by Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Bu yaz son olarak Nemanja Bjelica, Carsen Edwards, Johnathan Motley gibi isimleri transfer eden Fenerbahçe, milenyumun başından bu yana 36. eski NBA oyuncusu ile anlaşmış oldu.
Milenyumdan önce Fenerbahçe‘ye gelmeden NBA atmosferini soluyan Winford Baynes, James Ray, Cory Blackwell, Pete Williams, Sam Williams, Billy Thompson, Adrian Caldwell, Dallas Comegys, Henry Turner, Rickie Winslow, Mahmoud Abdul Rauf, Marko Milic, Tyson Wheeler, Zan Tabak, Radisav Curcic, Jeff Sanders, Keith Jennings gibi isimler var.
Semih Erden, İbrahim Kutluay, Bojan Bogdanovic, Bogdan Bogdanovic, Nicolo Melli gibi basketbolcular ise NBA’e gitmeden Fenerbahçe‘de forma giydikleri için listede yoklar.
Huzurlarınızda 2000’den bu yana Fenerbahçe’den önce NBA’de oynamış oyuncular…
Corsley Edwards (Pivot)
NBA kariyeri: New Orleans Hornets
Fenerbahçe kariyeri: 2004-2005
NBA’deki istatistikleri: 10 maç 2.7 sayı, 2.5 ribaund, 0.3 asist
Corsley Edwards, Fenerbahçe‘nin milenyumda NBA’den getirdiği ilk isim oldu.
Aslında Amerikalı pivotun, öyle ahım şahım bir NBA kariyeri yoktu. 2004/05 sezonunda başında New Orleans’ta 10 maça çıkan Edwards, kısa sürede serbest bırakıldı. Sezon sonunda uzun arayan Fenerbahçe, Edwards’ı Avrupa’ya getiren ilk takım oldu.
Edwards fena bir performans sergilemese de o sezonun ardından Fenerbahçe’de kalmadı. Ülkemizde ise 2006’da bu sefer Banvit ile kısa bir dönem forma giydi.
Mirsad Türkcan (Uzun Forvet)
NBA kariyeri: Milwaukee Bucks, New York Knicks
Fenerbahçe kariyeri: 2006-2012
NBA’deki istatistikleri: 17 maç 1.9 sayı, 1.9 ribaund, 0.3 asist
Mirsad Türkcan, 1999/2000 sezonunda NBA’e giderek Türk basketbolu için bir yol açtı.
Draft edilmesiyle alakalı birçok “efsane” olsa da ondan önce kimse dünyanın en iyi liginde oynamamıştı. Mirsad hem draft edildi hem de NBA’e giden ilk Türk oldu.
Milli oyuncu, ilk sezonun ardından geri dönerken Avrupa’nın dev takımlarında başarılı performanslar sergiledi.
2006’da Fenerbahçe’nin 100. yıl için kurduğu kadroya katılan Mirsad, sarı-lacivertli formayla ise tam 6 yıl geçirdi. İkinci baharını burada yaşayan Mirsad, 6 yılda tam 5 şampiyonluk kazanmayı başardı.
2012’de basketbolu bıraktığı zaman ise Fenerbahçe tarafından forması salona asıldı.
Eddie Basden (Kısa Forvet)
NBA kariyeri: Chicago Bulls
Fenerbahçe kariyeri: 2006-2007
NBA’deki istatistikleri: 19 maç 2.1 sayı, 1.5 ribaund, 0.4 asist
Fenerbahçe tarihinde bu kadar az beklentiyle gelip de taraftarın çok sevdiği başka bir oyuncu olmayabilir.
Draft edilmemesine rağmen Yaz Ligi performansıyla Chicago’dan kontrat bulan Basden, Cleveland’a takas olunca ise bir anda serbest kaldı. O sezon Ülker ile birleşen ve 100. yılında her kulvarda şampiyonluk hedefleyen Fenerbahçe’yle ise yolu bu şekilde buluştu.
Basden, Avrupa’da bile hücum yetenekleriyle fark yaratabilecek bir oyuncu değildi ama savunması ve ortaya koyduğu mücadele taraftarının gönlünde taht kurmasını sağladı. O sezon Fenerbahçe şampiyonluğa ulaşırken Basden da pis işleri yapmasıyla akıllara kazındı.
Fenerbahçe’den sonra Avrupa’da pek çok ligi dolaşan Basden, daha sonrasında Mersin ile ligimize geri döndü. İki sene önce ise basketbolu Meksika’da bıraktı.
James White (Kısa Forvet)
NBA kariyeri: San Antonio Spurs, Houston Rockets, New York Knicks
Fenerbahçe kariyeri: 2007-2008
NBA’deki istatistikleri: 67 maç 2.7 sayı, 1.0 ribaund, 0.5 asist
Eddie Basden’ın tam ters örneği ise James White! Draftta 31. sırada seçilen White, Spurs ile şampiyonluk yaşadıktan sonra bir anda kendini Türkiye’de buldu.
White’ın Fenerbahçe‘ye geldiği dönemde henüz sosyal ağlar yoktu. İnternet de bu kadar gelişmiş değildi ama onun atletizminin ünü o daha Türkiye’ye gelmeden gelmişti.
Fakat her şey o geldikten sonra ortaya çıktı. Evet, inanılmaz bir atletti ama o kadar. Playoff’ta Efes deplasmanında oynanan maç dışında hayal kırıklığı yaratan White, sezon sonunda Türkiye’den ayrıldı. Onunla ilgili en çok akılda kalan ise smaç yarışmasında yaptıkları oldu.
Daha sonrasında Avrupa’yı gezen White, iki kere daha NBA’de şans buldu ama hiçbirinde kalıcı olamadı.
Tarence Kinsey (Kısa Forvet)
NBA kariyeri: Memphis Grizzlies, Cleveland Cavaliers
Fenerbahçe kariyeri: 2007-2008 ve 2009-2011
NBA’deki istatistikleri: 109 maç 4.7 sayı, 1.3 ribaund, 0.5 asist
James White transferinin olumsuzluğu ise Fenerbahçe‘nin Tarence Kinsey ile tanışmasını sağladı.
Draft edilmemesine rağmen ilk sezonunda Memphis’te şans bulan ve çok iyi bir çaylak sezonu geçiren Kinsey, ikinci sezonunda ise şans bulamayınca bir anda kendini Fenerbahçe’de buldu. Atletizmiyle sahanın her iki tarafında da Fenerbahçe’ye yardımcı olan Amerikalı oyuncu, şampiyonlukta önemli rol oynadı.
Fenerbahçe taraftarı, onu çok sevmişti ama onun aklında hala NBA vardı. Cleveland’dan kontrat bulan Kinsey, tekrar geri döndü ama hikaye burada sonlanmadı. Cleveland ile birlikte o sezonu tamamlamasa da bir sezon sonra Kinsey, Fenerbahçe’ye geri döndü ve sarı-lacivertli ekiple iki sezon daha geçirdi.
Dizinden yaşadığı sakatlık atletizm seviyesini düşürmüştü ancak savunmada verdikleri onun Fenerbahçe için değerini sürekli korudu ve toplamda Fenerbahçe’yle 3 şampiyonluk kazandı.
Kinsey, Fenerbahçe sonrası ise Türkiye’de Anadolu Efes ve Trabzonspor formaları giydi.
Gordan Giricek (Şutör Guard)
NBA kariyeri: Memphis Grizzlies, Orlando Magic, Utah Jazz, Philadelpia 76ers, Phoenix Suns
Fenerbahçe kariyeri: 2008-2010
NBA’deki istatistikleri: 384 maç 9.6 sayı, 2.5 ribaund, 1.5 asist
Fenerbahçe basketbolu tarihinde hayal kırıklığı denilince ilk akla gelen iki transfer vardır. Onlardan biri ise kesinlikle Gordan Girecek.
25 yaşında NBA’in yolunu tutan Girecek, NBA kariyeri boyunca pek çok farklı takımın formasını giyse de dış şutu sayesinde çok iyi bir rol oyuncusu olmayı başardı. NBA’de geçirdiği altı sezonun dördünde çift haneli sayılarda ortalama tutturan Girecek, 2008’de ise Avrupa’ya dönmeye karar verdi.
Henüz 30 yaşındaydı ve böylesine büyük bir ismin hem Avrupa’da hem de ligde Fenerbahçe’yi taşıması bekleniyordu ama öyle olmadı. Yıllık 2 milyon euro kazanmasına rağmen fiziksel olarak bitik olan Girecek, hiç Fenerbahçe’nin beklediğini veremedi ve hayal kırıklığıyla sonuçlanan bir transfer olarak akıllarda kaldı.
Will Solomon (Oyun Kurucu)
NBA kariyeri: Memphis Grizzlies, Toronto Raptors, Sacramento Kings
Fenerbahçe kariyeri: 2006-2008 ve 2009-2010
NBA’deki istatistikleri: 115 maç 5.1 sayı, 2.0 asist, 1.1 ribaund
NBA’de geçirdiği sezondan sonra EuroLeague’de önemli performanslar sergileyen Will Solomon, Maccabi‘yle Final Four oynadıktan sonra Fenerbahçe‘ye transfer oldu.
Maccabi belki Final Four’u kaybetmişti ama final maçının yıldızı oydu ve yetenekleriyle tam Fenerbahçe taraftarına uyan bir isimdi. Aydın Örs ile yaşadığı problemler ilk sezona damga vursa da o sezon sonuna doğru dizginleri eline aldı ve bekleneni vererek Fenerbahçe’yi şampiyonluğa taşıdı.
İkinci sezonu ise bambaşkaydı. Kariyerinin en iyi performanslarından birini ortaya koyan Solomon, Fenerbahçe’yi tarihinde ilk kez EuroLeague’de playoff’a taşırken ligde de şampiyon yaptı. O, Fenerbahçe taraftarının gözünde kraldı ama onun gözü ise NBA’deydi.
Yaz Ligi’nde gösterdiği performans sonrası Toronto Raptors‘tan istediği kontratı alan Solomon, NBA’e gitti. Fakat bir sorun vardı. Rotasyonda oynama şansı varken bile hak ettiği süreleri alamıyordu. Fenerbahçe’de ise taraftar onu arıyordu.
Özlem çok uzun sürmedi ve bir Nisan ayında kral geri döndü ama işler beklendiği gibi gitmedi. Fenerbahçe lig şampiyonluğunu Efes‘e kaptırırken diğer sezonun başında yaşanan olaylar sonrasında yollar ayrıldı.
Roko Ukic (Oyun Kurucu)
NBA kariyeri: Toronto Raptors, Milwaukee Bucks
Fenerbahçe kariyeri: 2009-2012
NBA’deki istatistikleri: 85 maç 4.0 sayı, 1.9 asist, 0.9 ribaund
Hırvatistan’ın belki de Drazen Petrovic’ten beri yetiştirdiği en büyük oyun kurucu olarak lanse edilen Roko Ukic, genç yaşta kendine Avrupa’da önemli bir kariyer inşa ettikten sonra 2008’de kapağı NBA’e atmayı başardı.
Toronto’da Solomon’un sürelerini çalan isim olan Ukic, 72 maçta oynasa da hiç bekleneni veremedi. Sonraki sezonun başında Hırvat guard, Milwaukee’ye takas olurken Ocak ayında serbest kaldı. Aynı dönemde ise Fenerbahçe, Solomon’un yerine başka bir isim arıyordu ve kader Fenerbahçe’yle Ukic’in yollarını birleştirdi.
Fenerbahçe’de 2.5 sezon geçiren Ukic, son seneye kadar Fenerbahçe taraftarının sevgililerinden biriydi. Fenerbahçe, oyunu yönetme görevini Emir Preldzic’e verirken o ise iyi olduğu şeyi yapıp sayı atıyordu. İkinci yılında Fenerbahçe’yi sırtlayan Ukic, bir Kaunas deplasmanı öncesi hastalanmasa belki de Fenerbahçe’yi bir kere daha playoff’a taşıyacaktı ama olmadı.
Son sezonu ise felaketti. Fenerbahçe, tüm takım olarak hayal kırıklığı yaratırken Ukic de o hayal kırıklıklarının başında geliyordu ve sezon sonunda şampiyonluk gelmeyince takımdan ayrıldı.
Lynn Greer (Oyun Kurucu)
NBA kariyeri: Milwaukee Bucks
Fenerbahçe kariyeri: 2009-2011
NBA’deki istatistikleri: 41 maç 4.1 sayı, 1.3 asist, 0.7 ribaund
NBA’den daha çok, Avrupa’da iz bırakan Lynn Greer, İstanbul’da ise istenileni çok fazla veremedi.
Olympiakos’ta Avrupa’nın en tehlikeli skorerlerinden olan Greer’in burada kenardan gelerek skoru sürükleyen isim olması bekleniyordu ama bu rolü verimli bir şekilde dolduramadı.
Fenerbahçe‘de 2010/11 sezonunda ortasında onunla yolları ayırdı.
Sarunas Jasikevicius (Oyun Kurucu)
NBA kariyeri: Indiana Pacers, Golden State Warriors
Fenerbahçe kariyeri: 2010-2011
NBA’deki istatistikleri: 138 maç 6.8 sayı, 2.9 asist, 1.6 ribaund
Sarunas Jasikevicius, Avrupa basketbolunun en büyük efsanelerinden biri. Onu en büyük efsaneler arasında ayıran en büyük özelliği ise adaptasyon yeteneği.
Litvanyalı guard, 3 farklı sistemle oynayan EuroLeague’de şampiyon oldu ve modern dönemde 4 EuroLeague şampiyonu olan 2 isimden biri. Saras, Avrupa’da farklı farklı basketbol anlayışlarında etkinliğini gösterse de bunu bir tek NBA’de yapamadı.
Maccabi‘deki çılgın performansı sonrası NBA’in yolunu tutan Litvanyalı guard, atletizm problemi, yeteri kadar kendisine güvenilmemesi ve biraz da şanssızlığın etkisiyle NBA’de hayal kırıklığı yarattı.
Avrupa’ya geri dönen Saras’ın 2010/11 sezonunda ise yolu Fenerbahçe‘yle buluştu.
Ukic’in arkasına güvenilir bir guard arayan sarı-lacivertli ekip, Top-16 öncesi Saras’ı alarak büyük bir transfer yaptı. Litvanyalı efsane, EuroLeague’de istenileni veremedi ama en azından lig şampiyonluğuna yardımcı olarak burada güzel bir imaj bıraktı.
Thabo Sefolosha (Forvet)
NBA kariyeri: Chicago Bulls, Oklahoma City Thunder, Atlanta Hawks, Utah Jazz
Fenerbahçe kariyeri: 2011-2012
NBA’deki istatistikleri: 828 maç, 5.9 sayı 3.8 ribaunt 1.5 asist
2010/11 sezonunda NBA’de yaşanılan lokavt, Avrupa’da ilginç bir dönemin yaşanmasına sebep oldu. Birçok yıldız ve önemli oyuncu, sezonun başında Avrupa’ya gelirken Fenerbahçe‘nin kısmetine ise Sefolosha düştü.
O dönem NBA’in baş altı takımlarından olan Oklahoma City Thunder’ın 5. adamı olan İsviçreli oyuncu, Avrupa’da bize bildiğimiz Sefolosha’dan farklı bir oyun izlettirdi.
O savunmacı, baskıcı Sefolosha yerine hücumda da sorumluluk alan ve takımı dengeleyen bir oyuncuya dönüşen yıldız isim, kaldığı süreçte Fenerbahçe adına başarılı performanslar sergiledi. Hatta Fenerbahçe’nin normal sezon grubunu lider tamamlamasında önemli bir rol oynadı.
Fakat lokavt bitince o da NBA’e geri döndü. Fenerbahçe taraftarının ağzında ise tatlı ama buruk bir tat kaldı.
Sean May (Uzun Forvet)
NBA kariyeri: Charlotte Bobcats, Sacramento Kings
Fenerbahçe kariyeri: 2010-2011
NBA’deki istatistikleri: 119 maç 6.9 sayı, 4.0 ribaund, 1.0 asist
Bir tutam hayal kırıklığı, bir tutam fazla kilolar, bir tutam da sakatlık. Sean May denilince ilk akla gelenler bunlar.
Kolejde büyük bir yıldız olan Sean May, NBA’de ise kötü draft seçimleriyle bilinen Charlotte’un en kötüleri arasında olmayı başardı. 13. sıradan draft edilen May, zaman zaman hücumdaki yeteneklerini sergilese de iki dizindeki problemler onun sahada kalmasına engel oluyordu.
Sezonlar ilerledikçe NBA’de daha da büyük bir hayal kırıklığı olan May, 2011’de ise kendini Fenerbahçe‘de buldu. Sarı-lacivertli ekip ise belki de o sezon –Obradovic dönemine kadar- EuroLeague’de en iyi sezonunu geçiriyordu. Olympiakos ve Barcelona deplasmanlarında kazanılmış, TOP-16’ya ise üç galibiyetle başlanılmıştı. Fakat sezon boyunca yaşanılan sakatlıklar ve şanssızlıklar Fenerbahçe’yi yolundan çıkardı.
Mirsad Türkcan’ın sakatlığı sonrası arayışa giren Fenerbahçe, yollarını May ile birleştirse de Amerikalı oyuncunun fazla kilolardan sahada duracak hali yoktu. Yine de ona rağmen özellikle Galatasaray serisinde iyi bir performans koyarak taraftarı teselli etti.
Fenerbahçe sonrası Hırvatistan, Karadağ ve Fransa’ya giden May, Fransa’da iyi bir performans sergilese de 31 yaşında basketbolu bıraktı.
Mike Batiste (Pivot)
NBA kariyeri: Memphis Grizzlies
Fenerbahçe kariyeri: 2012-2013
NBA’deki istatistikleri: 75 maç 6.4 sayı, 3.4 ribaund, 0.7 asist
Fenerbahçe basketbol tarihinin en hayal kırıklığıyla dolu sezonu herhalde 2012-2013 sezonudur.
Yaz döneminde Simone Pianigiani’yi başa getiren sarı-lacivertli ekip, o yaz birçok kariyerli ismi kadrosuna kattı. O isimlerden biri olan Mike Batiste ise belki de o kadronun en büyük hayal kırıklığı yaratan ismi oldu.
Nasıl olmasın? Üç kere Euroleague şampiyonu olan, Euroleague tarihinde en çok sayı atan, en çok ribaund alan ve en çok verimlilik puanı üreten oyuncular sıralamasında ilk 10’da yer alan bir ismi kadronuza katıyorsunuz ve size Zeki Gülay kadar bile katkı vermiyor.
Sezon ortasında gönderilmeye çalışılan ancak eski takımına geri döneceği için izin verilmeyen Batiste, Fenerbahçe taraftarı için her zaman büyük bir hayal kırıklığı olarak anılacak.
David Anderson (Pivot)
NBA kariyeri: Houston Rockets, Toronto Raptors, New Orleans Pelicans
Fenerbahçe kariyeri: 2012-2013
NBA’deki istatistikleri: 103 maç 4.9 sayı, 2.8 ribaund, 0.6 asist
O sezonun bir diğer hayal kırıklığı ise David Andersen!
Avustralyalı pivot, 2004/2008 yılları arasında EuroLeague’i domine eden CSKA’nın en önemli kozlarından biriydi. Messina’nın sistemi içerisinde büyük bir gelişim yaşayan Andersen, özellikle 2006’daki şampiyonlukta büyük bir rol oynadı.
4 sezonda CSKA’yla 2 şampiyonluk kazanan Andersen, NBA’e giderken birçoklarına göre Avrupa’daki en iyi pivottu. NBA’de fiziksel olarak çok fazla problem yaşayan ve sakatlanan Andersen, Avrupa’ya eskisi gibi dönmedi.
Belki Siena’da yine fena değildi ama Fenerbahçe‘de hayal kırıklığıydı.
Tek olumlu performansı Türkiye Kupası’nda gösterdiği performansla Fenerbahçe’nin bir kupa kazanmasına yardımcı olmasıydı.