by M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Fenerbahçe Beko, Turkish Airlines EuroLeague’de normal sezonu lider bitirdikten sonra son altı haftada tüm maçlarını kazanarak kendisini playoff potasına atan Zalgiris Kaunas ile eşleşti.
EuroLeague’de bugüne kadar izlediğimiz onlarca playoff serisinden nice hikayeler çıktı, neredeyse hiçbirinden basketbol keyfi anlamında hayal kırıklığı ile ayrılmadık. Yakın tarihe bakınca son iki yılda bile yazımızın konusu olan iki takım, iki Yunanistan temsilcisi karşısında saha avantajları olmadan tarihe geçen işler yaptılar.
2017’de OAKA deplasmanından 2-0 ile dönen Fenerbahçe sezon sonunda şampiyonluk kupasına uzanırken Zalgiris Kaunas da sezon boyunca yazdığı peri masalını Olympiakos ile oynanan playoff serisinde zirveye çıkarıp 19 yıl sonra gelen Final Four ile taçlandırıyordu.
Bizleri şimdi yeni bir hikaye bekliyor. 16 Nisan Salı günü 20:45’te Ülker Spor ve Etkinlik Salonu parkesinde başlayacak olan o hikayenin birbirinden farklı konu başlıkları olacak ve o konu başlıklarından bazılarını henüz bilmiyoruz bile. Ancak daha ilk hava atışı hiç yapılmadan bile bu seriyi heyecan verici kılan bazı etkenler var.
EuroLeague’de son dört sezondur Final Four’dan, son üç sezondur da finalden şaşmayan Fenerbahçe, karşısında rüzgarı arkasına almış, taraftarının desteği son yıllarda hiç eksilmemiş bir Zalgiris ile karşı karşıya. Bu seriye yazılacak hikayeler beş ile bitmez ama gelin biz şimdilik beş tanesi ile idare edelim.
Saras vs. Obradovic v2.0
Sarunas Jasikevicius ile Zeljko Obradovic, koçluk kariyerlerinde ikinci kez karşılaşmıyorlar elbette. Bu iki efsanevi basketbol insanı, yalnızca bu sezon bile iki kez karşı karşıya geldiler ancak hikayesi bu kadar büyük bir arenada ikinci kez karşılaşacaklar.
2017-18 sezonunda 19 yıllık hasrete son verip ismini Final Four’a yazdıran Zalgiris Kaunas, karşısında son şampiyon Fenerbahçe‘yi bulmuştu. Bir önceki sezonu harika geçen ve Nisan sonrası bulduğu ritm ile kupaya kadar önüne geçeni ezerek giden Fenerbahçe, tarihte hiçbir Türk takımının yapamadığını iki kez yapmak için önce Zalgiris‘i geçmek zorundaydı.
Saras ile Obradovic arasındaki tatlı atışmalar ise daha Final Four öncesi basın toplantısında başlamış, birbirini çok iyi tanıyan bu iki adam daha o günlerden birbirlerine takılmaya başlamışlardı. Neticede bu büyük maçta rakip olan taraflar birbirlerine çok iyi hazırlansalar da o gün kazanan bir kez daha Obradovic oldu.
Ancak şimdi yeni bir hikaye daha başlıyor ve Saras, her geçen gün Avrupa basketbolunun en büyük koçlarından biri olduğunu herkese ispat etmek istiyor. İçerisinde bu arzuyu bulunduran herkes için bunu Obradovic karşısında yapmaktan daha büyük bir başarı düşünülemez. Saras’ın efsanevi koçun eski öğrencisi olduğu düşünüldüğünde bu rekabetin rengi daha da parlaklaşıyor.
Eski Kıta’da basketbol hâlâ koçların sözünün geçtiği ve neticede onların yeteneklerinin büyük oranda kazananı belirlediği bir oyun. Yepyeni, belki de nesillerce anlatılacak dev bir rekabetin doğuşuna tanık olduğumuz bugünlerde 2011-12 sezonundaki David Blatt’in Maccabi Tel Aviv‘i ile Zeljko Obradovic’in Panathinaikos‘u arasındakine benzer bir rekabet bile izleyebiliriz. Belki bugünkü takımlar arasındaki yetenek farkı çok daha fazla ama iki hikaye arasındaki benzerliği şöyle hatırlatalım: Blatt’in Maccabi‘si, önceki sezon Final Four’da Obradovic’e kaybedip şampiyonluktan olurken playoff serisinde de 3-2 ile elenmekten kaçamamıştı…
Bu muhteşem heyecanın başlamasına bir haftadan az bir zaman kala sorumuz şu: Boynuz bu kez kulağı geçebilecek mi? Yoksa Zeljko Obradovic bir kez daha Eski Kıta’nın parkelerinde kendisinden iyi olmanın imkansıza yakın olduğunu kanıtlayacak mı?