NBA’den EuroLeague’e Gelen 16+1 İsim!

31/Tem/19 11:41 Ağustos 13, 2019

Utkan Sahin

31/Tem/19 11:41

Eurohoops.net

EuroLeague, en çarpıcı transfer dönemlerinden birini yaşıyor. İnanmıyor musunuz? NBA’den EuroLeague’e gelen isimlere bakın!

By Semih Tuna & Utkan Şahin/ info@eurohoops.net

Avrupa basketbolu son yıllarda NBA’e birçok yıldızını kaptırdı.

İki lig arasında açılan ekonomik imkanlar, farklılığının her geçen gün büyümesi Avrupa’nın genç yeteneklerinin NBA’i tercih etmesine sebep oldu.

Kimileri daha kendini bu kıtada kanıtlamadan NBA’in yolunu tutarken bazıları eski kıtada kendi hikayesini yazdıktan sonra dünyanın en iyi ligine yolcu oldu.

Fenerbahçeliler – Guduric ve Melli sayesinde –  dışında çok fazla dikkat edilmese de aslında bu yaz da birçok yetenek Avrupa’dan NBA’in yolunu tuttu.  Fakat diğer yazların aksine bu sefer bu ticaret diğer kısmından EuroLeague de payını aldı.

Daha önceki yıllarda da EuroLeague takımları, NBA oyuncularını yaz döneminde transfer etmeyi başarmıştı.

Ancak hiç bu kadar çok ve etkileyici olmamıştı. Üstelik NBA takımlarından kesilmeleri muhtemel oyuncuların kaderleri henüz belli olmadı. Yaz sonuna doğru bu kıtaya gözlerini çeviren başka NBA oyuncuları da olabilir.

Çin’de değişen kural ve Avrupa basketbolunun genelinde bütçelerin artması bir anlamda EuroLeague’in NBA sonrası gözde lig haline gelmesine sebep oldu. Peki şu ana kadar kimler NBA’den kariyerini EuroLeague’e taşımaya karar verdi?

İşte karşınızda yolu NBA’den EuroLeague’e düşen 11+1 isim:

Jimmer Fredette (Panathinaikos)

Kariyeri: Sacramento Kings, Chicago Bulls, NO Pelicans, NY Knicks, Phoenix Suns
İstatistikleri: 241 maç 6.0 sayı, 1.0 asist, 1.4 ribaund
Pozisyon / Yaş: Şutör guard / 30

NBA’in klasik hikayelerinden biri. Kolejde efsaneleşen beyaz bir şutör, draftta yukarı sıralardan seçilir ama NBA’de hayal kırıklığı yaratır.

2011 Draftında 10. sırada seçilen Fredette için de bu oldu. Birden çok takımda şans bulsa da kolejdeki skorer yanını gösteremedi. Belki draftta daha arkalardan seçilse beklentiler daha az olacağı için kendine spesifik bir rol yaratabilirdi. Ama üstüne yapışan kötü etiketi bir türlü çıkaramadı.

NBA’den ilk düştüğü zamanlarda Panathinaikos ve başka Avrupa takımları oyuncuyu istemişti. O dönem Amerikalı skorer, Çin Ligi’ni tercih etti ve Uzak Doğu’da ortalığı birbirine kattı.

Orada gösterdiği performans, Fredette’in geçen sezon NBA’den kontrat almasını sağladı. Fakat Suns‘ta kendini gösteremeyince yine NBA’den düştü.

30 yaşındaki skorer, bu kez Çin ile Avrupa arasındaki tercihini Panathinaikos‘tan yana kullandı.

Bakalım burada da Çin’deki gibi skorerliğini kanıtlayabilecek mi?

Wesley Johnson (Panathinaikos)

Kariyeri: Minnesota Timberwolves, Phoenix Suns, LA Lakers, LA Clippers, New Orleans Pelicans, Washington Wizards
İstatistikleri: 609 maç 7.0 sayı, 3.2 ribaund, 1.1 asist
Pozisyon / Yaş: Kısa forvet / 32

Panathinaikos bu yaz NBA’den sadece Fredette’yi getirmedi. Şutör oyuncu gibi bir draft hayal kırıklığı olan Wesley Johnson’ı da renklerine bağladı.

2010 Draftında 4. sırada seçilen Johnson, hiçbir zaman seçildiği sıranın hakkını veren bir isim olamadı.

Yine de Fredette’den daha uzun süre ligde kaldı. 9 yıldır bir rol oyuncusu olarak NBA’de çeşitli takımlarda görev alan 32 yaşındaki forvet, son sezonunu çok kötü bitirince kendisini Avrupa’ya attı.

O da Fredette gibi ilk kez Avrupa’da oynayacak. Panathinaikos‘un 1996’da getirdiği Dominique Wilkins’ten Yunanistan Ligi’nde draft’tan en üst sırada seçilen isim o. Bu sebeple Atina’da beklentiler hiç de az değil.

Wade Baldwin (Olympiakos)

Kariyeri: Memphis Grizzlies, Portland TrailBlazers
İstatistikleri: 56 maç 3.1 sayı, 1.4 asist, 1.2 ribaund
Pozisyon / Yaş: Oyun kurucu / 23

Nigel Williams-Goss’u Utah Jazz‘a gönderen Pire ekibi, onun boşluğunu NBA’den doldurdu ve genç guard Wade Baldwin’i getirdi.

23 yaşındaki guard belki isim olarak herkesi çok tatmin etmedi. Sonuçta NBA’de kariyeri pek iyi gitmedi.

Onu daha çok Nik Stauskas ile birlikte arka arkaya takaslanma hikayeleriyle duyduk. Fakat Baldwin, bu kıtaya uyum gösterebilecek özelliklere sahip.

O akıllara kazınan Amerikalı guard profilinden daha farklı bir isim.

Kariyerinde ilk kez Amerika dışına çıkan bir oyuncu olarak elbette adaptasyon süreci geçirecektir ama Blatt ile bu süreci daha çabuk atlatma şansına sahip!

Kostas Koufos (CSKA Moskova)

Kariyeri: Utah Jazz, Minnesota Timberwolves, Denver Nuggets, Memphis Grizzlies, Sacramento Kings
İstatistikleri: 686 maç 5.7 sayı, 5.0 ribaund, 0.5 asist
Pozisyon / Yaş: Pivot / 30

Koufos, Yunanistan Milli Takımı’yla Avrupa’da birçok kez mücadele etti ama kulüp takımıyla ilk kez Avrupa’da oynayacak.

Kolejden sonra kapağı direkt NBA’e atan tecrübeli pivot, 11 yıldır farklı takımlarda oynadı. Atletik olmasa da ribaund becerisi ve kalıplı bir uzun olması, NBA’den 11 yılda 46 milyon dolar kazanmasını sağladı.

Fakat hızlanan oyun temposuyla birlikte artık Koufos tarzında pivotlara NBA’de pek yer yok.

30 yaşındaki isimde bu sebeple CSKA Moskova’nın teklifini değerlendirdi ve kariyerini Avrupa’ya taşımaya karar verdi.

Koufos, özel bir yetenek mi?

Muhtemelen hayır. Ancak EuroLeague’de pota altında rakipleri sertliğiyle yıldırabilecek bir isim!

Nikola Mirotic (Barcelona)

Kariyeri: Chicago Bullls, New Orleans Pelicans, Milwaukee Bucks
İstatistikleri: 319 maç 12.3 sayı, 5.9 ribaund, 1.3 asist
Pozisyon / Yaş: Uzun forvet / 28

Nikola Mirotic sadece bu yazın değil, son yılların en büyük transferlerinden biri.

Daha önce NBA’den Avrupa’ya geri dönen Avrupalı yıldızlara şahit olduk ama hiçbirisi NBA takımlarından yıllık 15 milyon dolarlık kontrat teklifleri almasına rağmen Avrupa’ya gelmeyi tercih etmedi.

Mirotic -herkesin şoka sokacak şekilde- bu kararı aldı ve 5 yılın ardından EuroLeague’e geri dönüyor.

İstese o şut yeteneğiyle 30’lu yaşlarının ortasına kadar NBA’de kalabilirdi. Bunun yerine Barcelona’nın eski güzel günlerine dönmesine yardımcı olmayı seçti.

Tabii karşılığında Barcelona’dan modern EuroLeague’in en büyük 2. kontratı alacak…

Alex Abrines (Barcelona)

Kariyeri: Oklahoma City Thunder
İstatistikleri: 174 maç 5.3 sayı, 1.4 ribaund, 0.5 asist
Pozisyon / Yaş: Kısa forvet / 25

Barcelona’nın bu yaz NBA’den getirdiği tek yerli isim Mirotic değil.

Daha önce Katalan ekibiyle EuroLeague’de “Yükselen Yıldız” ödülü kazanan Alex Abrines de geri dönüyor.

Aslında Abrines de istese NBA’de kalabilirdi. İspanyol forvet, belki Mirotic kadar yüksek kontrat alamazdı ama Thunder‘da herkese verimli bir rol oyuncusu olduğunu gösterdiği için kalmakta da sıkıntı yaşamazdı.

Fakat kişisel sebepler yüzünden geçtiğimiz Şubat ayında basketbola ara verdikten sonra tekrar başlamak için evini tercih etti ve Barcelona’yla 3 yıllık sözleşme imzaladı.

Onu tekrardan burada görmek harika olacak.

Shelvin Mack (Olimpia Milano)

Kariyeri: Washington Wizards, Philadelphia 76ers, Atlanta Hawks, Utah Jazz, Orlando Magic, Memphis Grizzlies, Charlotte Hornets
İstatistikleri: 456 maç 6.6 sayı, 3.1 asist, 2.0 ribaund
Pozisyon / Yaş: Guard / 28

Ettore Messina yönetiminde yeniden yapılanan Olimpia Milano, yazın en önemli transferlerini guard pozisyonu yaptı.

Sadece Mike James’i göndererek artıya geçen İtalyan ekibi, üstüne Sergio Rodriguez’i Milano‘ya getirmeyi başardı. Yanına ise NBA’den Shelvin Mack’i eklediler.

Mack belki NBA kariyeri boyunca hiçbir zaman önemli rollere sahip olmadı. 456 maçlık NBA kariyerinde sadece 56 maçta ilk beş başlaması bunun bir kanıtı. Fakat hep iyi bir yedek guard olmayı başardı.

İstese buna gayet devam edebilirdi.

Ancak  son yıllarda NBA’de sürekli takım değiştirmesi – son 3 yılda 4 takım – onu artık yordu ve yeni bir macera için Milano’yu tercih etti.

Greg Monroe (Bayern Münih)

Kariyeri: Detroit Pistons, Milwaukee Bucks, Phoenix Suns, Boston Celtics, Toronto Raptors, Philadelphia 76ers
İstatistikleri: 632 maç 13.2 sayı, 8.3 ribaund, 2.1 asist
Pozisyon / Yaş: Pivot / 29

Evet… son sezonları çok iyi değildi. Ama bundan 4-5 yıl önce Greg Monroe’nun bir gün Avrupa’ya geleceğini söyleseniz, muhtemelen kimse size inanmazdı.

Sonuçta o yıllarda Monroe, NBA’de 15.9 sayı, 10.2 ribaund ortalamaları tutturan bir uzundu.

Hayat çok acımasız. NBA’de oyunun temposu değişince Monroe gibi uzunların sahada olmasının hiçbir sebebi kalmadı ve 2010 Draftı’nda 7. sırada seçilen Monroe, beklenenden daha önce NBA dışında kaldı.

Geçtiğimiz sezon benzer bir transfer olan Derrick Williams’tan beklentilerin çok üstünde katkı alan Bayern bu fırsatı kaçırmadı ve Monroe’yu Avrupa’ya gelmeye ikna etti.

Bakalım Monroe, Bavyera’da Derrick Williams’ın yarattığı etkinin benzeri yaratabilecek mi?