by Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Tarih yaşanırken insan olan biteni bir an fark etmez derler.
Yahut demezler bilmiyorum. Belki de ben kendi içimde böyle bir sözü uydurdum. Fakat bu sözü uydurmak için haklı bir sebebim var: Fenerbahçe Beko – Zalgiris Kaunas serisinin bana hissettirdiklerini bu söz açıklıyor.
Şu anda çok farkında değiliz ama EuroLeague playoffları arasında klasiklerin arasına girecek bir playoff serisi izliyoruz. Belki ortada hücum açısından inanılmaz bir kalite yok ya da sahada EuroLeague tarihinin efsaneleri arasına girecek bir yetenek de yok. Bolca hata da görüyoruz fakat bütün bunlara rağmen ortada iki büyük koçun etrafına toparlanmış o kadar büyük bir inanmışlık var ki sadece bu bile serinin klasikler arasına girmesi için yeterli!
Dün gece (23 Nisan Salı) ise seriyi klasiklerin arasına sokan o maçı izledik. Fakat daha da önemlisi eski kıtanın basketbol tarzını ne kadar sevdiğimizi hatırladık.
Avrupa basketbolu uzun bir süredir NBA karşısında eziliyor. Eskisi gibi bu kıtada büyük oyuncular izlemiyoruz. Hatta eskisi kadar çok sayıda ortada büyük koç da yok. Bu sebeple her geçen gün EuroLeague, NBA karşısında kan kaybediyor. Fakat bazen bir aşkın alevlerinin tekrardan küllenmesi için size eski günleri hatırlatan bir çağrışım, anımsatma gerekir.
Dün gece ise Zalgirio Arena’daki muhteşem taraftardan, sahanın içerisinde yaşananlara kadar bu çağrışımlar vardı. Maçın ve hatta serinin sonucundan daha önemlisi de buydu bence. Taraflı ya da tarafsız… Dün gece bu maçı izleyen herkes sonucundan bağımsız bir şekilde EuroLeague basketbolunun neler vaat ettiğini tekrardan hatırladı.
Böyle bir atmosferde başlayan maç klasiklerin arasına giremeseydi zaten çok yazık olurdu. Daha bu anda başlayan büyük anlar maçın içinde sürüklenerek devam etti. O kadar kasvetli, o kadar sert bir maç izledik ki bence dün gece bu maçı izleyen herkesin bu hafta içerisinde bir kardiyologa gitmesi gerekiyor. Çünkü bu sinir harbinin içerisinde nefes almak bile çok zordu.
Şimdi ise bize düşen, bu nefis maçın hakkını vermek ve sahada neler olduğuna bakmak.