NBA: “Keşke Olmasaydı” Dedirten 10 Sakatlık

07/Eki/19 21:33 Ekim 7, 2019

Mehmet Bahadır Akgün

07/Eki/19 21:33

Eurohoops.net

NBA’de ya o sakatlıklar hiç yaşanmasaydı?

by Mandela Namaste / Çeviri: M. Bahadır Akgün

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı ilk olarak 20 Ağustos 2019 tarihinde Bleacher Report‘ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Geçtiğimiz haftalarda Los Angeles Lakers‘ın yeni pivotu DeMarcus Cousins’ın çapraz bağları koptu. Muhtemelen 2019-2020 sezonu boyunca hiç oynayamayacak ve son iki sezonda yaşadığı üçüncü ciddi diz sakatlığı oldu bu.

Maalesef Cousins, böylesi bir kötü şansa sahip tek NBA oyuncusu değil.

NBA tarihinde büyük yeteneğine rağmen sakatlıklar yüzünden o yeteneğini kullanamamış, yalnızca kısa süreler büyük bir oyuncu olabileceğini gösterebilmiş birçok oyuncu var.

Aşağıda sıralayacağımız oyuncular bizlere “Keşke sakatlık filtresi kapalı olsaydı” dedirten yıldızlar…

 

DeMarcus Cousins, Pivot

DeMarcus Cousins, bir zamanlar Shaquille O’Neal’ın en iyi döneminden bu yana NBA’in en dominant pivotuydu.

Ocak 2018’deki aşil sakatlığı öncesi kariyerinin ilk sekiz yılında 21,5 sayı, %46,0 saha içi isabet oranı, 11,0 ribaund ve 3,2 asist ortalamaları yakalamıştı.

Kariyerleri boyunca bu istatistiklere ulaşabilen yegane oyuncular Kareem Abdul-Jabbar, Wilt Chamberlain, Charles Barkley ve Joel Embiid.

Tarihin en büyük oyuncularından üçü ve NBA’in şu an en iyi pivotundan oluşan bu ekip, başarılı bir ekip.

Aşil sakatlığı öncesi hiç playoff oynamadığı ve geçen sezon rol oyuncusu olarak Golden State Warriors ile NBA finali oynadığı düşünülünce Cousins, özellikle trajik bir figür olarak dikkat çekiyor.

Birçok taraftar bu sezon Lakers‘ın şampiyonluk kazanmasını istemeyecek olsa da Boogie’nin bir yüzük kazanması için bazıları buna razı olabilir.

Penny Hardaway, Guard

Penny Hardaway’in ilk üç NBA sezonu inanılmazdı.

1993-1994 sezonunda Shaquille O’Neal’ın yanında kariyerine başlayan Hardaway, harika bir oyuncuydu. Orlando Magic, 1994-95 sezonunda NBA finali oynarken ertesi sezon da konferans finalinde boy gösterdi.

Shaq’in eşsiz fizik ve atletizm birleşimi, Penny’nin boy, pasör içgüdüsü ve oyun zekası ile bir araya gelince Magic, geleceğin takımı oldu.

Ancak daha sonra devreye sakatlıklar girdi.

Chicago Bulls, Magic’i 1995-96 sezonunda süpürdükten sonra Shaq, Lakers‘a gitti ve Penny yalnız kaldı. Sanki bunu bekliyor gibi vücudu bu ayrılığa dayanamamış gibi sakatlıkları başladı ve kariyerinin kalanında yalnızca iki sezonu 70+ maça çıkarak bitirebildi.

Shaq’in ayrılığı sonrası iki kez All-Star seçilen Penny, sol dizinden birkaç kez ameliyat oldu ve neticede onu büyük bir tehdit kılan patlayacılığını yavaş yavaş kaybetti.

Hardaway’in NBA sonrası hayatı ise iyi gitti. Şimdilerde Memphis Tigers’ın baş antrenörlüğünü yapıyor.

Ancak hem o hem de biz o diz sorunları olmasa neler olabilirdi diye merak etmeye devam edeceğiz.

Grant Hill, Guard/Forvet

Grant Hill’in basketbolcu olarak itibarı hala çok büyük. Yedi kez All-Star seçilen, beş kez NBA’de yılın takımlarına giren Hill’in daha birçok ödülü var. Bunlara ek olarak televizyonlarda ve NBA’in etrafında olması da kariyerinde yaptığı şeyleri bize sürekli hatırlatıyor.

Ancak Hill sağlıklı kalabilse daha iyi olabilirdi.

LeBron James, Giannis Antetokounmpo, Draymond Green ve Ben Simmons gibi oyuncuların yükselişiyle forvetten oyun kurabilen oyuncular artık revaçta. Hepsinin de daha bu terim popüler değilken forvetten oyun kuran Hill’e bir teşekkür borçları var. Dört yıl üst üste guardlar hariç asist kralı olan Hill, ilk altı sezonunun her birinde maç başına en az beş asist ortalaması ile oynadı.

Ancak Hill’in kariyeri Detroit Pistons‘tan ayrılıp Orlando Magic‘e gitmesiyle aşağıya doğru inmeye başladı. Magic formasıyla ilk dört sezonunda yalnızca 47 maça çıkabilen Hill’in 2003 Mart ayında bir enfeksyion kaptığında bu şanssızlığı zirveye çıktı.

Hakkını vermek lazım: Sahalara döndü ve dokuz sezon daha oynayıp ertesi yıl All-Star da seçildi ancak bir zamanlar basketbolun geleceği olarak görülen Hill, bir daha NBA’de yılın takımlarına girebilecek seviyeyi göremedi.

Shaun Livingston, Guard

Shaun Livingston, o kadar uzun süredir rol oyuncusu ki şimdilerde hatırlamak zor ama bir zamanlar ülkenin en iyi liseli oyun kurucusu oydu. Bir zamanlar daha uzun Jason Kidd olarak lanse edilen Livingston, drafta lise sonrası doğrudan girmiş ve Los Angeles Clippers tarafından seçilmişti.

Üçüncü sezonunda sayı, asist, ribaund ve süre rekorlarını kırmaya hazırlanan Livingston, şimdiye kadar gördüğümüz en kötü sportif sakatlıklardan birinin kurbanı oldu. Bu durum onun kariyerini geri dönüşü olmayan bir şekilde değiştirdi ancak hikayesinin asıl inanılmaz kısmı NBA’e dönmekle kalmayıp kazanan takımlarda katkı vermeyi başarmış olması oldu.

Livingston hiçbir zaman beklenen patlayıcı oyun kurucu olamadı ancak Golden State Warriors hanedanının paha biçilemeyen parçalarından biri oldu ve çok yönlü bir savunmacı ve orta mesafe ustası olarak üç şampiyonluk kazandı.

Şimdilerde serbest durumda ve geçtiğimiz dönemde emekliliği tartışıldı. Emeklilik kararı alırsa kim onu suçlayabilir ki?

Tags NBA