By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’nde ikinci yarının ilk 5 haftalık dönemini geride bıraktık.
Takımlar artık sezon başındaki hallerinden çok uzaktalar. Kadro ve koç değişiklikleri oldu. Bunun etkilerini de sahada hissettik.
Peki biz bu son 5 maçta 15 takımdan neler gördük? Güç dengeleri nasıl değişti?
İşte sezonun beşinci “Güç Sıralaması”:
Not: Liste hem son beş haftadaki performansları hem de sezonun devamında onlardan beklenen performansa göre hazırlanmıştır.
Not – 2: Trabzonspor’un ligden çekilmesi sebebiyle her hafta ligde bir takım maç oynamıyor. Bu yüzden son beş maç performansları buna göre hazırlanmıştır.
15- Adatıp Sakarya Büyükşehir Basket (↓ 1)
Geçen yazıdaki sırası: 14. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 1 galibiyet, 3 yenilgi, 1 bay
4. bölümde Sakarya’nın kötü halinden bahsetmiştim. 14. sırada olmalarının temel sebebi, transfer yapacakları söylentisiydi. O transfer gelmediği gibi Sakarya’nın ekonomik problemleri de çözülmedi ve gidişat onlar için hiç parlak değil.
En zayıf kadro kesinlikle Sakarya’nın. Sadece 3 tane yabancıyla oynamaları bir yana, bu yabancılardan Wilbekin -şimdilik- bu ligin seviyesinde oyuncu değil. Etou biraz daha potansiyeli olsa da iki yabancıları BSL’de oyunu değiştirebilecek isimler değil.
Zaten kadro olarak yetersizliklerini hem sonuç hem de istatistiksel açısından görebiliyoruz. İlk 8 haftada 4 galibiyet aldıktan sonra son 10 maçta sadece bir kez kazanabildiler. Kazandıkları Büyükçekmece maçı sürprizdi. Bunun yanında ligdeki kötü istatistiklerin birçoğunda başroldeler. Ligin en az sayı atan takımı onlar, ligin en çok top kaybı yapan takım onlar, ligin en az asist yapan takımı da onlar…
Şöyle ifade edelim… 18 maç sonunda maç başına 14.7 asiste karşı 14.1 top kaybı yaptılar. Üst düzey bir ligde bundan daha kötüsünü gördüğümü hatırlamıyorum.
Oyun planlarını çok eleştirmek istemiyorum çünkü büyük bir yetenek problemleri var ve bu yetenek problemiyle iyi maçlar bile çıkardılar. Fakat gelecek hiç parlak değil. Onlar için İBB ve Afyon maçları çok kritik olacak ama bir takviye gelmezse şansları çok az.
Gelecek beş maçları: TOFAŞ (D), Pınar Karşıyaka (E), İstanbul BŞB (D), Afyon Belediye (E), Anadolu Efes (E)
14- Afyon Belediye (↓ 1)
Geçen yazıdaki sırası: 13. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 0 galibiyet, 4 yenilgi, 1 bay
Afyon da sezon başına göre büyük düşüş yaşayan takımlardan biri.
Sezon başında oynadığı basketbola düşme hattının bir adımın önünde olacağı gözüken Afyon, Tyrus McGee ve Marcos Knight ikilisini kaybettikten sonra bir türlü toparlanamadı. Bu ikili gittiğinden beri Afyon 6 maçını kaybetti ve yeni yılda bir galibiyete hala hasret durumda. Üstelik bu kötü seri, onları şu an için ligin dibine itti.
Ellerindeki kadroya bakınca çok kırılgan bir çizgide olduklarını söyleyebilirim.
Cevher ve Altan gibi oldukça iyi katkı veren yerlileri var. Yabancılar kağıt üstünde Sakarya’ya göre çok daha iyi. Fakat sahadaki verimlilikleri tartışmalı. Culpepper iyi bir başlangıç yaptı ama onun geçmişini biliyoruz. Kendi kariyerini düşünmekten fazlasını yapmaz. Robert Carter transfer olduğunda heyecanlandırsa da şu anda fazla kiloları var ve geçen sene Antep’te gösterdiği performansa yakın değil. Bununla birlikte 3 yabancıyı uzun rotasyonuna koymaları kadro mühendisliği açısından problem yaşatıyor.
Hücumda oldukça etkililer. Ligin en çok sayı atan 6. takımı (79.6) ve saha içi isabet yüzdesi en yüksek 5. takımı (%48.4) onlar. Fakat savunmada büyük problemleri var. Takımca savunmada çok tembeller ve en basit planları bile yerine getiremiyorlar. Bu yüzden Beşiktaş maçında olduğu gibi 2.5 çeyrek üstün oldukları bir karşılaşmayı elleriyle verdiler.
Hali hazırda Sakarya varken onların düşmesi büyük bir sürpriz olur ama bu tarz takımlarda yenilmek bir yerden sonra alışkanlık haline geliyor. Bu yüzden bir an önce kendilerine nefes aldıracak o galibiyeti almaları gerek.
Gelecek beş maçları: Galatasaray (E), Darüşşafaka (D), Banvit (E), Sakarya BŞB (D), Pınar Karşıyaka (E)
13- Arel Üniversitesi Büyükçekmece (↓ 1)
Geçen yazıdaki sırası: 12. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 0 galibiyet, 5 yenilgi
Arel Üniversitesi Büyükçekmece, sezonun ilk yarısının özel takımlarından biriydi. Sezon başında kadro derinliği ve yetenekleri iyi gözükmüyordu ama koç Serhat Şehit’in yönetiminde çok iyi bir iş çıkardılar.
Ligde kenardan en az katkı alan takım olsalar da Williams-Eldridge-Hayes üçlüsü, gösterdikleri performansla onlara 6 galibiyet aldırmayı başardı ve ilk yarı sonunda playoff kovalayabilecek yerdeydiler.
Milli takımın arasında Devin Williams’ın takımdan ayrılması her şeyi değiştirdi. Zaten kısıtlı olan kadroları hücumda sadece Hayes’in yaratıcılığına kaldı ve Büyükçekmece son 5 maçını kaybetti. Üstelik kaybederken de pek iyi bir görüntü çizmediler.
Beşiktaş‘ın kötü oynadığı maç dışında 70 sayının üstüne çıkamadılar ve Sakarya maçı dışında da rakiplerini hiç 90 sayının altında tutamadılar.
Büyükçekmece, ligden düşeceğini muhtemelen düşünmüyor çünkü bu ay içinde Hayes ile Eldridge ile sözleşme uzattılar. Bunun için onları kutlamak lazım çünkü genellikle bu tarz takımlar sezon ortasında gelecek için hamle yapmıyor. Fakat düşmeme konusunda bu kadar rahat hissetmemeleri gerekiyor çünkü aralarında sadece 2 galibiyet fark var ve son durumları hiç iyi değil. Üstelik önlerinde zorlu bir fikstür var.
Bu yüzden belki de onlar için de bir hamle gerekebilir.
Gelecek beş maçları: Anadolu Efes (D), Bahçeşehir Koleji (E), Bay, TOFAŞ (E), Türk Telekom (D)
12- İstanbul Büyükşehir Belediye (↑ 3)
Geçen yazıdaki sırası: 15. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 2 galibiyet, 2 yenilgi, 1 bay
Yerel liglerde alt sıralarda dengeler çok çabuk değişebiliyor. Bunun son örneği İstanbul Büyükşehir Belediye.
İlk yarıda sadece 2 galibiyet alabilen İBB, ligin en problemli kadrolarının başında geliyordu. Özellikle savunmada hiçbir caydırıcılıklarının olmaması, hücumun çok fazla Holloway’e kalması büyük problemdi. Devre arasında yaptıkları iki transfer her şeyi değiştirdi.
Ellis ve Heslip takımın şut problemini çözme adına İBB’e yardımcı oldu. Ligde hala 13. sıradalar ama son 4 maçta maç başına 2.4 fazla üçlük sokuyorlar. Heslip, hücumdaki bitiricilik rolüyle Holloway’in üstünden biraz yük alırken Ellis de enerji ve atletizm olarak takıma farklılık getirdi.
İBB’de bunun karşılığında Afyon ve Karşıyaka kazanarak kendisini ligde bir üst basamağa atmayı başardı. İlk yarıdaki felaket performansları için bu hala yeterli değil fakat şu an son 4 sıradaki takımlar arasında en formda olan ve en iyi oynayan ekipler.
Gelecek beş maçları: Darüşşafaka (E), Banvit (D), Sakarya BŞB (E), Fenerbahçe (D), Beşiktaş (E)
11- Türk Telekom (↓ 6)
Geçen yazıdaki sırası: 5. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 1 galibiyet, 4 yenilgi
Öncelikle şunu söylemek gerek… Türk Telekom, kadro kalitesi olarak bu sıranın takımı değil. Onların playoff dışında kalmasını da beklemiyorum. Fakat Ankara ekibine bir ültimatom vermenin zamanı geldi.
Sezona iyi başlayan Telekom, bir dönem 3. sıra için bile favoriydi. Sadece aldığı sonuçlar açısında değil, oynadıkları basketbol da o noktayı hak ediyordu. Fakat yeni yıl onlara hiç yaramadı.
İlk 12 maçında 9 galibiyet alan Ankara ekibi, son 7 maçta sadece bir kez kazandı. O tek galibiyet de ligin en vasat takımı Sakarya’ya karşı geldi. Koç Burak Gören bunun geçici bir dönem olduğunu söylese de sahadaki görüntüleri böyle demiyor.
Telekom ligin başında iyi bir savunma takımıydı. Hatta beklentilerin ötesine geçebilecek derecede başarılıydılar. Ancak bu kötü seride kaybettikleri bütün maçlarda rakipleri 80 sayıya ulaşmayı başardı. Özellikle üç sayı savunmasında felaket durumdalar. – ligin en kötü 4. takımı onlar –
Üstelik hücumda da işler yolunda değil. Son bölümde hücumda Landesberg’in çok fazla sorumluluk almaya başladığından bahsetmiştim. Bu problem giderek daha da büyüyor. Landesberg’in usage rating istatistiği %27.7’e kadar geldi. – lig 2. – Hücumda TJ Campbell ve Kenny Gabriel’in verimlilikleri ve çeşitlilikleri çok az. Bu yüzden problemin kaynağını anlayabiliyorum ama biraz daha dengeyi bulmak zorundalar.
Telekom, ligin en yaşlı kadrolarından biri. Bu yüzden sezon içerisinde fiziksel bir düşüş gayet normal. Fakat vücut dilleri de giderek kötüleşiyor. Son dönemde neredeyse maç içerisinde teknik faulsüz geçen bir karşılaşmayı hatırlamıyorum. Oyuncu grubu olarak hırçın bir takımlar ancak sanki sahada oynadıkları basketboldan da zevk almıyor gibiler.
Bir an önce toparlanmaları ve basketbol oynamaktan zevk almaya başlamaları gerekiyor yoksa sezon onlar için çok farklı bir noktaya gidebilir.
Gelecek beş maçları: Bahçeşehir Koleji (D), Bay, TOFAŞ (D), Pınar Karşıyaka (E), Büyükçekmece (E)
10- Pınar Karşıyaka (↓ 2)
Geçen yazıdaki sırası: 8. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 2 galibiyet, 3 yenilgi
Pınar Karşıyaka, 4. bölümden sonra koç değişikliğine gitti ve Dirk Bauermann’ı takımın başına getirdi fakat takımın problemleri o kadar belirli ki sanırım onlar için çok büyük bir değişiklikten hala bahsedemiyoruz.
Sonuç açısında bakarsak… Son 5 maçta Galatasaray ve Beşiktaş‘ı evlerinde yenmeyi başardılar. Normal şartlar altında TOFAŞ’ı da mağlup etmeleri gerekiyordu fakat basit hatalarla ellerindeki maçı verdiler.
Bu onların özellikle evlerinde ligin baş üstü takımlarına karşı başa baş oynayabildiklerini gösteriyor. Bu iyi bir durum ancak bardağın geri kalanı o kadar da dolu değil.
Karşıyaka, ligde en fazla sayı atan 6. takım. Assem Marei pota altında inanılmaz bir iş çıkartıyor ve takımın hücumunu ayakta tutuyor fakat ondan başka istikrarlı bir isimden bahsetmek çok zor. Üstelik tek problemleri de bu değil. Walker bir türlü takımla uyum sağlayamadı. Karşıyaka, onu benchten getirip Berk ve Henry’e yaratma yükünü veriyor. Berk çok da iyi bir sezon geçiriyor fakat o da tempoya çok bağlı ve Karşıyaka oyunu kontrol etmekte çok zorlanıyor. Bu yüzden ellerindeki birçok maçı verdiler.
Çok büyük bir dış atış problemleri var. Şu anda %32.7 ile ligin en kötü üçlük atan takımı onlar. Bu da onları Marei’ye çok bağımlı kılıyor. Daçka maçında olduğu gibi Marei kısıtlandığı anda varlık gösteremiyorlar.
Savunmada da iyi değiller. Ligde rakipleri en yüksek yüzdede tutan takım onlar. Bu da oyunu öldürmeleri konusunda büyük bir problem ve bu sebeple iyi bir deplasman takımı değiller. Önlerinde 3 tane deplasman maçı var ve başarı göstermezlerse playoff treni onlar için kaçacak.
Gelecek beş maçları: Banvit (E), Sakarya BŞB (D), Fenerbahçe Beko (E), Türk Telekom (D), Afyon Belediye (D)
9- Darüşşafaka Tekfen (↑ 2)
Geçen yazıdaki sırası: 11. sıra
Son beş maçtaki derecesi: 2 galibiyet, 3 yenilgi
EuroLeague’de sezon Darüşşafaka için çok zorlu geçiyor ama ligde işler yavaştan değişmeye başladı.
Selçuk Ernak ile birlikte takım içindeki rollerin daha da oturduğunu görmüştük. Yabancı rotasyonunda daralma, yerlilerin rollerin daha keskinleşmesi ve Douglas gibi liderleri olması onların yükselişe geçeceğin bir işaretiydi ancak Michael Eric’in anlamsızca bir kavga yüzünden beş maç ceza alması ve zorlu fikstürleri, onlar adına geleceğe şüpheyle bakmama sebep olmuştu.
Son 5 maça baktığımızda onlara daha fazla güvenmem gerekiyormuş. Zorlu fikstürden 2 galibiyet çıkarmayı başardılar. Özellikle Karşıyaka galibiyeti onlar için çok mühimdi. Kaybettikleri 3 maçta da hiç fena değillerdi. 3 maçı da başa baş oynayıp kaybettiler ve özellikle Efes maçını kazanmayı hak ettiler.
Bu zorlu fikstürdeki performanslarını düşünürsek, gelecek için onlardan daha fazlasını bekleyebiliriz. Eric’in cezası tamamlandı ve formda bir şekilde geri döndü. EuroLeague’de normal sezon yakında sona erecek ve artık sadece lige odaklanabilecekler. Üstelik önlerinde kolay diyebileceğimiz 2 maç var.
Onlar için en büyük problem, yaptıkları fazla top kaybı. Ligde en kötü 2. takım onlar ve eğer bunu biraz törpüleyip oyun içinde bir devamlılık kazanabilirlerse playoff için iddiaları artabilir.
Gelecek beş maçları: İstanbul BŞB (D), Afyon Belediye (E), Galatasaray (D), Beşiktaş (E), Bay