By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’nde ikinci yarının ilk 5 haftalık dönemini geride bıraktık.
Takımlar artık sezon başındaki hallerinden çok uzaktalar. Kadro ve koç değişiklikleri oldu. Bunun etkilerini de sahada hissettik.
Peki biz bu son 5 maçta 15 takımdan neler gördük? Güç dengeleri nasıl değişti?
İşte sezonun beşinci “Güç Sıralaması”:
Not: Liste hem son beş haftadaki performansları hem de sezonun devamında onlardan beklenen performansa göre hazırlanmıştır.
Not – 2: Trabzonspor’un ligden çekilmesi sebebiyle her hafta ligde bir takım maç oynamıyor. Bu yüzden son beş maç performansları buna göre hazırlanmıştır.
15- Adatıp Sakarya Büyükşehir Basket (↓ 1)
Geçen yazıdaki sırası: 14. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 1 galibiyet, 3 yenilgi, 1 bay
4. bölümde Sakarya’nın kötü halinden bahsetmiştim. 14. sırada olmalarının temel sebebi, transfer yapacakları söylentisiydi. O transfer gelmediği gibi Sakarya’nın ekonomik problemleri de çözülmedi ve gidişat onlar için hiç parlak değil.
En zayıf kadro kesinlikle Sakarya’nın. Sadece 3 tane yabancıyla oynamaları bir yana, bu yabancılardan Wilbekin -şimdilik- bu ligin seviyesinde oyuncu değil. Etou biraz daha potansiyeli olsa da iki yabancıları BSL’de oyunu değiştirebilecek isimler değil.
Zaten kadro olarak yetersizliklerini hem sonuç hem de istatistiksel açısından görebiliyoruz. İlk 8 haftada 4 galibiyet aldıktan sonra son 10 maçta sadece bir kez kazanabildiler. Kazandıkları Büyükçekmece maçı sürprizdi. Bunun yanında ligdeki kötü istatistiklerin birçoğunda başroldeler. Ligin en az sayı atan takımı onlar, ligin en çok top kaybı yapan takım onlar, ligin en az asist yapan takımı da onlar…
Şöyle ifade edelim… 18 maç sonunda maç başına 14.7 asiste karşı 14.1 top kaybı yaptılar. Üst düzey bir ligde bundan daha kötüsünü gördüğümü hatırlamıyorum.
Oyun planlarını çok eleştirmek istemiyorum çünkü büyük bir yetenek problemleri var ve bu yetenek problemiyle iyi maçlar bile çıkardılar. Fakat gelecek hiç parlak değil. Onlar için İBB ve Afyon maçları çok kritik olacak ama bir takviye gelmezse şansları çok az.
Gelecek beş maçları: TOFAŞ (D), Pınar Karşıyaka (E), İstanbul BŞB (D), Afyon Belediye (E), Anadolu Efes (E)
14- Afyon Belediye (↓ 1)
Geçen yazıdaki sırası: 13. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 0 galibiyet, 4 yenilgi, 1 bay
Afyon da sezon başına göre büyük düşüş yaşayan takımlardan biri.
Sezon başında oynadığı basketbola düşme hattının bir adımın önünde olacağı gözüken Afyon, Tyrus McGee ve Marcos Knight ikilisini kaybettikten sonra bir türlü toparlanamadı. Bu ikili gittiğinden beri Afyon 6 maçını kaybetti ve yeni yılda bir galibiyete hala hasret durumda. Üstelik bu kötü seri, onları şu an için ligin dibine itti.
Ellerindeki kadroya bakınca çok kırılgan bir çizgide olduklarını söyleyebilirim.
Cevher ve Altan gibi oldukça iyi katkı veren yerlileri var. Yabancılar kağıt üstünde Sakarya’ya göre çok daha iyi. Fakat sahadaki verimlilikleri tartışmalı. Culpepper iyi bir başlangıç yaptı ama onun geçmişini biliyoruz. Kendi kariyerini düşünmekten fazlasını yapmaz. Robert Carter transfer olduğunda heyecanlandırsa da şu anda fazla kiloları var ve geçen sene Antep’te gösterdiği performansa yakın değil. Bununla birlikte 3 yabancıyı uzun rotasyonuna koymaları kadro mühendisliği açısından problem yaşatıyor.
Hücumda oldukça etkililer. Ligin en çok sayı atan 6. takımı (79.6) ve saha içi isabet yüzdesi en yüksek 5. takımı (%48.4) onlar. Fakat savunmada büyük problemleri var. Takımca savunmada çok tembeller ve en basit planları bile yerine getiremiyorlar. Bu yüzden Beşiktaş maçında olduğu gibi 2.5 çeyrek üstün oldukları bir karşılaşmayı elleriyle verdiler.
Hali hazırda Sakarya varken onların düşmesi büyük bir sürpriz olur ama bu tarz takımlarda yenilmek bir yerden sonra alışkanlık haline geliyor. Bu yüzden bir an önce kendilerine nefes aldıracak o galibiyeti almaları gerek.
Gelecek beş maçları: Galatasaray (E), Darüşşafaka (D), Banvit (E), Sakarya BŞB (D), Pınar Karşıyaka (E)
13- Arel Üniversitesi Büyükçekmece (↓ 1)
Geçen yazıdaki sırası: 12. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 0 galibiyet, 5 yenilgi
Arel Üniversitesi Büyükçekmece, sezonun ilk yarısının özel takımlarından biriydi. Sezon başında kadro derinliği ve yetenekleri iyi gözükmüyordu ama koç Serhat Şehit’in yönetiminde çok iyi bir iş çıkardılar.
Ligde kenardan en az katkı alan takım olsalar da Williams-Eldridge-Hayes üçlüsü, gösterdikleri performansla onlara 6 galibiyet aldırmayı başardı ve ilk yarı sonunda playoff kovalayabilecek yerdeydiler.
Milli takımın arasında Devin Williams’ın takımdan ayrılması her şeyi değiştirdi. Zaten kısıtlı olan kadroları hücumda sadece Hayes’in yaratıcılığına kaldı ve Büyükçekmece son 5 maçını kaybetti. Üstelik kaybederken de pek iyi bir görüntü çizmediler.
Beşiktaş‘ın kötü oynadığı maç dışında 70 sayının üstüne çıkamadılar ve Sakarya maçı dışında da rakiplerini hiç 90 sayının altında tutamadılar.
Büyükçekmece, ligden düşeceğini muhtemelen düşünmüyor çünkü bu ay içinde Hayes ile Eldridge ile sözleşme uzattılar. Bunun için onları kutlamak lazım çünkü genellikle bu tarz takımlar sezon ortasında gelecek için hamle yapmıyor. Fakat düşmeme konusunda bu kadar rahat hissetmemeleri gerekiyor çünkü aralarında sadece 2 galibiyet fark var ve son durumları hiç iyi değil. Üstelik önlerinde zorlu bir fikstür var.
Bu yüzden belki de onlar için de bir hamle gerekebilir.
Gelecek beş maçları: Anadolu Efes (D), Bahçeşehir Koleji (E), Bay, TOFAŞ (E), Türk Telekom (D)
12- İstanbul Büyükşehir Belediye (↑ 3)
Geçen yazıdaki sırası: 15. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 2 galibiyet, 2 yenilgi, 1 bay
Yerel liglerde alt sıralarda dengeler çok çabuk değişebiliyor. Bunun son örneği İstanbul Büyükşehir Belediye.
İlk yarıda sadece 2 galibiyet alabilen İBB, ligin en problemli kadrolarının başında geliyordu. Özellikle savunmada hiçbir caydırıcılıklarının olmaması, hücumun çok fazla Holloway’e kalması büyük problemdi. Devre arasında yaptıkları iki transfer her şeyi değiştirdi.
Ellis ve Heslip takımın şut problemini çözme adına İBB’e yardımcı oldu. Ligde hala 13. sıradalar ama son 4 maçta maç başına 2.4 fazla üçlük sokuyorlar. Heslip, hücumdaki bitiricilik rolüyle Holloway’in üstünden biraz yük alırken Ellis de enerji ve atletizm olarak takıma farklılık getirdi.
İBB’de bunun karşılığında Afyon ve Karşıyaka kazanarak kendisini ligde bir üst basamağa atmayı başardı. İlk yarıdaki felaket performansları için bu hala yeterli değil fakat şu an son 4 sıradaki takımlar arasında en formda olan ve en iyi oynayan ekipler.
Gelecek beş maçları: Darüşşafaka (E), Banvit (D), Sakarya BŞB (E), Fenerbahçe (D), Beşiktaş (E)
11- Türk Telekom (↓ 6)
Geçen yazıdaki sırası: 5. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 1 galibiyet, 4 yenilgi
Öncelikle şunu söylemek gerek… Türk Telekom, kadro kalitesi olarak bu sıranın takımı değil. Onların playoff dışında kalmasını da beklemiyorum. Fakat Ankara ekibine bir ültimatom vermenin zamanı geldi.
Sezona iyi başlayan Telekom, bir dönem 3. sıra için bile favoriydi. Sadece aldığı sonuçlar açısında değil, oynadıkları basketbol da o noktayı hak ediyordu. Fakat yeni yıl onlara hiç yaramadı.
İlk 12 maçında 9 galibiyet alan Ankara ekibi, son 7 maçta sadece bir kez kazandı. O tek galibiyet de ligin en vasat takımı Sakarya’ya karşı geldi. Koç Burak Gören bunun geçici bir dönem olduğunu söylese de sahadaki görüntüleri böyle demiyor.
Telekom ligin başında iyi bir savunma takımıydı. Hatta beklentilerin ötesine geçebilecek derecede başarılıydılar. Ancak bu kötü seride kaybettikleri bütün maçlarda rakipleri 80 sayıya ulaşmayı başardı. Özellikle üç sayı savunmasında felaket durumdalar. – ligin en kötü 4. takımı onlar –
Üstelik hücumda da işler yolunda değil. Son bölümde hücumda Landesberg’in çok fazla sorumluluk almaya başladığından bahsetmiştim. Bu problem giderek daha da büyüyor. Landesberg’in usage rating istatistiği %27.7’e kadar geldi. – lig 2. – Hücumda TJ Campbell ve Kenny Gabriel’in verimlilikleri ve çeşitlilikleri çok az. Bu yüzden problemin kaynağını anlayabiliyorum ama biraz daha dengeyi bulmak zorundalar.
Telekom, ligin en yaşlı kadrolarından biri. Bu yüzden sezon içerisinde fiziksel bir düşüş gayet normal. Fakat vücut dilleri de giderek kötüleşiyor. Son dönemde neredeyse maç içerisinde teknik faulsüz geçen bir karşılaşmayı hatırlamıyorum. Oyuncu grubu olarak hırçın bir takımlar ancak sanki sahada oynadıkları basketboldan da zevk almıyor gibiler.
Bir an önce toparlanmaları ve basketbol oynamaktan zevk almaya başlamaları gerekiyor yoksa sezon onlar için çok farklı bir noktaya gidebilir.
Gelecek beş maçları: Bahçeşehir Koleji (D), Bay, TOFAŞ (D), Pınar Karşıyaka (E), Büyükçekmece (E)
10- Pınar Karşıyaka (↓ 2)
Geçen yazıdaki sırası: 8. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 2 galibiyet, 3 yenilgi
Pınar Karşıyaka, 4. bölümden sonra koç değişikliğine gitti ve Dirk Bauermann’ı takımın başına getirdi fakat takımın problemleri o kadar belirli ki sanırım onlar için çok büyük bir değişiklikten hala bahsedemiyoruz.
Sonuç açısında bakarsak… Son 5 maçta Galatasaray ve Beşiktaş‘ı evlerinde yenmeyi başardılar. Normal şartlar altında TOFAŞ’ı da mağlup etmeleri gerekiyordu fakat basit hatalarla ellerindeki maçı verdiler.
Bu onların özellikle evlerinde ligin baş üstü takımlarına karşı başa baş oynayabildiklerini gösteriyor. Bu iyi bir durum ancak bardağın geri kalanı o kadar da dolu değil.
Karşıyaka, ligde en fazla sayı atan 6. takım. Assem Marei pota altında inanılmaz bir iş çıkartıyor ve takımın hücumunu ayakta tutuyor fakat ondan başka istikrarlı bir isimden bahsetmek çok zor. Üstelik tek problemleri de bu değil. Walker bir türlü takımla uyum sağlayamadı. Karşıyaka, onu benchten getirip Berk ve Henry’e yaratma yükünü veriyor. Berk çok da iyi bir sezon geçiriyor fakat o da tempoya çok bağlı ve Karşıyaka oyunu kontrol etmekte çok zorlanıyor. Bu yüzden ellerindeki birçok maçı verdiler.
Çok büyük bir dış atış problemleri var. Şu anda %32.7 ile ligin en kötü üçlük atan takımı onlar. Bu da onları Marei’ye çok bağımlı kılıyor. Daçka maçında olduğu gibi Marei kısıtlandığı anda varlık gösteremiyorlar.
Savunmada da iyi değiller. Ligde rakipleri en yüksek yüzdede tutan takım onlar. Bu da oyunu öldürmeleri konusunda büyük bir problem ve bu sebeple iyi bir deplasman takımı değiller. Önlerinde 3 tane deplasman maçı var ve başarı göstermezlerse playoff treni onlar için kaçacak.
Gelecek beş maçları: Banvit (E), Sakarya BŞB (D), Fenerbahçe Beko (E), Türk Telekom (D), Afyon Belediye (D)
9- Darüşşafaka Tekfen (↑ 2)
Geçen yazıdaki sırası: 11. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 2 galibiyet, 3 yenilgi
EuroLeague’de sezon Darüşşafaka için çok zorlu geçiyor ama ligde işler yavaştan değişmeye başladı.
Selçuk Ernak ile birlikte takım içindeki rollerin daha da oturduğunu görmüştük. Yabancı rotasyonunda daralma, yerlilerin rollerin daha keskinleşmesi ve Douglas gibi liderleri olması onların yükselişe geçeceğin bir işaretiydi ancak Michael Eric’in anlamsızca bir kavga yüzünden beş maç ceza alması ve zorlu fikstürleri, onlar adına geleceğe şüpheyle bakmama sebep olmuştu.
Son 5 maça baktığımızda onlara daha fazla güvenmem gerekiyormuş. Zorlu fikstürden 2 galibiyet çıkarmayı başardılar. Özellikle Karşıyaka galibiyeti onlar için çok mühimdi. Kaybettikleri 3 maçta da hiç fena değillerdi. 3 maçı da başa baş oynayıp kaybettiler ve özellikle Efes maçını kazanmayı hak ettiler.
Bu zorlu fikstürdeki performanslarını düşünürsek, gelecek için onlardan daha fazlasını bekleyebiliriz. Eric’in cezası tamamlandı ve formda bir şekilde geri döndü. EuroLeague’de normal sezon yakında sona erecek ve artık sadece lige odaklanabilecekler. Üstelik önlerinde kolay diyebileceğimiz 2 maç var.
Onlar için en büyük problem, yaptıkları fazla top kaybı. Ligde en kötü 2. takım onlar ve eğer bunu biraz törpüleyip oyun içinde bir devamlılık kazanabilirlerse playoff için iddiaları artabilir.
Gelecek beş maçları: İstanbul BŞB (D), Afyon Belediye (E), Galatasaray (D), Beşiktaş (E), Bay
8- Banvit (↑ 2)
Geçen yazıdaki sırası: 10. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 2 galibiyet, 2 yenilgi, 1 bay
Banvit için ilginç bir sezon oluyor.
Sezona felaket başlayan ve ilk 10 haftanın en büyük hayal kırıklığı olan Bandırma ekibi, yeni koçu ve yeni yabancılarıyla birlikte büyük bir yükseliş yaşadı. İlk 11 maçta sadece 2 galibiyet alabilen Banvit, son 7 maçta 5 galibiyet aldı. Üstelik bu 5 galibiyetin bazıları Fenerbahçe, Telekom ve TOFAŞ gibi önemli takımlar karşısında geldi.
Takıma geri dönersek… Hakan Demir ile birlikte takımın sadece oyuncu kalitesi artmadı, rotasyon da daha keskinleşti ve roller oturdu.
Alex Perez’in üstünde çok fazla yük vardı. Tolga’nın daha fazla yaratıcı role geçmesiyle birlikte bu yük dağıldı. Tolga’da son 5 maçta 8.8 sayı, 4.4 asistle oynayarak bunun karşılığını verdi. Hal böyle olunca da Banvit; 2 yaratıcı, 3 bitiricinin olduğu iyi bir hücum takımı haline geldi. Üstelik kenardan gelen McKenzie Moore gibi bir yaratıcı oyuncuları daha var. Hal böyle olunca da sezonun ilk döneminin en kötü hücum takımlarından biri olan Banvit, 7 maçta 80 sayının üstüne çıkmayı başardı.
Üstelik Gary Neal form tutmaya başladı ve o biraz daha verimli oynarsa çok daha iyi bir hücum takımı olabilirler.
Onlar için en büyük soru playoff yarışında ne kadar ciddiler? Şu anda 7 galibiyetle playoff potasının 3 galibiyet arkasındalar. Bu yüzden zor gözüküyor. Fakat geriye kalan maçlarının 6’sı içeride ve bu onlar için büyük bir avantaj.
Yarış için kesin konuşmak zor ama şu anda ligin en istim üzerinde giden takımlarından biri onlar.
Gelecek beş maçları: Karşıyaka (D), İstanbul BŞB (E), Afyon Belediye (D), Galatasaray (E), Bahçeşehir Koleji (E)
7- Bahçeşehir Koleji (↑ 2)
Geçen yazıdaki sırası: 9. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 3 galibiyet, 2 yenilgi
Gelecek beş maçları: Türk Telekom (E), Büyükçekmece (D), Gaziantep (E), Anadolu Efes (D), Banvit (D)
Ligin ilk yarısını ilk 8’te bitirmeyi başardılar ama deplasmanda kazanamayan tek takım onlardı. Üstelik ikinci yarı evlerinde sadece 5 maç oynayacaklardı. Bu yüzden deplasmanda bu kadar zorlanan bir takıma bahis oynamak çok mantıklı gözükmüyordu.
Fakat 2. yarının başında deplasmanda kazanmayı öğrendiler. Afyon deplasmanını kayıpsız geçen Bahçeşehir, sezonun ilk deplasman galibiyetini 16. haftada aldı. Bunun yanında kaybetseler de ligin en zorlu deplasmanı olan Ülker Arena’da da son çeyreğin başına kadar işin içindeydiler. Bu onlar için büyük bir adım. Evlerinde de Darüşşafaka karşısında önemli bir galibiyet aldılar.
Bu yüzden onları ödüllendirip, listede 7. sıraya getirdim ama gelecek için şüphelerim devam ediyor. Ligde son 9 maçın 6’sını deplasmanda oynayacaklar ve bunlar zorlu deplasmanlar olacak. Deplasmanlarda sayı ortalamaları 6.2 sayı, asist ortalamaları ise 4.3 asist düşüyor. Harris, iki yönlü oyunu ve enerjisiyle bu konuda takımına bir adım attırdı ama onun performansının dalgalı olabileceğini geride bıraktığı kariyerden biliyoruz.
Uzun rotasyonları problemli. Elde ettikleri dereceyle bu sıradalar ama ilk 8’ten bir takım düşecek olsa ben bahsimi onlara oynayabilirdim.
6- Beşiktaş Sompo Japan (-)
Geçen yazıdaki sırası: 6. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 3 galibiyet, 2 yenilgi
Beşiktaş Sompo Japan da aynı Bahçeşehir gibi, geleceği çok parlak olmayan bir takım.
Sezon boyunca problemli kadro yapısı ve yetenek tavanı olarak rakiplerine göre aşağıda olmasına rağmen Siyah Beyazlılar beklentilerin üstünde bir performans gösterdi. Şu anda ligde 5. sırada değil de, playoff dışında olsaydılar da kimse şaşırmazdı. Rich-Buva ikilisinin taşıyıcı performansları, yerlilerin ekstra katkıları ve iyi savunma, onları buraya kadar taşıdı.
Ancak geçtiğimiz hafta sonu gelen bir haber onları zor durumda bıraktı. Takımın en önemli kısa yaratıcısı Jason Rich, sakatlığı sebebiyle 4 hafta oynamayacak ve en iyi ihtimalle Daçka maçına yetişecek. Bu da Beşiktaş‘ı büyük bir krize soktu.
Afyon karşısında Buva sayesinde kazanmayı başardılar ama Nanterre maçında takımın hücumunun düştüğü seviyeyi gördük. Zaten ligin en kötü hücum takımlarından biri onlardı. – 13. sıra – Benzing ve Rich’in sakatlıkları sonrası artık iyice büyük bir dar boğaza girecekler.
Savunmada hala çok iyiler. Ligin en az sayı yiyen 3. takımı onlar. Pressey rakiplerine öyle bir baskı yapıyor ki Beşiktaş, dış atışlarda rakiplerini %32.7 gibi çok düşük bir yüzde de tutmayı başarıyor. – bu konuda ligin en iyisi – Fakat Rich dönünceye kadar hücumda ekstra bir katkı bulmazlarsa işleri gerçekten zor.
Buva, ligde usage rating’i en yüksek oyuncu. Biraz daha onu kullanırlarsa bu yüzde %30.0’a bile gelebilir. Bu yüzden Buva’dan daha fazlasını almaları zor. Bir kısanın çıkıp istikrarlı bir katkı vermesi gerekiyor.
Gelecek beş maçları zorlu. Eğer Ivanovic yine şapkadan tavşan çıkartmazsa Beşiktaş için sezonun kırılma ayı bu ay olabilir.
Gelecek beş maçları: Gaziantep (E), Galatasaray (D), Anadolu Efes (E), Darüşşafaka (D), İstanbul BŞB (D)
5- Galatasaray Doğa Sigorta (↓ 1)
Geçen yazıdaki sırası: 4. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 2 galibiyet, 2 yenilgi, 1 bay
Galatasaray giderek Aaron Harrison’ın takımı olma yolunda ilerliyor ve bunu izlemesi keyifli.
Açıkçası Harrison’ın Avrupa’da kendine bir şutör olmaktan daha fazlası vaat edeceği bir kariyer kurmasını hiç beklemiyordum ama Amerikalı oyuncu, her geçen gün yanılttığı gibi gelişim göstermeye de devam ediyor. Topun Webster’ın elinden alınıp Harrison’a teslim edildiği günden beri Galatasaray çok daha iyi bir hücum takımı.
Son maçlarda Webster’ın asist rakamları sizi aldatmasın, o asistlerin büyük bir kısmı hızlı hücum sırasında yapılan servislerdi. İş set set hücumuna kaldığı zaman Ertuğrul Erdoğan topu Harrison’a emanet ediyor. Amerikalı oyuncu bu konuda hala öğrenme aşamasında ama özellikle perdeyi kullanmayı, tepeden ikili oyun oynamayı ve ters taraftaki şutöre topu servis etme konusunda gelişim gösterdi. Son 4 maçtaki asist ortalaması da 3.5. Buna karşılık yaptığı top kaybı ortalaması sadece 1.2. Top yönlendirici bir forvetten sanırım daha iyisini bekleyemezsiniz.
Kendi skorunu üretme konusunda da verimi her geçen artıyor. Son 4 maçta %63.3 üçlük yüzdesiyle maç başına 4.7 üçlük isabeti buldu. Bunlar gerçekten inanılmaz istatistikler.
Galatasaray için onun sahada olması da büyük bir fark yaratıyor. Hücum ratinginde 124.7’yle açık ara takımın en iyisi. O sahadayken Galatasaray rakiplerine 73 sayılık bir üstünlük kurdu. O yokken durum -2.
Zaten problem de burada başlıyor. Galatasaray, rotasyona gittiği ya da hücumda Harrison’ı unuttuğu zaman büyük dalgalanmalar yaşıyor. Şu ana kadar ne Klobucar, ne Webster ne de Can güvenilir 2. yaratıcı el olmayı başardı. 3 çeyrek önde oldukları Karşıyaka deplasmanında da biraz bu yüzden kaybettiler.
Galatasaray bu ligdeki üst düzey takımlar içinde transferle büyük şeyler değiştirebilecek takım. Bir uzun yada güvenilir bir 2. el, bu takımın seviyesini yükseltebilirdi ama koç Erdoğan’ın açıklamalarından bu transferin gelmeyeceğini anlıyoruz.
Yine de bu halleri de hiç fena değil. Listemizde 1 sıra düştüler ama bu onlardan çok önlerindeki takımdan kaynaklanıyor. Galatasaray sezonun geri kalanında bolca evinde ve bu oyun seviyeleriyle bence ilk 4 için şansları çok yüksek. Hatta ligin başında aldıkları basit yenilgiler olmasa onlar için 3. sırayı dahi konuşabilirdik.
Gelecek beş maçları: Afyon Belediye (D), Beşiktaş (E), Darüşşafaka (E), Banvit (D), TOFAŞ (E)
4- Gaziantep Basketbol (↑ 3)
Geçen yazıdaki sırası: 7. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 4 galibiyet, 1 yenilgi
Gelecek beş maçları: Beşiktaş (D), Anadolu Efes (E), Bahçeşehir (D), Bay, Fenerbahçe Beko (D)
Sezonun takımı ödülü şu anda versek, muhtemelen herkesin oyu Gaziantep’e gitmiş olurdu.
Sezon başında mütevazı bir kadro kuran Antep, kısıtlı kadrosu ve sezon içindeki sakatlık problemiyle uğraşmasına rağmen şu ana kadar muhteşem bir sezon geçiriyor. Hatta bazen Antep’in yaptığı işin büyüklüğünü yeteri kadar kavrayamıyormuşuz gibi düşünüyorum.
Koç Markovic’in elindeki kadroda şu anda EuroLeague’de oynayabilecek kaç oyuncu var? Tonye Jekiri’den başka bir isim aklınıza geliyor mu? Benim gelmiyor. Bu takımın en önemli kısa skoreri Shaq McKissic. O da tempo biraz düştüğü an yarı saha hücumunda kayboluyor.
Fakat buna rağmen Antep, azdan çoğu -şimdilik- var edebildi. Ligin hala en iyi savunma takımı onlar. – maç başına 70.3 sayı – Üstelik bu konuda çok istikrarlılar. 12. haftadan beri kimseye 80 sayı izni vermediler. Böyle vasat, hatta kötü bir hücum takımının savunmada aynı istikrarı ve ısrarı göstermesi çok zordur. Antep bunu başardı.
Jekiri, ligde uzun zamandır gördüğümüz en iyi savunmacılardan biri. Avrupa’da ayaklarını yerde tutup savunmada bu kadar işleri değiştiren çok fazla oyuncu yok. Bu özelliği sayesinde de Gaziantep, pota altını en iyi koruyan 2. takım konumunda yer alıyor.
Bu savunma, ligde onları 4. sıraya kadar çıkardı. Üstelik felaket hücumları, yaptıkları transferle daha iyi hale geldi. Sezon başından bu yana dört numaradan katkı alamayan Antep, Jelovac’i kadrosuna kattı. Sırp forvet takımın savunma standartlarını karşılayamaz ama 3 sayı çizgisinin gerisinde kısır olan bir takım için değerli bir oyuncu.
Etkisini de hemen gösterdi. Sadece sezonun en iyi hücum performansını ortaya koydukları Büyükçekmece maçından bahsetmiyorum. Kötü şut attığı Telekom maçında bile takımın spacing’i için çok önemli işler yaptı.
Antep; sert savunması, ligin en iyi yerli oyuncu performansını sergileyen Can Uğur Öğüt’ü, Jekiri ve Tomas gibi farklı hikayeleriyle çok güzel bir takım. 4. sırayı ellerinde tutmaları belirsiz ama sezon başında da playoff yapmaları pek olası gözükmüyordu. Onları takip etmeye devam edin.