NBA’de Son 10 Yılın Şampiyonlarının En Vasat Oyuncuları

12/Mar/19 08:52 Ağustos 29, 2020

Mehmet Bahadır Akgün

12/Mar/19 08:52

Eurohoops.net

Şampiyonluk yüzüğü kazanmak her zaman o yüzüğü sonuna kadar hak ettiğinizi göstermeyebiliyor…

by Ben Fisher / Çeviri: M. Bahadır Akgün

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı ilk olarak 1 Şubat 2019 tarihinde The Sportster’da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Bir NBA oyuncusunun kazanabileceği tüm bireysel ödüller ve toplayabileceği tüm istatistiklere rağmen profesyonel basketbolda asıl ölçü kabul edilen şey şampiyonluk sayısı. Bu sebeple Michael Jordan 14 All-Star deneyiminden çok altı şampiyonluğu ile anımsanıyor. Bill Russell gibi efsaneler bu sebeple NBA tarihinde Karl Malone ve Charles Barkley gibi büyük yıldızlardan farklı bir yere konuluyor. “Şampiyon” diyebileceğimiz isimler muhakkak basketbolun gerçek devleri.

Ya da öyle bir şey işte… Elbette süperyıldızların başı çektiği bir ligde takımınızı tarih kitaplarına taşımak için özel bir yeteneğe ihtiyacınız var ancak en iyi takımlarda bile 15 oyuncunun tamamını yıldızlarla doldurmak mümkün değil, zaten bunu istemezsiniz de. Maaş bütçesi sınırının olduğu bir dönemde verilebilecek öyle bir para olmadığı gibi elinizdeki parayı da en iyi oyuncularınıza vermek istersiniz. Kadro derinliği teoride harika bir şey ancak nadiren 15 güvenilir oyuncuya ihtiyaç duyuyorsunuz. Çoğu takım maçlarda 8-9 kişilik bir rotasyon kullanıyor. Yani evet, en iyi takımlar bile benchin sonunda iyi oyunculara sahip olmayabilir.

Komik olan ise şu; elbette şampiyonluk yüzüğü, şampiyonluk yolunda ne kadar katkı yaptığınızdan bağımsız aynı gözüküyor. Greg Oden, Sun Yue ve D.J. Mbenga gibi yalnızca “takılan” oyuncuların kazandığı yüzükler ile LeBron James ve Kobe Bryant’ın kazandıkları aynı. Her şampiyonluk takımında performansı insanların göz devirmesine sebep olan oyuncular oluyor, tabii onların o an bu umurunda değil de… Huzurlarınızda NBA’de son 10 yılın şampiyonlarının en vasat oyuncuları…

10. Sasha Vujacic – Los Angeles Lakers, 2009

Lakers kadrosunun 2000’lerde göz önünde olmayan birçok oyuncusu gibi Sasha Vujacic’in de Kobe Bryant ile ilişkisi en iyi halinde bile iniş çıkışlı geçiyordu. Hakkını teslim edelim, Vujacic bir sezon sonra Lakers’ta büyük bir rol üstlenecek ve 2010 Finalleri’nin 7. maçında önemli serbest atışları sayıya çevirecekti. Ancak 2008-2009 sezonunda 24 yaşındaki oyuncu pek de iyi değildi. Şut konusundaki namına rağmen saha içinden %38,7, üç sayı çizgisinin gerisinden ise %36,3 ile şut atabilmişti. Playofflarda o istatistikler sırasıyla %26,4 ve %31,4’e kadar düştü. Doğru duydunuz, 2009 playofflarında Vujacic doğru düzgün şut bile sokamadı.

9. Adam Morrison – Los Angeles Lakers, 2010

Adam Morrison’ın profesyonel hayata geçerken gördüğü ilgiyi gören az NBA oyuncusu oldu. Bu ince, garip görünüşlü çocuğun NBA’e nasıl uyum sağlayacağı meçhuldü ancak Morrison’ın kolejde en saf skorerlerden biri olduğunu görenler arasında ona inananlar da vardı.

2006 Draftı’nda üçüncü sıradan seçilen Morrison ligde çok zorlandı. Ortalama bir çaylak sezonunun ardından ciddi bir diz sakatlığı geçirdi ve bir daha asla eskisi gibi olmadı. Üç sezonda yalnızca 161 maça çıktı ve 25 yaşında ligin dışında kaldı. Ancak kendisi bir NBA şampiyonu. 2009-2010’da Lakers formasıyla 34 maçta 2,4 sayı ve 7,8 dakika ortalamaları yakaladı. 5 milyon dolardan fazla kazandığı o dönemde Lakers’ın Boston Celtics karşısında kazandığı Finallerin yedinci maçını harika bir yerden izliyordu.

8. Peja Stojakovic – Dallas Mavericks, 2011

Takımı Mavericks 2010-11 sezonunda şampiyonluk yarışına girmeye hazır gözüken Dirk Nowitzki, tecrübeli ve serbest oyuncu Peja Stojakovic’i takımının alması için bir hamle yaptı. Aklında Stojakovic’in 2000’lerin başında playofflarda üst üste üç yıl mücadele eden Kings‘deki performansı vardı. Bazı uyarılara ve Stojakovic’in o sezon oynadığı diğer iki takıma rağmen Mavs, yıldızlarının ricasını kırmadı.

Belki de Dirk, aktif basketbolculuk kariyeri bittiğinde genel menajerlik yapmamalı. Stojakovic, Mavs ile anlaştığında bitik durumdaydı. Finallerde ise enerjisi tamamen biten Stojakovic, 0,5 sayı ortalaması ile oynadı. Sezon bittikten kısa süre sonra emekli olması şaşırtıcı olmadı. Umarız dostuna o şampiyonluk yüzüğü için teşekkür etmiştir.

7. Eddy Curry – Miami Heat, 2012

Yıldızlarla dolu, Büyük Üçlü dönemini yaşayan Miami Heat kadrosunun bir zamanlar dördüncü sıradan seçilen Eddy Curry’nin forma girip şampiyonluk yarışında konsantrasyonunu koruması umuduyla Curry’yi kadrosuna katmasında yanlış hiçbir nokta yoktu. Her açıdan Curry elinden geleni yaptı, önemli ölçüde kilo verdi ve kadroda yer edinmek için çok çalıştı. Ancak öyle bir kadroya dahil olmak, bırakın son üç sezonda 10 maça çıkmış bir oyuncuyu herkes için zor.

Curry yavaş ve etkisiz kaldı, 2,1 sayı ile 1’in altında ribaund ortalamaları yakaladı, 14 maçta yalnızca altı dakika ortalama ile sahada kaldı ve playofflarda hiçbir şey izletmedi. O oynamadığı zamanların etkisi görüldü. Yine de kayıtlara göre LeBron James’in ilk şampiyonluğu ile Eddie Curry’nin ilk şampiyonluğu aynı güne rastlıyor.

6. Joel Anthony – Miami Heat, 2013

Miami Heat‘in 2011 ve 2012 yıllarındaki final yürüyüşlerinde Joel Anthony, organizasyonun isimsiz kahramanlarından biri olmuş ve boyalı bölgeyi karıştırıp ribaundlarda önemli katkı vermişti. Kanadalı uzun, 2012-2013’teki şampiyonluk yürüyüşünde takımda kaldı ancak eski halinden eser yoktu. Takıma yeni katılan Chris Andersen’a sürelerini kaptıran Anthony, 21,1 dakika sahada kalıyorken 9,1 dakika ortalama ile oynamaya başladı. Verimliliği de büyük oranda düştü. Playoff döneminde ise neredeyse görünmez olup 5,1 dakika süre alırken Heat, üst üste ikinci şampiyonluğunu kazandı.

5. Shannon Brown – San Antonio Spurs, 2014

Bakın, Shannon Brown’ın 2013-14 sezonunda Spurs kadrosunda doğru düzgün yer almadığını biliyorum. İki kez 10 günlük kontrat alan Brown, takımda 10 maça çıkarken sezonu da New York Knicks formasıyla tamamladı. Ancak başka bariz bir alternatif yokken Brown’ın oradaki kısa dönemli varlığından burada söz etmek lazım.

28 yaşındaki oyuncu önceki iki sezonda Suns formasıyla çift haneli skor ortalamaları yakalamıştı ancak Spurs’te ancak kopan maçların sonlarında forma giydi. Öyle olunca da asla dikkat çekmedi ve %28,6 ile şut atabildi. İkinci 10 günlük kontratının sonunda San Antonio’nun onunla yollarını ayıracağı neredeyse kesinleşmişti.

4. Brandon Rush – Golden State Warriors, 2015

Bu konuya nasıl baktığınıza bağlı olarak Brandon Rush, Warriors‘a serbest olarak döndüğünde ya en iyi zamanı ya da en kötü zamanı seçti. Bir açıdan 29 yaşındaki şutör guard, Warriors’a dört yılda kazanılacak üç şampiyonluğun ilkini yaşamak için tam zamanında katıldı. Elbette Splash Brothers da tam o dönem bütün dikkatleri üzerine çekmişti. Rush, iki harika skorerden süre kapmak için çalışmak zorunda kaldı ama aynı zamanda Shaun Livingston, Leandro Barbosa ve hatta Justin Holiday gibi isimlerin de arkasında kaldı rotasyonda.

Üç yıl içinde 26,4 dakikada 9,8 sayı ortalamasıyla oynayan Rush gitmiş, 8,2 dakikada 0,9 sayı ortalamasıyla oynayan bir Rush gelmişti. Artık Warriors aynı değildi…