumuzda da pek olumlu değildi,” diyor McMorris. “Ancak Donaghy iş ilişkimizi değiştirdi. Bu işte ya birlikte batacak ya da birlikte çıkacaktık.”

FBI, Donaghy’nin meslektaşları ile görüşmeler yapmaya başladığında ajanlar neticede muhtemelen 10 kadarıyla konuştu. FBI’ın soruşturma dosyalarına göre bazı hakemler, Federaller ile konuşmadan önce mahkeme kararı ile çağrılmak zorunda kaldılar. Ajanların o görüşmelerde aldığı notlarda sanki mantra benzerliği vardı: “Donaghy olayını duyunca şok olmuş… Bu konuyu diğer hakemlerle tartışmamış…” “İlk tepkisi şaşırmak ve şoka uğramak olmuş ve bu konuyu diğer hakemlerle görüşmediğini bildirmiş…” “Donaghy’nin birkaç yanlış karar hariç tutarlı bir hakem olduğunu söyledi…” “TD ile ilgili diğer hakemlerin tartıştığını duymamış. İyi bir hakem olduğunu sanıyormuş…”

 

Bugün de Donaghy meselesinin yalnızca kendisini etkileyen bir düzen olduğu kanısı artık ligde çalışmayan hakemlerde bile geçerliğini koruyor. Donaghy’yi o hakemlerden yaklaşık 10 tanesiyle konuşmak, sessizliklerinin asıl sebebinin daha ziyade Donaghy’den nefret etmelerinin altında yattığını hissetmek anlamına geliyor. Hiçbiri artık Donaghy’nin “bir zamanlar iyi bir hakem” olduğunu söylemiyor.

“10 yıl önce bu meseleye bulaşmadım, şimdi de bulaşmıyorum. Ağzımdan laf almaya çalışmayın çünkü alamayacaksınız.” “Onunla ilgili yorum yapmayı reddediyorum. Onunla ilgili konuşmayı reddediyorum.” “Kimse bu konuda konuşmak istemiyor. Ona dikkat çekmek bile istemiyor. Değmez.” “Bence Tim Donaghy hakkında yeterince şey yazıldı.”

Her emekli hakem bu konuda suskun değil. Eski NBA hakem direktörü Ed T. Rush, 32 yıl NBA’de üst düzey hakemlik yaptı. Donaghy, 1990’larda düşük seviyelerde maç yönetiyorken Rush, genç hemşehrisine akıl hocalığı yapmayı görev bilmiş. Philly’li hakemlikten kan çekmiş kendisi için. “Babası muazzam bir adam,” diyor Rush şimdilerde. “Hepimiz Tim’in gerçekten çok iyi olmasını bekliyorduk. Olabilirdi de…”

Skandal sonrası Rush da Pedowitz tarafından şike kanıtı bulmak için Donaghy’nin maçlarını izlemekle görevlendirilen ekibin üyelerinden biriydi. Rush, 10 civarında maç izlemiş. Ne görmüştü? Sorduğumda Rush’ın Nunn ile aşağı yukarı aynı cevabı vermesini bekliyordum: Sıra dışı bir şey yoktu. Görülecek bir şey yoktu. Devam edelim.

Ama o beni şaşırttı: “Maçta çok düdük çaldı, maça uygun değildi. Her gördüğünü gördüğü gibi yorumladı.”

2000’li yılların başında NBA, hakem kılavuzunda tümden değişikliğe gitti ve o değişiklikler NBA’deki hakemlerin en azından başlarda daha fazla faul çalmasına neden oluyordu. Bu da Rush’ın direktörlük yaptığı 1998-2003 yılları arasında gerçekleşti. “Diğer her şeyde olduğu gibi değişiklik yaptığınız zaman fazla bir reaksiyon görürsünüz. Genelde böyle olur. İnsanlar zamanla alışır.”

Ancak Donaghy alışmadı. Hakem direktörü Rush’ın dikkatini çekti bu durum ancak o dönemler çok da düşünmedi. Daha sonrasında 2007’de Donaghy meselesi ayyuka çıkınca Donaghy’nin çaldığı faullerin rengi değişti. Pedowitz için maçları izleyen Rush, garanti olmayan durumlarda “kendi yorumladığı” faulleri çaldığını gördü. O fauller maçın akışının tersine gidiyordu. Yalnızca orada Rush, bu faul kararlarına şüpheyle baktı. Yine de Rush’ın bana telefonda anlattığı kadarıyla bunlar olmayacak kararlar değil, yanlış kararlardı ve NBA ile Pedowitz’in ekibi yalnızca olmayacak kararları arıyorlardı. “Bariz bir şey arıyorlardı. Bir şekilde çalınması gerekirken Donaghy’nin tam tersini çaldığı kararlar. Aradıkları buydu. Ben bulamadım.”

Neticede Rush, gözlemlerini Pedowitz’in ekibine bildirmeye gerek olmadığına kanaat getirdi. O kararların istatistiklerde belli olduğunu düşünüyordu: Donaghy’nin çaldığı düdüklerin sayısı belliydi. Herkes bu kadarının farkındaydı. Bunlara dair hiçbir şey Pedowitz’in nihai raporunda yer almadı.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!