Analiz: Nando De Colo, Fenerbahçe Beko’ya Ne Katar?

08/Tem/19 10:05 Temmuz 8, 2019

Utkan Sahin

08/Tem/19 10:05

Eurohoops.net

Fenerbahçe Beko, Nando De Colo’yla anlaşarak bombayı patlattı. Peki bu transfer sarı-lacivertliler için ne kadar önemli?

by Utkan Şahin /  info@eurohoops.net

Turkish Airlines EuroLeague’de son yılların en ilginç transfer dönemlerinden birini yaşıyoruz.

Henüz Temmuz’un ortasına bile gelmememize rağmen şimdiden sezonun kaderini değiştirecek hamleler gördük. Üstelik NBA’deki transfer fırtınasının yavaş yavaş dindiğini düşünürsek, gelecek haftalarda EuroLeague’de heyecan verici transfer görmeye devam edeceğiz.

Fenerbahçe Beko ise bu döneme Nando De Colo bombasını patlatarak damgasını vurmayı başardı.

Barcelona’nın rüya gibi bir kadro kurduğu, CSKA Moskova’nın yeni bir yapılanmaya gittiği, Khimki’nin önemli hamleler yaptığı, Real Madrid ve Anadolu Efes‘in henüz sessiz kaldığı, Olimpia Milano‘nun ise Ettore Messina’yı getirdiği bir dönemde sarı-lacivertlilerin, De Colo gibi son 5 yıla damgasını vuran bir ismi kadrosuna katabilmesi çok önemliydi.

Fenerbahçe bu hamlesiyle, Avrupa’da güçler dengesinin değiştiği bu süreçte son 5 yılda olduğu gibi iddialı olacağını tüm Avrupa’ya göstermiş oldu.

Bugün ise Fransız yıldızın sarı-lacivertliler için saha içinde ne kadar değerli olacağı ve Fenerbahçe’nin geçmişten gelen hangi problemlerini çözmesine yardımcı olabileceği gibi sorulara cevap bulmaya çalışacağız.

Bu açıdan Eurohoops Fırın’ın her yaz kaleme aldığı analiz yazılarından biraz farklı olacak çünkü De Colo, Avrupa’nın en büyük yıldızlarından biri ve ucundan kıyısından EuroLeague’i takip eden herkesin neler yapabileceğini çok iyi bildiği bir yıldız!

Bu sebeple vaktinizi çok çalmadan sadece saha içi odaklı ilerleyeceğimiz bir yazı sizi bekliyor. Hazırsanız, başlayalım!

“Bazen Şans Yanınızda Olur”

“Sarı-lacivertliler, ya 2015’te ilk Final Four sonrası yaptığı gibi başka bir yapılanma içerisine gidecek ya da bu yapılanma içerisindeki problemlerini çözecek. Çünkü açık bir şekilde Bogdan ve Ekpe sonrası yetenek açısından bu takım bir erime yaşıyor. Bu çok doğal. Avrupa’da böyle iki oyuncu şu anda yok. O sebeple Fenerbahçe gidip ‘şunu alsaydı problemlerini çözerdi’ demek de zor.

Fakat en azından bu iki isim gittikten sonra Obradovic’in yerlerine ana role koyduğu Vesely, Sloukas gibi isimlerin en üst seviyedeki durumlarının iyi analiz edilmesi gerekiyor. Fenerbahçe şampiyonluktan beri oynadığı 3 Final Four maçından sadece 1 galibiyet çıkardı. O galibiyet de 35 yaşındaki Dixon’un duruma el koymasıyla geldi. Sarı-lacivertliler her büyük maçta Dixon’a güvenecekse dün akşam olduğu gibi hayal kırıklığını diğer sezonlarda da yaşama ihtimali var gibi duruyor.”

17 Mayıs akşamı Fenerbahçe Beko, Final Four yarı finalde Anadolu Efes‘e kaybettikten sonra yazdığım yazıyı, yukarıda okuduğunuz bu cümlelerle bitirmiştim.

Aradan geçen 50 günlük zaman zarfı içerisinde ise Fenerbahçe çok sert ve dalgalı bir süreç geçirdi. Avrupa basketbolunda değişen güç dengeleri bir yana, sarı-lacivertliler belki de 2014/2015 sezonun başından beri ilk kez şube olarak bu kadar sert eleştiriler aldı ve bu durum şubenin geleceğini sorgulamaya kadar gitti.

Taraftarına ve kulübüne bu kadar başarıyı alıştırmış bir takım için bu eleştirilerin bazıları doğruydu, bazıları ise altı oldukça boş olan ve kimi zaman da eksik yorumlardı.

Şubat ayına kadar harika gelişen sezonun bir anda tam tersine doğru ilerlemesi, yaşanılan sakatlıklara rağmen yerel rekabette hem ligde hem de EuroLeague’de Anadolu Efes‘in arkasında kalınması, 2015 yazında kurulan o meşhur çekirdeğin zamana yenilmeye başlaması gibi konular Fenerbahçe teknik kadrosunun gerçekten de üstünde durması gereken konulardı.

Fakat diğer yandan kulübün yaşadığı maddi problemler, futbol takımının yıllardır yaşadığı başarısızlıkların suçlusunun basketbol şubesi gibi gösterilmesi oldukça haksız eleştirilerdi. Elbette, ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik durumlar sebebiyle 28-30 milyon euroluk bir bütçe oluşturmak kolay bir durum değil ama taraftarın sadece 3-4 aylık bir sürecin etkisiyle yıllardır kulübün ak yüzü olan bir takımı, üstelik yalan yanlış bilgiler üzerinden eleştirmesi oldukça üzücüydü.

Fenerbahçe Beko’nun ise böylesine sert bir süreç içerisinde De Colo’yla anlaşması, hem kadrodaki problemleri çözmek hem de kulüp içindeki homurdanmaların susması adına verebileceği en açık hamlelerden biriydi.

Transfere geri dönersek… Aslında De Colo transferi değil 50 gün önce, bundan 2 hafta öncesi için bile tahmin edilemez, sürpriz bir durum sayılabilirdi.

Sezon içerisinde rotasyonun 4 oyuncusuyla sözleşme uzatan sarı-lacivertliler, sezon bittikten sonra ise Sloukas ve Datome‘yle sözleşme uzatarak o kemikleşmiş çekirdeğine güvendiğini gösterdi. Üstelik Avrupa’dan çok ciddi teklifler alan Sloukas’a yapılmak zorunda olunan zam da sarı-lacivertlilerin elini bütçe olarak biraz bağlamıştı. O dönemde -özellikle Sloukas ile sözleşme uzattıktan sonra- geriye kalan kısıtlı bütçeyle birlikte Fenerbahçe, süregelen problemlerine mikro çözümler bulmaya çalışacakmış gibi gözüküyordu.

Fakat NBA’e giden isimler hem bu bağı çözdü hem de sarı-lacivertlilere makro değişiklik şansı verdi.

Nicolo Melli‘nin NBA yapabileceği zaten bekleniyordu fakat tek başına o gitseydi, sarı-lacivertliler muhtemelen yine bu hamleyi yapamazdı. Fakat Guduric‘in de sürpriz bir şekilde NBA’e gitmesi her şeyi değiştirdi.

Gelecek sezon için kontratı bulunan bu iki ismin bütçeden çıkmaları ve üstüne bonservis getirmeleriyle birlikte Fenerbahçe, De Colo için hamle şansına kavuştu. Haziran sonunda Fransız yıldıza teklifini ileten Fenerbahçe’ye bir yardım da Avrupa’dan geldi.

NBA’den beklediği teklifi alamayan 32 yaşındaki oyuncu, evi gibi gördüğü İspanya’ya ise dönemedi. Tanteo kuralı gereği Valencia ile Real Madrid karşı karşıya gelmesi sarı-lacivertlilerin işine geldi ve Fenerbahçe, bu büyük transferi tereyağından kıl çeker gibi tamamladı. Üstelik Avrupa’da kontratların uçtuğu bir dönemde De Colo ile böyle bir kontratla anlaşmak yöneticilik açısından büyük bir işti.

Zarlar Fenerbahçe adına sadece transferde düşeş gelmedi. De Colo’nun saha içerisinde getirebilecekleri anlamında da Fenerbahçe için çok uyumlu bir hamle bu.

Elbette her transferin getireceği dezavantajlar vardır. Yazının son bölümünde değineceğimiz gibi bu transferde de var. Fakat De Colo, Avrupa’daki yıldız isimler arasında Fenerbahçe’ye en uyumlu eklemelerden biri.

Sarı-lacivertlilerin Bogdan Bogdanovic gittiğinden beri kısa rotasyonunda yaşadığı yaratıcılık probleminden tutun, potaya gidebilecek kısa oyuncu problemine kadar De Colo birçok probleme çözüm olabilecek bir yıldız. Üstelik Fransız yıldız, oyun içi alışkanlıkları açısından da düşünülenin aksine işin hücum tarafında Sloukas ile gayet uyumlu olabilir.

Bütün bunlara değineceğiz fakat öncesinde sorunların ne kadar büyük olduğuna biraz bakalım istiyorum.