By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Herkese çok güzel bir haberim var: Turkish Airlines EuroLeague geri dönüyor!
Evet, hepiniz çok beklediniz biliyorum. Özellikle transfer döneminin yavaş yavaş bitmesiyle birlikte sıcak yaz geceleri hiç çekilmez oldu. Üstelik boşluğu doldurmasını beklediğimiz Dünya Kupası da maalesef o hissi pek veremedi ama artık başınızı kaldırabilirsiniz çünkü yeni sezona 20 günden az bir süre kaldı.
Sizleri çok seven Eurohoops Fırın hemen klavyeye sarıldı ve geri kalan günlerde hap gibi yutabileceğiniz takım analizlerini karşınıza getirmeye karar verdi.
Gün gün huzurlarınıza takım analizlerini ve ilgi çekici raporları taşıyacağız. Bu sebeple hala yapmadıysanız Eurohoops’u favorilerinize atmanın tam zamanı.
Sırada ise EuroLeague’in büyük takımlarından Maccabi var.
ALBA Berlin Takım Analizi: Keyifli Basketbol, Az Galibiyet
Bayern Münih Takım Analizi: Doğru Organizasyon, Soru İşaretli Kalite
Valencia Takım Analizi: Ortalama Ama Yetmez
Hasret Sona Erecek Mi?
2000’lerin başında bir gün Maccabi‘nin bu hallere düşeceğini söyleseniz, muhtemelen herkes çok şaşırırdı. Tamam, İsrail ekibinin bütçesi o dönemle kıyaslanamayacak seviyelere indi ama sonuçta Maccabi‘den bahsediyoruz.
EuroLeague tarihinin en çok şampiyonluk kazanan 3. takımı olarak, 4 yıldır playoff’u bile göremediler. Dahası yerel ligde kurdukları büyük dominasyonu bile bir ara kaybettiler. Fakat bu hayatta hiçbir şey sebepsiz yere olmaz.
Dolayısıyla Maccabi’nin bu hallere düşmesinin de sebepleri var. Ne gibi mi?
Takım sahipleri arasında çıkan problemler, Mizrahi’nin artık yaşlanması, takımı çok kötü yöneten Nikola Vujčić’in bir şekilde görevini koruması ve felaket oyuncu ile koç seçimleri… Eğer bir kulüp nasıl yönetilmemeli diye bir formül hazırlamamız gerekseydi, herhalde Maccabi’deki bu büyük kaosu kendimize örnek olarak alabilirdik.
Yine de haberler artık bu kadar da karanlık değil çünkü bir adam şimdilik bu büyük kaosu dindirmiş gibi gözüküyor.
Hatırlarsanız, geçen sezon Maccabi, sezona felaket başladıktan sonra takımın başına Ioannis Sfairopoulos’u getirince çoğu kişi bu hamleyi doğru bulmamıştı. Yunan koçun basketbol alışkanlıkları, ne İsrail ekibinin gelenekleriyle ne de eldeki oyuncu grubunun profiliyle bağdaştırılabilinmişti.
Fakat Sfairopoulos insanları yanıltmayı başardı.
O göreve gelmeden önce EuroLeague’de 1-6 olan Maccabi, sonrasında ise sezonu 13-10 ile bitirdi. Bitime 4 hafta kala farklı öne geçtikleri maçta içeride Zalgiris‘e kaybetmeseler büyük ihtimal ile playoff özlemleri de bitecekti. Evet, playoff gelmedi ama uzun süre ilk defa, – muhtemelen Blatt’ten beri – Maccabi ve taraftarı, inandıkları bir basketbol beyni bulmuş oldu. Bu durumda negatif havanın biraz olsun dağılmasına yol açtı.
Transfer dönemi ise maalesef biraz bu güvenin ekmeğini yedi. Çılgın transferlerin havada uçuştuğu dönemde Maccabi, bende soru işareti yaratan bir takım oluşturdu.
Aslında transfer hikayesi olarak baktığımız zaman belki doğru bir denge içerisinde ilerlediler. Nate Wolters ile Elijah Bryant gibi geçen sezonu iyi geçirmiş iki isme, Tyler Dorsey, Quincy Acy ile Sandry Cohen gibi Avrupa tecrübesi olmayan ama potansiyeli üç isme ve Omri Casspi ile Othello Hunter gibi en iyi günlerinde uzak olsa da takıma tecrübesiyle mental güç katabilecek isimlere gittiler.
Bu transfer için doğru bir denge ama kurulan kadronun oyuncu profilleri yine çok uyumlu değil. Ellerine yine çok fazla toplu oyunda verimli olan ismi topladılar.
Bu konuyu deşeceğiz ama öncelikle gelin, transferleri birlikte notlandıralım!
Transfer Karnesi
Oyuncular hakkında uzun bir değerlendirmeyi incelemek yorucu olabileceği için onları karşınıza karne şeklinde çıkartmaya karar verdik. Sadece bu yazın en iyi transferi hakkında daha uzun bir değerlendirme bulacaksınız. Diğerleri için ise üniversitede olduğu gibi oyuncuların karşısında bir not ve küçük bir değerlendirme bulacaksınız.
Othello Hunter (C+): Çok iyi bir ikili oyun bitiricisi / Fiziksel olarak problem yaşayabiliyor
Tyler Dorsey (C+): İyi bir delici ve skorer / Avrupa’ya adaptasyonu soru işareti
Nate Wolters (C+): Harika bir sezon geçirdi, iyi bir skorer / Savunması problemli
Elijah Bryant (C): İyi şutör, fizikli / İki pozisyon arasına sıkışmış durumda
Quincy Acy (C): Savunmaya sertlik ve direnç getirebilecek bir isim / Hücumda çok fazla silahı yok
Sandy Cohen (C-): Fizikli, potaya çok fazla giden bir skorer / İlk kez Avrupa’da oynayacak
En İyi Transfer: Omri Casspi (B-)
Sakatlıklarında etkisiyle NBA’de giderek gözden düşen Omri Casspi, sonunda bu yaz evine geri dönmeye karar verdi.
Muhtemelen bu kadar sakatlık yaşamadan önce dönmüş olsaydı Casspi’nin gelişi daha fazla heyecan yaratabilirdi ama bu hali bile Maccabi taraftarı için yeterli.
Casspi, kariyerinin başındaki topla yaratan oyuncudan giderek daha çok bir bitiriciye dönüştü. Bu sebeple belki onun milli takımdaki kadar her şeyi domine etmeye çalışan o halini görmeyeceğiz ama zaten Maccabi‘nin de buna ihtiyacı yok.
İsrail ekibinin topla fazla oynamadan, saha içerisinde takıma tecrübesiyle lider edebilecek ve büyük şutları sokabilecek o bayrak isme ihtiyacı vardı. 31 yaşındaki oyuncu da bunu karşılamak için doğru profil. Ayrıca Sfariopoulos’un kullanmayı sevdiği fizikli beşler ve ters eşleşmeler için de mantıklı.
Onunla ilgili en büyük soru işareti; ne kadar sağlıklı kalabileceği… 2012’den beri büyük sakatlık geçirmediği sadece 1 sezon var. Tabii ki NBA ile EuroLeague arasında tempo farkı var ama yine de bu durum Casspi için sakatlıkların bir soru işareti yaratmamasına bahane olamıyor.
Diğer yandan Maccabi için onun savunmadaki açıklarını kapatmak da önemli sorunlardan biri olacak.
Takım Dizilişi
Oyun kurucu: Scottie Wilbekin – Nate Wolters – John DiBartolomeo
Şutör guard: Tyler Dorsey – Sandy Cohen
Kısa forvet: Elijah Bryant – Yovel Zousman – Deni Avdija
Uzun forvet: Quincy Acy – Omri Casspi – Angelo Caloiaro
Pivot: Tarik Black – Othello Hunter – Jake Cohen
Bu Takım Ne Oynar: Problemler Devam Ediyor
Maccabi‘nin geçen sezon yaşadığı en büyük problem neydi? Topsuz oyunda verimli olmayı başaran oyuncu sayısının çok az olmasıydı.
Öyle ki neredeyse herkes topla verimli olduğu için bu takımın doğru hücum kurgusu için sahada bir değil, en az iki tane topa ihtiyacı vardı. Bu uyumsuzluğun üstüne bir de kısalardan gerekli verimi alamamaları onları daha da problemli hale getirdi.
Oyuncu bazında ise özellikle Wilbekin büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Göreve geldikten sonra herkesin saha içerisindeki verimini artıran Sfairopoulos, benim buradaki Spanoulis’im olacak tarzında iddialı açıklamalar yapsa da bu etkiyi bir tek Wilbekin’de yapamadı. Bu da özellikle başa baş giden maçlarda başlarına büyük problem açtı.
2019 model Maccabi ise benzer problemleri devam eden bir takım. Hatta hemen hemen benzer kurgulanmış bir takım.
Kadrodan Roll, Pargo ve Kane gibi topla oynamayı çok seven 3 yaratıcı ayrılırken onların yerine Wolters, Dorsey ve Cohen üçlüsü eklendi. Göreceli olarak bu üçlü belki 2018’deki üçlüden daha etkili olabilir. Hatta Elijah Bryant’ı da düşünürsek Maccabi’nin yeni kısalarının geçen sezon kadar tek yönlü isimler olmadığını da söyleyebiliriz ama bu isimler de topsuz oyunda problemli oyuncular. Üçünün de kariyeri boyunca asist üzerinden ürettikleri sayı yüzdesi, %30’u hiç geçmedi. Bu, hücumdaki rolleri belirleme ve akıcılık kazanma açısından büyük bir sorun!
Maccabi’nin topsuz oyundaki problemlerinin hala devam etmesi, yukarıda söylediğim negatif etkileri de devam ettirecek.
Altını çizmek için söylüyorum; bu durum bu üçlünün kötü isimler olduğu anlamına gelmiyor. Aksine özellikle Dorsey benim neler yapabileceğini merakla beklediğim bir isim. Fakat üçü de ilk tercihleri potaya gitmek olan, rakip savunmaların dengesini bozabilecek isimler ama aynı zamanda oyuncu profilleri çok fazla birbirinin üstüne binen isimler.
Mesela bu takımda forvetten oynanacak olan ikili oyunları kim oynayacak merak ediyorum. Roll’un EuroLeague’deki seviyesini beğenirseniz ya da beğenmezsiniz ama onun forvetten topu yönlendirme becerisi rollerin biraz daha oturmasını sağlıyordu. Bu takım da bu yok.
Üstelik kısaların oyunu okuma, tempoyu kontrol etme becerileri de benim için bir soru işareti. Sfairopoulos’un umduğu gibi elinde bir Spanoulis rolü verebileceği birisi yok.
Keza uzunlarda da ben Quicy Acy – Johnny O’Bryant değişikliğini pek beğenmediğim. Geçen sezon Maccabi, o çıkışı yakalarken Bryant-Black ikilisinden çok önemli katkılar almıştı. Özellikle Bryant, oyununda önemli gelişimler göstermişti.
Fakat bu yaz iki taraf, arasında çıkan problemler sonrasında İsrail ekibi, Acy’i getirdi. Acy’in Maccabi’nin ihtiyaçlarını giderebileceği bazı alanlar var ama hücum için getirdiği soru işaretleri de var. Bryant’ın çok yönlülüğü sayesinde Maccabi’nin geçen sezon elinde gerçekten iyi bir “İkiz Kuleler” vardı. Acy ise hücumda o kadar efektif bir isim değil. Üstelik hazırlık maçlarında da onu pek iyi görmedik. Dolayısıyla Maccabi için aynı katkıyı devam ettirmek de kolay olmayacak.
Peki hücumda her şey çok mu kötü? Tabii değil.
Mesela yaptıkları Hunter – Tyus değişikliği bence doğru bir hamleydi. İkisi benzer profilde oyuncular olarak gözükebilir ama Hunter’ın oyun içi devamlılığı ve oyun bilgisi çok daha yukarı seviyede. Bu da Maccabi’nin daha iyi bir uzun rotasyonuna sahip olmasını sağlayacak. Üstelik bence Hunter, kısalar için de iyi bir şans çünkü EuroLeague’in sert perde yapan uzunlarından birinden bahsediyoruz. Bu durum Maccabi kısaları için düşünüldüğünden de önemli olacak.
Keza potaya yaklaşma konusunda çok daha iyi bir Maccabi var. Geçen sezon bu problemi çözmek adına zaman zaman Yunan koç, kalıplı beşlere dönüyordu. Bu sene ise hem potaya giden daha fazla kısa hem de fizikli beşleri yaratabilecek daha fazla personel var.
Diğer yandan kısaların bireysel olarak çeşitliliği de geçen sezona göre daha iyi.
Kabaca anlatmak gerekirse; geçen sezon Pargo veya Kane’i sahaya sürdükleri zaman oyunu açmakta çok zorlanıyorlardı çünkü bu isimlerin şut ritmine hiç güvenilemiyordu. Yeni rotasyonlarında ise Wolters, Dorsey ve Bryant üçlüsünün o dış şutları sokma ihtimali çok daha fazla. Bu da Wilbekin’in üstünden biraz daha yükü alacaktır.
Hazır, Wilbekin ve yüklerinden bahsetmişken Omri Casspi’den değinmemiz lazım. Geçen sezon Maccabi, kritik anları en kötü oynayan takımdı çünkü Wilbekin bu konuda onları yarı yolda bıraktı. Herhalde Daçka maçı dışında hep maç sonlarını kötü oynayan bir Wilbekin izledik. Casspi ise bu problem için takımına yardımcı olabilir. Evet, belki eskisi gibi kendi şutunu yaratamayabilir ama kritik anlarda ortaya Datome gibi bir etki yaratabilir.
Son olarak ise ben çok daha doğru enerjili bir takım bekliyorum. Geçen sezon Maccabi’nin saha içerisindeki havası, özellikle işler kötü giderken iç karartıcıydı. Takımın içerisindeki problemler açıkça hemen ortaya çıkıyordu. Şimdi ise çok daha doğru karakterle ile taraftarlarını arkalarına alarak sezona başlayacaklar. Sezonun ilk antrenmanına 2 binden fazla Maccabi taraftarı geldi. Bu takıma özgüven verecektir.
Son olarak ise savunma açısında da benim bazı soru işaretlerim var.
Sfairopoulos, genellikle pozisyon sayısını azaltmayı hedefleyerek fizikli beşlerle, sürekli alanı daraltmayı tercih eden bir koç. Bu Avrupa basketbolunun muhafazakar yapısında işe yarayan bir plan. Üstelik elinizde savunma için problemli bir takım varsa sizi daha iyi savunma takımı yapabilecek bir plan…
Fakat bu sizin problemlerinizi asla tamamen ortadan kaldırmaz. Belki yediğiniz sayılar düşük pozisyon sayısı sebebiyle aşağıda kalabilir ama aslında rakibin sizin savunmanızda sürekli işlediği bir yer vardır. Maccabi için de bu olacak.
Kanatlar ve uzun rotasyonu savunma için çok problemli değil. Hatta uzun rotasyonun artıları, eksilerden çok daha fazla ama guard rotasyonu için benim soru işaretlerim var. Maccabi’nin kısalarda sürekli fizikli isimleri tercih etmesi, bir tesadüf değil. Belirli bir plan için bu yapıyorlar ama bu isimler bireysel olarak ne kadar iyi savunmacı bu bir soru işareti.
Sfairopoulos, maç içi disipliniyle bu soru işaretinin bir gedik olmaması için uğraşacaktır ama sonuçta rakiplerinin işleyebileceği bir yer hep olacak.
Hazırlık Maçları: 4 galibiyet – 3 yenilgi
Maccabi için hazırlık dönemi kötü başladı, iyi devam etti ve kötü bitti.
Polonya’daki turnuvada zayıf rakiplerine rağmen her iki maçını da kaybeden Maccabi, Fransa’da ise 3 maçı da kazanarak hazırlık turnuvasını kazandı. Onlar için asıl sınav, OAKA’daki turnuvaydı. İsrail ekibi, ev sahibi Panathinaikos‘u mağlup etmeyi başarsa da finalde Milano karşısında kötü bir oyunla kaybetti.
Maccabi için hazırlık döneminin en iyi haberi; Tyler Dorsey’in iyi gözükmesiydi. Skorer oyuncu, birçok maçta takımın öne çıkan ismi oldu. Öte yandan diğer merakla bekledikleri transfer olan Quincy Acy ise o kadar iyi mesaj vermedi.
07 Eylül Maccabi Tel Aviv-Partizan: 76-84 (Othello Hunter 15 sayı)
08 Eylül Maccabi Tel Aviv-Anwil: 81-83 (Nate Wolters 15 sayı) *
11 Eylül Maccabi Tel Aviv-SIG Strasbourg: 82-72 (Tyler Dorsey 20 sayı) *
12 Eylül Maccabi Tel Aviv-Chalon: 89-77 (Nate Wolters 16 sayı) *
14 Eylül Maccabi Tel Aviv-Le Mans: 94-57 (Tyler Dorsey 14 sayı) *
21 Eylül Maccabi Tel Aviv-Panathinaikos: 82-71 (Tyler Dorsey 18 sayı)
22 Eylül Maccabi Tel Aviv-Olimpia Milano: 69-78 (Scottie Wilbekin 17 sayı)
İzlenmesi Gereken İsim: Tyler Dorsey
Avrupa’ya gelirse herkes Tyler Dorsey’in ya Olympiakos ya da Panathinaikos‘a gitmesini bekliyordu ama Yunan guard, herkesi şaşırtarak Maccabi‘yi tercih etti. Bana sorarsanız; İsrail ekibi, bu çalımla önemli bir işe imza attı.
Kolej sonrasında draft edilen Dorsey, NBA’de aslında çok da kötü bir performans sergilemedi ama net bir pozisyonunu olmaması onu buralara düşürdü.
23 yaşındaki guard, Avrupa’da kendisini rahatlıkla gösterebilecek bir yetenek. Atletik, kendi şutunu yaratabilen ve dripling üzerinden bitirebilen bir skorer. Avrupa’da kısaların yetenek tavanı düşerken bunlar çok önemli artılar. Okyanus’un diğer tarafında yaşadığı iki pozisyon arasında kalmayı ise burada yaşamayacak. Dolayısıyla saha içerisindeki değeri de çok artacak.
Üstelik kolejde kritik anlarda çok başarılı performanslar sergilemişti. Wilbekin sağ olsun, bu Maccabi için önemli bir artık.
Ayrıca Sfairopoulos, Avrupa’ya çaylak isimleri adapte etme açısından çok başarılı bir koç. Geçen sezon Black ve O’Bryant’ın oyunları o geldikten sonra olumlu yönde büyük bir gelişim göstermişti. Aynısını Dorsey için de bekleyebiliriz.
Açıkçası bütün bunları düşününce; Dorsey’i “en iyi transfer” bölümüne bile koymayı düşündüm ama onun Avrupa’da ilk kez oynayacak olması belli başlı bazı problemler yaratacağı için sonradan bundan vazgeçtim.
Fakat Yunan guard, eğer hazırlık döneminde gösterdiği gibi çok çabuk adapte olabilirse Maccabi’nin eline çok büyük bir koz geçecek. Hatta sezon içerisinde takımın liderliğinin Wilbekin’den Dorsey’e kaydığını bile görebiliriz.
Ne beklemeli: Playoff Gelirse Sfairopoulos En İyi Koç Ödülünü Kapar
Ioannis Sfairopoulos, gerçekten iyi bir koç. Olympiakos döneminde kendine yöneltilen eleştirilerin haksız olduğunu Maccabi’deki performansıyla gösterdi. O kadroyla ve yapıyla sezonu playoff’a bir maça kadar getirmesi büyük başarıydı.
Yeni model Maccabi’ye de imzasını atacağına eminim. Benim burada soru işareti olarak ortaya koyduğum bazı şeyleri, Sfairopoulos sezon içerisinde belli bir yapı içerisinde eriterek saklayacaktır.
Fakat bu bile İsrail ekibi için yetmeyebilir. EuroLeague’de bizi öyle bir sezon bekliyor ki gerçekten playoff yapmak çok zor. Neredeyse ilk beş takımın yeri belli. Sonraki 3 yer içinse çok iddialı takımlar var. Maccabi’nin bu 3 yerden birin alması için Zalgiris, Khimki, Baskonia, Milano ve Panathinaikos‘tan en az 3’ünü geride bırakması gerekiyor. Bu kadro yapısıyla, bu problemler ile bence bu zor. Bu 5 takımdan en az 4’ü onlardan daha iyi kadroya ve yapıya sahip.
İsrail’deki playoff hasretinin bitmesi için kusursuza yakın bir koçluk performansı izlememiz gerekiyor. Eğer bu olursa; Maccabi playoff yapabilir. “En İyi Koç” ödülü de Yunan koça gider.
Fakat kusursuzluk şart. Yoksa Maccabi ve Sfairopoulos’a seviye olarak “beklentilerin üstü” bile yetmeyebilir.