12 Dev Adam’ın Dünya Kupaları Tarihindeki En Unutulmaz 10 Maçı

30/Ağu/19 14:05 Şubat 19, 2020

Utkan Sahin

30/Ağu/19 14:05

Eurohoops.net

Türkiye’nin unutulmaz zaferlerini hatırlamanın tam zamanı!

By Utkan Şahin / info@eurohoops.net

Dünyadaki her milli takım gibi 12 Dev Adam da bazen bizlere büyük mutluluklar yaşattı, bazen de hayal kırıklıkları… Fakat hangisi olursa olsun bizler için hep unutulmazdı. Hepiniz 11 Eylül 2010 akşamı Sırbistan ile oynanan maçta neler yaşadığınızı çok iyi hatırlıyorsunuzdur.

Keza 2002… Sanırım her şeyin ters gideceği o sarı saçlardan belliydi. Yoksa o trajik Brezilya maçının son bölümünü başka şekilde açıklamak kolay değil.

Bugün sadece güzel anılara gideceğiz. Şanslıyız ki Dünya Kupaları, EuroBasket’lerin aksine Türkiye’nin genellikle başarılı olduğu turnuvalar içeriyor. 2002 dışında başarısız diyebileceğimiz bir turnuva yok. Dolayısıyla bu turnuvaların içerisinde gerçekten unutulmaz zaferlerimiz var.

Lafı daha fazla uzatmadan… Hanımlar ve beyefendiler karşınızda Türkiye’nin Dünya Kupası tarihindeki en unutulmaz 10 zaferi:

Türkiye-Litvanya: 76-74

12 dev adam 2006 serkan ile ilgili görsel sonucu

Tarih: 19 Ağustos 2006 / Grup maçı
En skorer: İbrahim Kutluay 16 sayı

Kişisel olarak hiç unutmadığım günlerden biri.

Yaz döneminde dershaneler okullardan erken açılır, bilirsiniz. Sabah saatlerinde oynanan maç için ağabeyimden izin almaya gittiğimde bana red cevabı vermiş ve eklemişti: “Boşver, zaten Türkiye ne zaman Litvanya’yı yenebilmiş ki?”

Haklıydı.

Litvanya her zaman bize ters gelen takımlardan biriydi ve geçirdiğimiz yazı düşününce onları yenmemiz mümkün değildi.

2003 ve 2005’te yaşanılan büyük hayal kırıklıkları ve rezaletlerden sonra 2006 yazı, 12 Dev Adam için büyük bir krize dönüşmüştü. Ülkenin iki NBA yıldızı; Mehmet Okur ve Hidayet Türkoğlu, iki tarafın birbirini suçladığı bir sürecin ardından milli takıma gelmedi. Türkiye turnuvaya gençler – meşhur 1987 jenerasyonu – ile veteran oyuncuların karışımı bir kadroyla gitmek zorunda kaldı. Ölüm grubunda olduğumuzu düşünürsek kimsenin 12 Dev Adam’dan beklentisi fazla değildi.

Üstelik ilk maçta karşımızdaki Litvanya’da Macijauskas, Lavrinovic, Songailia, Kleiza, Jasaitis gibi yıldızlar vardı.

Dershaneden çıkıp eve geldiğimde ise ağabeyimin de yanılacağını ilk kez orada gördüm. 12 Dev Adam, Macijauskas’a rağmen Litvanya’yı ritmden çıkartarak sahadan galibiyetle ayrılmayı başarmıştı.

Nasıl sayı atacak denilen takımda 4 farklı kişinin çift hanelere çıkması da bu kadronun saha içi uyumunun düşünüldüğünden çok daha farklı olduğunu gösterdi.

Bu galibiyetle birlikte Türkiye’de gözler Japonya’ya dönerken bana da gece saatlerinde NTV’nin maçın tekrarını vermesini beklemek düştü.

Türkiye-Avustralya: 68-76

ersan ilyasova 2006 türkiye ile ilgili görsel sonucu

Tarih: 20 Ağustos 2006 / Grup maçı
En skorer: Ersan İlyasova 17 sayı

Litvanya maçı bir şans mıydı? Yoksa biz iyi değildik de Litvanya mi çok kötüydü? Sonuçta ülkenin en büyük yıldızı Jasikevicius turnuvaya gelmemişti.

Bütün bu soruların cevabını bulmak için ertesi gün Avustralya’nın karşısına çıktık. Okyanusya ekibi belki o dönem bugünkü kadar çok NBA yıldızına sahip değildi ama karşımızda, 2005 Draftı’nın 1 numaralı seçimi Andrew Bogut vardı.

12 Dev Adam Avustralya karşısında maça iyi başlasa da 2. çeyrekte büyük bir bozguna uğradı. Felaket şut atan takımımız, pota altındaki üstünlüğü de Avustralya’ya kaptırınca soyunma odasına 14 sayı geride gitti. Muhtemelen o saatte maçı izleyenlerin birçoğu “gerçek” Türkiye ortaya çıktı diye düşündü.

Fakat onlar da yanıldı…

2. yarıda Ermal’ın pota altını dengelemesi ve İbrahim ile Ersan’ın devreye girmesiyle Türkiye, en azından hücumda ayağa kalktı ve son çeyrek öncesi farkı 6 sayıya düşürdü. Kadroda deneyimli tek guard Ender olduğu için başa baş giden bir maçta ibrenin bize dönmesi çok da gerçekçi değildi. Ancak bir imza haline gelen 1-3-1 alan savunmasıyla Avustralya’yı savunmada tamamen dağıttık.

Hücumda 32 yaşındaki İbrahim, sadece 1 ay önce U-20 Avrupa Şampiyonası’nda kenardan destek verdiği 19 yaşındaki Ersan ile takımı taşıyınca Türkiye geriden gelip maçı kazandı ve turnuvaya 2/2’yle başlamış oldu.

Ersan ve İbrahim dışındaki oyuncuların 0/13 üçlük attığı bir maçta 12 Dev Adam’ın böyle bir geri dönüş yapabilmesi gerçekten büyük bir olaydı.

Türkiye-Brezilya: 73-71

2006 türkiye-brezilya basketbol ile ilgili görsel sonucu

Tarih: 22 Ağustos 2006 / Grup maçı
En skorer: Serkan Erdoğan 19 sayı

“Yetmedi Varejao, yetmedi!”

Murat Kosova’nın galibiyetin büyük coşkusuyla söylediği bu cümle tahmin ediyorum ki hala herkesin aklında…

2002’deki can acıtıcı o yenilgiden sonra 12 Dev Adam, Dünya Kupası’nda bir kez daha Brezilya’yı karşısında buldu. İlk iki maçı kazansak da NBA yıldızlarıyla maçın favorisi onlardı. Büyük bir mücadeleyle Avustralya ve Litvanya’yı yıldırmayı başarmıştık ama bu kez karşımızda en az bizim kadar sert Brezilya vardı.

Ayrıca galibiyetin etkisiyle dikkat çekmese de takımın en önemli skoreri Serkan Erdoğan, turnuvanın ilk iki maçında 4/17 saha içiyle oynamıştı .

Fakat bu takımda herkes sırası gelince elini taşın altında soktu. Brezilya maçında Serkan vardı. Sert geçen maçta Türkiye’yi hücumda taşıyan Serkan, Barbosa karşısında geri adım atmadı.

Maçın son bölümü tam bir sokak kavgasıydı. İki takım da son çeyrek boyuca toplamda sadece 6 saha içi isabeti bulabildi ve kazananı faul çizgisi belirleyecekti.

Şans Brezilya’nın ayağına geldi. Bitime 6 saniye kala 1 sayı geride olan Brezilya, faul çizgisine o anda 26 sayısı olan Barbosa’yla geldi. Koç Tanjevic, eski bir Yugoslav taktiğini sahaya getirdi ve faul sonrası mola aldı. Yetmedi, Brezilya sahaya gelmiş ve Barbosa çizgide atış yapmayı beklerken bir mola daha aldı.

Üst üste iki molanın ardından gerilimi artan Barbosa, çizgiden 0/2’yle döndü. Çizgide hata yapmayan Türkiye, farkı 3 sayıya çıkardı ve geriye kalan saniyelerde kimsenin ayağı kaymayınca 12 Dev Adam maçı kazandı.

2002’nin intikamı alınmış oldu.

Türkiye-Slovenya: 90-84

Ä°lgili resim

Tarih: 26 Ağustos 2006 / 2. tur maçı
En skorer: Serkan Erdoğan 24 sayı

Şansı az denilen Türkiye, 4/5 ile ölüm grubunu 2. sırada tamamladı. Ersan sakatlanmazsa belki de kaybettiğimiz Yunanistan maçının 3. çeyreğinde işler başka bir noktaya gidebilirdi. Ancak o maçta, tecrübesiz Hakan Demirel’in karşısında Diamantidis gerçeği bulunuyordu.

Yine de 2. tur büyük bir başarıydı. Karşımızda güçlü bir takım daha geldi.

Udrih, Nachbar, Becirovic, Lakovic, Brezec ve Nesterovic gibi yıldızlarıyla Slovenya, Avrupa basketbolunun yükselişte olan ülkelerinden biriydi. Üstelik bizde Ersan hala sakattı. Ayrıca İbrahim Kutluay da sahaya iğneyle çıkmıştı.

Fakat mücadele etmekten asla vazgeçmeyen bu takımın geri adım atması beklenemezdi. Öyle de oldu. Ersan’ın yokluğunda genç oyuncu olarak bu sefer Cenk ve Engin ikilisi sahne alırken Serkan da takımın taşıyıcı gücüydü.

Son 4 dakikaya 4 sayı geride giren takımımız, rüzgarı Engin ile değiştirdi. O an kadar sadece 2 üçlük bulabilen Türkiye, önce Engin’in iki üçlüğü, sonra da Serkan’ın üçlüğüyle bir anda öne fırladı. Bitirişi ise Kaya Peker yaptı.

Arka arkaya 5 üçlük isabeti bulan takımımız, son çeyrekte tam 30 sayı bularak zafere yürüdü ve tarihinde ilk kez çeyrek finale kaldı.

Türkiye-Litvanya: 95-84

12 dev adam 2006 ile ilgili görsel sonucu

Tarih: 31 Ağustos 2006 / Klasman maçı
En skorer: Ermal Kuq0 24 sayı

Evet, tamam Litvanya’yı bir kere mağlup ettik ama yıldırım iki kere aynı yere düşer mi?

Düşüyormuş.

Çeyrek finalde turnuvanın favorilerinden Arjantin ile baş edemeyen Türkiye, klasman maçında karşısında yine Litvanya’yı buldu. Turnuva boyunca terinin son damlasına kadar mücadele eden Türkiye, fiziksel olarak düşmüştü. Kaptan İbrahim, sakatlığı sebebiyle sahaya çıkamamıştı.

12 Dev Adam maça iyi başlasa da 2. çeyrekte Yunanistan maçına benzer bir vurgun yiyerek geriye düştü. Litvanya karşısında en tehlikeli şeylerden biri, oyunun tempo kontrolün onlara bırakmaktır. 12 Dev Adam, son 1 dakikaya 7 sayı geride girerken takımın en formda ismi Serkan Erdoğan da 5 faul sebebiyle dışarıda kaldı.

Artık maç bitmiş gibiydi. Fakat 12 Dev Adam, onları buraya getiren karakterine başvurdu, karşılığını da aldı.

Takımımız 4-0’lık seriyle farkı önce tek pozisyona düşürdü. Direnen Litvanya, Kleiza’nın faulüyle son 19 saniyeye 4 sayı önde girdi. Bize artık mucize gerekiyordu. O mucize de Ender’den geldi. 13 saniye kala çizgiye gelen milli guard, önce ilk faulü soktu. 2. faulü kaçırsa da hücum ribaundu eline düştü ve attığı üçlükle skoru eşitledi. Şoka giren Litvanya, yaşananların üstüne bir de maç topunu verdi ama Ersan’ın şutu girmeyince maç uzadı.

Takım belki yorgundu ama o heyecandan sonra kimsenin yorgunluğu hissettiğini sanmıyorum. Sakat Ersan’ın olağanüstü bir alley-oop’a imza atması zaten her şeyi gösteriyor.

Uzatmayı enerjisiyle domine eden 12 Dev Adam, sahadan galibiyetle ayrıldı ve bir turnuvada Litvanya’yı 2. kez mağlup etti.

Türkiye, hiçbir beklentisi olmadan geldiği turnuvayı 6. tamamladı. Bu 4 yıl sonrasının sadece bir provasıydı.

Türkiye-Yunanistan: 76-65

2010 türkiye-yunanistan basketbol ile ilgili görsel sonucu

Tarih: 31 Ağustos 2010 / Grup maçı
En skorer: Ersan İlyasova 26 sayı

Hatırlayacağınız gibi 2010’da Dünya Kupası ülkemizde düzenlendi. 87 jenerasyonu ortaya çıktığı günden beri bu turnuvayı hedef gösteren Türkiye için turnuva ak ve karanın ortaya çıkma zamanıydı.

Öncesinde yaşanan tartışmalar ve başarısızlıklar, hazırlık döneminde takımın performansı turnuvaya her zamanki gibi büyük bir kaosla gelmemize sebep oldu. Gruptaki ilk maçını Fildişi karşısında kazanan Türkiye, iyi oynamasa da Rusya maçını da almayı başardı.

3. maçta liderlik için Yunanistan ağırlanacaktı. 12 Dev Adam, 4 yıl önce bu tarz bir maçı yine komşuya kaybetmişti. İşi daha kızıştıran maç ise 1 yıl önceki maçtı. EuroBasket 2009 çeyrek finalinde Yunanistan, Türkiye karşısında oldukça tartışmalı bir şekilde maçı kazandı ve milli takımın muhtemel bir madalyasına engel oldu. – Ki madalya kazandığı turnuvalar dahil 2009, Türkiye’nin en iyi basketbol oynadığı turnuvaydı –

Maça damga vuran isim Ersan oldu. Milli takım kariyerinin en özel performansını sergileyen yıldız oyuncu, sanki 4 yıl önce oynayamadığı maçın acısını çıkartıyordu. Yunanistan ne zaman geri gelmeye çalışsa Ersan ile hücumda cevap veren Türkiye, son çeyrekte savunmada da Ömer Aşık’ı devreye sokunca Yunanistan’ı mağlup etti ve grup liderliği yolunu açtı.

Bu önemliydi çünkü eğer o maçı kazanamasak, Amerika’yla çeyrek finalde karşı karşıya gelmek zorunda kalacaktık.

Türkiye-Slovenya: 95-68

2010 türkiye-slovenya basketbol ile ilgili görsel sonucu

Tarih: 8 Eylül 2010 / Çeyrek final maçı
En skorer: Ersan İlyasova 19 sayı

Türkiye, o turnuvada sadece Yunanistan’dan rövanş almadı. 1 yıl önce grup liderliğini kaybettiğimiz Slovenya’yla da hesabı kapattı.

Grubu lider tamamladıktan sonra 2. turda Fransa’yı sahadan silen Türkiye, çeyrekte karşısında Sloveya’yı buldu. Slovenya, Udrih-Dragic-Nachbar üçlüsüyle korkutucu bir takımdı. Üstelik formdaydı da. 2. turda Avustralya karşısında şov yaparak kazandılar.

Türkiye havasını bulmuştu ve sahada büyük bir coşkuyla hareket ediyordu. Ömer ve Sinan ile Slovenya kısalarını raydan çıkartan 12 Dev Adam, üç sayı çizgisinin arkasından şov yaptı ve soyunma odasına 20 sayı önde gitti.

İkinci yarıda da durmayan milliler, farkı açmaya devam etti ve etkileyici bir galibiyetle tarihinde ilk kez Dünya Kupası’nda yarı finale kaldı.

Türkiye-Sırbistan: 83-82

2010 türkiye-sırbistan basketbol ile ilgili görsel sonucu

Tarih: 11 Eylül 2010 / Yarı final maçı
En skorer: Hidayet Türkoğlu 16 sayı

Türk basketbol tarihinin hiç tartışmasız en özel maçı! Sonucu, maç içerindeki kırılma noktaları, son bölümü ve hikayesiyle adete film tadında…

İki takımın takımın ağırlığını oluşturan 87 neslinin daha önce altyapıda birçok kez final oynamasından ve o finalleri hep Sırbistan kazanması bile başlı başına bu maçın taşıyıcı hikayelerinden biri.

Hikayenin bizim tarafımıza dönersek… Evet, eleme maçlarında Fransa ve Slovenya’yı pestil etmiştik ama bu sefer karşımızdaki Sırbistan’dı. Böylesine sinir harbi olması beklenen bir maçta en son rakibiniz olmasını isteyeceğiniz ülke.  Ayrıca formdaydılar.  Yeni jenerasyonuyla gümbür gümbür gelen Sırbistan, çeyrekte turnuvanın favorilerinden İspanya’yı son saniyede yıkmıştı.

Açık konuşalım, yarı finalin genelinde de daha iyi oynayan taraf onlardı. Bizim bütün hamlelerimize karşı hazırlardı. 1-3-1 alan savunmasına döndüğümüz an da Savanovic ile adam adama savunmasında ise Teodosic-Krstic ikili oyunlarıyla bizi hep cezalandırdılar. Maçı da hep önde götürdüler. Fakat 12 Dev Adam, milli takımın tarihinin aksine özel bir şey yaptı. Kontrolü kaybetmesine rağmen maçın içerisinde kalmayı hep başardı. O direnç bizim maçı değiştirmemesi sağladı. 3. çeyrekte gelen üçlüklerle de havayı bulan 12 Dev Adam, son çeyrek öncesi maçı ortaya getirdi.

Son çeyrek ise başlı başına başka bir film.

Çıkan düdükler, Sırpların hala konuştuğu Ömer’in faul kullanmamak için çıkması, önce Semih’in basket faulüyle yaşadığımız sevinç, sonrasında ise bitime kısa bir süre kala Velickovic’in basketiyle Sırpların tekrar öne geçmesi…

4.3 saniye kala gelen molayı hiç unutamıyorum çünkü o mola filan değildi. Sanki zaman durdu ve biz o anın içine sıkıştık. Bizi oradan çekip kurtaran ise Kerem Tunçeri oldu. Moladan sonra Hidayet muhtemelen 3 kişinin üstünden zorlama bir şuta kalacakken Kerem ondan topu aldı ve bomboş bir turnikeyle bizi öne geçirdi.

O an bir çılgınlıktı. Gerçek bir çılgınlık. Herhalde 80 milyon sevinçten zıplayarak Anadolu kara parçasının yerini değiştirmiş olabiliriz. Fakat maç bitmedi. Bize biraz daha korku gerekiyordu. Sırbistan topu kenardan çıkartırken Semih’in bloğu bizleri ikinci kez havalara uçurdu.

Ayrıca yıllarca hiç bitmeyecek, “Semih bloklamasa kaybediyorduk” geyiğini başlattı.

Sonrası ise büyük bir kutlama. Keşke final 1 hafta sonra oynansaydı da bir hafta şöyle doya doya kutlasaydık çünkü muhtemelen uzun bir süre bir daha olmayacak bir başarıyı yaşıyorduk… Türkiye, 12 Dev Adam, tarihinde ilk kez Dünya Kupası finalindeydi…

Türkiye-Amerika: 64-81

2010 türkiye madalya ile ilgili görsel sonucu

Tarih: 12 Eylül 2010 / Final maçı
En skorer: Hidayet Türkoğlu 16 sayı

“Kevin Durant’i kim tutacak?” ya da “O uzun boylu çocuğu kim tutacak?”

Final sonrası en çok duyduğumuz soru bu olabilirdi. İsmini bilenler Durant diyordu, o kadar takip etmeyenler ise o uzun boylu çocuk… Önemli bir soruydu çünkü bu Dünya Kupası olsa da Durant, o turnuvada bir Dünyalı gibi oynamadı.

İsmail Şenol’ün şu meşhur twittini hatırlarsınız…

Ümraniye Dünya’da kaybolunacak en garip yer. Keşke Durant bir 10 gün daha kaybolsaydı.. Fakat olmadı ve bir uzaylı olarak maçı domine etti. Hidayet maçın başında biraz karşılık vermeye çalışsa da olmadı ve finali kaybettik.

Fakat bence o sonuca üzülmemiz gereksiz olurdu. Sonuçta Amerika dünyadaki her takıma karşı favoridir ve çok büyük bir sürpriz olmazsa kaybetmez. Ülkenin o güne dair üzülmesi gerektiği başka sonuçlar vardı.

Türkiye bizlere büyük bir gurur yaşatarak Dünya 2.’si oldu. Her zaman güzel anılar kazanarak gelmez. O maçın sonunda Türkiye Milli Takımı’nın büyük bir mutlulukla o platforma çıkması bence en az maçlar kadar güzel bir anıydı.