By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Basketbol geri dönüyor!
Haziran ayından beri hasret kaldığımız bu harika spora, 31 Ağustos’ta Çin’de başlayacak olan Dünya Kupası’yla birlikte tekrardan kavuşacağız. 5 farklı kıtadan 32 takım karşı karşıya gelecek ve en sonunda 15 Eylül akşamı Dünya’nın en büyüğü belli olacak.
Tabii çok doğal olarak her takımın hedefleri aynı değil. Bazıları kupa için, bazıları Olimpiyat vizesi için ve yine bazıları dünyaya ülkelerini tanıtmak için sahaya çıkacak.
Eurohoops Fırın bu büyük turnuva öncesi takımları biraz sizlere tanıtmak biraz da beklentileri ortaya koymak adına grup grup analizlerle karşınıza gelecek.
A Grubu, B Grubu, C Grubu, D Grubu, E Grubu ve F Grubu‘nun analizlerini karşınıza çıkarmıştık, şimdi ise iki ezeli ülke Fransa ve Almanya’nın olduğu G Grubu var.
NOT: Takımları grupları kaçıncı sırada bitireceklerine yönelik tahminimize göre sıraladık.
Dev Dünya Kupası rehberi ile tüm takımlara ilişkin hazırlık programı ve kadrolardaki son durumlar için tıklayın!
Maç takvimi:
01 Eylül 11:30 Dominik Cumhuriyeti-Ürdün
01 Eylül 15:30 Fransa-Almanya
03 Eylül 11:30 Almanya-Dominik Cumhuriyeti
03 Eylül 15:30 Ürdün-Fransa
05 Eylül 11:30 Almanya-Ürdün
05 Eylül 15:30 Dominik Cumhuriyeti-Fransa
Grubun kader maçı: 01 Eylül 15:30 Fransa-Almanya
4- Ürdün
Dar Tucker, Ürdün basketbolunu dünyaya tanıtmaya devam ediyor.
2016’da gelen takımın devşirme teklifini kabul ettikten sonra Ürdün’ü Asya Şampiyonası’nda bronz madalyaya ulaştıran Tucker, elemelerde de boş durmadı ve 21.8 sayı ortalamasıyla Ürdün’ü tarihinde 2. kez Dünya Kupası’na taşıdı.
Zor oldu ama elemelerin ortasında Ahmet Düverioğlu da takıma katılınca Ürdün grupta 3. olarak Çin vizesi almayı başardı.
Ürdün, Çin’e de bu iki yıldızının önderliğinde geliyor. Tucker ve Ahmet’in yanında ise kadroda uluslararası basketbolunun tanıdığı diğer isim ise Zaid Abbas… 2010’daki kadroda da yer alan Abbas, tecrübesiyle takıma yardımcı olacak. Takımın bir önemli oyuncuları ise kolejden gelen Zane Najdawi ve Freddy İbrahim…
Takım Dizilişi
PG: Jordan Al-Dasuqi – Mahmoud Abdeen – Malek Kanaan
SG: Freddy İbrahim – Sinan Eid – Amin Abu Hawwas
SF: Dar Tucker – Zane Najdawi – Ahmed Alhamarsheh
PF: Zaid Abbas – Ahmed Obeid
C : Ahmet Düverioğlu – Mohammed Husseinn
Güçlü yönleri: Dar Tucker ve ribaundlar
Ürdün için güçlü bir yön seçmek kolay değil. Abbas’ın artık yaşlandığını düşünürsek; takımın elit seviyesinde sadece iki oyuncusu var ve her şey onların becerilerine kalmış durumda. Elemelerde de bu üçlü dışında sadece bir kişi çift hanelerde sayı ortalaması tutturdu. O da turnuvaya sakatlığı sebebiyle gelemiyor.
Bu sebeple oldukça sınırlı bir kadrodan bahsediyoruz.
Hücumdaki her şey de Tucker’ın eline kalmış durumda. Amerikalı skorer, alışık olduğu bu sistemde sınırsız top kullanma şansı olmasının da yardımıyla takımının hücumunu istikrarlı bir şekilde taşıyor. Ürdün’ün oynadığı 10 hazırlık maçının 8’inde takımının en skoreri o oldu.
Tucker dışında Ürdün’ün başarılı olduğu diğer bir konu ise ribaundlar. Çok uzun bir takım olmasalar da Ahmet, Abbas ve Husseinn gibi oyuncuların önderliğinde Ürdün, hem hücum ribaundlarında hem de savunma ribaundlarında Asya Elemeleri’nin lideri oldu.
Zayıf yönleri: Yetenek tavanı düşük
Ürdün, yetenek tavanı olarak turnuvanın en zayıf takımlarından biri. Hatta muhtemelen Fildişi ve Angola’dan sonra en zayıf takım.
Oyuncuların 8’i kendi liglerinde oynuyor ve kendi ligleri de bir Lübnan Ligi’yle bile kıyaslanacak kalitede değil. Bu sebeple kadronun önemli oyuncularının dışındakiler bu seviyede sudan çıkmış balığa dönecek.
Bu sebeple gruptaki takımlarla mücadele etmeleri kolay değil.
İzlenmesi gereken isim: Dar Tucker&Ahmet Düverioğlu
Ürdün çok izlenesi bir takım değil. İlla ki izleyecekseniz, Tucker ve Ahmet ikilisini takip edebilirsiniz.
Ahmet’in sezon öncesinde ne durumda olacağını takip etmek en azından Fenerbahçe taraftarı için önemli olabilir. Tucker ise keyifli bir skorer. Eli ısındığı bir bölüm olursa 1’e 5 hücumlarını izlemek eğlenceli olabilir.
Hazırlık Dönemi: Kötü
Hazırlıklara Mayıs ayında başlayan Ürdün, hazırlık maçlarında 10 maçta sadece 2 galibiyet alabildi.
Türkiye’deki hazırlık maçında Senegal’i mağlup eden Ürdün, diğer galibiyetini Çin B takımından aldı. Diğer 8 maçta ise Ürdün, ortalama 24 sayı fark yiyerek sahadan yenik ayrıldı.
Ne beklemeli: 5 Eylül’de turnuva onlar için biter
2010’da gruptaki 5 maçını da kaybeden Ürdün, son maçta Avustralya karşısında galibiyetin kıyısından dönmüştü.
Bu grupta onları yine galibiyetsiz bir şekilde grubu bitirmek bekliyor. Üstelik Avustralya maçı gibi sürpriz bir sonuç da zor gözüküyor.
3- Dominik Cumhuriyeti
Dominik Cumhuriyeti, 2014’ten sonra bir kez daha Dünya Kupası’nda…
Amerika ekibi, elemelerde beklentilerin çok altında bir sergilese de bitime 2 maç kala Venezuela’yı mağlup edince en iyi 4. olarak Çin vizesi almayı başardı. Dominik vizeyi alsa da NBA yıldızlarını turnuvaya gelmeyi ikna edemedi.
Al Horford söz vermesine rağmen son dönemde kararını değiştirirken Karl Anthony-Towns ise en baştan hiç oralı olamadı. Bu ikilinin yanında G-League’in yıldızı Angel Delgado da turnuvaya gelmedi.
Hal böylece olunca takımın liderliği, yıllardır İspanya’da oynayan 37 yaşındaki Eulis Baez’e kaldı. Baez’in yanında hala İspanya’da oynayan Sadiel Rojas ve bir dönem Avrupa’da oynayan Eloy Vargas, Dagoberto Pena ve Juan Miguel Suero var. Ayrıca Almanya’da oynayan Ronald Roberts de kadroda yer alıyor.
Takım Dizilişi
PG: Gelvis Solano – Ronald Ramon
SG: Juan Miguel Suero – Victor Liz
SF: Sadiel Rojas – Rigoberto Mendoza – Dagoberto Pena
PF: Eulis Baez – Luis Montero -Juan Jose Garcia
C : Eloy Vargas – Ronald Roberts
Güçlü yönleri: Tempo ve oyun bilgisi
Dominik, kendi seviyesindeki takımlara göre daha farklı bir profilde.
Belki daha fazla oyuncusu Avrupa’da oynadığı için oyun bilgileri ve maç içi devamlılıkları çok daha üst seviyede yer alıyor. Ayrıca kısaların yetenek seviyesi ve birbirine uyumları çok daha yukarıda.
Dominik’te Liz, Solano ve genç Montero yaratıcılık rolünü üstlenirken; Rojas, Mendoza ile Suero ise topsuz oyunda bitiricilik rolünü karşılıyor. Takımın lideri Baez set sette yüksek posta çıkarak top dağıtımına yardımcı oluyor.
Rollerin bu kadar oturmuş olması ve oyuncuların oyun bilgisinin yüksek olması da tercih ettikleri yüksek tempoyu kaos şeklinde değil de daha bilinçli bir şekilde oynayan bir takım ortaya çıkartıyor.
Zayıf yönleri: Savunma ve fiziksel
Pota altındaki isimlerin Avrupa tecrübesi var ama bu, doğal olarak fiziksel olarak yaşadıkları problemlerin önüne geçemiyor. Takımda 2 metrenin üstünde sadece dört oyuncu var ve neredeyse her pozisyonda fiziksel olarak eziliyorlar.
Dominik, bu problemi daha çok koşarak ve geçiş hücumu arayarak çözmeye çalışıyor ama bir yerden sonra takım fiziksel olarak karşılık veremiyor. Pota altının atletizm problemi de ortaya savunmada vasat bir takım çıkıyor.
İzlenmesi gereken isim: Gelvis Solano
Gelvis daha önce İtalya 2. Ligi’nde şansını denedi ama iyi performansına rağmen Arjantin’e geçiş yaptı. Bu turnuva, onun Avrupa’ya geri dönüş için ekmek kapısı olabilir.
25 yaşındaki guard, pozisyona göre muazzam bir atlet. İnanılmaz hızlı ilk adamı bir yana patlayıcılığı da Avrupa’daki oyuncularla kıyaslanmayacak bir seviyede. 1.85 boyuna rağmen turnuvada denk getirirse birilerini poster yapabilir.
Aslında daha çok bir combo guard ama boyu sebebiyle pozisyonlar arasına sıkışmış durumda. Şutuyla birlikte en büyük dezavantajı bu. Fakat böylesine yüksek tempo oynayan bir takımda bu tarz guardlar her zaman dikkat çeker. Bu sebeple gelecek için bir gözünüz Solano’da olsun.
Hazırlık Dönemi: Etkileyici Yunanistan maçı
Aslında Dominik, çok parlak bir hazırlık dönemi geçirmedi.
Pan Oyunları’nda daha gençlerle mücadele ettiler ve yarı finalde vasat Porto Riko’ya kaybederek final şanslarını kaybettiler. Sonrasında takıma Baez gibi tecrübeli isimler katıldı. Bu anlamda turnuva öncesi İspanya, Yunanistan ve Türkiye maçları onlar için kritikti. Türkiye ve İspanya karşısında çok iyi değillerdi ama Yunanistan karşısında hızlı tempoda etkileyici bir performans sergilediler. Özellikle sertlikle karşılaştıklarında çok agresif bir hal aldılar.
Ne beklemeli: Sürpriz zor ama bir maçı krize götürebilirler
Dominik şanssız bir kura çekimi yaşadı.
Belki başka bir grupta olsalar 2.’lik için iddialı olabilirlerdi ama bu grupta yer alan Fransa ve Almanya’yla aralarında büyük bir yetenek ve fizik farkı var. Bu sebeple iki takımdan herhangi birini mağlup etmeleri büyük bir sürpriz olur.
Fakat iyi günlerde bu iki takıma karşı aynı Yunanistan maçında olduğu gibi en azından bir süre başa baş oynayabilirler.
2- Fransa
Son Dünya Kupası’nın bronz madalyasını kazanan ve çeyrek finalde İspanya’yı mağlup ederek turnuvanın kaderini değiştiren Fransa, EuroBasket 2017’deki başarısızlığı unutturma ve yeni bir madalya kazanma ümidiyle turnuva geliyor.
Elemelerde çok fazla zorlanmadan Çin vizesi alan Fransa, sakatlıklar dışında kupaya büyük ölçüde yıldızlarını getirmeyi başardı. Takımın üç büyük NBA oyuncusu da Çin’e gelme kararı aldı. Özellikle 2017’ye gelmeyen Rudy Gobert’in bu takıma dahil olması onların potansiyelini arttırdı.
Gobert dışında takımın diğer yıldızları Nicolas Batum, Evan Fournier ve Nando De Colo da takıma takıldı. Yeni yüz olarak ise kadroda kötü bir NBA macerası yaşayan genç guard Frank Ntilikina var.
Turnuvaya getirmeyi planladıkları arasından ise Heurtel ile Moerman o sakatlık belasına takılan ikili oldu.
Takım Dizilişi
PG: Frank Ntilikina – Andrew Albicy
SG: Evan Fournier – Nando De Colo
SF: Nicolas Batum – Axel Toupane – Paul Lacombe
PF: Louis Labeyrie – Amath M’Baye
C : Rudy Gobert – Vincent Poirier – Mathias Lessort
Güçlü yönleri: Sert bir pota altı ve her an patlama yapabilecek skorerler
Sert bir pota altı oyuncusu kalıbını dünya üstünde doldurabilecek en iyi isim Rudy Gobert.
Utah’ın yıldızı henüz kariyer olarak bu seviyede değilken bile pota altı savunucusu olarak neler yapabileceğini 2014’te İspanya karşısında göstermişti. Bu turnuvada bir kez daha ne kadar harika bir savunmacı olduğunu sergileyecek. Hatta hazırlık maçlarında gösterdi bile…
Rudy Gobert kendini FIBA Dünya Kupası’na hazır hissediyor gibi ? pic.twitter.com/BSdEZ4XMxK
— Socrates (@SocratesDergi) August 25, 2019
Üstelik Fransa rotasyonunda Gobert’in arkasında onun sertliğini devam ettirebilecek Poirier gibi bir canavar ve Lessort gibi bir atlet var. Bu sebeple Fransa’nın pota altı savunması rakipleri için korkutucu olacak.
Diğer taraftan her ne kadar problemli olsa da Fransa’nın kısaları her an skor patlaması yaşayabilecek yetenekler. Evet, Batum kötü bir sezon geçirdi. Evet, Fournier’in maç devamlılığı yok ve evet De Colo artık en üst seviyelerinde değil ama hala önemli yetenekler ve kadro kalitesi olarak bakarsak bu onları en iyi 5-6 takım arasına sokuyor.
Zayıf yönleri: Lider problemi ve kısa savunması
Fransa’nın en büyük problemi, ellerindeki kısaları bir organizasyon altında yönetememeleri…
Üç önemli kısadan da ne zaman katkı geleceği çok belirsiz. Üçü de liderlik rolünü üstlenmediği ya da bu rolü üstlenen birisi olmadığından mütevellit takımın hücumu her maç farklı bir profile giriyor. Diğer yandan oyun kurucu rotasyonunda liderlik dışında da problemleri var. Ntilikina ve Albicy bu seviye için yeterli değil.
Koç Collet, bu ikili yerine zaman zaman De Colo’ya guard pozisyonuna kaydırıyor ama bu durum da ön alandaki savunma problemini büyütüyor. Arkada Gobert olsa da bile hazırlık döneminde Fransa’nın kısa savunmasının beli hiç toparlanmadı.
Diğer yandan Moerman’ın çıkışı da onları etkileyecek çünkü alanı açacak o şutları sokacak birisi yok.
İzlenmesi gereken isim: Rudy Gobert
Açıkçası Fransa, benim turnuvadaki hayal kırıklığı adaylarımdan biri. Ellerinde yetenek olsa da bu parçalardan bir bütün çıkarmaları bana çok zor geliyor. En azından hazırlık döneminde bunun aksi bir şeyi sahada göremedik.
Bu sebeple de turnuvada Fransa’yı izlerken kötü hücumlarına odaklanmaktansa Gobert’in çember savunmasındaki elitliğine dikkat etmeyi tercih ederim. Eğer çay ya da tuvalet molası verecekseniz, bunu Fransa’nın hücumlarına denk getirmeye çalışın ve ümit edin geri dönüşünüz de Gobert savunmada yaptıklarıyla içinizdeki o baygınlık hissini atsın…
Hazırlık Dönemi: Evet ama yetmez
Fransa hazırlık döneminde genellikle kazandı ama kazandığı zaman bile oyun olarak tat vermedi.
8 hazırlık maçında Tunus, Brezilya, Karadağ, Arjantin, İtalya ve Yeni Zelanda’yı mağlup eden Fransa, mağlubiyetleri ise Sırbistan ile Türkiye karşısında aldı.
Kazandıkları maçlarda bile 3 önemli kısasının aynı anda iyi oynadığı dakikalar çok azdı.
Ne beklemeli: Olimpiyat vizesi ve madalya hayal olabilir
Fransa kadro kalitesi olarak madalya ve olimpiyat vizesi almanın doğal adaylarından biri ama bence işleri kolay değil.
Bu grupta ilk iki olacakları kesin. Hem Dominik hem de Ürdün aralarında büyük bir fark var fakat genelin aksine Almanya karşısında işleri kolay değil. EuroBasket 2017 2. turunda kralın çıplak olduğunu onlara Almanya haber vermişti.
Burada daha erken haber verebilirler çünkü Almanlar, Fransızlara göre hem rollerin daha oturduğu hem de herkesin rolleri kabul ettiği bir takım olarak turnuvaya geliyor. Almanya’nın arkasında 2. tamamlarsa da çeyrek final şansları çok zora girecek. Karşı gruptan muhtemelen Avustralya ve Litvanya gelecek. Bu iki takımı birden geçmeleri çok zor.
1- Almanya
Avrupa’da gümbür gümbür gelen bir ülke varsa o da Almanya!
Almanya basketbolu, Dirk Nowitzki zamanında da büyük başarılar yaşadı ama o zaman efsanenin kanatları altına kurulmuş yetenek seviyesi görece daha düşük takımları vardı. Şimdi yetenek seviyesi daha homojen dağılmış, birçok pozisyonda farklı farklı silahları olan ve en önemlisi altyapıdan oyuncu çıkartmaya devam eden bir milli takıma sahip…
Onların bu emeklemelerini zaten bir süredir duyuyorduk. Mesela 2017’de o kadroya göre çok iyi bir turnuva geçirdiler. Eğer 3. çeyrekte Marc Gasol’un o rüzgarına direnebilseler belki de İspanya’yı bile geçebilirlerdi.
Elemelerde kolay bir şekilde Çin vizesi alan Almanya, kupaya da topuyla tüfeğiyle geliyor.
Milli takımla özel bir bağı olan Dennis Schröder, bir kez daha takıma liderlik yapmaya gelirken kariyerlerine NBA’de devam eden Daniel Theis, Maxi Kleber ve Isaac Bonga da kadroda yer alıyor. Ayrıca kadroda oyun aklı yüksek olan Johannes Voigtmann ve Danilo Barthel gibi iki önemli uzun da var.
Takım Dizilişi
PG: Dennis Schröder – İsmet Akpınar – Maodo Lo
SG: Isaac Bonga – Andreas Obst
SF: Paul Zipser – Niels Giffey
PF: Maxi Kleber – Danilo Barthel – Robin Benzing
C : Johannes Voigtmann – Daniel Theis – Johannes Thiemann
Güçlü yönleri: “Gençliğimiz var heyecanımız var”
Almanya’yı en iyi anlatan cümle gerçekten bu olabilir. Turnuvanın en genç 3. kadrosu olan Almanya, sanki büyük bir enerji topuyla yaşıyor. Üstelik bu enerji boşa harcanan bir enerji de değil. Barthel, Kleber, Voigtmann, İsmet, Giffey gibi oyun bilgisi yüksek oyuncularla Almanya, bu enerjiyi akıllaca da kullanabiliyor.
Ayrıca harika bir uyuma sahipler…
NBA’de tartışılsa da Schröder her zaman uluslararası seviyede isteyeceğiniz liderlerden biri. 2015’ten beri de her turnuvada bu konuda sınıf atlıyor. Onun milli takıma bu kadar büyük bir aidiyet – geçen sene U20 turnuvasına takımını desteklemeye gitmişti – hissetmesi de bu birlikteliği daha yukarı çekiyor.
Schröder’in yanında onun enerjisine ayak uydurabilecek Lo, Bonga, Thiemann gibi oyunculara sahip olan Almanya, bu enerjiyi dengeleyebilecek isimlere de sahip. Kanatlar görev adamlıklarını yaparak takıma yardımcı oluyor. Bu da onları gerçekten izlemesi çok zevkli bir takım haline getiriyor.
Ayrıca oyun aklı olarak gerçekten özel bir uzun rotasyonuna sahipler.
Zayıf yönleri: Tecrübe ve enerjiye bağımlılık
Almanya’nın en büyük problemi henüz nasıl birlikte güzel kaybedeceklerini bilmiyor olmaları.
Gerçekten genç bir takımdan bahsediyoruz. 30 yaşın üstündeki tek isim Benzing. Dolayısıyla hem birlikte oynama sayıları hem de büyük maç oynama sayıları düşük. Ders çıkartabilecekleri kadar hata yapmadılar. Bu da ellerini turnuvada bağlayabilir.
Özellikle büyük rakiplerinin hepsinin ne kadar tecrübeli olduklarını düşünürsek…
Diğer taraftan enerjileri çok pozitif olsa da açıp kapatabildikleri bir yetenek değil. Japonya maçının başında biraz dağılınca tekrar toparlanamadılar. Eğer ellerinde Schröder’in yanına koyabilecek tecrübeli bir guard olsaydı bu konuyu da aşabilirlerdi ama yok ve öğrenerek ilerlemeleri gerecek.
İzlenmesi gereken isim: Johannes Voigtmann&Danilo Barthel
Öncelikle ortada bir Almanya maçı varsa bence açın, izleyin. Gerçekten daha kaliteli zaman harcayabileceğiniz çok az şey var.
Diğer taraftan spesifik olarak Voigtmann&Barthel pota altını izleyebilirsiniz. Bu ikilinin bazı problemleri yok mu? Evet, var. Atletizm ve sertlik açısından sorun yaşayabiliyorlar ama ikisi de pozisyonlarına göre özel oyuncular.
Bu tarz oyun bilgisi ve aklı yüksek olan uzunları yan yana oynarken çok fazla göremezsiniz.
Hazırlık Dönemi: Etkileyici
Almanya hem sonuç hem de oyun olarak etkileyici bir hazırlık dönemi geçirdi.
6 hazırlık maçında 5 galibiyet alan Almanya, bu galibiyetleri Avustralya, Çekya, Macaristan, İsveç, Polonya ve Tunus karşısında aldı. Evet, Avustralya dışında çok ciddi takımlarla karşılaşmadılar ama tempoyu bu kadar dikte etmeleri oldukça etkileyiciydi.
Almanya, tek yenilgisini ise son çeyreğine önde girdiği maçta Japonya karşısında aldı.
Ne beklemeli: Başarı, belki yarın, belki de yarından yakın
Grup özelinde konuşursak, onlar da hem Dominik hem de Ürdün’den çok daha iyi takımlar. Dolayısıyla 2. tura çıkmaları büyük bir olasılık. Liderlik için Fransa’yla yarışacaklar. Fransa, toplam oyuncu kalitesiyle daha önde olabilir. Hatta uzun rotasyonu açısından Almanya’ya ters gelebilecek bir takım ama iki takım arasında genel uyumun lehine olması ve liderlik rolünü üstlenecek bir yıldızları olması sebebiyle Almanya’yı daha önde görüyorum.
Çeyrek final içinse toplamda Fransa, Avustralya ve muhtemelen Litvanya üçlüsünden en az ikisini geçmeleri gerekiyor. Bu 3 takım da onlardan daha tecrübeli ve olgun takımlar. Bu sebeple basit hatalar ya da küçük seriler Almanya’nın canını sıkabilir.
Fakat bu turnuvada kazaya uğrasalar bile ben Almanya’nın yakında bir turnuvada madalya alacağını düşünüyorum…
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!