by Grant Hughes / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 13 Mart 2019 tarihinde BR’da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Planlama ve sabırlı olma konusunda yapılan hatalar, NBA’in en kötü takımlarının özellikleri oluyor. Kaybetme kültürü de kötü yönetimi ve zayıf öncelik belirleme yeteneğini besliyor.
Ligin en dibindeki 10 takımın bu yaz ne yapması gerektiğini incelemek için bu sebepler yeter de artar.
Kazanma yüzdesi açısından en kötü 10 takımı sıralayacağız (bir istisna ile) ve her birinin bu yaz ele alması gereken tek ve en önemli maddeyi yazacağız.
Bazı takımların takas veya serbest oyuncuları kadrosuna katmak suretiyle belli bir ihtiyacı kapatması gerekiyor. Bazılarının ise daha geniş kapsamlı endişeleri var. Bu takımlardan bazıları o kadar uzun zamandır kaybediyor ki yönetimde tepeden tırnağa bir değerlendirme de düşünülmeli.
Bu takımların tamamı geleceğe bakmalı ve açık bir görüş alanı ile organizasyonun geleceğini belirleyecek işlere hazır olmalı. Bu belki kolay gözüküyor olabilir ancak kolay olsa bu takımların hiçbiri bu tartışmaya dahil olmazdı.
1. New York Knicks: Maaş Bütçesinin İş Yapmasını Sağlamak
Birkaç ilk turdan seçim ve Dennis Smith Jr., Kristaps Porzingis karşılığında uzun vadeye bakınca iyi bir satın alım oldu. Özellikle de ayrılık her halükarda kaçınılmazsa… Ancak Knicks, o takas ile açtığı maaş boşluğunu çarçur ederse bu yaz onları başarısız addetmekten başka bir ihtimal zor gözüküyor.
Kemba Walker ve Jimmy Butler, taraftarda hayal kırıklığı yaratmadan o iki maksimum kontratlık boşluğu dolduramaz. Aynısı Tobias Harris ve Nikola Vucevic için de geçerli.
Knicks’in Kyrie Irving ve Kevin Durant’i alması gerekiyor. 2019 takas döneminde yaptıkları şeyi tamamen meşru kılmanın tek yolu bu.
Görünüşe göre New York, maaş boşluğunu, KD ve Kyrie’nin bir sonraki sözleşmelerini nereden imzalayacakları konusunda bir bilgi sahibi olarak açtı.
Knicks’in sahibi James Dolan da takımının serbest oyuncu piyasasındaki hedefleriyle ilgili özgüvenli konuştu.
Öte yandan Chris Haynes’in iddiasına göre Warriors organizasyonunda Durant’in bir ayağının dışarıda olduğuna inananlar var. Keza Irving de sezon öncesi Boston’a sadakatini gösterdikten sonra sezon ortasında ağız değiştirmişti.
Her iki oyuncunun da sözleşmelerinde reddedecekleri oyuncu opsiyonları bulunuyor ve her iki oyuncu da New York’un maaş boşluğuna sığabilir.
Draft gecesinde ilk sırayı alıp Zion Williamson’ı seçmek de iyi bir bonus olur.
2. Phoenix Suns: Denge, Denge, Denge
Phoenix Suns, ilk sıradan Zion Williamson’ı draft etmeyi, bu yaz maaş boşluğunu mahvetmeyip Devin Booker, Deandre Ayton, Mikal Bridges ve Josh Jackson’dan oluşan genç çekirdeğini geliştirmeyi çok isteyecektir.
İşin kolay kısmı bu.
Daha zor olan kısım ise bu takımın gidişatı konusunda bir düzen oluşturup uygun bir vizyon çizmek.
Bunun için de Suns’ın sahibi Robert Sarver’ın teknik ekibi ve yönetimi objektif bir şekilde değerlendirmesi gerekiyor ancak ESPN’in önceki günlerdeki iddialarına göre Sarver bu konuda pek de dürtüleriyle hareket etmiyor ve son üç sezonda 20 civarında galibiyet alınmasının sebeplerinden biri de bu.
Basketbol Operasyonları Başkan Vekili James Jones ve yardımcı genel menajer Trevor Bukstein, tam zamanlı genel menajerlik görevini üstlenebilirler. Koç Igor Kokoskov, kısa süreli koçlardan biri daha olabilir. Ya da üçü birden görevlerinde kalabilirler.
Durumun nasıl olması gerektiğini söylemek güç zira yönetim yapısında yapılacak yeni bir değişikliğin organizasyonu uzun zamandır tanımlayan değişkenliğe katkıda bulunacağı söylenebilir. Aynı zamanda çöpe atılan bir sezon daha geçmişken değişiklik olmamalı mı?
Phoenix ne yaparsa yapsın amacını bilmeli. Suns’ın bir yöne ihtiyacı var. Bir plan çizmeli ve o yolda ilerlemeliler. Bir kez daha sezon öncesi playoff lafzına, anlamsız veteranları takıma katmaya gerek yok.
Burada yetenek var ancak istikrar ve mantıklı bir yönetim lazım başarı için.
3. Cleveland Cavaliers: Bitmek Üzere Olan Sözleşmelerden Fayda Sağlanması
Eğer draftta ilk sıraya şans eseri çıkacak bir takım varsa, tarih o takımın Cleveland Cavaliers olacağını söylüyor.
Cavs, 2011, 2013 ve 2014 yıllarında ilk sıradan seçim yaptı. Öyle ki 2014’te birinci sıradan seçim yapma şansları yalnızca %1,7’ydi.
Şansa güvenmek Cavs’in temel önceliği olabilir. Onun ardından da önemli parçalar toplamak geliyor.
Cleveland’ın 2019-20 sezonu sonrası bitecek çok sayıda kontratı var. Şu an itibariyle gelecek sezon sonrası takımın kontrolündeki oyuncular Kevin Love, Collin Sexton, Ante Zizic ve Larry Nance Jr. 2020-21 sezonunda bu isimlerin sözleşmelerindeki bedel toplamı 51,8 milyon dolar.
LeBron James olmadan Cavs, maaş bütçesinin serbest oyuncuların ilgisini çekmesini bekleyemez. O sebeple biten kontratlardan azami verim alma dönemi bu yaz başlıyor.
Cavs, 2019-20 sezonu sonuna geçen kötü kontratları üstlenip karşılığında mümkün olduğunca çok draft hakkı almaya istekli olmalı. Örneğin Tristan Thompson’ın biten 18.5 milyon dolarlık kontratı, 2019-20’de 25,6 milyon, 2020-21’de 27,1 milyon dolar ödenecek Nicolas Batum’u takıma kazandıracak bir takasın merkez parçası olabilir. O takasta Charlotte’tan draft hakları alınabilir.
Brandon Knight, Jordan Clarkson, John Henson ve Matthew Dellavedova kontratlarının son yılına gelecek sezon girecekler ve bu sebeple Cavs’in elinde çok sayıda seçenek var.
James, üçüncü kez organizasyonu kurtarmak için dönmeyecek. O yüzden Cavs’in draft yoluyla yeniden yapılanması şart. Hiçbir koşulda Cavs, bu yeniden yapılanma sürecini hızlandırmaya çalışmamalı. Gelecek yıl çok fazla maç kazanmak, ilk 10 sıra korumalı draft hakkının Hawks‘a gitmesine neden olabilir.
Biten kontratlarla kolaylaştırılacak draft hakkı avcılığı bu yaz başlamalı.
4. Chicago Bulls: İlk 5 Oyun Kurucusu Bulmak
Kris Dunn, ilk 5 oyun kurucusu olduğunu kanıtlamak için ikisi ilk 5’te olmak üzere üç sezon geçirdi.
Çıkan sonuçlar, kendisinin bu iş için uygun olmadığını gösteriyor.
Kariyerinde ilk kez %34’ün üzerinde üçlük atıyor olsa da Dunn, şut atmak konusunda isteksiz ve yakın mesafede bitiriciliği iyi değil. Yanı sıra, faul almak konusunda da zaten kötüyken daha da kötüye gitti. Potada bitiricilik konusunda kendi mevkisinde en kötü üç oyuncudan biri ve etkili saha içi yüzdesi konusunda da asla lig ortalamasına yaklaşamadı.
Dunn’ın atletizmi ve aktif savunması, ligde önümüzdeki yıllarda kalacağı anlamına gelse de Bulls, gelecekte oyun kurucu olarak ona güvenemez. Özellikle de Zach LaVine, Otto Porter Jr. ve Lauri Markkanen’in böylesine bariz bir hücum potansiyeli varken…
Dunn’ın eksiklerinin bu çekirdeğin gelişimine ket vurmasına izin verilemez.
Bulls, lotaryayı kazanamazsa kolay çözüm doğacak. Zion Williamson ihtimali ortadan kalkınca birincil hedef olarak Murray State’ten Ja Morant öne çıkıyor. Asist yüzdesinde kolej lideri olan Morant, Bulls’un oyun kurucusundan isteyebileceği her şeye dair izler gösterdi: Elit atletizm, pick-and-roll oyununda topu yönlendiren oyuncu olarak ortalama üzeri oyun görüşü, sabit şutörlük ve geçiş hücumlarını hızlı okuma.
Chicago lotaryayı kazanırsa önce Williamson’ı seçip sonrasını sonra düşünmeli. Dunn’ın takasta hâlâ bir değeri olabilir ve Bulls, Ricky Rubio, Darren Collison ve Patrick Beverley gibi geçici tedbir sağlayacak serbest oyunculardan birini takıma katmaktan daha beterini yapabilir. D’Angelo Russell’a da bir kontrat önermek mantıklı olabilir ancak Russell ve LaVine’in birbirlerine çarpmadığı bir arka alan düşünmek zor.
Bulls’un ihtiyacı belli ve bu ihtiyacı ele alacak farklı yollar var. Eğer bu yaz 1 numara konusunda doğru hamleyi yaparlarsa bu yeniden yapılanma süreci de hızlanabilir.