NBA’de Yaz Dönemini En Kârlı Geçiren 5 Takım

05/Ağu/19 11:26 Ağustos 5, 2019

Bugra Uzar

05/Ağu/19 11:26

Eurohoops.net

NBA tarihinin en çılgın yaz dönemi geride kaldı! Peki bu yazın ardından yüzü en çok gülen 5 takım hangisi? Eurohoops Fırın sizler için derledi!

by Buğra Uzar / buzar@eurohoops.net

NBA’de son yılların hatta tarihin en hareketli yaz dönemi geride kaldı. Birçok süper yıldızın yer değiştirdiği bu çılgın yazın ardından ligin dengelerinin kökünden değiştiğini söyleyebiliriz. Biz de Eurohoops olarak yaza damga vuran takımları değerlendirmeye karar verdik.

Yazı dizimizin ilk bölümünde yaz dönemini mutlu kapatan ve güçlenen takımları ele alacağız.

Listemizde yer alan 5 takımın yanı sıra birçok takımın kadrosunda büyük değişikliklere gittiği bir yazda takımı koruyup üzerine kilit eklemeler yapan Denver Nuggets, geçtiğimiz sezon umut veren genç çekirdeğine doğru eklemeler yapan Atlanta Hawks ve Memphis Grizzlies gibi takımları da takdir etmekte fayda var.

Vakit kaybetmeden 2019 yazını harika geçiren ve bu ayların ardından geleceğe çok daha büyük bir umutla bakmaya başlayan 5 takıma geçelim!

 

New Orleans Pelicans

Ligin en iyi 5 oyuncusundan birini kaybettiğiniz bir yazın ardından nasıl mutlu olabilirsiniz ki? Hatta bu büyük kaybın ardından böylesine çılgın bir Batı Konferansı’nda play-off için pusuya yatmak mı? Bunlar size çok mümkün gelmiyor değil mi? Aslında haksız değilsiniz ancak New Orleans Pelicans bu yaz kendi adlarına yapılabilecek tüm doğru işleri yaptı desek yeridir.

Pelicans‘ın yüzü serbest oyuncu pazarından önce gülmeye başladı. Talih kuşu onlara büyük bir kıyak geçti ve sadece %6 şansları olmasına rağmen 1. sıradan seçme hakkını elde ettiler. Bu da herkesin merakla beklediği Zion Williamson’ın gelecek sezon onların formasını giyeceği anlamına geliyor.

Genç oyuncu bu draftın tartışmasız en potansiyelli ismiydi. İnanılmaz atletik ve güçlü bir oyuncu. Oyunun gidişatını değiştirebilecek bir yıldız. Yalnız son dönemde fiziği oldukça kötü durumdaydı ve dizlerinin bu ağırlığı nasıl taşıyacağı onun kariyerinin gidişatını belirleyecek.

Pelicans draft kurasının ardından asıl hamleyi yaptı ve geçtiğimiz sezonun ortasında takasını isteyen Anthony Davis’i Lakers‘a yolladı. Pelicans Davis’in karşılığında draft haklarının yanı sıra Lonzo Ball, Brandon Ingram ve Josh Hart gibi üç potansiyelli genci aldı. Üstelik Lakers‘tan aldıkları 4.sıra seçimini de Hawks‘a yollayıp karşılığında aldıkları 8.sıra seçimini de atletik pivot Jaxson Hayes’e çevirmeyi başardılar. Kısacası Davis’in ardından oluşturulabilecek en iyi genç çekirdeği kurmayı başardılar. Ball, Hart, Ingram, Williamson ve Hayes, onları uzun yıllar boyunca büyük başarılara taşıyabilir.

Tabii ki hamleleri bunlarla sınırlı değildi. Serbest oyuncu pazarının başladığı ilk saatlerde birçok takımın gözdesi olan JJ Redick’i kadrolarına katmayı başardılar. Redick, NBA’in en iyi şutörlerinden birisi, oldukça tecrübeli ve müthiş bir profesyonel. Dolayısıyla bu tecrübesiz Pelicans takımına hem saha içinde hem de saha dışında büyük katkılar verecektir. Onun sahada olduğu dakikalarda yarattığı şut tehdidi, Ball-Williamson ikilisine ikili oyun oynamaları için gerekli alanı açmakla birlikte bire bir oynamayı seven Ingram’ın da verimini arttıracak. Kısacası bu hamleyle turnayı gözünden vurdular.

Takıma yaz döneminde yapılan bir diğer ekleme ise Derrick Favors oldu. Tecrübeli uzun buraya gelmek istediğini söyledi ve Jazz da kendisini takas etti. Onun bu takımda olması çok önemli çünkü Williamson ve Hayes’i çok iyi tamamlayabilir. Üstelik o da Redick gibi bu tecrübesiz ekibe liderlik edebilir.

Pelicans’ın son hamlesi ise Türk basketbolseverlerin kendilerine olan ilgisini arttıracak cinsten. Son 2 sezondur Fenerbahçe forması giyen Nicolo Melli, gelecek yıl New Orleans ekibinde forma giyecek. İtalyan oyuncu NBA seviyesinde bir yetenek. Bunu bize Avrupa’da da defalarca gösterdi. Bu Pelicans kadrosunda onun sağlayacağı dış şut tehdidi ekstra değerli. Çünkü uzunların bile iyi şutör olmasının gerektiği bu dönemde Pelicans’ın elindeki tek şutör uzun Melli. Eğer belli bir seviyenin üzerinde şut sokabilirse pelicans hücumunu bambaşka bir noktaya taşıyabilir.

Pelicans’ta bu yaz göreve başlayan Başkan David Griffin ve Genel Menajer Trajan Langdon, işbaşı yapar yapmaz kucaklarında tabiri caizse bir bomba buldular. Ancak bunun altından başarıyla kalktılar ve geleceğe çok mutlu bir şekilde bakıyorlar. Belki bu ölümcül Batı’da isimleri play-off için yüksek sesle anılmıyor ama bu onların büyük bir tehdit olmadığı anlamına gelmez.

Yine de her ne olursa olsun Anthony Davis gibi büyük bir oyuncuyu kaybettikleri için kendilerinden 2 puan kırıyor ve 10 üzerinden 8 vererek alkışlarla uğurluyoruz.

Utah Jazz

Utah Jazz, ortalığın karman çorman olduğu bu yaz sessiz ancak bir o kadar etkili hamleler yaptı. Hali hazırda zaten çok iyi bir kadroları vardı ve yaptıkları bu eklemeler onları belki de kimsenin beklemediği kadar ileriye taşıyabilir.

Yukarıda da bahsettiğim gibi Jazz‘ın gerçekten sağlam bir kadrosu var. Donovan Mitchell gibi bir genç yıldızın yanı sıra savunma uzmanı Rudy Gobert’e sahipler. Bunlarla birlikte yan parçaları da hiç fena değil. Nitekim geçtiğimiz sezon zorlu Batı Konferansı’nda play-off’lara kalmayı bildiler. Ancak bir sonraki adımı atabilmeleri için bazı takviyelere ihtiyaçları vardı ve bu yaz yaptıkları hamlelerle bu durumdan ne kadar iyi bir ders aldıklarını gösterdiler.

Jazz’ın bu yaz yaptığı en önemli hamle kuşkusuz Mike Conley’i takasla kadrosuna katmasıydı. Conley, tecrübeli, liderlik yapabilecek özelliklere sahip, topu iyi dağıtan, savunması belli bir seviyenin üstünde ve en önemlisi de asla vazgeçmeyen bir yapıya sahip. Tüm bunlar onu Mitchell’ın yanına iyi bir partner arayan Utah Jazz için kusursuza yakın bir tercih haline getiriyor. Yıldız guard ayrıca oynayacağı ikili oyunlarla da Gobert’in de verimini arttıracaktır. Keza zaman zaman hücumu sırtlamak zorunda kalan Joe Ingles da daha verimli olacağı ceza şutörü rolüne dönebilir. Kısacası Conley’in gelişi başta Mitchell olmak üzere takımdaki herkesin oyununu bir tık yukarıya taşıyabilir.

Jazz’ın yaz döneminde yaptığı hamleler tabii ki bununla sınırlı değildi. Utah, çok önemli rol oyuncularını kadrosuna katmayı başardı. Bunların başında ise ülkemizde Fenerbahçe forması da giyen ve son olarak Pacers‘ta oynayan Bojan Bogdanovic geliyor. Hırvat yıldız da Korver’ın gitmesiyle iyice artan şut problemine çözüm getirmesi açısından çok değerli. Ancak burada şöyle bir soru işareti oluşuyor. Conley takasında Crawder’ı kaybeden Jazz’ın üç numara rotasyonu Bogdanovic ve Ingles’tan oluşacak. İkisi de savunma yönleriyle tanınmayan isimler. Keza Mitchell’ın da rakipleri kilitleyebilecek bir savunmacı olmadığı aşikar. Dolayısıyla Jazz’ın olası play-off eşleşmelerinde Kawhi Leonard, LeBron James, James Harden, Paul George ve hatta Giannis Antetokounmpo’yu nasıl durduracağı büyük bir soru işareti. Sonuçta Rudy Gobert de bir yere kadar…

Favors’ı kaybeden Jazz, onun boşluğunu Ed Davis’le doldurmayı planlıyor. Davis belki Favors kadar yetenekli değil ancak sahada olduğu dakikalarda elinden gelenin en iyisini yapacaktır. Jazz için Jeff Green hamlesi de çok değerli. Green belki hiçbir zaman olması beklenen seviyeye ulaşamadı ancak tepeye oynayan takımlarda değerli katkılar verebilecek bir isim. Geçtiğimiz sezon Knicks‘te beklenmedik derecede iyi bir performans gösteren Emanuel Mudiay de Jazz’ın bir başka önemli takviyesi oldu. Mudiay geçtiğimiz sezondan aldığı özgüvenle performansını burada da devam ettirebilirse hem Conley’in hem de Mitchell’ın play-off’lara daha da diri kalmasını sağlayabilir. Bu da kuşkusuz onlar içi çok büyük bir avantaj olacaktır.

Utah’ın son hamleleri ise Avrupa basketbolunu yakından ilgilendirecek cinsten hamlelerdi. Jazz, son iki sezon Darüşşafaka forması giyen Stanton Kidd ve geçtiğimiz yılı Olympicaos’ta tamamlayan Nigel Williams-Goss’u kadrosuna kattı. Her iki oyuncunun da bu sezon belirli bir seviyenin üzerinde katkı vermesi benim için sürpriz olur. Toparlamak gerekirse Jazz çok iyi bir yazı geride bıraktı. Geçtiğimiz yıla kıyasla hatırı sayılır ölçüde güçlüler.

Ancak özellikle 2-3 numara savunmasında yaşayabilecekleri sıkıntıları düşünerek onlara da 10 üzerinden 8 veriyoruz…

Brooklyn Nets

Yazın en büyük kazananlarından birisi tartışmasız Brooklyn Nets. Herkesin ne yapacağını merakla beklediği 3 isimden ikisini üstelik serbest oyuncu pazarı başladıktan çok kısa bir süre sonra kadrolarına katmayı başardılar.

2014 yılında NBA tarihinin en kötü takaslarından birine imza atan Nets, son yıllarda yönetimsel anlamda attığı doğru adımların meyvesini bu yaz fazlasıyla toplamayı başardı. Kevin Durant ve Kyrie Irving’in birlikte oynamak istedikleri sezon boyunca en çok konuşulan dedikodulardan birisiydi. Ancak bu ikilinin adı daha çok New York Knicks‘le anılıyordu. Nets ise o günlerde tabiri caizse pusuya yatmış bir şekilde beklemekteydi. Nitekim serbest oyuncu pazarı başladıktan sonra da Nets taraftarlarını çılgına çeviren o haberler geldi. Nets’in o gece aynı anda Durant, Irving ve DeAndre Jordan’ı kadrosuna katması, ligin dengesinin kalıcı şekilde değiştiğinin ilk göstergelerindendi.

Kevin Durant, sakatlanmadan önce NBA’in en iyi oyuncularından birisiydi. Hatta birçok kişi onu ligin en iyisi olarak gösteriyordu ki pek de haksız sayılmazlar. Ancak yaşadığı sakatlık çok ciddi ve bu sakatlık birçok yıldızın kariyerini bitirmiş cinstendi. Durant’in bu sakatlıktan nasıl döneceği büyük bir merak konusu. Ancak döndüğünde çok ciddi yardımcıları olacak. Bu da onun için artı diyebiliriz. Tabii ki Durant’in eski seviyesine yakın bir noktada dönebilmesi Nets’i otomatik olarak şampiyonluğun en büyük adaylarından biri haline getirecektir.

Nets’in bir diğer büyük hamlesi Kyrie Irving ise Celtics ile bol gerilimli bir sezonu geride bıraktı. Geçtiğimiz yaz “Beni istediğiniz sürece buradayım” dediği Celtics‘ten neredeyse arkasına bakmadan kaçtı. Şimdi Nets’te yepyeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor. Üstelik gelecek sezon takımın lideri ve en büyük yıldızı olacak. Onun için gerçekten ciddi bir sınav çünkü Celtics’te geçirdiği dönemin ardından kişiliği ve liderlik yetenekleri ciddi biçimde sorgu altında. Fakat kafasının rahat olacağı bir yerde ve eninde sonunda Durant’le birlikte oynayacak olması pozitif noktalar. Durant ve Irving’in biraz olumsuz yönlerine odaklanmış gibi duruyor olabilirim ancak bahsettiğimiz iki yıldızın yeteneklerini anlatmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Sonuçta ligin en iyi isimlerinden bahsediyoruz ve eğer böylesine iki büyük yıldızı kadronuza kattıysanız kusursuz bir iş başarmışsınız demektir.

New York ekibinin o gece kadrosuna kattığı bir diğer yıldız ise DeAndre Jordan oldu. Basketbolun değişmesi ve pivotların da artık adeta birer kısa gibi oynadığı şu dönemde Jordan’ın eski etkisinde olmadığı aşikar. Ancak yine de çok önemli bir oyuncudan bahsediyoruz. Muhteşem bir çember savunucusu, ribaunt özellikleri üst seviyede ve harika bir atlet. Üstelik son dönemde kendisine kariyeri boyunca büyük sıkıntılar yaşatan serbest atış kabusunu da önemli ölçüde giderdi. Bunlarla birlikte Durant ve Irving, Nets’in onu kadroya katabilmesi için alabilecekleri maksimum kontrattan daha düşük bir ücret almayı kabul ettiler.  Yine de Nets’in elinde Jarrett Allen gibi ona çok benzer ve daha genç bir isim varken böyle bir hamle yapmaları, sezon içerisinde bir takas yapabileceklerinin bir göstergesi diye düşünüyorum.

Nets’in diğer hamleleri de oldukça olumlu hamleler. Wilson Chandler, Taurean Prince, Garrett Temple, David Nwaba gibi birden fazla pozisyonu savunabilecek önemli rol oyuncularını kadrolarına katmayı başardılar. Prince hamlesi bana göre onlar için çok kritik bir hamle oldu. İki süpermax’lık boşluk açmak için Crabbe’i yollamaya çalışıyorlardı ve bunu yaparken çok iyi bir ismi de almayı bildiler. Tüm bu isimler Nets’in rotasyonuna derinlik katacaktır. Üstelik LaVert ve Harris’in gelişimlerini de olumlu yönde etkileyeceklerdir.

Nets çok iyi bir genç çekirdek kurmuş ve bu sayede de geçtiğimiz yıl play-off’lara kalmayı bilmişti. Şimdi ise yaptıkları bu görkemli eklemelerin ardından çok daha büyük hedefleri var. Üstelik çok önemli takas parçalarına da sahipler.

Durant’in sakatlığı olmasaydı ve yine bu hamleleri yapmış olsalardı kendilerine yıldızlı 10 vermemiz gerekirdi. Ancak yıldız oyuncunun 1 sezon oynamamasına sebep olacak bu büyük sakatlığını düşünerek Nets’in bu yazına 10 üzerinden 9 veriyoruz.

Los Angeles Lakers

Los Angeles Lakers, bu yaz en büyük değişim yaşayan takımların başında geliyor. “Lake Show” yazın NBA tarihinin en güçlü takımını kurmaya çok yaklaştı ancak başaramadı. Yine de NBA’in hali hazırda en iyi oyuncularından ikisi onlarda ve uzun sürenin ardından şampiyonluk hayalleri kurabilirler. Bu da onların bu listede yer alması için fazlasıyla yeterli.

Lakers, yaz döneminde uzun süredir hayallerini kurduğu Anthony Davis’e nihayet konuştu. Draft akşamı %4’lük şansa rağmen dördüncü sıradan seçmeleri, onlar adına iyi şeylerin olacağının göstergesiydi. Lakers, Davis için çok fazla parça vermesine rağmen Kyle Kuzma gibi önemli bir potansiyeli bu görüşmelerin dışında tutmayı başardı. Nitekim sonuçta da takas gerçekleşirken Kuzma takımda kaldı.

Anthony Davis şu anda bu ligin en iyi uzunu. Çılgın yeteneklere sahip ve sahada yer aldığı anlarda yapamayacağı bir şeyin olmadığı izlenimini veriyor. Davis, LeBron’ın kariyerinde sahip olduğu en iyi ve kendisiyle en uyumlu yıldız olabilir. Bana göre de şu anda ligdeki en iyi ikili onlar. “Kral” yeni takım arkadaşını çok iyi besleyecek derecede iyi bir pasör. Eminim ligdeki birçok takımın savunma koçları, şimdiden bu iki ismin oynayacağı ikili hücumları nasıl durduracaklarını düşünerek uykusuz kalıyordur. Tabii ki LeBron’un ilerleyen yaşı ve Davis’in olası sakatlık problemleri ise bu ikili üzerindeki soru işaretleri. Yine de Anthony Davis gibi bir oyuncuyu alma fırsatı elinize kolay kolay geçmez. Lakers da bu şansı kaçırmadı ve LeBron sonrası kendilerini uzun yıllar taşıyacak yıldızı da bulmuş oldular. Tabii ki Davis’in Lakers’la sözleşme uzatacağını varsayarsak!

Lakers’ın diğer hamleleri ise oldukça gecikmeli geldi ki bunun fazlasıyla geçerli bir sebebi var. Lakers, Davis’i kadrosuna katarken bir başka maksimum kontrat için de boşluk açtı ve gözünü Kawhi Leonard’a dikerek beklemeye başladı. Birçok kişi ilk başlarda Lakers’a bu konuda şans vermese de gün geçtikçe favori konuma geldiler. Nitekim Kawhi kararını verdikten sonra çıkan detaylarda Lakers’ın onunla anlaşmaya çok yakın olduğu bilgileri de ortaya çıktı. LeBron-Davis-Kawhi üçlüsü NBA tarihinin en durdurulamaz üçlüsü olabilirdi. Dolayısıyla Lakers’ın Kawhi için sonuna kadar beklemesinin alınabilecek bir risk olduğunu düşünüyorum. Ancak Kawhi’nin kararı Los Angeles’ın diğer ekibinin yüzünü güldürürken Lakers’ı hayal kırıklığına uğrattı.

Fakat Lakers bu kararın ardından şoku çabuk atlattı desek yanlış olmaz. Kawhi’nin kararını açıklamasından dakikalar sonra Raptors‘ın şampiyonluğunda pay sahibi olan bir başka oyuncu, Danny Green’i kadrolarına kattılar. Green, LeBron ve Davis’i kusursuz şekilde tamamlayabilecek bir oyuncu. Üç sayı konusunda bir uzman ve çok da iyi bir savunmacı. Onun şut tehdidi, geçtiğimiz yıl bu konuda büyük sıkıntılar yaşayan Lakers’ı oldukça rahatlatacaktır. Keza kadroya en son katılan Avery Bradley de “3&D” diye tabir edilen, yani üçlük atıp savunma yapabilen bir rol oyuncusu. LeBron’un bu sezon oyun kurucu oynayabileceği haberlerini de göz önüne alırsak Bradley ve Green, Lakers’ın arka alanında çok önemli sorumluluklar üstlenebilir.

Lakers’ın bir diğer dikkat çeken hamlesi ise DeMarcus Cousins oldu. Aşil tendonundan yaşadığı sakatlığın ardından eski formundan uzak bir görüntü çizen yıldız oyuncu, Lakers ile kelepir diyebileceğimiz bir anlaşma imzaladı. Cousins, Davis’le çok akın arkadaştı ve ikisi de birbirleriyle oynarken çok verimli performanslar göstermişti. Bunun yanı sıra sakatlandıktan sonra ilk kez tam yaz idman yapabildi ve şu ana kadar oldukça kilo vermiş gibi duruyor. Cousins eğer kendini toparlayabilirse Lakers’ı şampiyonluk konusunda çok daha iddialı bir noktaya getirebilir.

Los Angeles ekibi, yeni yüzlerin yanı sıra geçtiğimiz yıldan da önemli isimleri tutmayı başardı. Kariyerinin en iyi sezonunu geçiren JaVale McGee, bu sezon da Lakers’ta yer alacak. Davis ve Cousins’in gelişiyle rolü biraz daha azalacaktır tabii ki ancak McGee, her takımın soyunma odasında isteyeceği tarzdan bir veteran. Lakers, “Kentavious Caldwell-Pope’u Geliştirme ve Koruma Derneği” görevini de yerine getirip onunla bir yıl daha sözleşme imzaladı. KCP çok istikrarsız bir oyuncu ancak geçtiğimiz yılın sonunu oldukça iyi geçirmişti ancak onun ipiyle kuyuya inmek yanlış olur. Bu yüzden Green ve Bradley’in olması, onun yaratabileceği hasarı minimuma indirecektir.

Lakers ayrıca veteran yıldız Rajon Rondo’yu da takımda tuttu. Rondo geçtiğimiz sezon şutunu geliştirse de savunmada artık ciddi bir kara delik durumunda. Üstelik eğer LeBron oyun kurucu olarak oynarsa onun verimi çok ciddi ölçüde düşecek. Yine de Davis ve Cousins’la Pelicans‘ta oldukça iyi günler geçirmişti, şampiyonluk kazanmayı bilen bir veteran ve soyunma odasında da takıma liderlik edebilir. Lakers’ın kadroda tuttuğu bir diğer oyun kurucu Alex Caruso ise bu sezon sürpriz bir katkı verebilir. Hatta LeBron oyun kurucu oynamazsa ben Caruso’nun ilk beş guardı olarak başlayacağını düşünüyorum. Kadroya katılan diğer isimler, Toney Douglas ve Jared Dudley ise kısıtlı katkılar verecektir ancak sahada oldukları dönemde şut tehditleriyle yıldızları bir hayli rahatlatacaktır.

Toparlamak gerekirse Lakers oynaması gereken bir kumar oynadı ancak kaybetti. Eğer Kawhi’yi beklemeselerdi çok daha iyi yan parçalar toplayabilirlerdi ancak eldeki malzeme hiç de fena değil. Ciddi sakatlık problemleri yaşamazlarsa uzun süredir uzak kaldıkları play-off’lara oldukça iddialı şekilde döneceklerdir.

Onlara da 10 üzerinden 9 veriyoruz….

Los Angeles Clippers

Los Angeles Clippers taraftarları böyle bir yaz geçirmeyi muhtemelen rüyalarında dahi görmüyorlardı. Tamam, Kawhi Leonard için adları geçiyordu ancak onu Paul George gibi bir süper yıldızla almaları bu çılgın yazda patlayan onlarca bombanın en başında geliyor.

Herkes, Toronto Raptors‘la geçirdiği inanılmaz sezonu tarihi bir şampiyonlukla süsleyen Kawhi Leonard’ın kararını merak ediyordu. Yıldız oyuncu kararını açıklamadan herkes Lakers ve Raptors‘ın adlarını ansa da bekleyen takımlardan biri de Clippers‘tı. Ancak Kawhi’nin yanına alabilecekleri yıldız adayları birer birer başka takımlara imza atmıştı ve bir şeyler yapmaları gerekiyordu. Zaman daralırken Jerry West komutasındaki Clippers yönetimi çok cesur bir adım attı ve “çuvalla” draft hakkı vererek Paul George’u kadrosuna katmayı başardı. Bu takas onlar için sadece Paul George’u kadrosuna katacakları bir takas değildi. Bu sayede Kawhi Leonard’la da imzaladılar ve tüm NBA dünyasını şok ettiler.

Yukarıda da dediğim gibi Kawhi Leonard inanılmaz bir sezonu geride bıraktı. Birçoklarına göre ligin en iyi oyuncusu konumunda. Hem hücumda hem savunmada oyunu domine eden bir isim. Keza Paul George da öyle. O da sahanın her iki yanında da muhteşem performanslar gösterebiliyor. Bu ikiliyle ilgili önemli bir nokta da ne ölçüde sağlıklı kalabilecekleri. Leonard, kendisini Spurs‘ten kopartan sakatlığının ardından geçtiğimiz sezonu kontrol altında geçirdi ve zaman zaman dinlenmek için maçlar kaçırdı. Nitekim play-off’larda da sakat sakat oynadı. Paul George da sakatlık geçmişi kabarık bir isim. Thunder‘dayken omzundan yaşadığı problemler onun oyununu fazlasıyla olumsuz etkiledi. Bu yüzden Clippers sağlık ekibinin göstereceği performans da onların sezonunda hayati bir rol oynayacak.

Bu ikilinin yanında Beverley ve Harrell gibi isimlerin de sahada olacağını düşünürsek Clippers enerji anlamında rekorları alt üst edebilir. Muhteşem bir savunma takımı olacakları da aşikar. Ancak hücum kısmında ne yapacakları biraz soru işareti. Leonard da George da benzer yöntemlerle skor üretiyorlar. Ancak onlar arasındaki top dağıtımını sağlayabilecek düzeyde bir oyun kurucuları yok. Beverley sahada birçok şeyi üst seviyede yapsa da pas konusunda bir uzman değil. Dolayısıyla Leonard ve George’un zaman zaman birbirlerinin önünü keseceği dönemler olacaktır. Ancak sezon içerisinde bu sorunu çözmeleri kuvvetle muhtemel. Sonuçta kendi şehirlerinde beraber oynamayı onlar istedi.

Clippers, bu iki görkemli hamlenin yanında Beverley, Zubac, Gruder ve JaMychal Green’i kadroda tuttu. Tüm bu isimler her takımın kadrosunda görmek isteyeceği muhteşem rol oyuncuları. Beverley, Green ve Gruder’in birden fazla pozisyonu savunabilecek oyuncular olmaları onları çok değerli parçalar haline getiriyor. Ancak üçünün de belli bir seviyenin üzerinde şut sokmaları şart yoksa Leonard ve George için hücumda hayat çok zorlaşabilir. Zubac ise 2018’in sonlarında yakaladığı çıkışı devam ettirmek isteyecek. Hala öğrenmesi gereken şeyler mevcut ancak sırtı dönük oyunu var ve ikili oyunları bitirebiliyor. Üstelik henüz çok genç ve neredeyse bir hiç karşılığında geldiği düşünülürse Jerry West için bir artı puan daha diyebiliriz.

Sonuç olarak bu yazın en şok edici hamlelerine Clippers imza attı dersek yanılmış olmayız. Hali hazırda play-off yapmış potansiyelli bir kadroyu büyük ölçüde koruyarak iki çok büyük yıldız eklediler. Şampiyonluk onlar için hayal değil. Jerry West de NBA tarihinin en büyük oyuncularından biri olmasının yanı sıra en iyi yöneticilerinden biri olduğunu da bir kez daha kanıtladı. Eh, bizim de çok fazla konuşmamıza gerek yok. 10 üzerinden 10 tam puan efendim!

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!