Baskonia Takım Analizi: Küçük Şehir, Büyük Gelenek

19/Eyl/19 10:17 Eylül 19, 2019

Semih Tuna

19/Eyl/19 10:17

Eurohoops.net

Baskonia ve gelecek EuroLeague sezonu…

By Semih Tuna  / info@eurohoops.net

Herkese çok güzel bir haberim var: Turkish Airlines EuroLeague geri dönüyor!

Evet, hepiniz çok beklediniz biliyorum. Özellikle transfer döneminin yavaş yavaş bitmesiyle birlikte sıcak yaz geceleri hiç çekilmez oldu. Üstelik boşluğu doldurmasını beklediğimiz Dünya Kupası da maalesef o hissi pek veremedi ama artık başınızı kaldırabilirsiniz çünkü yeni sezona 20 günden az bir süre kaldı.

Sizleri çok seven Eurohoops Fırın hemen klavyeye sarıldı ve geri kalan günlerde hap gibi yutabileceğiniz takım analizlerini karşınıza getirmeye karar verdi.

Gün gün huzurlarınıza takım analizlerini ve ilgi çekici raporları taşıyacağız. Bu sebeple hala yapmadıysanız Eurohoops’u favorilerinize atmanın tam zamanı.

Sırada Baskonia var.

ALBA Berlin Takım Analizi: Keyifli Basketbol, Az Galibiyet

Bayern Münih Takım Analizi: Doğru Organizasyon, Soru İşaretli Kalite

Valencia Takım Analizi: Ortalama Ama Yetmez

Tabuların Dışında

“Scouting” kavramını ülkede -genellikle- eksik tanımlamaya alışkınız.

Bilhassa transfer dönemlerinin vazgeçilmez kelimesini, “İran 2. Ligi’nde keşfedilen wonderkid” olarak özdeşleştiriyoruz.

Baskonia, EuroLeague’in en üst seviye takımları arasında da zaten bunu en iyi yapan kulüp. Seneledir de en istikrarlı şekilde yapan kulüp. Yalnızca onların gözlemci ağı Asya’ya değil, Güney Amerika’ya odaklanmış durumda.

Ferro Carril’den henüz 18 yaşında İspanya’ya getirdikleri “genç adam” Luis Scola, üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen hala Dünya Kupası’na damga vuracak karakter ve yetenekte. Ipiranga’dan 15 yaşında kadroya kattıkları ve sakatlıkları olmasa hala NBA’de görebileceğimiz Tiago Splitter’ı da unutmayalım.

Bu sirkülasyon, 20 seneyi aşkın bir süredir devam ediyor. Baskonia denemeye, bazı çürükler çıksa da vazgeçmemeye devam ediyor.

İşin bu kısmını en iyi şekilde yaptıklarını söyledik. Peki “scouting” derken aslında altını çizmeye çalıştığım şey neydi? Kendi takımına, koçun oyununa, şehre adaptasyona ve maddiyata göre oyuncuların verilerini analiz edip en iyi ismi o havuzdan çekmek.

Avrupa’nın orta sıra takımlarından aldıkları oyuncuların bir sonraki sözleşmelerini en az 2 katına kadar çıkarmaları tesadüfle açıklanamayacak seviyede artık.

Bazen elinizde olmayan yetersizlikler, sizin en büyük avantajınız haline gelebiliyor… Ne demek istiyorum?

Vitoria kentinden bahsediyorum. 2017 nüfus sayımına göre 92.141 kişiye ev sahipliği yapan bu mütevazı şehre gelmek, büyük oyuncular için sıkıntı yaratabilir. Çünkü onlar ortalamanın çok üzerinde para kazanıyor ve kazandıkları eğlenerek harcamak istiyorlar.

Vitoria, oyuncularına böyle bir imkanı vaad etmiyor. Oraya gidiyorsanız, konsantre olacağınız tek konu var: Basketbol.

Türkiye’de bunu Bandırma şehrinde de hissediyorum. Avrupa’nın orta sıra takımlarında oynayan oyuncuları kendi şehrinize kadar çekebilecek paranız ve DOĞRU bir organizasyonunuz varsa, çoğu oyuncu için basamak kulüp haline gelebiliyorsunuz.

Basamak olmanın okunduğu gibi kötü bir anlamı yok. Çok açıdan sizlere yarar sağlıyor. Üzerine değer koyacağından emin olduğunuz bir isim varsa onu en az 2 yıllık kontratla kapatabiliyor, bir sonraki transferden bonservis kazanıyorsunuz. Son dönemde Avrupa’nın en çok bonservis kazanan kulübünün Baskonia olmaması da yine tesadüf olmayan konulardan bir tanesi.

Diğeri ise normal şartlarda almanızın zor olduğu ancak sizin sonraki seviyeye oyuncu hazırlama konusunda bir marka olduğunuzu bilen oyuncuların imzaya hazır olması. Belki oyuncu sirkülasyonu diğer ekiplere göre fazla olsa da çekiştiğiniz rakiplere nazaran her daim daha rekabetçi kadrolar kurabiliyorsunuz.

*********************************************************

Yaz döneminde gelen-giden ve kalan raporuna kısaca göz atacak olursak…

Pierria Henry, Michael Eric ve Nik Stauskas takımın yeni yüzleri. Youssoupha Fall da Strasbourg’taki kiralık dönemini bitirip Bask ekibine katıldı.

Johannes Voigtmann ve Darrun Hillard’ı CSKA‘ya, Vincent Poirier’i Celtics‘e, Marcelinho Huertas’ı Tenerife’ye uğurladılar. Sedekerskis 1 sezon daha Litvanya’da kiralık oynayacak. Neden geldiği zaten meçhul olan Jalen Jones’u da serbest bıraktılar.

Luca Vildoza’nın sözleşmesi de 5 yıl uzatıldı.