Panathinaikos Takım Analizi: Yeni Başlangıç Yeni Heyecanlar

27/Eyl/19 10:11 Eylül 27, 2019

Bugra Uzar

27/Eyl/19 10:11

Eurohoops.net

Eurohoops Takım Analizlerine Panathinaikos’la devam ediyor.

By Buğra Uzar / buzar@eurohoops.net

Herkese çok güzel bir haberim var: Turkish Airlines EuroLeague geri dönüyor!

Evet, hepiniz çok beklediniz biliyorum. Özellikle transfer döneminin yavaş yavaş bitmesiyle birlikte sıcak yaz geceleri hiç çekilmez oldu. Üstelik boşluğu doldurmasını beklediğimiz Dünya Kupası da maalesef o hissi pek veremedi ama artık başınızı kaldırabilirsiniz çünkü yeni sezona 20 günden az bir süre kaldı.

Sizleri çok seven Eurohoops Fırın hemen klavyeye sarıldı ve geri kalan günlerde hap gibi yutabileceğiniz takım analizlerini karşınıza getirmeye karar verdi.

Gün gün huzurlarınıza takım analizlerini ve ilgi çekici raporları taşıyacağız. Bu sebeple hala yapmadıysanız Eurohoops’u favorilerinize atmanın tam zamanı.

Sırada ise EuroLeague’in en köklü takımlarından Panathinaikos var.

ALBA Berlin Takım Analizi: Keyifli Basketbol, Az Galibiyet

Bayern Münih Takım Analizi: Doğru Organizasyon, Soru İşaretli Kalite

Valencia Takım Analizi: Ortalama Ama Yetmez

Baskonia Takım Analizi: Küçük Şehir, Büyük Gelenek

Kızılyıldız Takım Analizi: Veteranlar Takımı

Maccabi Tel Aviv Takım Analizi: Play-off’lar Neden Zor İhtimal

Yeni Başlangıç Ne Kadar İşe Yarayacak?

Panathinaikos geçtiğimiz senelerde saha içindeki performansından daha çok saha dışındaki olaylarla gündeme geldi. Takımın sahibi Dimitris Giannakopoulos ve EuroLeague yönetiminin yaşadığı sorunlar, kulübün odak noktasının buraya kaymasına sebep oldu. Geçtiğimiz sezon tecrübeli antrenör Rick Pitino’nun göreve gelmesiyle bu olumsuz havayı biraz olsun dağıtan Yunan ekibi, bu sezon bunun üstüne koymaya çalışmayı planlıyordu ancak kendilerini bir kez daha büyük değişiklikler yaparken buldular.

Geçtiğimiz sezona da kötü bir başlangıç yapan Panathinaikos, çareyi koç değişikliğine gitmekte bulmuştu. Bana göre birçok açıdan yetersiz bir koç olan Xavi Pascual’in gitmesi ve yerine Rick Pitino gibi bir efsanenin gelmesi, camianın aradığı heyecanı da bulmasını sağladı. Üstelik Yeşillerin üzerine yapışan negatif algı, Pitino ile birlikte dağılmaya başladı. Tüm bunların sonucunu saha içerisinde de almayı başardılar ve play-off’a kapak atmayı bildiler. Fakat play-off’taki güçlü rakipleri Real Madrid‘e karşı hakemlerin bir faktör olduğu ilk maç hariç bekleneni veremediler.

Yaz döneminde Panathinaikos’un kaderini değiştiren bir olay yaşandı. Takımın koçu Rick Pitino, Yeşillerin cazip teklifine rağmen ailesiyle vakit geçirmek adına ABD’ye geri döndü. Bunun ardından Panathinaikos da takımın başına eski koçu Argyris Pedoulakis’i getirdi. 55 yaşındaki koç daha önce 2012-14 ve 2016 yıllarında Panathinaikos’u çalıştırmıştı. Ancak Obradovic sonrası kendini arayan Yeşiller’de beklentileri karşılayamamış ve takımla yolları ayrılmıştı. Geçtiğimiz sezon Peristeri ile çok iyi bir performans gösteren ancak üst seviyede bir türlü tutunamamış Pedoulakis’in üçüncü denemesinde ne kadar başarılı olacağı hala büyük bir soru işareti. Üstelik Giannakopoulos gibi bir adamla da çalışacak olması cabası.

Panathinaikos’un yaz dönemi oyuncu transferleri ise bir hayli ses getiren cinstendi. Üstelik sadece Avrupa’da değil, aynı zamanda ABD’de de! Kolej tarihinin en büyük skorerlerinden birisi olan ancak NBA’de bir türlü beklentileri karşılayamayan çılgın şutör Jimmer Fredette, gelecek sezon Yeşillerin formasını giyecek. Onunla birlikte uzun yıllar NBA’de forma giyen veteren forvet Wesley Johnson da Panathinaikos’la sözleşme imzaladı. Bu iki oyuncunun gelecek sezon EuroLeague’de neler yapacağı birçok insan tarafından merakla bekleniyor.

Yeşiller tecrübeli oyuncuları DeShaun Thomas ve Ian Vougiouskas’ı takımda tutarken yine bir başka tecrübeli oyuncu Tyrese Rice’ı da kadrosuna kattı. Yunan ekibinin diğer transferleri ise bu seviye için tecrübesiz Amerikalılardan oluşuyor. Onların bu seviyelere nasıl ayak uyduracakları ise Yeşillerin sezon içerisindeki kaderini doğrudan etkileyecek.

PAO’nun bu sezonki önemli avantajı ise yerel ligdeki en büyük rakipleri Olympiacos‘un ikinci lige düşürülmüş olması. Yunan Ligi’nin kalan takımlarının kalitesini düşündüğümüzde Yeşillerin güle oynaya şampiyonluğa gideceğini söyleyebiliriz. Üstelik EuroLeague’de takım sayısının arttığı ve daha çok maçın yapılacağı bu sezonda hafta sonları diğer takımlar kadar yıpranmayacaklar. Bu dinlenmenin faydasını sezon sonuna doğru alacaklarını düşünüyorum. Ancak tabii ki oyuncuların ritimlerinin bozulması açısından negatif bir etki de yaratabilir.

Dilerseniz zaman kaybetmeden Yunan ekibinin transferlerini değerlendirelim:

Transfer Karnesi

Oyuncular hakkında uzun bir değerlendirmeyi incelemek yorucu olabileceği için onları karşınıza karne şeklinde çıkartmaya karar verdik. Sadece bu yazın en iyi transferi hakkında daha uzun bir değerlendirme bulacaksınız. Diğerleri için ise üniversitede olduğu gibi oyuncuların karşısında bir not ve küçük bir değerlendirme bulacaksınız.

Wesley Johnson (B): Hazırlık döneminde pek iyi gözükmedi ancak uyum sorununu aşıp katkı vermeye başlarsa atletizmi ve savunmasıyla fark yaratabilir. Çok iyi bir rol oyuncusu.

Tyrese Rice (B-): Tecrübesiyle takıma çok şey katabileceğini hazırlık döneminde gösterdi. Özellikle tempoyu arttırma konusunda çok etkili.

Ben Bentil (C+): Pedoulakis’in Peristeri’den tanıyor olması bir avantaj. Tecrübesiz Amerikalılar arasında potansiyeli en yüksek isim. Hazırlık dönemini de iyi geçirdi.

Jacob Willey (C): Atletizmi ve ikili oyun bitirme becerisiyle etkili olabilir ancak savunma ve ribaunt konusunda kendisini geliştirmesi şart.

Rion Brown (C-): Patlayıcı bir oyuncu, ribauntlarda sürpriz katkı verebilir ancak oyununda önemli eksikler ve istikrar problemi var. Lig rotasyonunda daha çok tercih edilebilir.

fredette

En İyi Transfer: Jimmer Fredette (A-)

Avrupa basketbol tarihinin en çılgın transfer sezonu geride kalırken birçok kişinin Avrupa’da izlemek için en çok sabırsızlandığı isim Jimmer Fredette’ten başkası değil.

Kolej kariyerinde muhteşem bir performans sergileyen ve son senelerinde durdurulamaz bir skorer izlenimi vererek rekorları paramparça eden Fredette, 2011 draftının 10. sırasından seçildi. Ancak yıldız oyuncunun NBA kariyeri beklentilerin çok altında kaldı. Birçok takım gezen ancak bir türlü patlama yapamayan Fredette, büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Ancak onun kaybolan özgüvenini ise Çin tazeledi diyebiliriz.

3 yıl boyunca Çin’de forma giyen Fredette, burada baskıdan uzak ortamda oynamanın faydasını gördü. Kaybolan yeteneklerini tekrar keşfeden yıldız oyuncu, adeta basketbol oynamayı yeniden hatırladı. Bu performansının kendisine NBA kapısını tekrar aralaması olasıydı hatta deneme antrenmanlarına da çıkmaya başlamıştı ancak PAO’dan gelen cazip teklife daha fazla direnemeyerek okyanusun bu kez diğer tarafına geçmeye karar verdi.

Fredette Avrupa için çok üst düzey bir isim. Mesafe tanımaksızın attığı şutları ve doğuştan gelen skor yetenekleri onu bu seviyeler için durdurulamaz bir hale getiriyor. Nitekim hazırlık dönemini de oldukça formda geçirerek neler yapabileceğine dair bazı kesitler sundu. Biraz abartırsak eli ısınan bir Fredette’in EuroLeague’de “Stephen Curry etkisi” yaratarak tek başına alacağı maçlar olacaktır.

Üstelik tüm bu özelliklerinin yanı sıra Calathes’in yanında oynamak için biçilmiş kaftan diyebiliriz. Geçtiğimiz sezon PAO’nun oyunu fazlasıyla Calathes’in yaratıcılığına kalmış ve onun teklediği zamanlarda alternatif üretmekte zorlanmıştı. Bu noktada Fredette, ikinci yaratıcı yer alarak sahada yer alabilir ve onlara ihtiyaç duydukları bütün çözümleri sunabilir. Calathes’in güçlü fiziği sayesinde birlikte oynamalarında da bir mahsur olmayacak.

Tabii ki Fredette’in rekabet yönü oldukça düşük olan Çin ligi dışında kendini henüz gösterememiş olması önemli bir soru işareti. EuroLeague’in sertliği içerisinde üst üste oynanan maçlarda ritmini koruyup koruyamayacağı henüz belirsiz. Ayrıca işin savunma kısmında da takımına bazı defolar yaratabileceği aşikar. Ancak PAO takımında atlet ve iyi savunmacı oyuncunun fazla olması bu alandaki zararı minimuma indirebilir.

Kısacası onun gibi bir skoreri EuroLeague’de izleyecek olmak heyecan verici.

Oyun kurucu: Nick Calathes – Tyrese Rice – Georgios Kalaitzakis
Şutör guard: Jimmer Fredette – Nikos Pappas – Ioannis Athinaiou
Kısa forvet: Wesley Johnson – Ioannis Papapetrou – Rion Brown
Uzun forvet: DeShaun Thomas – Ben Bentil – Kostas Mitoglou
Pivot: Jacob Willey – Georgios Papagiannis – Ian Vougiouskas

Bu Takım Ne Oynar: Koşmak ya da Koşmamak… İşte Bütün Mesele Bu

Panathinaikos‘un bu sezon neler yapacağı tabii ki koçun duruma ne kadar hakim olacağıyla doğrudan orantılı. Pedoulakis önceki denemelerinde oldukça başarısız oldu. Fakat gelen izlenimler bunlardan gerekli dersleri çıkarttığı yönünde. Kulübü ve camianın mevcut durumunu bilmesi de bir başka avantaj. Savunma konusunda oldukça etkili bir koç ve PAO’nun da bu konuda bir desteğe ihtiyacı var. Buradaki önemli nokta Giannakopoulos’un sezon içi sabrının ne seviyede olacağı.

Saha içerisine dönecek olursak, yazının üst kısmında da belirttiğim gibi geçtiğimiz sezon PAO’nun performansı fazlasıyla Calathes’in göstereceği performansa dayanmıştı. Özellikle Pascual’in koç olduğu dönemde Yunan ekibini izleyebilmek gerçekten bir sabır işine dönüşmüştü. Ancak Pitino, geldikten sonra bu noktaya bir nebze denge getirdi.

Geçtiğimiz sezon üç sayılık atışlarda korkunç bir performans gösteren Panathinaikos, modern basketbolun en önemli noktasını ihmal ederek oynamaya çalıştı. Bu da doğal olarak onları açık sahada oynamaya sevk etti. Fakat bunun olmadığı dönemlerde de yarı sahada çok çözümsüz kaldılar. Bu noktada Fredette, Rice ve Johnson gibi oyuncuların kadroya dahil olmaları bu soruna büyük ölçüde çözüm getirecektir. Johnson da uyum sağlarsa Calathes için yeteneklerini gösterebileceği bolca alan olacak. Bu da PAO’nun verimini arttıracaktır. Fakat geçtiğimiz sezon topu büyük ölçüde elinde tutmaya alışan Calathes’in bu sezon bu kadar fırsatı olmayacak çünkü diğer oyuncular da bireysel olarak bir şeyler yaratmayı seven isimler. Aralarında oluşturacakları kimyanın derecesi sezon içerisinde Panathinaikos’un kaderini çizecek bir etmen olabilir.

Guardlardaki bu çeşitlilik de yine Panathinaikos’un yaratıcılığını arttıracak cinsten. Fredette’ten zaten detaylıca bahsettik. Calathes ise bu ligin en iyi guardlarından birisi. Saha içerisinde birçok şeyi yapabiliyor. Özellikle ribauntlara giren bir guard olması da Yeşillerin tempoyu kolayca yükseltmesini sağlıyor. Geçtiğimiz sezonki kadar yıpranmayacak olması da işlerin kızıştığı döneme diri olarak girebilmesini sağlayabilir. Bu da büyük bir avantaj.

Arka alandaki diğer oyunculara bakacak olursak; Rice bir dönemler Maccabi‘yi şampiyonluğa taşıyabilecek kadar iyi bir oyuncuydu ancak kariyeri yalpalama dönemine girmişti. Fakat son dönemde oyununu olgunlaştırıp gerekli değişiklikleri yapmayı başardı. Bu da geçtiğimiz sene Langford‘dan beklenen Calathes’in yanındaki tecrübeli skorer ve ikinci oyun aklı görevlerinin altından kalkabileceğinin bir göstergesi. Pappas da benchten gelerek savunması ve enerjisiyle takımının temposunu arttırmasını sağlayabilir. Dolayısıyla PAO, bu sezon yarı sahada geçtiğimiz sezon olduğu kadar kısır bir görüntü sergilemeyecektir.

Ancak yine de onların ana planı koşmak olmalı. Çünkü kadrolarında oldukça atlet oyunculara sahipler, Calathes gibi geçiş oyunu uzmanı bir silahları var ve özellikle pota altında sırtı dönük skorer konusundaki defolarını bu şekilde gizleyebilirler. Koşamadıkları noktada ise ana plan kesinlikle Fredette olacaktır. Keza ikili oyunlar da onlar için güçlü bir silah çünkü Bentil ve Willey gibi patlayıcı bitiricileri var. Şut konusunda dediğim gibi geçtiğimiz senelere kıyasla daha iyi bir konumdalar ama istikrar bulmaları gerek.

Panathinaikos geçtiğimiz sezon da 4 numara pozisyonunda problemler yaşadı. Uzun süre genç oyuncu Kostas Mitoglou’ya bu görevi verdiler ancak o da doğal olarak beklenen seviyede katkı veremedi. Bu sezon da 4 numara pozisyonu özelinde uzun rotasyonunda neler yapacakları merak konusu. DeShaun Thomas çok iyi bir hazırlık dönemi geçiriyor ve zaman zaman takımın ana skoreri olmayı başardı. Fakat onun da savunmadaki defoları malum. Ben Bentil potansiyelli bir isim ve bu sezon sürpriz bir katkı yapabilir ancak sonuçta bu bir varsayım.

Genel olarak uzun rotasyonu konusundaki problemleri ise işin savunma kısmında yoğunlaşıyor. James Gist’in de ayrılmasının ardından çok tecrübesiz bir pota altına sahipler. EuroLeague’de rakip olarak görebilecekleri takımların pota altlarına baktığımızda da bu durum bir sorun haline dönüşebilir. Kadroya bu sezon katılan Willey ve Bentil’in EuroLeague tecrübesi yok denecek kadar az. Papagiannis korkunç bir dönemin ardından geçtiğimiz sezon Pitino’nun gelişiyle hayat belirtileri vermeye başladı ancak bunu ne kadar sürdürebileceği belirsiz.

Ayrıca Panathinaikos ikili oyun savunmasında zaaflara sahip bir takım. Thomas’ı burada anlatmaya bile gerek duymuyorum. Çok yumuşak bir oyuncu ve savunmada çok da çabaladığını söyleyemeyiz. Papagiannis’in ayakları oldukça yavaş ve guardlarla eşleşmek durumunda kaldığı zaman savunmada bir gedik haline dönüşüyor. Bentil ve Willey de savunma konusunda pek güvenilebilecek isimler değil. Üstelik kısalarda da Rice ve Fredette’in savunma zaaflarını hesaba katarsak bu sorunun ciddiyeti sezon devam ettikçe artabilir. Bu noktada Papapetrou, Wes Johnson, Pappas gibi oyunculara büyük yük düşüyor.

Bunların yanı sıra ribauntlar da Panathinaikos için hayati bir önlem taşıyor. Açık sahada daha etkili bir takım olduklarını belirtmiştik. Bu fırsatları yakalamaları için de ribauntları net şekilde toplamaları gerek. Şu ana kadar bu bir problem olarak gözüküyor. Papagiannis her ne kadar geçtiğimiz sezonun sonlarına doğru bu yönde katkılar vermiş olsa da bu konuda güvenilir bir isim değil. Keza diğer oyuncular da ribaunt özellikleriyle bilinmiyor. Hal böyle olunca PAO da zaman zaman aradığı tempoyu bulmakta zorlanabilir. Onların şansına olan bir durum ise kısaların bu konuda kendilerine yardımcı olabilecek olması.

Keza yarı sahada top dolaşım temposu da kendileri için önemli bir nokta. Zira Fredette, çoğu zaman savunmaların odak noktasındaki isim olacak ve yardımlar genelde ona doğru gidecek. Bu noktada topu doğru ve hızlı şekilde dolaştırmaları ve boşta kalan oyuncuların cezaları kesebilmesi çok önemli. Eğer diğer oyuncular bu cezaları kesebilirlerse Fredette kendisi için gerekli boş alanı bulacak. Bu da PAO’nun 5’e 5 hücumlarının ciddi şekilde nefes almasını sağlayacak.