By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Avrupa basketbolunda sezonun en önemli virajlardan birini geride bıraktık.
Mayıs ayında oynanacak olan Final Four elbette önemli. Çünkü sezonun şampiyonunu belirleyecek. Fakat genellikle üst seviyede basketbolu playoff’ta izliyoruz.
Takımların seri planlaması üzerinde her şeyi çalışması, koçların rekabetleri, oyuncuların yaptıkları ve yapamadıkları gibi birçok etken, basketbol açısından çok zevkli bir 2 hafta yaşamamızı sağlıyor. Ortaya çıkan değerlendirmeler de 3 günde oynanan 2 maçlık bir formata göre daha doğru oluyor.
Türkiye’de gözler artık Final Four’a dönmüş durumda. Fakat 17-19 Mayıs’taki organizasyon yaklaşmadan geride bıraktığımız play-off’un değerlendirmesini yapmamız gerekiyor.
Bu playoff’ta birçok isim, kendisinin hangi seviyeye ait olduğunu kanıtladı. Bazıları eleştirilere cevap verdi, anka kuşu gibi tekrar doğdu.
Eurohoops Fırın kolları sıvadı ve sizler için 2018-2019 playofflarında yıldızlaşan 8 ismi ortaya çıkardı.
Facu Campazzo (Real Madrid)
Seri istatistikleri: ortalama 27 dakika 12.3 sayı, 8.3 asist, 4.7 ribaund,3.0 top çalma, 24.3 EFF
En özel performansı: 16 sayı, 10 asist, 3 ribaund, 29 EFF (3. maç)
Facu Campazzo, playoff’ta yıldızı en çok parlayan isimlerden birisi. Çünkü herkese Avrupa’nın elit oyun kurucuları arasında olduğunu kanıtladı.
Birçok kişi formda bir Panathinaikos karşısında -Sergio Llull’un de yokluğunu düşündüğümüzde- Real Madrid‘in zorlanabileceğini düşünüyordu. Son şampiyon, rakibini süpürerek Final Four’a bilet aldı. Bu başarının Ayon ve Taylor gibi yıldızları var. Ancak başrol Arjantinli guardın.
Campazzo -ilk maç dışında- Calathes ile girdiği rekabette üstün olan taraf oldu. 2. maçta hem savunmada hem de hücumda sergilediği performans özeldi, Calathes’i resmen sahadan sildi.
3. maçta, OAKA gibi Avrupa’nın en zorlu deplasmanlarından birinde resital verip bir playoff maçında +15 sayı +10 asist yapan tarihteki 4. isim oldu.
Playoff’ta İspanyol devinin hem sayı, hem de asist lideri (ribaundlarda ikinci) olan Arjantinli, playoff’ta mücadele eden tüm oyuncular arasında asist ve top çalmada birinci, verimlilik puanında ikinci oldu.
Daha da etkileyici olanı… Campazzo, Real Madrid‘in playoff serisinde sayı ve asistlerle attığı sayıların %41.3’ünü üretmeyi başardı. Zaten o sahadayken İspanyol devinin 31 sayı üstünlük kurması, değilken ise -6 olması bundan kaynaklanıyor.
Gigi Datome (Fenerbahçe Beko)
Seri istatistikleri: ortalama 21 dakika 10.3 sayı, 4.5 asist, 1.0 ribaund, 10.3 EFF
En özel performansı: 8 sayı, 7 ribaund, 2 asist, 4 top çalma, 10 EFF (3. maç)
Gigi Datome‘yi kıtada özel kılan yetenekler neler? Harika bir şutör, her iki forvet pozisyonunda oynayabiliyor, zeki, hücumda bitiricilik açısından birçok farklı silahı var. Peki Fenerbahçe Beko için değerli olmasını sadece bu özellikler mi sağlıyor?
Zalgiris serisi, bize bu sorunun cevabının “hayır” olduğunu gösterdi.
Gigi’nin rakamlarına baktığımızda, onun standartlarına göre sıra dışı şeyler görmüyoruz. Hatta listedeki oyuncular arasında en düşük istatistiklere sahip isim de o.
Yine de Gigi’nin burada olmasının bir sebebi var. Bu seride bize bir kez daha gösterdi… O, bu takımın en önemli liderlerinden.
Sarı-lacivertlilerin yıllar boyunca koruduğu o meşhur çekirdeğinde birçok lider karakterli isim var. Gigi hepsinden farklı. Onun bu sıfatı almasındaki faktörler, sahada ondan beklenmeyen şeyleri yapmasından geliyor.
İtalyan, kariyeri boyunca özel bir savunmacı değildi. Yer yer savunmada yaşattığı dezavantajlar da oldu. Bu sebeple böylesine sert bir seride onun geri adım atabileceği düşünülebilirdi. Öyle olmadı. Aksine takımın savunmada en önemli parçalarından biriydi. Sarı-lacivertliler ilk maçı o ve Kalinic‘in fiziksel savaşta galip gelmesi sebebiyle kazandı. Zalgirio Arena’daki ilk maçta Ulanovas’ın bir an bile devreye girmesine izin vermedi, üstüne 4 top çaldı.
Zaten zor geçen seri, onun savunmadaki oyunu olmasa daha da zor bir noktaya gidebilirdi. Gigi işler zor giderken pes etmedi, takımın eksiğini gördü ve normalin dışında bir katkı verdi.
Marko Guduric (Fenerbahçe Beko)
Seri istatistikleri: ortalama 27 dakika 13.0 sayı, 1.3 asist, 2.0 ribaund, 14.0 EFF
En özel performansı: 17 sayı, 3 ribaund, 21 EFF (3. maç)
Fenerbahçe‘nin savunmadaki liderinden bahsettik… Hücumdaki özel oyuncusuna da geçelim.
Taraftarının en çok eleştirdiği isimlerden biriydi Marko Guduric. Ancak tümünün saygısını kazanacağı o seriyi oynadı. Fenerbahçe‘nin Zalgiris‘i geçmesi için ona ihtiyacı vardı.
Ana plan olan Sloukas–Vesely ikili oyunları işlemedi. Dixon’ın birebirleri son maç dışında verimli değildi. Kalinic ve Melli gibi yan parçalar istikrarlı değildi. Hücumda işler böylesine bozulmuşken Guduric %55.5 üçlük yüzdesiyle çıktı ve takımının en skorer ismi oldu.
Guduric, bunu Bogdan gibi oynayarak yapmadı.
Bunu da en iyi serinin 3. maçında gördük. EuroLeague playoffları’nın en sert maçında, iki takımın da hücumu durmuşken sahneye çıktı. Fenerbahçe’nin 18 sayı attığı çeyrekte 11 sayı buldu. Çoğu isabeti doğru şut tercihi sonunda gelmedi. Ancak felaket başladığı maçta skorda sürükleyici oyuncu olması gerektiğini farketti. Bu da her şeyi değiştirdi.
Nando De Colo (CSKA Moskova)
Seri istatistikleri: ortalama 21 dakika 18.0 sayı, 3.0 asist, 1.8 ribaund, 20.8 EFF
En özel performansı: 27 sayı, 4 ribaund, 4 asist, 35 EFF (4. maç)
Sevimli hayalet Casper hayata geri döndü.
Nando De Colo, normal sezonun büyük hayal kırıklıklarından biriydi. İstatistikleri hala iyi olsa da – aslında CSKA kariyerinin en kötüsüydü – takım için değerini kaybetmiş gibiydi. Rus devi giderek Higgins & Clyburn merkezli bir takım olmuştu. De Colo bazı büyük maçlarda ortada bile yoktu.
Baskonia serisinin 3. maçında vurgunu o yaptı.
CSKA ikinci maçı kaybedince De Colo da lider koltuğunu devraldı ve Vitoria’da çok büyük 2 performans sergiledi. İlk iki maçta pek ortalıkta ortalıkta yokken, İspanya’da 21/31 saha içiyle 55 sayı attı.
Baskonia 3. maçı büyük ölçüde domine etmişken De Colo, takımını geriden getirdi. 4. maçta ise Baskonia ne zaman dönmeye çalışsa o sahne aldı.
Nate Wolters (Zalgiris Kaunas)
Seri istatistikleri: ortalama 21 dakika 13.3 sayı, 2.2 asist, 2.2 ribaund, 14.3 EFF
En özel performansı: 14 sayı, 2 ribaund, 2 asist, 14 EFF (4. maç)
Zalgiris zaten mükemmel bir hücum takımı değildi. Davies de son maç dışında hiç işin içine giremedi. Litvanya ekibi için böylesine zor bir ortamda takımı hücumda ayakta tutan isim Nate Wolters oldu.
Thomas Walkup ile birlikte tepeden ve forvetten sürekli birebir oynayan Amerikalı guard, Zalgiris hücumuna nefes verdi.
Fenerbahçe seriyi kazandı. Fakat Wolters, kariyeri için önem arz eden bu sezonu iyi mesajla kapattı. Amerikalı oyuncu, Fenerbahçe gibi bir savunma takımı karşısında %70 ikilik, %70 üçlük şut yüzdeleriyle 13.3 sayı ortalaması tutturdu.
Avrupa’daki daha önceki performansları eleştiri konusu olan Wolters, Sarunas Jasikevicius’un yanında daha farklı bir profil çizdi. Son dönemde Avrupa’nın büyük takımlarının Saras’ın guardlarına olan ilgisini düşünürsek onu da seneye daha iddialı bir takımda görebiliriz.
Shane Larkin (Anadolu Efes)
Seri istatistikleri: ortalama 26 dakika 19.6 sayı, 3.2 asist, 1.4 ribaund, 20.6 EFF
En özel performansı: 30 sayı, 3 ribaund, 2 asist, 34 EFF (3. maç)
“Shane Larkin’in Michael Jordan gibi gözükmesine izin verdik.”
Pierre Oriola, seri başlamadan Larkin’in normal sezondaki 37 sayılık performansı için bunları söylemişti. Katalanlar yine Amerikalı oyuncuya engel olamadı.
Larkin, yaz döneminde neden Anadolu Efes‘in en önemli transferi olduğunu gösterdi. 19.6 sayı ortalamasıyla playoff’un sayı kralı oldu, toplamda attığı 98 sayıyla da bir playoff serisinde en çok sayı atan 2. isim oldu.
18 üçlük isabetiyle de playoff tarihine geçti, %64.7 ikilik ve %50 üçlük yüzdeleriyle oynadı.
En özel performansı üçüncü maçtaydı. Zor geçmesi beklenen karşılaşmada Larkin öyle bir maç oynadı ki Katalanlar sahadan silindi. 11/12 ile 30 sayı attı… Bu sezon playofflar’da gördüğümüz en yüksek sayıya ulaştı.
Vasilije Micic (Anadolu Efes)
Seri istatistikleri: ortalama 30 dakika 12.8 sayı, 6.6 asist, 1.6 ribaund, 15.2 EFF
En özel performansı: 21 sayı, 7 asist, 3 ribaund, 30 EFF (1. maç)
Larkin’in aksine sezon başından beri harika oynayan Vasilije Micic, özel sezonunu enfes bir playoff serisiyle taçlandırdı.
Kaunas’ta verimli bir 2. top yönlendirici olan Micic, buraya da aynı planla gelmişti. Sezon ilerledikçe ipleri eline aldı, daha fazlası olabileceğini herkese kanıtladı.
6.6 asist ortalamasıyla playoff’ları 2. sırada tamamlayan Micic, %40 üçlük yüzdesiyle 12.8 sayı ortalaması tutturdu.
Serinin 2. ve 4. maçlarında Micic, etkisiz bir performans sergileyince Lacivert-Beyazlılar maçlarını kaybetti. Onun sahne aldığı diğer 3 maçta Barcelona’nın Efes‘e rakip bile olamaması serinin çözüm noktası oldu.
Vincent Poirier (Baskonia)
Seri istatistikleri: ortalama 26 dakika 16.5 sayı, 10.0 ribaund, 1.3 ribaund, 27.8 EFF
En özel performansı: 14 sayı, 15 ribaund, 2 asist, 32 EFF (2. maç)
Baskonia, Vitoria’da düzenlenecek olan Final Four için gerekli bileti alamadı. Ama Vincent Poirier, herkesi kendine hayran bıraktı.
2015’ten beri playoff’ta çift haneli sayılarda ribaund ortalaması tutturan ilk isim olan Fransız yıldız, seri boyunca CSKA‘yı pota altında kelimenin tek anlamıyla ezdi. Karşısına kimsenin çıkmasına izin vermedi, hücumda da %78.8 saha içi isabetle 16.5 sayı ortalaması tutturdu.
27.8 verimlilik puanıyla playoff’un en iyisi olması bir yana… EuroLeague tarihinde 3 maç üst üste 30 verimlilik puanını geçen ilk isim olmayı başardı!
En özel performansını ise Moskova’daki 2. maçta ortaya koydu. O maça kadar playoff’ta kendi evinde sadece bir kez kaybeden CSKA, Poirier Canavarı’na hiçbir şekilde cevap veremedi.
Playoff öncesinde de herkes, onun bu yaz büyük bir transfer yapacağından emindi. Şu oyundan sonra kontratında yazacak para çok daha büyük olacak. Çünkü o artık sadece kendi pozisyonun en iyi isimleri arasında değil, tüm EuroLeague’in en iyi oyuncuları arasında yer alıyor.
Not: İstatistik olarak EuroLeague ve overbasket’ten yararlanılmıştır.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!