2019-2020 BSL Güç Sıralaması: Bölüm 1

27/Eyl/19 09:34 Eylül 27, 2019

Utkan Sahin

27/Eyl/19 09:34

Eurohoops.net

Süper Ligi bugün başlıyor. Peki takımlarımız nasıl bir transfer ve hazırlık dönemi geçirdi? Kimler favori, kimler değil? İşte merak edilen soruların cevapları!

By Utkan Şahin / info@eurohoops.net

Eurohoops’un geleneği olan “BSL Güç Sıralaması” her sezon olduğu gibi yine geri döndü.

Eurohoops Fırın, sezon boyunca ayda bir takımların performansını değerlendirecek ve buna göre takımları sıralayacak.

Bu yaz takımlarımız, Avrupa ve NBA tecrübesi olan birçok önemli oyuncuyu kadrosuna katmayı başardı.

Peki ne durumdalar?

Kimler şampiyonluk için favori, kimler düşme hattına göz kırpıyor?

İşte karşınızda bu sezonun ilk “Güç Sıralaması”:

16- Sigortam.net İTÜ

Resim

Lige son dakikada gelen Sigortam.net İTÜ, doğal olarak sezona dezavantajlı bir şekilde başlıyor.

Geçen haftaya kadar Türkiye Basketbol Ligi için kurulan bir kadroya bir anda seviye atlatmak kolay değil. İstanbul ekibinden lig öncesi Darrell Williams ve Mehmet Yağmur eklemeleri geldi ama hala arada seviye farkı var.

Aslında İTÜ’nün iyi bir yerli çekirdeği var. Bu tarz takımlar için tecrübeli oyuncular önemlidir ve Mehmet Yağmur, Cenk Akyol ve Kerem Gönlüm üçlüsü bu konuda takıma yardımcı olabilir.

Fakat bir alt ligden geldikleri için – orada sınır 2 yabancı – ellerinde şu anda sadece 3 yabancı var. Üstelik onların da bu lig için ne seviyede oldukları oldukça tartışmalı.

Sigortam.net İTÜ muhtemelen hamle yapıp bu sayıyı 5’e çıkacaktır ama o hamleleri görmeden bir şey söylemek çok zor.

15- Afyon Belediye

Ucuz kurtulduk. Sakarya, Giresun ve Uşak’tan sonra bir Anadolu takımı daha az kalsın basketboldan uzaklaşıyordu.

Eylül’ün başına kadar ‘ha kapandı, ha kapanacak’ denilen Afyon, son anda devam kararı aldı ve lig kadrosunu kurdu. Aslında bu yaşananların etkilerine uzun vadede bakmamız gerekiyor ama sadece günü değerlendireceksek Afyon için bu şartlar altında olabilecek en iyi transfer dönemi yaşandı.

Ege ekibi; Gregor Hrovat, Peyton Aldridge ve Corey Davis gibi burayı basamak gibi kullanabilecek yetenekler buldu. Ayrıca Burak Eşlik ve Erdi Gülaslan gibi bu seviye için rol alabilecek yerlileri de getirdi.

Onlar için en kötü transfer Cameron Lard’dı. O hatadan da erkenden dönüp, yerine lige damga vurabilecek Talib Zanna’yı getirdiler. Bu kadar geç kalınan bir transfer döneminde daha iyisini yapmak zordu.

Yine de bu yeterli olacak mı?

Sonuçta takım, birlikte antrenman yapmaya bile herkesten sonra başladı. Ayrıca bu takıma kim liderlik edecek, takımı kim sürükleyecek sorularının cevapları da ortada yok.

Dolayısıyla da şu an için 15. sıra onların…

14- OGM Ormanspor

Resim

Lige yeni yükselen OGM Ormanspor ilginç bir yapılanmaya gitti.

Aslında flaş transferler yaptılar. Özellikle de Elmeddin Kikanovic transferi dikkat çekiciydi. Boşnak oyuncuyu, playoff peşinde koşan bir takım transfer etse muhtemelen kimse dudak bükmezdi. Evet, savunmada bazı problemleri var ama Kikanovic, hücumda garanti bir silah ve bu tarz takımlar için bu çok önemli.

Ayrıca geçen sezonu çok iyi geçiren Luka Babic ile biraz istikrarsız olsa da bu seviyede önemli işler yapabilecek Chalon Kloof transferleri de önemliydi. Keza Cevher, Dorukhan ve Kadir de yerli olarak bu takıma yardımcı olabilecek isimler.

Fakat Kikanovic’in savunmadaki problemlerini kapatmak için Rakeem Christmas ile anlaşıp, 4 numarayı iki Türk oyuncuyla geçmek bana çok doğru bir karar gelmedi. Evet, tecrübesiyle Cevher önemli katkılar verebilir ama 36 yaşındaki bir oyuncuya takımın kaderini de bağlamamak lazım.

Diğer yandan ligde daha önce izlediğimiz Chris Warren’ın da bu seviye için yetersiz olduğuna çok şahit olduk. Kloof’un eksi yazdığı her maçta Ormanspor, kısalardan gerekli verimi almakta çok zorlanacak.

Yine de Kikanovic onlar için gerçekten çok değerli. Onları tek başına düşme hattından bile kurtarabilir.

13- Arel Üniversitesi Büyükçekmece

Yaz döneminde üstünde kara bulutlar dolaşan Arel Üniversitesi Büyükçekmece de bir şekilde yola devam karar alan takımlarımızdan…

Osiris Eldridge ve Kenny Hayes ile geçen Mart ayında yola devam kararı alan Büyükçekmece, yaz döneminde bu kararın arkasında durmakta zorlansa da sonunda iki yıldızını kadroda tutmaya başardı. Bu ikilinin yanına Robert Upshaw ve Andrew Andrews gibi bu seviye için gayet önemli iki ekleme yaptılar.

Upshaw, geçen sezon Polonya’da dikkat çekmiş ve daha üst seviyeye gidebileceğini düşündürmüştü. Geçen sezonki Devin Williams kadar dominant olmasa da pota altı için yükü sırtlanabilecek birisi. Keza Andrews de geçen sezon oyun kurucularından katkı almakta zorlanan Büyükçekmece için büyük bir artı olacak çünkü Amerikalı oyuncu, Kenny Hayes ile birlikte skoru gayet sürükleyebilir.

Fakat geçen sezonki her problemlerini de çözemediler. Yerlilerden katkı almak konusunda ligin en kötü takımı onlardı. Şimdi ise daha da kötüler çünkü Berkay Candan gitti. Ayrıca takımın 5. yabancısı konusunda bir belirsizlik var.

Geçen sezon gördük ki; Hayes&Eldridge ikilisi düşme adayı bir takım için fazla kaliteli. Dolayısıyla bu ikisinin eksenindeki bir Büyükçekmece, kolay lokma olmayacaktır. Fakat daha da fazlası şu şartlar altında onlar için çok zor.

12- Bursaspor Durmazlar

Resim

Ligin bir başka yeni takımı Bursaspor benim için sezonun büyük bilinmezlerinden biri…

Daha önce BSL tecrübesi olmayan koç Serkan Erdoğan’ı takımın başına getiren takım, katkılarının hangi seviyede olacağı soru işareti olan yabancılarla yola çıkıyor. Yanlış anlamayın, kötü değiller ama sadece bu isimler et mi tavuk mu hala belli değil.

Türkiye için tanıdık iki isim var: daha önce EuroLeague tecrübesi olan Gabe Olaseni ve NBA’de bir yıldız olması beklenirken buralara düşen Perry Jones. Aslında Perry Jones, Bursaspor’un halini anlatıyor. Ellerinde yetenek var ama bunu ne kadar sahaya koyabilecekleri bir soru işareti. Yerli rotasyonunda Ender Arslan, İzzet Türkyılmaz ve Evren Büker gibi isimler var.

Açıkçası Bursaspor, düşmenin doğal adaylarından biri değil. O takımlarla arasında yetenek farkı var. Fakat daha üst sıralar için ne kadar ciddi adaylar ondan emin değilim.

Yine de hazırlık maçlarında aldıkları bazı galibiyetler en azından belli bir bölümde üstteki rakiplerini zorlayabileceklerini gösterdiler.

11- Bahçeşehir Koleji

Geçen sezon playoff kaçıran Bahçeşehir Koleji, yeni sezona da benzer bir kadro yapılanmasıyla gidiyor.

Yine ellerine fazlasıyla yetenek topladılar. JaJuan Johnson, Dwight Hardy, Sean Armand daha önce bu ligde kendilerini kanıtlayan oyuncular. Doğru bir yapılanmayla da takımlarını yarışmacı hale getirebilirlerdi. Geçen sezon başlarına bela olan pivot rotasyonunu da Mangok Mathiang gibi gelecekte EuroLeague yapabilecekler isimlerle doldular.

Fakat basketbolda her şey yetenek toplamayla bitmiyor. Kanat rotasyonunu Armand-Hardy ikilisiyle geçmek gerçekten bu takımı gerçekten çok sınırlıyor. Keza Colom’dan sonra Trae Golden’a gitmeleri attan inip eşeğe binmek gibi oldu.

Dedas’ın sürekli dış şut kovalayan basketbolunu oynayabilecek bir takımları var ama bu takımın sertliği de agresifliği de deplasmanda maç kazanmak için yeterli değil. Özellikle Cevat Soydaş Turnuvası’nda da bunu gördük.

Dolayısıyla bu sezona da playoff’un iddialı takımları arasında başlamıyorlar.

11- Gaziantep Basketbol

Geçen sezonun flaş takımı Gaziantep Basketbol, bu yıla biraz vites düşürerek giriyor.

Aslında transfer döneminde dikkat çekici işler yaptılar. Geçen sezon İtalya’da MVP olan Drew Crawford hamlesi, sezona damga vurabilecek transferlerden. İsmail Cem Ulusoy ile Metehan Akyel eklemeleri de Antep’in yerli rotasyonunu bir adım ileriye attı.

Hatta genellikle yabancıların sürekli değişmesine alışkın olduğumuz ligde, Antep’in Sarunas Vasiliauskas ve Stefan Jelovac’ı tutması da artıydı.

Fakat tutamadıkları isimler onları baya bir geriye atacak. Antep’i geçen sezon başarılı kılan şey; sert bir savunma takımı olmasından başlıyordu. Bunda da Tonye Jekiri ve Shaq McKissic’in etkisi büyüktü. Bu sezon hazırlık maçlarında izlediğimiz Antep ise o sertlikten uzak…

Evet, hücumda kesinlikle daha uyumlu ve yetenekli bir takımları var ama Jekiri’nin yaptığı savunmayı Haggins’ten beklemek de zor. Dolayısıyla geçen sezonun biraz gerisinde gözüküyorlar.

9- Türk Telekom

Türk Telekom’da sezonun kaderini Çin değiştirdi.

Geçen sezon takımın neredeyse %50’si olan Sylven Landesberg, tam takımda kaldı dendikten sonra Çin’e gidince Telekom başka bir planlamada ilerlemek zorunda kaldı.

Yeni planlamada geçen sezona göre artıya geçtikleri noktalar da var, eksi noktaları da…

Artılardan başlarsak; Moustapha Fall – Kyle Wiltjer pota altı, geçen sezona göre daha üst profil gözüküyor. Stimac – Gabriel ikilisi, geçen sezon attıkları kadar yediriyordu. Yeni ikilileri bu konuda çok daha fazlasını yapabilir. Keza yerli rotasyonundaki değişim iyi oldu. Geçen sezon adeta veteran takım gibiydiler ve sahada çok fazla negatif enerji vardı. Şimdi daha genç ve ileriye adım atabilecek isimlere yöneldiler.

Fakat bütün bunlara rağmen playoff için bazı soru işaretleri var.

Mesela bu takımın kısaları arasında sayı yükünü kim çekecek? RJ Hunter, Avrupa’da kendine iyi bir kariyer kurabilir ama Landesberg seviyesinde bir skorer değil. Keza TJ Campbell da çok istikrarlı bir isim değil. Haliyle kısa skorer olarak bir bilinmezlik var.

Telekom playoff yarışında olacaktır çünkü üst seviyeyle arası çok açık değil ama kesin olarak playoff yapacaklar dememiz için kısaların verimliliklerini görmemiz gerekiyor.

8- Darüşşafaka Tekfen

Geçen sezon EuroLeague’in de etkisiyle çok dağınık bir sezon geçiren Darüşşafaka playoff’u kaçırmıştı. Şimdi hedef oraya geri dönmek.

Açıkçası transfer döneminde yaptıkları hamlelerden sonra bu hedeflerinde onları çok gerçekçi bulamamıştım ama hazırlık maçları biraz olsun fikrimi değiştirdi. Kadro problemli olsa da ellerinde inşa edebilecekleri bir yapı var ve bu yapı içerisinde sorunları mümkün olduğunca çözebilirler.

Problemlerden başlarsak… Doron Lamb&Joe Ragland guard ikilisi benim hiç aklıma yatmadı. Birinin kariyerinde EuroLeague, diğerinin NBA var ama ikisinin de hem devamlılıkları hem de verimleri soru işareti. Dolasıyla bu guard rotasyonun bu takımı sınırlayacağını düşünüyordum.

Fakat hazırlık maçlarında bu problemi çözebileceklerini gösterdiler. Kartal ve Doğuş ikilisi çok iyi gözükürken sezon başlamadan önce Gary Browne’yi getirdiler. Üstüne 3 yıllık kontratı şaşırtsa da Sinan Güler eklemesi, Daçka seviyesi için doğru bir hamleydi. Bu nedenle de kısa rotasyonu eskisi kadar soru işareti değil.

Arka alanda daha az problemleri var. Bonzie Colson, hazırlık maçlarında çok heyecan vericiydi. Eğer bu takımın tutkalı olmaya bu şekilde devam ederse işler yolunda gidebilir.

Fakat işler onlar adına biraz bıçak sırtında… Dengenin kaçtığı her an Daçka kendini dışarıda bulabilir.

7- TOFAŞ

TOFAŞ, yazın en hayal kırıklığı takımıydı.

Son 2 yıldır başaltı takım denilince akla gelen ilk ekip onlardı. Fakat bu yazki kadro planlamalarına ben hala akıl sır erdiremiyorum. TOFAŞ, geçen sezon da kötü bir savunma takımıydı ama şimdi ellerinde savunmaya dair hiçbir şey yok.

Bu takım nasıl savunma yapacak, rakiplerini nasıl bozacak bir fikrim yok. Bu takımın savunmada Sammy Mejia saklaması gerekirken bir anda takımın en akıllı savunmacısı Mejia haline geldi.

En son 3 yıl önce rakibinin karşısında kalabilen Matt Lojeski, her dribblingde geçilen Tarik Philipp, savunmayı sevmeyen Devin Williams ve DJ White… Bu parçalardan agresif bir takım çıkarmak gerçekten zor.

Ellerinde yeteneklerle sayı atabilirler mi? Evet. Bu şekilde deplasmanda maç kazanabilirler mi? Bence çok zor.

Açıkçası lig eski seviyesinde olsa TOFAŞ’ın playoff yapması imkansız derdim. Şimdi Sammy Mejia sayesinde şanslarının olduğunu düşünüyorum çünkü ne olursa olsun ligin en özel liderlerinden biri bu takımda…

Fakat eskisi gibi ilk 4 için mücadele etmeleri bu sezon için zor gözüküyor.

6- Beşiktaş Sompo Japan

Nasıl TOFAŞ’ı Sammy Meija sebebiyle 7. sıraya koyduysam, Beşiktaş‘ı da 6. sıraya koymam da tek bir adamla ilgili: Dusko Ivanovic!

Yakın geçmişte sizlere basketbol ile açıklayamayacağım şeylerden birisi; geçen sezonki Beşiktaş takımının playoff yapmasıydı. Hala bu başarısı nedeniyle Ivanovic’in büyücü ilan edilmesini bekliyorum çünkü o kadrodan playoff çıkartmak gerçekten çok ama çok zordu.

Yeni model Beşiktaş kadrosu problemli ama geçen sezondan çok daha iyi bir kadro.

Jordan Theodore’un etrafına çok doğru bir düzen kuramadılar. Özellikle de 4-5 rotasyonu bu konuda başlarına çok dert açacak. Fakat en azından verimsiz de olsa ellerinde Theodore gibi takımı sürükleyebilecek bir isim var.

Ona yardımcı olabilecek Toddrick Gotcher gibi de 2. bir taşıyıcıları var. Üstelik Birkan Batuk, İsmet Akpınar, Samet Geyik gibi kadroyu dengeleyebilecek yerlileri de var.

Açıkçası Ivanovic geçen sezonki kadroyu bir şekilde playoff’a soktuysa bu takımla da başarıya ulaşabilir.

5- TEKSÜT Bandırma

TEKSÜT Bandırma benim için sezonun en heyecan verici takımlarından.

Bandırma ekibi, son yıllarda bizlere birçok hikaye sundu. Theodore’un sürüklediği takım, yerlileriyle herkesi heyecanlandıran 2017’deki takım ve geçen sezon 2. yarıda gibi bir hikaye yazan takım…

Yeni sezonda o hikayelerden biri daha bizleri bekliyor olabilir.

Sponsor arayışıyla uzun süre geçiren Bandırma ekibi, buna rağmen ligin en uyumlu ve agresif kadrolarından birini kurdu.

Ellerindeki yetenek tavanı yüksek değil. Hatta bu konuda 9. sıradaki Telekom’dan bile geride olabilirler. Fakat birbirine uyan parçalara ve sürekli ileriye adım atan gençlere sahipler.

Üstelik Jaime Smith’in liderlik edeceği bu takımda izlenecek çok yetenek var. Emanuel Terry yabancı oyuncu olarak dikkat çekerken yerli olarak elimizdeki liste oldukça geniş. Bu bile bizler için bir nefes fırsatı.

Hazırlık maçlarında da gördük; genç bir takım olarak TEKSÜT Bandırma zaman zaman dağılacak ve hatalar yapacak ama günün sonunda bu agresiflik ve enerji onları başarılı kılacak. Çünkü diğerlerinin aksine kadrolarında fazla sayıda ‘aç’ oyuncu var…

4- Galatasaray Doğa Sigorta

Geçen sezonun sonu Galatasaray için ümit vericiydi.

Kulüp tarihindeki başarılara göre tabii ki durumları kıyaslanamazdı ama şube, uzun bir aradan sonra hayat belirtisi göstermeye başlamıştı. Takım belli ölçülerde korunup, eksikleri de giderilirse sarı-kırmızılı ekip TOFAŞ’ın ligdeki yerini alabilirdi.

Transfer dönemi bu konuda aynı ümidi veremedi. Evet, takım büyük ölçüde korundu ve EuroLeague yolcusu olan Nigel Hayes’ın da yeri iyi bir şekilde dolduruldu ama eksikler tam olarak giderilemedi.

Ertuğrul Erdoğan ve ekibi, yine bazı heyecan verici genç yetenekleri takıma getirdi. Greg Whittington ile Ben Moore hamlesi ilgi çekici. Her ikisi de çok yetenekli ve uzun rotasyonuna istenilen dengeyi oturtabilecek potansiyeller ama guard rotasyonunda problem devam ediyor.

Herkes Tai Webster’in yanına ya da yerine takımın ana yaratıcısı olabilecek doğru bir ekleme bekledi fakat Galatasaray ise hem Webster’ı tutup hem de yanına olabilecek en kötü eklemelerden biri olan Lazeric Jones’u ekledi.

Şimdi kısa rotasyonunda yine her şey Aaron Harrison’a kalacak. Onun götürdüğü yere kadar takım ilerleyebilecek. İşin kötüsü de Harrison yeni sezona pek formda girmiyor.

Problemlerine rağmen sarı-kırmızılı ekip ilk 4 için öne çıkan takımlardan biri ama 3.’lük için Harrison’a olan bağımlılık, onların tavanını biraz sınırlandırıyor.

3- Pınar Karşıyaka

Pınar Karşıyaka, Ufuk Sarıca ayrıldığından beri playoff yapamıyordu. Şimdi ise Karşıyaka için hasretin sona erme zamanı!

Pınar Karşıyaka, ligimizin ilk iki takımını bir kenara koyarsak vasat geçen transfer döneminin en flaş takımıydı. Karşıyaka ekibi, genellikle bilindik ama bu seviyede kendini kanıtlamış isimlerle iddialı bir kadro kurdu.

Amath M’Baye ve Jordan Morgan ile kağıt üstünde birbirini çok iyi tamamlayan 4-5 rotasyonu oluşturan Karşıyaka, arkalarına milli takımdan Metecan Birsen ve Semih Erden’i yerleştirdi. Guard olarak Banvit’te başarılı bir performans sergileyen Tony Taylor’ı getiren Karşıyaka, kanatlara ise DJ Kennedy, Tony Crocker -şu anda sakat- ve Brandon Triche eklemeleri yaptı.

Sadece bu da değil; Karşıyaka’nın elinde bu isimlere rotasyon olabilecek Onuralp Bitim, Alp Karahan ve Adem Bona gibi genç yetenekler de var.

Elbette sorunsuz bir kadrodan bahsetmiyoruz. Özellikle Crocker’ın olmadığı dönemde topsuz oyunu seven bir kısa olmayacak Karşıyaka’nın elinde. Üç kısanın da topla verimli olması çözmeleri gereken bir problem olacak.

Fakat kağıt üstünde uyum, yetenek ve tavan açısından şu anda 3. sıranın en büyük adayı onlar. Tabii bunda ligin kalitesinin düşmesinin de etkisi var ama şu kadroyla Ufuk Sarıca ve ekibinden yüksek perde bir açılış yapmasını bekleyebiliriz.

2- Fenerbahçe Beko

Fenerbahçe Beko, herhalde Zeljko Obradovic‘in ilk sezonundan beri ilk kez en büyük favori olarak sezona başlamıyor.

Bu düşünceyi açmadan önce hemen bir noktaya değinmem gerekiyor. Kişisel olarak EuroLeague’de Fenerbahçe Beko’nun Anadolu Efes‘e göre daha yüksek bir noktada sezonu bitirmesini bekliyorum ama hem ligdeki 5 yabancı sınırı işleri değiştiriyor hem de Fenerbahçe’nin alacağı yolu gözlememiz gerekiyor.

Sarı-lacivertli ekip, yaz döneminde iki büyük transfer yaptı. Avrupa’nın en elit isimlerinden sayabileceğimiz, Nando De Colo ve Derrick Williams takıma katıldı. İkisi de çok değerli ve sarı-lacivertli ekibe yararlı olacak transferler. Özellikle yetenek tavanı olarak Bogdan ve Ekpe’nin gidişiyle birlikte yavaş yavaş Fenerbahçe’nin eridiğini düşünürsek…

Fakat bu ikilinin takıma adaptasyonu belli bir süre alacak. D-Will’den başlarsak… Amerikalı forvet, Obradovic‘in kullandığı klasik dört numaralardan değil. Sezona çok aç girdi ama onun rolüne takımın alışması gerek. Mesela Kalinic ile ikisi aynı anda sahadayken Fenerbahçe hücumu çok sıkışıyor. Buna çözüm bulmak elbette zaman alacak. Keza De Colo için de hem Sloukas ile oynamayı öğrenmek hem de savunmada dengeleri oturtmak zor olacak.

Bunlar çözülmeyecek işler değil ama öncelikle Obradovic’in takımının bu konuda nasıl ve ne kadar hızlı yol aldığını görmemiz lazım.

Diğer taraftan Fenerbahçe’nin Efes‘e karşı çözemeyeceği bir dezavantajı var: Yerli rotasyonu…

Geçen sezon Efes, yerlilerinden beklentilerin çok altında katkı almasına rağmen final serisinde bunun ne kadar kritik olduğunu gördük. Buğrahan, Metecan ve Sertaç seri içerisinde zaman zaman X-Faktör oldu. Şimdi bu denkleme Tolga Geçim dahil oldu.

Fenerbahçe ise Barış Hersek – Berkay Candan değişimine gitti. 5 yabancı sınırı varken bu konu Fenerbahçe’nin elini gerçekten sınırlandırıyor çünkü rotasyonda denge kurmak zor oluyor.

Tüm bunları düşününce Fenerbahçe tavanı daha yüksek olsa da sezona Efes‘in arkasında başlıyor.

1- Anadolu Efes

10 yıllık şampiyonluk özlemine geçen sezon son veren Anadolu Efes, yeni sezona en büyük rakibinin çeyrek adım önünde başlıyor.

2018 yazındaki radikal hamlelerden sonra bu yazı biraz daha sakin geçiren lacivert-beyazlılar, büyük oranda kadroyu korumayı başardı. Avrupa’nın korkutucu guard ikilisi Shane Larkin ve Vasilije Micic takımda kaldı. NBA sünger gibi Avrupa’yı yutarken Efes‘in bu ikiliyi koruması gerçekten hem büyük bir şans hem de büyük bir iş.

Bu ikilin etrafındaki ana rol oyuncularını koruyan Efes, yardımcı rol oyuncularında beklentilerin aksi bir karar aldı. Geçen sezon sonunda birçok kişi James Anderson, Tibor Pleiss ve Brock Motum üçlüsü yerine Efes‘ten daha farklı hamleler bekliyordu.

O hamleler sadece Motum değişimiyle geldi. Muhtemelen Larkin ve Micic’in artan kontratları sebebiyle Pleiss ve Anderson’u kadroda tuttu.

Transferde Motum’un yerine Alec Peters’a giden Efes, 4 numarayı çeşitlendirmek yerine benzer bir rolde oyuncu seçmiş oldu. Efes’e çeşitlendirme şansı ise bir talihsizlik sonucu geldi. Moerman sakatlığı sonrası Efes, Chris Singleton’ı getirdi. Amerikalı uzun, benim çok beğendiğim bir isim olmasa da en azından bir farklılık vaat ediyor.

Lig özeline dönersek, Efes yeni kurulan bir takım olarak geçen sezonun başında çok dağınıktı. Larkin’in rolü oturmamış, takım birbirine alışamamıştı. Fakat birbiriyle oynaya oynaya Efes Şubat ayından sonra bazı alışkanlıklar kazandı.

Şimdi ise sezona onlarla başlıyor. Bu durum da onları Fenerbahçe‘ye kıyasla daha favori hale getiriyor çünkü oyun planında radikal bir hamle yapanlar bu kez onlar değil.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!